Kardeş Kıskançlığı

Kıskançlık duygusu, her insanın yaradılışında vardır. Kıskançlığı anormal hale getiren anne-baba tutumlarıdır. Mesela 7 yaşındaki bir çocuğun kardeşini kıskanıyor olması normal değildir. Bu durumda anne babanın ne yapması gerekiyor,

KADIN AİLE 13.03.2021, 22:12 13.03.2021, 22:36 Ramazan Peri
Kardeş Kıskançlığı

Kıskançlık duygusu, her insanın yaradılışında vardır. Bu duygunun varlığı, kişinin gelişiminde etkili olduğu kadar, aşırı uyarılmış olması halinde de yaşamı zora sokar. Hele ki bu bir çocuksa daha da zorlaşır yaşam...

Kardeş Kıskançlığını Hangi Davranışlar Tetikler?

Kıskançlığı anormal hale getiren anne-baba tutumlarıdır veya çocuğun dışarıda gördüğü manzaralardır. Mesela 7 yaşındaki bir çocuğun kardeşini kıskanıyor olması normal değildir. Bu durumda anne-babanın kendi tutumlarını gözden geçirmesinde fayda vardır:

  • Anne-babalar çocuklarına eşit davrandığında, kardeşler arasında kıskançlık tetiklenir. Asıl olan şey çocuklara eşit değil, adaletli davranmaktır. Zira her çocuk, diğerinden farklı fıtratta yaratıldığı gibi, dünyaya önce ve sonra gelişleri de farklıdır. Ayırt etmeden ikisine de aynı muamelede bulunmak, birini diğerine karşı ezmiş olmak manasına gelebilir.
  • Anne-babasının kendisine adil davranmadığını hisseden çocuk, anne-babasına karşı güvenini yitirirse, kıskançlığın asıl tetikçisi ‘güvensizlik’ olur.
  • Büyük kardeşe önceden sahip olduğu statünün kaybolmadığı gösterilmezse, yeni kardeşi dünyaya geldiğinde büyük çocuk panikler ve annesinin kardeşi ile daha çok ilgilendiğini ve kendisinin artık daha az sevildiğini zannederse kaygılanır. Bu, çocuğun küçük kardeşine yönelik ‘şiddet,’ ‘kıskançlık’ ve ‘zarara uğratma’ eğilimini artırır.
  • Çocuklar arası yaş farkı, kıskançlıkta rol oynayan faktörlerdendir. Bir çocuk, 3 yaşındayken yeni bir kardeşe sahip olursa, muhtemel ki, iki kardeş arasında kıskançlık yaşanır. Zira 3 yaşındaki bir çocuk ‘ben-merkezci’dir. Paylaşmayı sevmez. Dikkatlerin başka birinin üzerinde yoğunlaşmasından hoşnut olmaz.
  • Bir kardeşin, aileden birine benzetiliyor olması ve bunun dile getirilmesi, diğer kardeşin kendini dışlanmış hissetmesine sebep olabilir. Bu his de, kıskançlığın tetikçisidir.
  • Ebeveynin doğal olmayan davranışları kıskançlığa sebep olur. Örneğin kardeşi dünyaya gelen bir çocuğun annesi hastaneden gelirken yanında bir hediye ile gelir ve “Bunu sana kardeşin hediye olarak getirdi” derse, çocuk bir bebeğin hediye alıp getiremeyeceğini bilecek yaşta ise, bu duruma şaşırır. Doğal iletişimin kaybolduğu böylesi bir anda çocuk kendi başına neler geleceğinin kaygısını duymaya başlar. Anne-babaya güveni sarsılır. Kardeş kıskançlığını oluşturmak istemeyen ebeveynler kardeşler arası ilişkilerde gerçekçi olmalı, doğal olmalı. Yapmacık davranışlar çocuğu kaygılandırır, kaygı kıskançlığa sebep olur.

Anne-Baba Ne Yapmalı?

