Çocuklar ve İçe Kapanıklık

Bir çocuk mizacına uygun bir yaşam sürüyorsa, sükûnet içindedir ve genellikle sosyaldir. Böylesi bir çocuk olaylara birdenbire atılmaz, reaksiyon göstermez. Önce etrafını gözler, çevresini tanır, kendisini emniyette hissettikten sonra ortama dâhil olur.

KADIN AİLE 22.03.2021, 23:12 22.03.2021, 23:26 Ramazan Peri
Çocuklar ve İçe Kapanıklık

Öte yandan aşırı sosyal, atak, girişken olduğu söylenen çocukların bir kısmı reaksiyoner çocuklardır. Kendilerini savunmak zorunda bırakıldıkları için empati duygularından yoksunlardır. Anne-babalar genellikle koşan, iten, gülen, hakkını söke söke almaya çalışan, ağlayan, bağıran böylesi çocukların dışadönük olduklarını zannederler. Halbuki bir çocuğun kişiliği hakkında hareketlilik, ya da sessizlik tek başına bir veri değildir hiçbir zaman.

Çocuk Duyarlı mı, Ezilmiş mi?

Çocuk 4-5 yaşındayken anne-babası tarafından tam gözlemlenemeyebilir. Yaşamın içerisine yeni yeni atıldığından dolayı, çocuk yeni bir sosyal alana girdiğinde, dışarıyı iyice gözlemler. Gözlem sırasında da genellikle anne-babasından güç alır, kimi zaman yeni girdiği çevreye karşı sessiz kalır, ortamı tanımaya çalışır, kimi zaman ise kendini güvende hissettiğinde birden arkadaşlarının oyununa kendini atıverir. Küçük yaşlarda çocuklardaki atılganlık ve çekingenlik analizlerini ancak iyi bir gözlemci yapabilir.

Örneğin 4 yaşında duyarlı bir çocuk, bir misafir gelse, odaya girmeden önce onları seyreder. Onlarla hemen irtibata geçmez. Daha sonra anne-babasının yanına gelir, kendisini emniyette hissettiğinde de ortama dâhil olur. Bu, bir duyarlı çocuk davranışıdır. Bu çocuğa, asosyal, denilmez. Sosyal alandan kendisini çekiyor, denilmez. Aksine emniyet içerisinde kendisini adım adım sosyal ortama sokan bir çocuk davranışıdır bu.

Bunun yanı sıra bir de, eli ağzında, tırnaklarını yer vaziyetiyle, başını omuzlarının arasına saklamış, konuşmaya dahi adım atmayan, kenarda saklanan çocuklar vardır. İşte böylesi çocuklar, incinmişlikten, ezilmişlikten kaynaklanan bir içe kapanıklığa sahiptir.

İçe Kapanıklığın Sebepleri Nelerdir?

Annesinden duygusal olarak beslenemeyen çocuk, içe kapanık olur.

Annesi devamlı yanında bulunduğu halde annesinden yeteri kadar ilgi ve sevgi alamayan çocuklarda ‘kaygılı bağlanma’ dediğimiz bir davranış bozukluğu ortaya çıkmaktadır. Çocuğun yanında her ne kadar anne bulunsa da çocuk annesinden yeteri kadar ‘duygusal beslenme’ gerçekleştiremiyorsa, bu çocuklar içe kapanık, korkak ve çekingen olur, dikkat dağınıklığı yaşar, kimi zaman duygusal yoksunluktan hırçınlık gösterir. Mesela bir çocuk, sevgi için annesinin peşinde geziyor olsa ve anne de bir türlü meşguliyetinden kopamıyor olsa; böylesi bir atmosferi yaşayan çocuk yaşama kaygılı başlar ve bu durum kendini yaşamın her anında hissettirir.

Hırçın bir annenin çocuğu, genellikle içe kapanık olur.

Annenin hırçın ve sinirli olması, babanın çocukla yeterince yakınlık

kuramaması, saygın bir ilişki içinde olunmaması, ötesinde evdeki baskı ve şiddet ortamı çocuğun sinmesine ve ezilmesine sebep olur. Ezilen bir çocuk da çoğunlukla içe kapanık olur.

Aile içinde kendisini yeterince ifade edemeyen çocuk, içe kapanık olur.

