Deva ve Zehir Arasındaki ince Çizgi!

Bitkisel ilaçların geçmişi eski çağlara dayanmasına karşılık, günümüzde yüzlerce, binlerce yıl öncesinde olduğu şekilde kullanılması düşünülemez. Bilimsel araştırmalar sonucu bitkisel ürünün içeriği, olası riskleri, etki şek­li, etkin kullanım için gerekli ideal koşullara yönelik ortaya konulan bilimsel tüm bulgular değerlendirmeye alınmalıdır.

SAĞLIK 17.01.2021, 21:06 19.01.2021, 22:23 Ramazan Peri
Deva ve Zehir Arasındaki ince Çizgi!

Ekmek öldürücü bir zehirdir!” dersem, “Yok canım, daha neler” diyerek, benim hakkımda olumsuz düşünürsünüz. Ama çölyak hastalarının sindirim sisteminde, unun içerisindeki protein yapısındaki gluten maddesinin yapısal dönüşüme uğraması ile meydana gelen peptit-alfa-gliadinin bağırsak tahrişine yol açarak ölümle sonuçlanabilen semptomlara yol açabildiği” açıklamasını ya­parsam, konu daha net olarak anlaşılabilir. Benzeri örnekleri çoğaltmak müm­kün; mesela yemeklerimize lezzet katan sarmısak için Sarmısak beyin kanama­sından öldürür desem, ne düşünürsünüz? Kan sulandırıcı ilacın (asetilsalisilik asit, warfarin) yanı sıra kan sulandırıcı özellikteki bitkisel ürünler (ginkgo ve ginseng) kullanan kişiler bir de sarmısak yutarlarsa kanın aşırı sulanması nede­niyle pıhtılaşması gecikeceğinden, bir yere çarpma ya da yaralanma durumunda şiddetli kanama riski artabilmektedir. Dolayısıyla, günlük hayatımızda sürekli tükettiğimiz hiçbir riski bulunmayan, güvenilir ve hatta sağlığımız için yararlı temel gıda maddeleri bile bazı kişiler için tehlikeli, hatta ölümcül olabiliyor.

Gazete ve dergilerde, ilaç ve toksikoloji hakkında yeterli bilgiye sahip olma­yan bazı kişilerin, besinler ya da bitkilerin zararları, riskleri hakkında, “sözüm ona halkı uyarmak amacıyla” yalan yanlış bilgiler verdiğini üzülerek görüyo­rum. Bu tip yanlış bilgileri okuyan insanların zihinleri karışıyor, ne yapacakla­rını şaşırıyor. Aslında doğada bulunan, besin ya da şifa amacıyla yararlanılan tüm doğal moleküllerin, yararlı olduğu kadar zararlı olabilmesi de mümkün. Deva ve zehir etkileri arasındaki ince çizgiyi onaltıncı yüzyılda ünlü bilim adamı Paracelsus şu şekilde ifade etmiş: “Bir maddenin yararlı ya da zehirli olması miktarına bağlıdır.” Bu kural doğal ya da sentetik tüm moleküller için geçerlidir. İşte eczacılık bu bakımdan bir sanattır; zararlı olabilecek bir madde ustalıkla tedavi amacıyla kullanılabilir;Eczacılık deva ve zehir arasındaki ince çizgiyi insan sağlığı yararına kullanabilme sanatıdır”.

Dünya Sağlık Örgütü zararlı etkiyi şu şekilde tanımlıyor: “Tedavi amacıyla ya da vücutta bir fizyolojik yanıt elde edebilmek için önerilen miktarlarda uy­gulandığında, bir ilaca karşı gelişen istenmeyen etkilerdir.” Yani yüksek mik­tarlarda tüketilmesine bağlı olarak ortaya çıkan olumsuz etkiler “zarar” olarak kabul edilmemektedir.