Çocuk kardeşi doğduğunda, başlangıçta tedirgin olsa bile, anne- baba doğal davranışlar sergilerse, filiz veren kıskançlık ebeveynin doğal davranışları ile yok olur gider. Ebeveynin çocuğun kaygılı davranışlarını telaşa vermeden, sükûnet içinde dinlemesi ve doğal davranmaya devam etmesi, çocukta kaygıların yersiz olduğu izlenimini uyandırır. Yani çocuk her şeyin yolunda olduğunu düşünmeye başlarsa kıskançlık oluşmadan sönmüş olur. Örneğin kardeşi dünyaya gelen çocuk artık eskisi kadar anne-babası tarafından sevilmeyeceğini düşünmeye başlarsa bu kıskançlık için yetecek bir düşüncedir. Ancak anne-baba kendi istiflerini hiç bozmadan hem yeni kardeşi sever, hem de kıskançlık başlayacak olan çocuğun kendisini de sevmeye devam ederse, çocuğun kıskançlık davranışlarından etkilenmeden anne-baba yaşamlarına devam ederlerse, çocuk normalleşir.

Aslolan çocuğun anne-baba ve evdeki bireylerin sevgisini kaybedeceğine dair kaygılanmamasıdır.

Kardeşler Arası Çatışmalar Bazen Faydalıdır da...

• Kardeşler itişip kakışırken birbirlerinin sınırlarını test ederler. Bu da onlara kendi özgürlüklerinin sınırlarının nereye kadar olduğunun tecrübesini kazandırır. Bu, yetişkinlik yılları için önemli bir artı değer olur.

• Biri düşer, diğeri karşılık verir, daha sonra kendi aralarında problemleri çocukça çözer ve oyun oynamaya devam ederler... Çocuksu çatışmalar iletişim yeteneklerini geliştirdiği gibi, problem çözme becerilerini de artırır, genişletir. Çocuklar kavga etse de kin tutmazlar. Böylece kavganın kindarlık olmayacağının tecrübesini elde ederler. Çocukluğunda hiç çatışmamış, kavga etmemiş kişiler, yetişkinlik yıllarında yaşayacakları çatışmaları oldukça abartır, duygularını tekrar toparlamakta zorluk çekerler.

• Paylaşmayı, sabrı, beklemeyi kardeşler birbirleri ile çatışarak öğrenir.

Kardeş Kavgalarında Ne Zaman Müdahale Edilmelidir?

Kavgalardaki sınır, çocuklardan birinin ‘sinmesi, ezilmesi’ ve kendini savunamaz hale gelmesi halini alıyorsa, burada müdahale edilmelidir. Buradaki ezilme, fizik zoru olabileceği gibi, söz ile de olabilir. Aşağılama, küçük düşürme, alaya alma gibi davranışlar müdahaleyi gerektirir, asla taviz verilmemelidir.

Müdahale tarzı nasıl olmalı, diye değerlendirecek olursak:

Ebeveynler kardeş kavgalarına genellikle baskı ve zorlama ile müdahalede bulunuyorlar. Halbuki baskı, zorlama, tehdit ile kardeşler arasına girmek, kardeşlerin birbiri ile yaşayacağı olumsuzluktan daha çok yıkıcı olur.

• “Niye kavga ettiniz bakayım? Gel buraya ne yapıyorsun şimdi sen? Sen çekil bakayım kenara!” tarzındaki ifadeler oldukça yanlıştır.

Doğru müdahale;

Eğer sözel bir aşağılama, argo konuşma, alaya alma varsa Ebeveyn böylesi bir sözü duyduğunda asla taviz vermeden; “Kardeşine bu şekilde konuşman doğru değil. Bu söz, aşağılayıcı bir sözdür. Bir daha bu sözü kullanma!” diyerek, durumu net ifade etmelidir. Bu konuda asla taviz verilmez. Yeniden kullanmaya kalkarsa, ebeveyn biraz daha ciddi ve kararlı bir duruş ile “Bu sözü bir daha kullanma, bu söz doğru bir söz değil” diye net ifade etmeye devam etmelidir.