Kendisini olduğu gibi sergileyemeyen, incitileceği, kızılacağı, eleştirileceği, sevgiyi kaybedeceği için veya anlaşılmayacağı için anne-babasıyla ruhsal bir iletişim gerçekleştiremeyen çocuk, içine kapanık olur. Çocukla ne kadar ruhsal iletişim kurulursa, çocuğun sorduğu soruya zamanında cevap verilirse, çocuk konuştuğunda ne kadar can kulağıyla dinlenirse, o çocuk, kendisini ifade etmekte sıkıntı yaşamaz, endişe etmez. Rahat diyalog kuran çocuk, kaygısız olan çocuktur.

Erken çocukluk döneminde çocuğa “Hayır” denilirse, çocuk kendisini iletişime kapatır.

Erken çocukluk döneminde, çocukla kurulan iletişimde ‘hayır’ kelimesini kullanmak çocuğu hırslandırır, sinirlendirir. Ötesinde; çocuğun agresif bir tutum içine girmesini sağlar. İletişim kapılarının kapanmasına sebep olur. Kurulan diyaloglarda konuşma isteği azalır ve içe kapanmaya doğru giden bir süreç izlenir.

Anne-Baba Ne Yapmalı?

Çocuk olduğu haliyle kabul görürse, kendi gibi olur.

İçe kapanık çocukların ortak özellikleri, duygu ve düşüncelerini başkalarıyla rahatça paylaşamamalarıdır. Kolay arkadaş edinemedikleri için, genellikle yalnız oynamayı tercih ederler. Yeni durumlara alışmakta zorlanırlar. Böylesi sinmiş, ezik bir çocuğun kendini bulması, dirilmesi annenin elindedir.

Çocuk erken çocukluk döneminde duygularında özgür bırakılırsa, düşmesine, kalkmasına izin verilirse, varolduğu haliyle kabul görürse, anne eski halini bırakıp, çocuğunda kaygı yerine güven uyandırırsa, işte çocuk orada dirilir. Annesinin kendisini aşırı korumadığını gördükçe, kendisini azarlamadığını, kızmadığını, baskı yapmadığını fark ettikçe kendisini bırakır. Böyle böyle kaybedilen güven bağı, yeniden tesis edilir ve çocuk olduğu gibi olur.

Kaybedilen güven bağı yeniden kurulursa, çocuk yaşama sevincini yeniden kazanır.

Çocuk ebeveyni ile bağını kaybettikçe mutsuzlaşır, huzursuzlaşır. Çoğu defa canı sıkılır, yapacak iş arar. Devamlı dışarı çıkmak ister, bir oyalanma arar kendisine. Bu davranışlar ebeveyni ile güvenli bir bağın eksikliğinin de işaretçisi olabilir. Eğer çocuk ebeveyni ile yeniden bağlanmaya başlar ise, yüzü gülmeye, huzurlu olmaya, neşeli ve yaşama sevinci ile dolu dolu olmaya başlar. (Bkz. Güvenli Bağlanma, Timaş Yayınları, 2014.)

Çocuğun sosyalleşmesi için hayata katılımı sağlanır.

Çocukta alışkanlık bozukluğu olarak içe kapanma devam ediyorsa, o takdirde, sosyalleşmesi için adım atılır. Kursa götürülebilir. Arkadaş edindirmek için evde çay partisi düzenlenebilir, evde drama oyunları oynanır...

Kendisini ifade etmesine izin verilen çocuk, iletişim kurmaya başlar.

İçe kapanık çocuklar, akıllı-uslu olarak görüldüğü için, toplum tarafından onaylanan, sevilen çocuklardır. Bu durum onaylandıkça, çocuk bu hal üzere sevildiğini hissettikçe daha çok içe kapanır. Ancak çocuğa emniyet hissi verilirse, çocuk kendini ifade etmeye başlayacaktır. Bu da onun duygularını, düşüncelerini daha rahat karşı tarafa aktarmasını sağlayacaktır.

Soru-Yorum

Kızımız insanların olduğu bir yere (okul, misafirlik, vs.) gidince, sürekli annesine yapışık hareket ediyor. Ne yapmamız lazım?

7 yaşındaki büyük kızımız hamdolsun her konuda başarılı, fakat bir konu var ki ciddi anlamda bizi yoruyor. Özellikle birlikte insanların olduğu bir yere (okul, misafirlik, vs.) gidince sürekli annesine yapışık hareket ediyor, annesinin arkasına saklanıyor ve insanların kendisine bakmasından utandığını söylüyor. Yine başka bir odada yaşıtlarıyla oynarken en ufak problemde gelip annesine veya bana şikâyetini bildiriyor, “Falan çocuk bana vurdu, kolumu acıttı, vs.” diye... Bu konular herkesin de dikkatini çekiyor. 2 yaşındaki kızımızda böyle bir sorun yoktu, aynı durum onda da ortaya çıkmaya başladı. Sizce nasıl davranmamız ve kızımıza ne dememiz gerekir? Bir pedagoga gitmeye gerek var mı?

