Efendimiz ve Sütannesi

HİKAYELER 30.08.2020, 21:28 30.08.2020, 21:35 Ramazan Peri
Efendimiz ve Sütannesi

Arapların bir âdeti vardı. Yeni doğan çocukları süt emmeleri için çölde yaşayan köylülere verirlerdi. Çölün havası insanları daha sağlıklı hale getirdiği gibi oradaki insanların konuşmaları da daha güzel ve düzgündü. Böylece çocuklar sağlıklı ve güzel konuşan bir kimse olurlardı.

Allâh Rasûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem- doğduğunda onu birkaç gün, amcası Ebû Leheb’in câriyesi Süveybe emzirmişti. Süveybe’nin o esnâda Mesrûh isimli küçük bir bebeği vardı. Tam o günlerde Beni Sa’d kabilesinden kadınlar çocuk aramak için Mekke’ye geldiler. İçlerinde Halîme isimli bir kadın da vardı. Merkebi zayıflıktan hep arkalarda kalırdı. Yurtlarına uzun zamandır yağmur yağmamış kendileri de iyice fakirlemişlerdi. Babasından bol miktarda para alırız diye zengin ailelerin çocuklarını emzirmek istiyorlardı. Hiçbir kadın Sevgili Muhammedciği, yetim ve fakir diye almamıştı.

Halîme Hatun emzirecek bir çocuk bulamayınca boş dönmemek için Âmine’nin evine tekrar geldi. Bebeğin olduğu odaya gittiler. Halîme hâdisenin devâmını şöyle anlatıyor: “Baktım ki sütten beyaz bir yüne sarılmış ve ipekli bir yeşil kumaş üstüne yatırılmıştı. Uyuyor ve nefes alıp verdikçe etrafı misk kokuları bürüyordu. Uyandırmaya kıyamadım. Elimi yavaşça göğsüne koydum... Gözlerini açtı. Yüzüme gülümsedi. Hemen alnından öpüp bağrıma bastım. Alıp kâfilemizin konduğu yere geldim. Sağ mememi ağzına verdim, doyuncaya kadar emdi. Sonra sol mememi de verdim, lâkin almadı. Onu süt kardeşi Şeymâ’ya bıraktı. Önceden açlıktan dolayı sütüm çok az idi. Şeymâ bile doymaz, açlıktan devamlı olarak ağladığı için de bizi uyutmazdı. Ama, bu bereketli yetim yavrucak emince göğüslerim sütle dolup taştı. Kocam devenin yanına gitti. Onun kuru memelerinin de sütle dolduğunu gördü. Bana:

− Biliyormusun ey Halîme! Mübârek bir çocuk almışsın, dedi. Ben de:

− Öyle olmalı, cevabını verdim. Sonra merkebe bindim. Çok sevdiğim süt oğlumu da kucağıma aldım. Gelirken yürümeye mecâli olmayan merkebimiz o kadar kuvvetlenmişti ki kâfilenin en önünde gidiyordu. Yol arkadaşlarım şaşkınlıkla, bu önceki merkebin mi? diye soruyorlardı.

Yurdumuza geldik, süt oğlumun yüzünden Allah -celle celâlüh-, evimize bereket verdi. Koyunlarımız kumlarda gezindikleri halde karınları tok ve memeleri sütlü olarak dönüyorlardı. Hatta kabile halkı çobanlarına, Halime’nin koyunları nerede otluyorsa bizimkileri de oraya götürün, diyorlardı. Bütün kabile yağmura ve bolluğa kavuşmuştu.

Sevgili Peygamberimiz iki sene emzirildikten sonra tekrar Mekke’ye getirildi. Sütannesi Mekke’ye girerken nereden geldiğini bilemediği bir ses işitti:

− Ne mutlu sana ey Mekke vâdisi! Bugün kâinâtın nûru, insanlığın dîni, varlık âleminin kıymeti ve güzelliğin şâhikası sana geri döndü!

Halîme Hatun, bu mübarek çocuğu annesi Âmine’ye getirmekle birlikte, bırakıp gitmek ve ondan ayrılmak da istemiyordu. Hz. Âmine’ye, Mekke’nin havasının ağır olduğunu, hastalık tehlikesi bulunduğunu söyleyerek, sütoğlunu tekrar yanında götürmeyi başardı.