Ebeveynin ses tonu baskı oluşturucu değil, fakat kararlı tonda, vurgulayıcı olmalıdır. Bu kararlılığı vücut dili de desteklemelidir. Vücut dili kızgın, sert ve saldırgan değil, ama dik ve kararlı duruş içinde olmalıdır. Çocuğun yüzüne parmak sallayarak değil, eller göğüs hizasında kelebek şeklinde bağlanarak ifade edilmelidir. Ebeveynin bu duruşu, “Bu konuda diyaloga kapalıyım, itiraz kabul etmeden bu davranışı yapmanı istiyorum” olarak algılanır.

Eğer kavga fiziksel bir şekle dönüşmüşse Önce çocuklar ayırt edilip sakince bir yere oturtulmalıdır. Ebeveyn de çocukların arasında bir yere oturmalıdır. Çocuklar fiziksel olarak ayrıldıkları halde sözel olarak hâlâ bir şeyler söylüyorlar ise, bu sözler aşağılama ifade etmedikçe istedikleri kadar birbirlerine kızmalarına, tepki vermelerine izin verilmelidir. Çocuklar birbirlerine kızgınlıklarını ifade ederek boşaldıktan sonra; “Evet, öğrenmek istiyorum, ne oldu burada?” diye bir soru ile başlanılır konuşmaya.

Çocukların ikisi aynı anda konuşursa, kendini ifade etmekte zorluk çeken çocuğa izin verilir. Diğerine “Bir dakika, önce ben kardeşini dinlemek istiyorum, daha sonra seni dinleyeceğim” diyerek el ile de “Dur” işareti gösterilerek, diğer çocuk durdurulur. Kardeşi konuşurken müdahale etmek istese de “Bir dakika, kardeşinin konuşması henüz bitmedi, bittiğinde seni de dinleyeceğim” diyerek biri konuşurken diğerine izin verilmemelidir. Konuşmasını tam olarak bitiren kardeşten sonra, “Şimdi de sen anlatır mısın, ne oldu burada?” denilerek diğer kardeşe dönülür.

Burada dikkat edilecek olan şey, bir kardeşin anlattığı olayı, diğerine dönüp “Öyle mi, sen mi başlattın?” gibi sorguya dönüştürmeden devam etmektir. Birinin söylediği doğrunun hesabı diğerinden sorulmaz.

Kardeş kavgasında asıl olan şey doğru veya yanlışın kimde olduğunu bulmak değil, hangi davranışta olduğuna karar vermektir.

Dolayısı ile, bir kavgada çocuklardan biri hiçbir zaman mutlak haklı olamaz, her ikisinde de yanlış davranışlar olabilir. Çocuklardan her ikisinde de hangi davranışın yanlış olduğu ifade edildikten sonra, “Ben olsaydım kavga etmek yerine, şöyle çözüm bulurdum” denilerek çocuklara yol gösterici olunmalı.

Bu yol göstericilikten sonra da çocukların bu tartışma veya kavgada hangi davranışları güzel idi ise, onlardan da bahsetmeli. Örneğin; “Kardeşin sana tükürdüğü halde sen ona tükürmedin, bu güzel bir davranıştı aferin Ahmet” diyerek doğru davranışlara da vurgu yapılmalıdır.

Soru-Yorum

Kardeşi olacağını nasıl ve ne zaman paylaşmalıyım?

3,5 yaşında bir oğlum var. 4 yaşını bitirince nasipse kardeşi dünyaya gelecek, henüz haberi yok. Bunu onunla nasıl ve ne zaman paylaşmalıyım?

Çevremdekiler oğlumun üzerinde baskı kuruyor. “Kardeşin olsun ister misin? Kız mı olsun, erkek mi?” gibi sorularla onu tedirgin ediyorlar.

7. aylara doğru haber verin.

