Çanakkale Savaşı
18 Mart 1915'teki Çanakkale Deniz Savaşı ve onu takiben bir yıl süren Gelibolu Yarımadası'ndaki kara savaşları, “Çanakkale ruhu”nu bugünlerde giderek yükseltiyor. Çanakkale'yi Çanakkale yapan, milletimizin diriliş ruhudur. Çanakkale ruhu, bizim inanç değerlerimizle yoğrulan milli ruhumuzdur.
Çanakkale Savaşları; Müslümanların Anadolu’daki kaderini belirleyen en önemli savaş olması bakımından bizim tarihimizde olduğu kadar dünyada emperyalist güçlerin mağlubiyete uğrayarak sömürülen milletlere umut ışığı olması bakımından dünya tarihinde de önemli bir yere sahiptir. Çanakkale Savaşları, Müslüman Türk milletinin tüm yoksulluk ve yoksunluklara rağmen azminin, vatan sevgisinin ve imanının modern teknolojiye sahip devasa ordulara nasıl galip geldiğini gösteren olağanüstü şartların savaşı olmuştur.
Çanakkale Cephesi’nin açılışı, İngiltere ve müttefikleri için bir günde verilmiş karar olmadığı gibi tek sebebe de dayanmamaktadır. İngiltere’nin kendi güvenliği çerçevesinde[1] İstanbul’a Rusya’dan önce hâkim olma düşüncesi cephenin acelece açılmasında önemli bir etkendir.[2] Çanakkale’ye seferin bu zahiri sebepleri yanında savaşa katılanların yüklediği başka anlamlar da vardır. Karşılıklı siperlerin birkaç metreye kadar indiği, ölümün hayat kadar sıradanlaştığı zaman ve mekânda savaşa katılanların gaye-i hayalleri başkadır: Amerikalı bir yüzbaşının notlarında; “…Türkler gibi medeniyet sahibi olmayan bir milletin elinde bulunan Avrupa’nın bu son kalesi…” yani İstanbul ele geçirmek için yapılmaktadır.[3]
Almanlar, Akdeniz’deki Goeben ve Breslau zırhlılarına derhal İstanbul’a intikal emri verir. Amiral Wilhelm Anton Souchon komutasındaki bu kruvazörler, Ege’yi İngilizler’ in takibinde geçerek Çanakkale’ye gelirler. 10 Ağustos 1914 günü Almanya’ya ait Goeben ve Breslau gemilerine Boğaz’dan geçiş izni verilmesi, Osmanlı’nın tarafsızlığını olumsuz yönde etkiler. Bir süre sonra Osmanlı Devleti tarafından bu gemilerin satın alındığı açıklanır. Amiral Souchon komutasındaki filo, Karadeniz’e çıkar.[4]
İstanbul’a Rusya’dan önce hâkim olabilme fırsatını İngiltere’ye 1914 yılı ekim ayı sonunda yaşanan hadiseler verecektir. 29 Ekim 1914’te Karadeniz’de Goeben ve Breslau gemilerince Sivastopal ve Odessa Rus limanlarının bombalanmasından sonra İngiliz Akdeniz Filosu ise bir misilleme olarak 3 Kasım 1914’de Seddülbahir ve Kumkale tabyalarına ateş açar. Seddülbahir’de cephaneliğin patlaması üzerine 5 subay 81 er şehit olur, 23 er yaralanır. Bu bombardımandan sonra gelişen olaylar öteden beri Boğaz’a bir harekât için hazırlık yapan İngiliz Hükümeti’ne yeni fırsatlar vermiştir.