Bu güzel çocuk dört yaşına girmiş ve serpilip yetişmiş olduğu halde diğer çocuklara katılmaz ve onlarla oyuna girişmezdi. Birgün Halîme Hatun onu göremeyince hemen aramaya çıkmış ve Şeymâ ile beraber bulmuştu. Şeymâ’ya:

− Bu sıcakta Muhammedi dışarıya neden çıkardın, diye kızmıştı. O da:

− Anne biz güneşin sıcaklığını duymadık. Bir bulut kardeşimi gölgeliyor, yürürse yürüyor, durursa duruyordu, diyerek annesini sakinleştirmişti. Daha sonraları Hz. Halime de bulutların Peygamber Efendimiz’i gölgelediğini görmüştü.

Yine bir gün süt kardeşlerinden Abdullah koşa koşa ve ağlayarak gelip:

− Kardeşim Muhammed’e yetişin! Muhtemelen onu ölmüş bulacaksınız, dedi. “Ne oldu” diye sorunca:

− İki adam geldi. Onu yatırıp göğsünü yardı, dedi. Halîme ile kocası koştular ve canlarından çok sevdikleri Muhammedciği sararmış fakat tebessüm eder halde buldular.

− Kurban olayım sana, ne oldu,  diye sordular. Hârika çocuk:

− Beyazlar giyinmiş iki kişi geldi. Beni yatırıp göğsümden karnıma kadar yardılar. Hiç acı duymadım. Ama ne olduğunu bilmiyorum, cevabını verdi. Bu göğsün yarılması hâdisesi daha sonra Kur’ân-ı Kerim’in İnşirah sûresi’nde bildirilen olaydı. Bu muhteşem yavruyu peygamberliğe hazırlamak içindi.

Bu olaydan çok korkan Hâris ve Halîme, çok sevdikleri bu mübarek çocuğu sağ salim annesine teslim etmek istedi ve hemen yola çıktılar. Mekke’ye varıp durumu Hz. Âmine’ye anlattılar. Cinlerin musallat olmuş olabileceğini söylediler. Âmine vâlidemiz şöyle dedi:

Korkmayın! Evlâdımın şânı büyük olacaktır. Ona cin ve şeytan dokunamaz. Aslâ onun hâmileliğinden daha hafif ve daha kolay bir hâmilelik görmedim. Doğumundan önce benden bir nûr çıkarak Busrâ’daki saraylara varıncaya kadar etrafı aydınlattı. Doğduğu zaman elini yere koyup başını semâya kaldırdı. Onun için hiç korkmayın! Oğlumu bırakın ve gönlünüz müsterih olarak yurdunuza dönün. (Bkz. Taberânî, Mu’cemü’l-kebîr, XXIV, 213-215)

Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in Halîme Hatuna Sevgi ve Saygısı

Peygamber -aleyhisselâm- Halîme Hatunu her gördüğünde: “Anneciğim! anneciğim!” der, kendisine candan sevgi ve saygı gösterir, ridasını (üst elbise) yere serip sütannesini üzerine oturtur, bir isteği varsa hemen yerine getirirdi. (İbn-i Sa’d, I, 113, 114) Âmir bin Vâsıla -radıyallahu anh- şöyle anlatıyor: Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-’i Cîrane denen yerde et taksim ederken gördüm. Ben o zaman çocuktum ve kesilen develerin kemiklerini taşıyordum. O anda bir kadın gelip Hz. Peygamber’e yaklaştı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve sellem- hırkasını yere serdi. Kadın onun üzerine oturdu. Ben:

− Bu kimdir? diye sordum.

− Süt annesidir dediler. (Ebû Dâvûd, Edeb, 119, 120)

Sevgili Peygamberimiz sütannesini ve akrabalarını devamlı olarak kollamış ve onlara yardım etmiştir. Halîme Hatun, bir gün, Peygamber Efendimiz’i görmek için Mekke’ye geldi. Efendimiz o vakit Hz. Hatice ile evli idi. Halîme Hatunu misafir ettiler ve güzelce ağırladılar. Hz. Halîme, yurtlarında hüküm süren kuraklık ve kıtlıktan, hayvanlarının kırıldığından dert yandı. Allâh Rasulü Hz. Hatice ile konuştu. Hatice vâlidemiz ona kırk koyun ile binmek ve yüklerini taşımak üzere bir de deve verdi. (İbn-i Sa’d, I, 114)

Mekke’nin fethi esnâsında Rasûl-i Ekrem Efendimiz Ebtah mevkiinde iken, Halîme Hatunun kızkardeşi onu ziyarette bulunmuş, bir dağarcık içinde keş peyniri, yoğurt kurusu ve eritilmiş yağ hediye etmişti. Allah Rasûlü ona hemen Halîme Hatunu sordu. Vefat etmiş olduğu söylenince, Peygamberimiz’in gözleri yaşla doldu. Onun, geride kimleri kaldığını da sorup bilgi aldı. Sütannesinin kardeşine elbise giydirilmesini, bir deve ve 200 dirhem gümüş para verilmesini emretti. Kadıncağız sevinerek yurduna dönerken: “Sen, küçükken de, büyüdükten sonra da ne güzel kefil olunansın, bakılansın!” demekte idi. (Belâzurî, Ensâbu’l-eşrâf I, 95)