Hamileliğiniz dışarıdan fark edilinceye kadar kardeşi geleceğini çocuğunuza haber vermeyin. 7. aya doğru söyleyin. Haber verirken de “Bir kardeşin olsun ister miydin?” diye sorduğunuzda, “Evet isterdim” diye cevap aldığınızda “Allah sana bir kardeş gönderiyor inşallah” diyerek bir-iki ay sonra kardeşi olacağının haberini verin.

Çevrenizdekilerin sorularına gelince; bir çocuğa “Kardeş ister misin?” “Kız mı istersin, erkek mi?” diye sormak, çocuğu kaygılandırır. Çünkü bir kardeşin olması, bir insanın yaşamını çok etkileyen bir şeydir. Ve bunu, çocuk, kalbinde hisseder. “Kardeşim gelse neyi değişeceğim? Annemi mi kaybedeceğim? Sevgiyi mi kaybedeceğim, her şey ona yönelirse” diye korkar. Dolayısıyla bu türlü soruları çocuktan uzak tutmaya çalışın.

Kızım, kardeşi olduktan sonra çok değişti. Ne yapabilirim?

3,5 yaşındaki kızım kardeşi olduktan sonra söz dinlemez oldu. Altına kaçırmalar başladı, ayrıca asabî. Sizden duyduğum kadarıyla kızıma ilgim hiç azalmadı, fakat kızım çok değişti. Ne yapmam gerekiyor?

Kızınız kendisini kardeşinin kardeşi gibi değil, annesinin kızı gibi hissetmeli.

Kardeşinin olmasıyla birlikte kızınız kaygıya kapılmış olabilir. Bu durum sevgiyi kaybedecek olmasından ve annesinin başkasını sevecek kaygısından kaynaklanıyor olmalı ki, bu çok normal bir kaygıdır aslında. Özellikle yaşı itibarıyla zaten yoğun olarak kıskançlık yaşayacağı bir dönemde. Bu yüzden endişe etmeyin. Yapacağınız şey çok basit: Kızınızı, kardeşinin kardeşi gibi değil, annesinin kızı gibi hissetmesini sağlayın. Kızınızla birlikte bebeğe bakın. Böylece kardeşine, kendisine ortak değil; annesi ile birlikte baktığı biri olarak bağlansın.

Ayrıca 3,5 yaşındaki bir çocuk sevgisini kendinden küçük insanlara karşı nasıl göstereceğini bilemez, bu bilgi ancak görerek ve zaman içinde tecrübe edilerek oluşur. Eğer, sabırla bu öğrenme sürecini devam ettirir ve kızınızın benliğini kaygıya düşürmeden, dışlamadan, incitmeden sürdürebilirseniz, bir süre sonra kardeşler arasında güzel bir iletişim başlayacaktır.

Üç kız kardeş, birbirlerine kırıcı ve kaba davranıyorlar. Ne tavsiye edersiniz?

9, 7 ve 2 yaşında üç kız annesiyim. Arkadaşlarına veya kardeşleri yaşındaki bebeklere çok iyi davranırlarken birbirlerine veya küçük kardeşlerine kırıcı ve kaba davranıyorlar. Birbirlerini daha çok sevip iyi davranmaları gerektiğini anlatıyorum, ama hiç etkili olamıyorum. Ne tavsiye edersiniz?

Kardeş kavgalarında büyük çocuğa hak ettiği değer verilmeli.

Kızlarınız arasındaki çatışmaların çözüm noktası, büyük ve küçük kardeşin abla ve kardeş olarak sizin tarafınızdan ayırt edilmiş olmasıdır. Siz her ne kadar ikisini kardeş olarak görseniz de onlardan biri abladır ve ablaya ayrıcalıklı davranmak küçük kardeşe de bir ablaya nasıl davranılması gerektiği konusunda yardımcı olmak gerekir. Kardeş kavgalarında genellikle büyük çocuğa hak ettiği değer verilmemişse, küçük çocuk onu rezil etmekte geç kalmaz. Büyük çocuk da büyüklüğün gereğini yapamaz.