Kafkaslar ’da zor durumda kalan Rus Çar’ının, 2 Ocak 1915’te İngiltere’nin Saint Petersburg Büyükelçisi Sir George Buchanan’dan “Lord Kichner’in Osmanlılara karşı karada veya denizde bir -askeri- gösteride bulunup bulunamayacağını” sorması İngiltere için bulunmaz bir fırsat olur.[5]
Bu çağrı üzerine harekete geçen İngiliz hükümeti 13 Ocak’ta Savaş Konseyi’nde “Hedefi İstanbul olmak üzere, Gelibolu Yarımadası’nı topa tutmak ve almak için şubatta bir sefer için hazırlıklara başlama” kararını alır. Bu süreçte en aktif politikacı ise İngiliz Deniz Bakanı Winston Churchill’dir. Savaş Konseyi’ni, Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu şartları ve İstanbul’un Türkler için önemini anlatarak ikna eden de kendisidir. Ona göre İstanbul’un düşmesi ile Osmanlı Devleti’nin düşmesi aynı şeyi ifade etmektedir.7
Akdeniz’deki Donanma komutanı Amiral Carden’in planına göre önce Boğaz’ın girişi, daha sonra sırası ile merkez ve iç tabyaları susturulacak ve mayınlar temizlenecekti. Sonraki aşama da hedef ise İstanbul’a ulaşmaktı. Kâğıt üzerindeki bu basit planın konseyin ikna olması için yeterli olacağı düşünülüyordu. 19 Şubat 1915’te Boğaz dışında İngiliz ve Fransız 11 zırhlı, 3 kruvazör ve muhtelif gemilerden oluşan filo giriş tabyaları Seddülbahir, Ertuğrul, Kumkale ve Orhaniye Tabyalarını bombalayarak ağır zayiat verdirilmiştir. Hava muhalefeti nedeniyle ara verilen harekât 25 Şubat’ta tekrar başlamış, yapılan bombardımanda giriş tabyaları tamamen susturulur. 19-25 Şubat 1915’teki Boğaz harekâtı ile Amiral Carden’in planının ilk aşaması gerçekleşmiştir: Boğaz’ın giriş tabyaları susturulmuş, sıra Boğaz’ın merkez tabyalarına gelmiştir.
18 Mart’a kadar giriş istihkâmlarının düşürülmesi, Müttefik Donanma’da Boğaz’ın geçilmesi hususunda bir ümit uyandırmış, Rusya ve Balkan devletleri üzerinde büyük bir tesir meydana getirmiştir. Romanya ve İtalya’dan İtilâf devletlerine sıcak mesajlar gelmeye başlamış, Bulgaristan ise bu durum karşısında Merkezî devletlerle görüşmelerine son vermiştir.8
18 Mart 1915 Perşembe sabahı, 270.000 ton tutarındaki 247 ağır topa sahip zırhlı gemiler armadası, 3 hat halinde Türk Topçu Tabyalarını bombardımana tutarak Boğaz’a girmeye başladılar. Saat 10:30’da filonun en kuvvetli 4 yeni İngiliz zırhlısından oluşan birinci gruba verilen hedef, Boğaz’ın en dar yerindeki Çimenlik ve Kilitbahir Kaleleri ’nin tahrip edilmesi, Kepez-Soğanlıdere arasında mayın kontrol ve temizlik taramasının desteklenmesi idi. Saat 11:00’den itibaren de Queen Elizabeth’in 38 cm.lik dev topları Anadolu Hamidiye
Tabyası ile Çimenlik Kalesi’ni hedef alarak ateşe başladı. Bu sırada ilk grupta bulunan İngiliz Agamemnon, Lord Nelson ve Inflexible Zırhlıları da Rumeli Hamidiyesi ve Kilitbahir Kalesi’ni hedef almıştı. Fransız Bouvet Zırhlısı Dardanos, İngiliz hedef taksimi tamdı. Henüz hiçbiri, ateş altındaki tabyalarımızın top menzili içinde değildi.
Çanakkale Boğazı’nı geçip İstanbul’a girmek için sabırsızlananlar, geldikleri gibi değil, çelik devleri ateş ve alev yığınları halinde tarihin gördüğü ender perişanlık içinde zafer umutlarını ve gururlarını Çanakkale’nin sularına gömerek geri dönmüşlerdi.
Türk Ordusu’nun zaferiyle biten günün bilançosu ağırdı. Müttefiklerin 3 çok değerli zırhlısı batırılmış, 4 zırhlısı ağır yara almış, beraberinde 666 denizci ölmüş 134 denizci yaralanmıştır. Ayrıca 7 adet düşman mayın tarama gemisi batırılmıştır. Türk tarafında ise 44 şehit verilmiş, bu arada 74 Türk ve 19 Alman yaralanmıştır. Elden çıkan top sayısı 4’tür. O günün şartlarında dünyanın en modern zırhlıları bol cephaneli ağır toplarıyla Boğaz tabya ve bataryalarına gün boyunca sürdürdükleri bombardımanlarla, Boğaz’ı cehenneme çevirmişlerdi. Ama sonuçta, savaş gücünün 1/3’ünü kaybeden yine bu güçlü armada olmuştu.