Aşırı sevgi, çocuğun kendi dünyasını açığa çıkarmasına izin vermez.

Tarif ettiğiniz durum, genellikle çok fazla anne-baba koruyuculuğu yaşamış olup kendi yeteneklerini geliştirememiş çocuklarda görünen bir durumdur. Bazen anne-babanın çocuklarına duyduğu sevgi o kadar aşırıya gidiyor ki, çocuklarının her şeyini düzen içinde götürmeye çalışırlarken çocuklar kendi dünyalarını oluşturamıyorlar. Başka bir deyişle ‘nasıl olsa her şeyi anne-baba düşündüğü için’ çocuklar yaşama atılmak yerine, anne-babaya sarılmayı alışkanlık haline getiriyorlar. Anladığım kadarı ile siz de çizgiyi aşmış ve çocuğunuza duyduğunuz muhabbetle onun gelişimini engellemişsiniz. Yapacağınız şey, çizginizin nerede bittiğini iyice anlamaya çalışmaktır. Çocuğunuzun her yardım çağrısına cevap vermek yerine kendisinin yapabilmesi için imkânlar tanıyın. Yoksa yaşam, hem siz, hem de kızınız için bir süre sonra çekilmez olabilir.

Oğlumun sıkılgan ve içe kapanık bir ruh hali var. Bu sorunun nasıl üstesinden geliriz?

Biz çocuğumuzla ilgilenen bir aileyiz. Teşhisimize göre çok korumacı davrandığımızdan dolayı çocuğumuzda özgüven eksikliği var gibi görünüyor. Kuzenlerine karşı “Aman dövme, aman yapma” diye sınırlandırmamızın da etkisiyle en ufak şeylerde suçluluk duygusuna kapılıp “Ben bir şey yapmadım” diyor. Aslında biz suçlamıyoruz. Daha bir fiske bile vurmadık.

Çok saygılı, ama bir o kadar da hassas. Daha sosyal olması için ev okulu programlarına da gönderdik. Epey bir aşama kaydettik. Belki de evdeki tek çocuk olmasının etkisiyle sıkılgan ve içe kapanık bir ruh hali var. Ne yaparak bu

sorunun üstesinden gelebiliriz? Çocuğumuz 9 yaşında, bu konuda yardımcı olursanız seviniriz.

Aşırı korunan çocuk, sosyal yaşamdan korkan çocuk oluyor.

Genelde tek çocuklarda ve çok korumacı ailelerin çocuklarında güvensizlikler oluyor ve sosyal yaşamda girişkenlikte geri kalıyorlar. Yapacağınız ilk şey, çocuğunuzun yanlış yapa yapa doğruları bulmasını sağlamanızdır. Bırakın düşe kalka büyüsün. Onun düşmesine izin vermez iseniz, düşmekten korkan bir çocuğunuz olur. Sizden yardım istedikçe, kendi yapabileceği işleri kendisinin yapmasını sağlayın. Onu teşvik edici olun, ama yaşamını kolaylaştırıcı olmayın. Bir de artık oğlunuzun kendine uygun bir-iki arkadaş ile olabilmeyi öğrenmesi gerekir. Komşu veya akraba çocuklarından bir-iki kişiyi çocuğunuza yaklaştırmaya, onları ortak bir dostluk zemininde buluşturup kenara çekilmeye çalışın. Sosyal yaşama ne kadar girebilirse, siz de başlangıçta ne kadar yanında yer alabilirseniz ve sonra adım adım oğlunuz hissetmeden geri çekilebilirseniz, çocuğunuz sosyal yaşamda varolabilme keyfini yaşayarak orada kalmaya devam edecektir.

Kızım bir misafirliğe gittiğinde de hemen ortama alışmıyor.

3 yaşında bir kızım var. Geçen hafta kızım ve annesiyle AVM’ye gittik. Sosyalleşmesi için yarım saat oyun parkına girmesini istedim. Buraya kadar her şey normaldi. Benim dikkatimi çeken olay, kızımın oyun parkındaki ufak toplardan oluşan havuzun başındaki merdivenlerde yaklaşık 15-20 dakika oturması ve diğer çocukları izlemesi idi. Yani birden dalmadı, 15-20 dakikadan sonra alıştı ve oynamaya başladı, zıpladı, hopladı. Kızım bir misafirliğe gittiğinde de hemen ortama alışmıyor, belli bir zamandan sonra alışıyor. Nedeni ne olabilir?

