Antioksidanlar ve Uzun Yaşam

Yaz mevsiminin belki de en çok sevdiğimiz yanı, market ve manav tezgâhlarında giderek artan çeşitliliği ile yer alan, açıktan-koyu kırmızıya renk renk meyve­ler. Zengin karotenoit ve polifenolik madde içeriği ile bu meyveler günümüz­de birer antioksidan kaynağı olarak kabul ediliyor.

SAĞLIK 17.01.2021, 21:33 23.01.2021, 22:22 Ramazan Peri
Antioksidanlar ve Uzun Yaşam

Antioksidanların, özellikle kalp ve damar hastalıkları, kanser gibi dünya genelinde en çok ölüme yol açan hastalıklar üzerinde koruyucu ve tedaviye yardımcı olabileceğini ortaya koyan deneysel ve epidemiyolojik saha çalışmalarının sayısı arttıkça, bu meyvelere olan ilginin de önemli ölçüde arttığını görüyoruz. Ancak, maalesef konunun nasıl abartıldığını ilgiyle izliyorum! “Kanserden” ya da “kalp krizinden” ko­runma diyeti adı altında bir porsiyon falanca meyve, bir porsiyon diğerinden gibi öneriler, yazılı ve görsel basında sık sık yer alıyor. İnsanlar meyveleri bir lezzet olarak değil de birer “ilaç” gibi görmeye başladı: “Bu gün mutlaka nar suyu içmeliyim, yarın ise domates suyu! Ama domatesin çekirdeklisinin suyu olmalı?” Antioksidanların tedavi ettiği hastalıkların listeleri hazırlanıyor; ölümden başka her derde deva!

Bir kısım sözde yorumcular ise, antioksidan bileşikleri yarıştırıyor; do­matesin antioksidanı havucunkinden daha kuvvetli. Bilinen en kuvvetli an­tioksidan zeytinde mi, yoksa üzüm çekirdeğinde mi? Diğer taraftan, önemli tıp dergilerinde yer alan bazı bilimsel saha çalışmalarının sonucunda ise, “antioksidanların yararlı olmadığı” şeklinde olumsuz yorumlara yer verili­yor. Hangisi doğru?

Vücut tarafından ne derecede emildiği önemli

Bir maddenin insan sağlığı için yararlı olup olamayacağını belirleyen temel etkenlerden biri biyoyararlanımıdır; yani vücut tarafından ne derecede emile- bildiği ve kana karıştığında etkisini ne derecede gösterebildiği önemlidir. Bitki bileşenleri vücuda girdiklerinde önemli ölçüde değişikliğe uğrarlar. Dolayı­sıyla, bitkiler üzerinde kimyasal ya da fiziksel yöntemlerle belirlenen “antiok­sidan etkinin’: insan sağlığı bakımından yararlı olabileceğini söylemek doğru olamaz. Kimyasal bulguların en azından deney hayvanları üzerinde yürütülen çalışmalar ile desteklenmiş olması gerekir.

Antioksidanların yararı uzun sürede ortaya çıkabilir

Diğer taraftan, vücutta oksidatif hasar sonucu hastalıklar bir günde oluş­maz. Uzun süren bir süreçte meydana gelmektedir. Dolayısıyla antioksidanların da etkisini, söz gelişi aspirin gibi, 30 dakika içerisinde göstermesi ve hasarı onarması beklenmemelidir. Zaten vücudun kendi antioksidan enzim sistem­leri, meydana gelebilecek anlık hasarları önleyebilmektedir. Bizim meyve ve sebzeler ile ya da ilaç formülasyonları ile dışarıdan aldığımız antioksidanlar, vücudun antioksidan gücünü desteklemektedir.