18 Mart 1915’te denizde aldıkları büyük hezimetten sonra donanmanın geçişini engelleyen bataryaları etkisiz bir hale getirme amacıyla kara savaşlarını başlattılar. Başkomutanlığın kara muharebeleri için 5. Ordu kurulup başına Alman Mareşal Liman von Sanders getirildi (26 Mart 1915). Liman Paşa, amfibi kara çıkarmasını Bolayır ve Anadolu kıyılarından beklediği için, iki tümeni Bolayır’da, iki tümeni de Kumkale civarında tutmayı uygun buldu.
İtilaf Devletleri’nin çıkarma planı; Seddülbahir ve Kabatepe ile Arıburnu arasındaki bölge olarak kararlaştırılmıştı. Ağırlık merkezi Seddülbahir bölgesiydi. Asıl çıkarma yeri hakkında Türkleri yanıltmak ve bu bölgelerdeki Türk kuvvetlerini yerlerine bağlamak maksadıyla Saroz Körfezi ile Anadolu yakasındaki Kumkale ve Beşike bölgelerine yanıltma harekâtı düzenlenecekti.
General Hamilton komutasındaki İtilaf Devletleri birlikleri; 1 Fransız tümeni, 1 deniz tümeni, İngiliz 29. Tümen ve 2. Anzak Kolordusu. Fransız Tümen’inin bir tugayı Müstemleke, diğer tugayı ise Anavatan tugayından teşkil edilmiştir. Müstemleke Alay’larının bir taburu Fransız, iki taburu ise Senegalli askerlerden oluşmuştur. Anzak Kolordusunun bir tümeni Avustralya ile Yeni Zelandalı askerlerden, diğer tümeni ise Avustralyalı askerlerden oluşmuştur. Düşmanın bu birlikleri içinde; 60 tabur ve 40 topçu bataryası vardı. Ayrıca, 72 uçağı ile çıkarmayı denizden destekleyecek çok sayıda savaş, nakliye, çıkarma sandalları ve çeşitli gemileri bulunmaktaydı. Mayıs ayında, İtilaf Devletlerinin kara ordusuna bir Fransız tümeni ile bir Hint tugayı katılmıştır
Nisan 1915 sabahı Müttefik kuvvetler, Seddülbahir ve Arıburnu’na donanmanın ateş desteği altında asker çıkarmaya başladılar. Bu arada düşman gemileri Saroz Körfezi ile Anadolu yakasındaki Kumkale ve Beşike’deki Türk mevzilerini bombardımana başladı. Saroz ve Kumkale bölgelerine aldatma amacıyla asker çıkarıldı ise de, aynı günün gecesi bu askerler ağır yara alarak geriye çekilmiştir.
Seddülbahir Çıkarması ve Muharebeleri
25 Nisan sabahı, İngiliz 29. Tümen’i donanmanın yoğun ateş desteğinde Seddülbahir’de, kapalı adları ile anılan beş ayrı yere (Y:Sarıtepe güneyi, X:İkiz koyu, X:Teke koyu, V: Ertuğrul koyu, S:Morto koyu) çıkarma harekâtına başladı. İlk hedef olarak Alçıtepe ele geçirilecek, Kilitbahir platosuna ilerlenerek, merkez tabyaları susturulacak, boğaz giriş bölgesi elde edilecekti. Bu bölgeyi Yarbay Hafız Kadri komutasındaki 26. Alay’ın Binbaşı Mahmut Sabri’nin komuta ettiği 3. Tabur’u savunuyordu.
Donanmanın üstün ateş desteğinde, Seddülbahir kıyılarına çıkarma yapan İngiliz kuvvetleri, bu kıyıları savunan kahraman Türk askerinin çok şiddetli mukavemeti ile karşılaştılar. Takım ve manga kuvvetinde küçük birlikler halinde tertiplenen Türk birliklerinin açtıkları ateş sonucu, binlerce İngiliz askerinin cesetleri sahilleri doldurmuştu.
Ezineli Yahya Çavuş, takımıyla Ertuğrul Koyu’nu 12 saat savunmuş, çıkarma yapan düşmanı perişan etmiştir. 25 ve 26 Nisan günlerinde, kahraman Türk askerinin bu direniş karşısında çok büyük zayiat veren İngiliz kuvvetleri bekledikleri başarıyı elde edememiş ve hedefleri olan Alçı Tepe’yi ele geçirememişlerdi. Ancak, donanmanın ateş desteği ve takviyeler ile kıyıda tutunabilmişlerdir.