Bazı çocuklar tanımadığı çocuklarla hemen oyuna dalmaz, biraz bekler.

Bu durum anormal bir davranış değil, hatta arzu edilen bir davranıştır. Kızınızın kendisini güvende hissettiği ve içinde bulunduğu ortamı algıladığı zaman oyuna dâhil olması, onun ileride güçlü bir karaktere sahip olacağının işaretidir. Bu durumunu değiştirmeyin ve “Haydi kızım sen de oyna” diyerek zorlamayın. Kızınız ne zaman içsel sürecini tamamlarsa, o zaman oyuna dâhil olur.

Çocuğum parkta yalnız oynamıyor. Ne yapmalıyım?

2.5 yaşında oğlum, parkta akranlarıyla oynayacağı zaman, anne gel, diye beni yanına çağırıyor. Biri ona bir şey yapacağı, söyleyeceği zaman, kendisi engel olmak yerine, anne sen söyle, diyor. Parktaki çocuklar biraz daha sert, çekip oyuncağı elinden alabiliyorlar. Oğlum mücadele etmek yerine beni tercih ediyor. Ne yapmam lazım?

Endişe etmeyin çocuğunuza destek olun.

2.5 yaş, çocuğunuzdan sosyallik beklemek için erken bir yaş. Bu yaş döneminde çocuğunuzun sizden yardım beklemesi gayet normal. Siz bir yandan ona destek olurken, diğer yandan da “Sen de şöyle söyle istersen” diyerek, onun bir yanını da kendi işini kendi görebilecek bir vaziyete getirmeye gayret edin.

Pedagog Dr. Adem Güneş

Yorumlar (0)
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Namaz Vakti 24 Ocak 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 19 51
2. Fenerbahçe 19 45
3. Samsunspor 19 37
4. Göztepe 19 34
5. Eyüpspor 19 33
6. Beşiktaş 19 31
7. Başakşehir 19 29
8. Gaziantep FK 19 26
9. Trabzonspor 19 25
10. Rizespor 19 24
11. Alanyaspor 19 22
12. Kasımpasa 19 22
13. Konyaspor 19 21
14. Antalyaspor 19 21
15. Sivasspor 19 20
16. Bodrum FK 19 16
17. Kayserispor 18 16
18. Hatayspor 19 10
19. A.Demirspor 19 5
Takımlar O P
1. Kocaelispor 20 41
2. Karagümrük 20 35
3. Bandırmaspor 20 34
4. Erzurumspor 20 33
5. Ahlatçı Çorum FK 20 32
6. Boluspor 20 31
7. İstanbulspor 20 30
8. Ankaragücü 20 30
9. Pendikspor 20 30
10. Amed Sportif 20 30
11. Gençlerbirliği 20 30
12. Keçiörengücü 20 27
13. Ümraniye 20 26
14. Esenler Erokspor 20 26
15. Manisa FK 20 26
16. Sakaryaspor 20 26
17. Igdir FK 20 25
18. Şanlıurfaspor 20 25
19. Adanaspor 20 15
20. Yeni Malatyaspor 20 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 21 50
2. Arsenal 22 44
3. Nottingham Forest 22 44
4. Chelsea 22 40
5. M.City 22 38
6. Newcastle 22 38
7. Bournemouth 22 37
8. Aston Villa 22 36
9. Brighton 22 34
10. Fulham 22 33
11. Brentford 22 28
12. Crystal Palace 22 27
13. M. United 22 26
14. West Ham United 22 26
15. Tottenham 22 24
16. Everton 21 20
17. Wolves 22 16
18. Ipswich Town 22 16
19. Leicester City 22 14
20. Southampton 22 6
Takımlar O P
1. Real Madrid 20 46
2. Atletico Madrid 20 44
3. Barcelona 20 39
4. Athletic Bilbao 20 39
5. Villarreal 20 33
6. Mallorca 20 30
7. Real Sociedad 20 28
8. Girona 20 28
9. Rayo Vallecano 20 26
10. Osasuna 20 26
11. Sevilla 20 26
12. Real Betis 20 25
13. Celta Vigo 20 24
14. Las Palmas 20 22
15. Leganes 20 22
16. Getafe 20 20
17. Deportivo Alaves 20 20
18. Espanyol 20 19
19. Valencia 20 16
20. Real Valladolid 20 15
Günün Karikatürü Tümü