Antioksidanlar mümkün olduğuncafarklı kaynaklardan alınmalı

Serbest radikaller, günümüzün en popüler sloganları olarak ön plana çıkan sağlıklı yaşam veyaşlanmayı geciktirme gibi kavramların uygulanmasında karşılaşılan en önemli sorunlardan biri. Vücudumuzun normal işlevleri sıra­sında meydana gelen lipit peroksitler, hidrojen peroksit, tekli oksijen atomları ya da süperoksitler gibi farklı yapılardaki bu zararlı toksinler, aslında yaşamı­mızın normal bir parçası, yani nefes aldığımız sürece kaçınmamız mümkün değil. Ancak vücumuzda bulunan ve bu toksinler ile mücadele eden koruyu­cu elemanlar var. Süperoksit dismutaz, katalaz, lipit peroksidaz vb enzimler sayesinde bu toksinler etkisiz hale dönüştürülüyor. Bu koruyucu elemanların etkinlikleri kişilerin yaşam ve beslenme şekilleri ile doğrudan ilişkili. Stres, dengesiz beslenme, sigara ve alkollü içki tüketimi, olumsuz çevre etkenleri gibi birçok etkene bağlı olarak bu koruyucu elemanlar yetersiz kalıyor ve vücutta hızlı yaşlanmadan, kalp ve damar hastalıkları ve kansere varan yelpazede çok çeşitli hasar ve hastalıkların oluşumuna yol açıyor.

Serbest radikaller ile mücadelede en önemli silah “antioksidanlar”. Besinler gerekvücudumuzdaki bu koruyucu enzimlerin etkinliğini artıracak (katalizör) ve gerekse doğrudan bu toksinlerin zararlı etkisini giderecek özelliklere sahip kimyasal maddeler, vitamin ve mineraller bakımından en önemli kaynaktır. Dolayısıyla, meyve ve sebzenin uygun oranda yer aldığı dengeli beslenme son derece önemli bir etkendir. Ancak bitkilerdeki tüm bu antioksidan bileşenle­rin serbest radikaller üzerindeki etkileri aynı değildir. Kimi peroksi radikalleri üzerinde etki gösterirken, kimi süperoksit radikalleri üzerinde daha yüksek etki göstermekte veya bazıları suda çözünürken, bazıları yağda çözünme özel­liğine sahip olmaktadır. Mesela, ceviz, fındık, badem gibi yemişlerdeki antiok­sidan bileşenler yağda çözünürken; nar, vişne, yabanmersinindeki antioksidan bileşenler suda çözünmektedir. Bu bakımdan, antioksidan kullanımında çe­şitlilik önemlidir. Mümkün olduğunca farklı kaynaklardan bu tip bileşenleri tüketmek suretiyle daha geniş ölçekte yarar sağlanabilecektir.

Kuvvetli antioksidan etkili ürün seçenekleri

Antioksidan kaynaklı bileşenler arasında proantosiyanidinler önemli bir yere sahiptir. Bilimsel çalışmalar bu grup bitki bileşenlerinin özellikle kalp ve damar işlevleri üzerinde yararlı rolünü ortaya koymaktadır. Üzüm çekirdeği başlıca proantosiyanidin kaynakları arasındadır. İnsanlarda 14 gün süre ile bu tip bileşenler bakımından zengin üzüm içeceği verildiğinde kanı sulandırdığı ve kan akımının hızlandığı gözlenmiştir. Ayrıca antioksidan etkisine bağlı ola­rak proantosiyanidinler kötü kolesterolün (LDL) tehlikeli olan şekline (VLDL) oksitlenmesini önleyerek damar tıkanması riskini azaltmaktadır. Yapılan bir başka çalışmada, üzüm çekirdeği proantosiyanidinlerinin serbest radikaller ile deneysel olarak oluşturulan beyin ve karaciğer hasarı üzerinde E vitamini, C vitamini ve beta-karoten gibi antioksidanlardan daha kuvvetli koruyucu etki gösterdiği gözlenmiştir.