Seddülbahir Muharebeleri
Alçı Tepe’yi ele geçirmek için 2 İngiliz, 1 Fransız tugayından oluşan 14.000 kişilik düşman ordusunun başlattığı taarruz, Türk askerinin savunması karşısında başarısızlığa uğramıştır. Bu muharebede 3.000 kayıp veren düşman, ilk mevzilerine geri dönmek zorunda kalmıştır. Müttefik kuvvetlerin Kitre köyü ve Alçı Tepe’yi ele geçirmek için 2 tümenle başlattıkları taarruz, Türk birliklerinin karşı taarruzlarıyla geri püskürtüldü. Düşman bu muharebede 8.500 askerini kaybetti.
Arıburnu Cephesi’nde Türk birliklerinin 19 Mayıs’ta başlattığı taarruz başarısızlıkla sonuçlandı. Türk birlikleri bu muharebede çok ağır kayıp verdi. Müttefik kuvvetlerin komutanı General Hamilton bu durumdan yararlanarak, Yassıtepe-Alçıtepe hedeflerini ele geçirmek gayesi ile taarruza karar verdi. Taarruzunun ana hedefi olarak üçüncü defa Kitre köyü’nü seçti. 61.000 kişilik İngiliz ve Fransız kuvvetleri mevzilerimize 200-400 m. kadar girme yapmışsa da Türk ihtiyat birlikleri devreye girerek kısa zamanda bu sızmaları durdurmuştur. İngilizler tarafından ilk defa bu cephede zırhlı araçlar kullanılmıştır.
Arıburnu Çıkarması
5. Ordu Komutanı General Sanders’ in kişisel değerlendirmesi ve savunma planlarına uyularak Arıburnu bölgesi Seddülbahir’de olduğu gibi, zayıf kuvvetlerle tutulmuştur. Yarbay Şefik Aker’in komutasındaki 27. Alay’ın Binbaşı İsmet’in komutasındaki 2. Tabur’u bu bölgeyi örtmek ve savunmakla görevlendirilmişti.
Çıkarma yapacak Anzak Kolordusu Komutanı General Birdwood’un planı; çıkarmaya müteakip, Kocaçimen, Conkbayırı, Kemalyeri, Kavaktepe, Kabatepe hattını ele geçirmekti.
Çıkarma Kabatepe Bölgesine planlanmıştı. 25 Nisan 1915 sabahı, muhripler karaya çıkacak Anzak askerlerini taşıyan tekneleri Kabatepe’nin 1.250 m. açığında bıraktılar. Akıntı veya rüzgâr nedeni ile mi yoksa kılavuz hatası sonucu mu? Nedeni kesin bilinmez. İlk çıkarma dalgası hedeften saptı, planlanan yerin 1.500 m. kuzeyine, yani Arıburnu sahiline-sonradan Anzak Koyu olarak adlandırılan koya yanaştı. Yanlış sahile çıkan Anzak askerleri şaşkınlık içinde idiler. Etrafı yüksek tepelerle çevrili bir alanda sanki kapana sıkışmışlardı.
Türk tarafı da düşmanın bu sahile çıkacağına ihtimal vermemiş, bu nedenle sahil zayıf bir kuvvetle savunuluyordu. Az sayıdaki Mehmetçiğin şiddetli ve isabetli ateşleri ile kıyıya ilk çıkan bu düşman birliğinin tamamına yakını imha edilmiştir. İlerleyen saatlerde, donanmanın topçu ateşi desteğinde kıyıya çıkabilen çok sayıdaki düşman kuvveti; sayıları azalan, takviyelerin gelememesi ve cephanelerinin bitmesi üzerine çaresiz kalan askerlerimizin Conkbayır’ına çekilmeleri üzerine, Arıburnu Sırtını işgal etmişlerdir.