Huneyn Gazası’nda Havâzinli esirler arasında Server-i Âlem Efendimiz’in sütkardeşi Şeymâ da vardı. Efendimiz Şeymâ’yı görünce Ridâsını yere serdi, sütkardeşini üzerine oturttu ve: “Hoşgeldin!” dedi. Eski günleri hatırlayarak gözleri yaşla doldu. Anne ve babasını sordu. Şeymâ, onların daha önce vefât etmiş olduklarını söyledi. Efendimiz diğer akrabaları hakkında da bilgi aldı. Daha sonra da: “İstersen, sevgi ve saygı görerek yanımda otur! İstersen, sana mallar verip kabilenin yanına göndereyim? Ben sana bunu da yaparım” buyurdu. Şeymâ:

“Olur! Sen bana mal ver ve kavmimin yanına gönder” dedi. Müslüman oldu. Allah Râsûlü Taif’ten Ci’râne’ye döndüğü zaman, Şeymâ Hatuna ve aile halkından sağ olanlara, deve ve davarlar verdi. Şeymâ Hatuna ayrıca bir erkek ve bir de kadın köle verdi. Şeymâ da onları birbirleriyle evlendirdi. (İbn-i Hişâm, Sîret, IV, 101; Vâkıdî, III, 913)

Fahr-i Kâinât -sallallâhu aleyhi ve sellem-, doğduğu zaman kendisine birkaç gün süt emzirmiş olan Süveybe hanıma da devamlı ilgi ve alâka göstermiştir. Mekke’de iken gerek Efendimiz gerekse Hatice vâlidemiz ona iylik ve ikramda bulunurdu. Rasûlullah Efendimiz Medîne’ye hicret edince Süveybe’ye daima yiyecek ve giyecek göndermiş, bu alakasını Hayber dönüşü onun ölümünü duyuncaya kadar devam ettirmiştir. Vefatını haber aldığında çok üzülmüş, geride bir akrabası kalıp kalmadığını araştırmış, neticede kimsesi kalmadığını öğrenmiştir. (İbn Sa’d, I, 108, 109)

Murat Kaya

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 27 Temmuz 2024
İmsak 04:01
Güneş 05:48
Öğle 13:16
İkindi 17:11
Akşam 20:33
Yatsı 22:12
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 38 102
2. Fenerbahçe 38 99
3. Trabzonspor 38 67
4. Başakşehir 38 61
5. Kasımpasa 38 56
6. Beşiktaş 38 56
7. Sivasspor 38 54
8. Alanyaspor 38 52
9. Rizespor 38 50
10. Antalyaspor 38 49
11. Gaziantep FK 38 44
12. A.Demirspor 38 44
13. Samsunspor 38 43
14. Kayserispor 38 42
15. Hatayspor 38 41
16. Konyaspor 38 41
17. Ankaragücü 38 40
18. Karagümrük 38 40
19. Pendikspor 38 37
20. İstanbulspor 38 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 38 91
2. Arsenal 38 89
3. Liverpool 38 82
4. Aston Villa 38 68
5. Tottenham 38 66
6. Chelsea 38 63
7. Newcastle 38 60
8. M. United 38 60
9. West Ham United 38 52
10. Crystal Palace 38 49
11. Brighton 38 48
12. Bournemouth 38 48
13. Fulham 38 47
14. Wolves 38 46
15. Everton 38 40
16. Brentford 38 39
17. Nottingham Forest 38 32
18. Luton Town 38 26
19. Burnley 38 24
20. Sheffield United 38 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 38 95
2. Barcelona 38 85
3. Girona 38 81
4. Atletico Madrid 38 76
5. Athletic Bilbao 38 68
6. Real Sociedad 38 60
7. Real Betis 38 57
8. Villarreal 38 53
9. Valencia 38 49
10. Deportivo Alaves 38 46
11. Osasuna 38 45
12. Getafe 38 43
13. Celta Vigo 38 41
14. Sevilla 38 41
15. Mallorca 38 40
16. Las Palmas 38 40
17. Rayo Vallecano 38 38
18. Cadiz 38 33
19. Almeria 38 21
20. Granada 38 21
Günün Karikatürü Tümü