Mürdüm eriği meyveleri antioksidan etkili bileşenleri ise daha fark­lı yapıdadır (kafeik asit türevleri ve antosiyaninler). Dolayısıyla daha farklı bir antioksidan etki profiline sahiptir. Son yayınlanan bilimsel çalışma­larda yüksek kolesterolün kontrolünde yararlı olduğu, kemik erimesini hafifletici etkileri bulunduğu ortaya konulmuştur. Mürdüm eriği meyve­lerine rengini veren antosiyaninler de kuvvetli antioksidan etkileri bilinen maddelerdir.

Kuşburnu meyvesi, C vitamini bakımından en zengin bitkisel kaynak­lardan biridir. Ayrıca proantosiyanidin ve flavonoit tipi fenolik bileşikler taşımaktadır. Gerek C vitamini ve gerekse fenolik bileşenlerine bağlı olarak kuşburnu meyvelerinin kuvvetli antioksidan etkiye sahip olduğu deneysel çalışmalar ile gösterilmiştir. Kuşburnu meyveleri, bilhassa C vitamini içeriği nedeniyle soğuk algınlığından koruyucu ve tedavisine yardımcı olarak yay­gın bir şekilde kullanılmaktadır. Kuşburnu meyvelerinin bir diğer önemli yararı ise yangılı hastalıklardaki etkinliğidir. Son yıllarda kuşburnu mey­velerinin ileri yaşlarda yaygın görülen bir dejeneratif eklem hastalığı olan eklem kireçlenmesi (osteoartrit) ve romatizma ağrılarının giderilmesindeki yararları klinik araştırmalar ile ortaya konulmuştur. Yürütülen deneysel ça­lışmalarda kuşburnu meyvelerinden hazırlanan özütlerin ve bu özütlerden ayrıştırılan bir galaktolipit bileşeninin, eklemlerde hasar oluşturan yangı mediyatörlerinin miktarını azalttığı tespit edilmiştir. Ülkemizde halk ara­sında kuşburnu meyvelerinden bilhassa basur tedavisinde yararlanılmakta­dır. Taşıdığı fenolik bileşenlerin yangı giderici ve damar cidarını destekle­yici etkilerinin, basurda şikâyetlerin hafifletilmesinde rol oynadığı tahmin edilmektedir.

Organik gıdalarda antioksidan oram düşük mü?

Gazetelerde yer alan bir haberde Sakarya Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nde yapılan bir çalışmada, organik tarım ile üretilen bitkilerde glutat- yonun düşük oranda bulunmasına karşılık, kimyasal gübre ve ilaçlama ile üreti­len sebzelerde glutatyonun yüksek bulunduğu bildiriliyordu. Bu deneysel sonuç ile ilgili görüşü alınan dernek yetkilisi ise “tek bir araştırmayla genel yargılara varmanın çok sağlıklı olmadığı” şeklinde bir beyanda bulunmuş. Yetkilinin bu ifadesi kafanızı karıştırmış olabilir; “Organik tarım yararlı mı, zararlı mı?”

Dernek yetkilisinin ifadesi sizleri glutatyon hakkında zararlı bir madde gibi yanlış fikre sürüklemiş olabilir. Aslına glutatyon, vücudumuzun savunmasın­da rol oynayan ve bilhassa karaciğerde sentezlenen önemli antioksidan silah­lardan biri. Bu konuda benim yaptığım açıklamayı dikkate almanız doğru ola­caktır. Çünkü yukarıdaki bilimsel çalışmanın sonuçlarının organik tarım ile üretilen gıdaların yararlarının değerlendirilmesinde hiçbir katkısı bulunmu­yor. İnsanlar gibi bitkiler de dışarıdan stres etkenlerine karşı kendini koruyucu maddeler üretiler. Dolayısıyla sizin kimyasal ilaçlama ve gübreleme yaptığınız bitkinin kendini korumak için bazı maddeler üretmesi normal bir olay. Buna karşılıkihtimam ile baktığınız organik tarımla üretilen bitkilerde “stres etkeni” olmadığından bu maddeler aşırı miktarda üretilmiyor. Zaten ağızdan alınan “glutatyon’un hiçbir yararı bulunmadığı da deneysel olarak gösterilmiş. Vü­cudumuzun kendi glutatyonunu üretmesi için ağızda verilen N-asetil sistein ya da sistein haplarının etkili olduğu biliniyor. Bu tip ürünler de eczanelerde satılıyor. Dolayısıyla glutatyon oranı düşük ya da yüksek meyve ve sebzelerin yenmesiyle herhangi bir olumlu ya da olumsuz etki beklenmemeli.