Bir de, aile toplantılarınıza başlayın ki, çocuklar böylesi problemlerle karşılaştıklarında sorunları nasıl çözebileceklerini aile toplantılarında öğrensinler.

Çocuklardan birine bir şey alındığında öbürüne de almak şart mı?

Bir arkadaşımın 7 yaşında bir oğlu, 2 yaşında da bir kızı var. Oğlu, doğduğundan beri kardeşini kıskanıyor. Birine hediye almak istediğimde “Acaba diğeri kıskanır mı?” diye düşünüyorum, ki ikisine de almazsam birbirlerini kıskanıyorlar. Ne yapmak lazım?

Çocuk kardeşini kendisine rakip görmemeli, ona alınınca kendisine de alınmak zorunda olduğu intihası uyandırılmamalıdır.

7 yaşındaki çocuğun kıskançlık dönemini normalde atlatmış

olması gerekirdi. Eğer bu yaşta kendisinde bir kıskançlık hali görülüyorsa, bu durumda anne-baba tutumlarına bakmak gerekir. 2 yaşındaki kızları da kıskanmaya başladı ise, demek ki ev ortamında kıskançlığı körükleyecek bir şeyler oluyor. Örneğin kıza ne alınırsa oğlana da o alınmaya çalışılıyorsa, bu davranış bile bazen kıskançlığı körükler. Çocuk kardeşini kendisine rakip görmemeli, ona alınınca kendisine de alınmak zorunda olduğu intihası uyandırılmamalıdır. Bazen ona, bazen de diğerine alınmalıdır. İkisinin de çok sevdiği şeyler alınacaksa o zaman aynı anda ikisine de alınmalıdır. Yoksa “Ona aldık diye öbürüne de alacağız” diye bir beklenti oluşturmak oldukça yanlıştır.

İkinci çocuklar neden ilk çocuktan daha problemli oluyor?

Genelde anne-babalar ilk çocukları ile daha uyumlu gibi duruyor, inatlaşmalar daha az oluyor. Daha nazik ve özenli davranılıyor çocuklara. İlkinin anneyle uyumu daha iyiyken, İkinciler hırçın ve daha asabi oluyor. Bu uyumda mı bir sorun var, yoksa kardeşler arası bir problemden mi kaynaklanıyor?

Anne-babalar her çocuğun fıtratına uygun anne-babalık yapmalı.

İkinci çocuklar daha problemli oluyor diye genelleme yapmak doğru değil. Ancak bilinen bir gerçek var ki, ilk çocuklar daha özenilen çocuklar olur genelde. Hem yanlışların daha çok yapıldığı, hem de sevginin ilk tadıldığı çocuklardır ilk çocuklar.

İlk çocuklar genellikle anne-babalık hevesi ve heyecanı ile daha titiz yetiştirilmeye gayret ediliyor. Hatta öyle ki, birçok anne-baba ilk çocuklarının üzerine başka bir çocuğa anne- babalık yapamayacaklarını düşündükleri için, ikinci çocuk sendromu yaşıyorlar. Kardeş istemekte zorluk çekiyorlar.

İkinci çocuk dünyaya geldiğinde de, birinci çocukta nasıl anne-babalık yaptılarsa İkincisinde de aynı şekilde anne- babalık yapmaya çalışıyorlar. Halbuki ikinci çocuğun fıtratı birinciden daha farklıdır.

Eğer birinci çocuğa davrandığı gibi davranırsa anne-baba problem çıkar. Yeni çocuk için anne-babalar duygu dünyalarını sınıflamalı, yeni bir insanla karşı karşıya kaldıklarını hatırlarına getirmelidir.

Pedagog Dr. Adem Güneş

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 26 Nisan 2024
İmsak 04:27
Güneş 06:03
Öğle 13:07
İkindi 16:55
Akşam 20:01
Yatsı 21:31
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14
Günün Karikatürü Tümü