Bir besin ya da ilacın, yararlı veya zararlı olmasını etkileyen etkenler sadece bu kadarla sınırlı değil şüphesiz. Kullanılan miktar ve süre, ürün kalitesi ve güvenilirliği, ürünün hazırlanış şekli, kalıtımsal etkenler, kişinin yaşı, kullan­dığı ilaçlar, sağlık durumu vb Her biri hakkında sayfalarca örnek verilebilir. Kaynak kitaplarda yer alan bazı bitkisel ürünlerin risklerine ait bilgiler uyarı niteliğindedir. Mesela, doğal bir depresyon ilacı olarak bilinen sarı kantaron (St John’s wort) hakkında kitaplarda çok sayıda uyarı bulunmasına rağmen, sentetik kaynaklı depresyon ilaçlarına kıyasla çok daha güvenilir olduğu, yapı­lan çalışmalar ile ortaya konulmuştur. Kitaplarda yer alan uyarılar, bazı ilaçları kullananların ya da hasta gruplarının, bilhassa organ nakli ameliyatı olanların, sarı kantaron kullanmaları ile ortaya çıkabilecek riskler konusunda uyarılma­ları içindir.

Bitkisel ilaçlarla tedavi nasıl olmalı?

Bitkisel ilaçların geçmişi eski çağlara dayanmasına karşılık, günümüzde yüzlerce, binlerce yıl öncesinde olduğu şekilde kullanılması düşünülemez. Bilimsel araştırmalar sonucu bitkisel ürünün içeriği, olası riskleri, etki şek­li, etkin kullanım için gerekli ideal koşullara yönelik ortaya konulan bilimsel tüm bulgular değerlendirmeye alınmalıdır. Tedavi amacıyla kullanılacak olan bitkisel ilaç, ister ham bitki materyali halinde, isterse tablet, kapsül, şurup gibi farmasötik ilaç şekline dönüştürülmüş olsun, istenen tedavi cevabının sağla­nabilmesi için bazı önemli hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir.

Ham bitki materyalinin bileşimi çeşitli etkenlere göre değişiklik gösterebil­mektedir:

• Coğrafik koşullar: Yağış miktarı, güneş ışığının süresi, güneşin geliş açısı.

• Tarımsal koşullar: Toprak özellikleri; mineral içeriği, asitlik değeri, yapı­sı, su tutma özelliği vb.

• Yetiştiği arazinin deniz seviyesinden yüksekliği.

• Sulama sıklığı, gübreleme, ilaçlama (pestisit), budama.

• Toplama dönemi: Çiçeksiz bitki, çiçekli bitki, meyveli ya da tohumlu iken.

• Kurutma şekli: Açık havada, güneş altında, kurutma fırınlarında vb.

• Saklama koşulları ve süresi; ortamın nem ve ısı koşulları.

Bitki özütü haline getirilmiş ise;

• İşleminin etkili bileşenleri çözebilecek uygun çözücüyle yeteri sayıda tek­rar ile elde edilip edilmediği.

• Çözücünün uygun koşullarda uzaklaştırılıp uzaklaştırılmadığı.

• İçeriğinin analiz ile standardize edilip edilmediği.

İlaç şekline dönüştürülmüş ürünlerde ise;

• Kurutulmuş bitki kısmından mı, yoksa özütünden mi hazırlandığı.

• Ürün içerisinde etkili bileşenlerinin yeterli oranlarda bulunup bulunmadığı.

• Ürünün raf ömrü boyunca etkinliğini koruyup koruyamayacağı.

Anahatları ile yukarıda kısaca belirtmeye çalıştığım gibi bilimsel bulgu ve kanıtlara dayalı güncel fitoterapiuygulamaları, eski kitaplarda yazılanlar­dan çok farklı bir boyuta ulaşmıştır. Güncel fitoterapi uygulamalarının temeli “standardizasyona” dayanmaktadır. Yani vücutta etkili bir biyolojik cevap sağ­lanabilmesi için, ham bitki ya da ilaç şekline dönüştürülmüş ürünün (fitotera- pötik, fitofarmasötik) içerisinde, analiz ile belirlenmiş belirli bir miktar etkili madde bulunması gerekir.

Bu konuda daha belirleyici olabilmesi için birkaç ufak örnek vermek yararlı olabilir.

Sağlıklı bir bitki olan ısırgan, bahar aylarında taze çıktığında toplanarak yenir, çayı yapılır. Bağışıklık sistemini güçlendirir, potasyum bakımından zen­gindir. Ancak kartlaştığında aynı şekilde kullanılmaya çalışıldığında, böbrek- taşı oluşumuna yol açabilir.