Sonuç olarak organik gıdaları (bu bakımdan) güvenle kullanabilirsiniz.

Diğertaraftan, benim organikgıdalar ile ilgili endişem, Tarım Bakanlığı’ndan ilgili belgenin alınmasından sonra birkaç misli fiyat ile piyasaya sürülen orga­nik ürünlerde, ürün kalitesinin sürekliliğinin nasıl kontrol edildiği. Yani, bir üretici bu belgeyi aldıktan sonra piyasadan aldığı kimyasal ilaçlama ile üre­tilmiş bir ürünü organik etiketi ile birkaç misli fiyata satarsa... Tüketici satın aldığı malın kalitesinden nasıl emin olabilecek?

Prof. Dr. Erdem Yeşilada

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 11 Aralık 2024
İmsak 06:40
Güneş 08:12
Öğle 13:02
İkindi 15:22
Akşam 17:43
Yatsı 19:09
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 38
2. Fenerbahçe 14 32
3. Samsunspor 15 29
4. Eyüpspor 15 26
5. Beşiktaş 14 25
6. Göztepe 14 24
7. Başakşehir 14 22
8. Konyaspor 15 19
9. Rizespor 14 19
10. Gaziantep FK 14 18
11. Sivasspor 15 18
12. Antalyaspor 14 18
13. Trabzonspor 14 16
14. Kasımpasa 14 16
15. Kayserispor 14 15
16. Alanyaspor 14 14
17. Bodrumspor 14 11
18. Hatayspor 14 8
19. A.Demirspor 14 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 15 32
2. Bandırmaspor 15 31
3. Erzurumspor 15 28
4. Karagümrük 15 27
5. Keçiörengücü 15 24
6. Ankaragücü 15 23
7. Ahlatçı Çorum FK 15 23
8. Ümraniye 15 22
9. Igdir FK 15 22
10. Pendikspor 15 22
11. Gençlerbirliği 15 22
12. Boluspor 15 21
13. Amed Sportif 15 21
14. İstanbulspor 15 20
15. Esenler Erokspor 15 18
16. Şanlıurfaspor 15 18
17. Manisa FK 15 17
18. Sakaryaspor 15 17
19. Adanaspor 15 8
20. Yeni Malatyaspor 15 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 14 35
2. Chelsea 15 31
3. Arsenal 15 29
4. M.City 15 27
5. Nottingham Forest 15 25
6. Aston Villa 15 25
7. Brighton 15 24
8. Bournemouth 15 24
9. Brentford 15 23
10. Fulham 15 23
11. Tottenham 15 20
12. Newcastle 15 20
13. M. United 15 19
14. West Ham United 15 18
15. Everton 14 14
16. Leicester City 15 14
17. Crystal Palace 15 13
18. Ipswich Town 15 9
19. Wolves 15 9
20. Southampton 15 5
Takımlar O P
1. Barcelona 17 38
2. Real Madrid 16 36
3. Atletico Madrid 16 35
4. Athletic Bilbao 17 32
5. Villarreal 15 26
6. Real Sociedad 16 24
7. Osasuna 16 24
8. Mallorca 17 24
9. Girona 16 22
10. Celta Vigo 16 21
11. Real Betis 16 21
12. Rayo Vallecano 15 19
13. Sevilla 16 19
14. Las Palmas 16 18
15. Getafe 16 16
16. Deportivo Alaves 16 15
17. Leganes 16 15
18. Espanyol 15 13
19. Valencia 14 10
20. Real Valladolid 16 9
Günün Karikatürü Tümü