Tıbbi nane ile evimizde yemeklere koyduğumuz nanenin etkileri farklıdır. Yemeklere konulan nane, etkili bileşen mentol taşımaz. Tıbbi naneyi gün ışığı süresinin kısa olduğu dönemlerde toplarsanız mentol içermez.

Adaçayını veya ıhlamuru demlerseniz farklı, kaynatırsanız farklı etkiler sağlarsınız.

Koruyucu tababetin önemi

28 Mayıs 2011 tarihli gazetelerde Türkiye'de ortalama yaşam süresinin 73,8 yıla uzadığı haberi yer alıyordu. Bundan elli yıl önce ülkemizde ortalama ya­şam süresinin 50 yıl olduğunu göz önüne aldığımızda, elli yılda sağlanan yak­laşık 25 yıllık artış dikkati çekici. Önümüzdeki elli yılda bir bu kadar daha artarak ülkemizde ortalama yaşam süresi 100 yıla ulaşır mı, bilemem. Ancak Japonya, Norveç ve diğer Kuzey Avrupa ülkeleri gibi yaşam kalitesinin yüksek olduğu toplumlarda, ortalama yaşam süresi şimdiden 85’leri geçti. Dolayısıyla yukarıdaki öngörünün hiç de imkânsız olmadığını düşünüyorum.

Peki, bu süreçte ne değişti de insan ömrü bu kadar uzatılabildi? Zira insan aynı insan, aynı genetik yapı.

Gelişen teknoloji ve koşullar mıdır etkili olan? Günümüzde birçok hasta­lığın gelişiminde katkısı olduğunu bildiğimiz “stres”in azaldığından bahsede­bilmek mümkün mü? Geliştirilen araçlar ile günlük yaşam kolaylaştı ama stres etkenlerinin elli yıl öncesine göre azaldığından bahsedebilmek mümkün mü? Trafik işkencesi, iş stresi, vb. Giderek daha fazla sayıda olumsuz durum.

Ya besinler? Eskinin o lezzetli meyve ve sebzeleri, etleri hatıralarımızda kaldı. Şimdi, hangilerinin hormonlu ya da GDO’lu olduğu ya da raf ömrünü artırmak için hangi katkı maddelerinin ilave edildiği endişesi ile besleniyoruz. Alın size bir stres etkeni daha! Yani stres koşulları kat be kat artmış durumda. O halde bu gelişmenin sırrı nerede?

Şüphesiz bu süreç içerisinde bilimsel araştırmalar sonucu geliştirilen tıbbi yöntemler ve ilaçların bu konudaki katkısı yadsınamaz. Ancak sadece bu et­kene göre bir değerlendirme yapmanın sağlıklı olamayacağını düşünüyorum. Bence giderek yaygınlaşan Sağlıklı Yaşam’’ kavramının uzayan ortalama ya­şam süresi ile doğrudan ilişkisi bulunuyor. İnsanlar artık sağlığını nasıl ko­ruyacağını öğrenmeye başladı. Yani, testi kırılmadan önlemini almaya çalışı­yor. Daha önce pek fazla önem verilmeyen Koruyucu Tababet günümüzün önemli kavramlarından biri haline geldi.

Prof. Dr. Erdem Yeşilada

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 22 Mart 2023
İmsak 05:33
Güneş 06:58
Öğle 13:16
İkindi 16:41
Akşam 19:24
Yatsı 20:44
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 26 54
2. Eyüpspor 26 53
3. Pendikspor 26 47
4. Rizespor 25 46
5. Keçiörengücü 26 46
6. Sakaryaspor 26 46
7. Bodrumspor 26 41
8. Manisa FK 25 39
9. Boluspor 25 38
10. Bandırmaspor 25 37
11. Göztepe 25 35
12. Tuzlaspor 26 28
13. Altay 26 25
14. Adanaspor 26 25
15. Erzurumspor 25 24
16. Altınordu 25 20
17. Gençlerbirliği 25 17
18. Denizlispor 26 17
19. Yeni Malatyaspor 26 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
Günün Karikatürü Tümü