Gün ağarırken Arıburnu istikametinden top seslerinin gelmesi üzerine 19. Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal bir çıkarma yapıldığını anlayarak durumu Ordu Komutanı’na bildirmişse de bir cevap alamadı. Durum çok kritikti, sahilde çok zayıf gözetleme ve koruma birlikleri bulunuyordu. Geniş bir sahile yayılmış 27. Alay çok zayiat vermişti. Düşmanın Conkbayırı, Kocaçimentepe hattı ve uzantısını ele geçirmesi halinde telafisi mümkün olmayacak durumlarla karşılaşılacağı muhakkaktı. Bütün bunları düşünen Mustafa Kemal, Ordu’dan emir gelmemiş olmasına rağmen inisiyatifini kullanıp sorumluluğu yüklenerek, Yarbay Hüseyin Avni’nin komuta ettiği 57. Alay’ı bir batarya ile Kocaçimentepe istikametinde harekete geçirdi. Kendisi de durumu izlemek üzere Conkbayırı’na çıktığında, kıyının gözetleme ve korunmasıyla görevli erlerin çekilmekte olduklarını gördü.
27. Alay’ın birlikleriyle takviye edilen 57. Alay’ın yaptığı taarruz ve süngü hücumları sonucu, Anzak kuvvetleri çareyi kaçmakta buldular. Anzak Kolordusu Komutanı Birdwood’un bütün planları alt üst olmuş, koca ve güçlü Anzak Kolordusu, dar bir kıyı bölgesinde bir kargaşa içinde üst üste yığılıp kalmıştı. Anzakların moralleri çökmüş, ümitleri sönmüştü. Conkbayırı, Kocaçimentepe, Kabatepe bölgelerinde, tarafların karşılıklı taarruzları ve bilhassa geceleri yapılan süngü hücumları ile boğaz boğaza yakından dövüşmek suretiyle çok kanlı çarpışmalarla geçti. Seddülbahir’de olduğu gibi Anzak Kolordusu da taarruz hedeflerine varamamış, çıktıkları yerlerden ancak 3-4 kilometre kadar bir arazi kesimini ele geçirmek imkânını bulabilmişler ve muharebenin sonuna kadar bu mevzilerde kalmışlardır.
Suvla Çıkarması
25 Nisan 1915 gününden, Ağustos ayı başlarına kadar geçen süre içinde müttefik kuvvetlerin gerek Seddülbahir ve gerekse Arıburnu Cephelerinde başarı elde edememeleri ve boğazı geriden düşürme imkânı bulamamaları sonucu, General Hamilton, Türk ordusunun gerilerine sarkmak ve onu çember içine alarak yok etmek için Büyük ve Küçük Kemikli arasındaki Suvla sahillerine kuvvet çıkarak, Anafartalar bölgesinde üçüncü bir cephe açmaya karar verdi.
Seddülbahir’de altı yere yapılan çıkarmalardan önemli dersler alınmış, bu defa 8-10 asker taşıyan küçük tekneler yerine her biri 500 asker ve 60 hayvan, top ve malzeme taşıyan özel çıkarma araçları yaptırılmıştı. Suvla Çıkarması tarihte o güne kadar yapılmış olan en büyük çıkarma harekâtı olacaktı.
Suvla‘ya çıkarma yapan 9. İngiliz Kolordusunun hedefi; Anzak Kolordusuyla koordineli olarak yapılacak bir taarruzla, Conkbayırı ve Koca Çimentepe blokunu ele geçirmek ve buradan ilerleyerek boğaza hâkim olmaktı. 9. İngiliz Kolordusu birlikleri 6-7 Ağustos gecesinden itibaren bölgeye çıkmaya başladı. Suvla’ya çıkan 22 İngiliz taburu, karşılarında 3-4 tabur kadar Türk kuvveti bulunduğu halde ilk iki gün hemen hemen hiçbir şey yapmadılar, oturup dinlendiler, destek birliklerinin gelmesini beklediler. İlk 24 saatte Suvla’da pek fazla bir değişiklik olmadı. İngiliz birlikleri sahilden ancak 2-3 km. kadar içeri girebilmişlerdi. Düşmanın bu hareketsizliği, ihtiyat birliklerimize süratle bu bölgeye yetişip, duruma müdahale etme fırsatı vermiştir.
Anafartalar Muharebesi
Ordu Komutanı Sanders, Mustafa Kemal’i 8 Ağustos 1915 günü saat 21.45’te Anafartalar Grup Komutanlığına atadı. Böylece Anafartalar bölgesinde toplanan bütün birliklerin komutası Mustafa Kemal’e geçti. Mustafa Kemal, 9 Ağustos sabahı, Suvla’ya çıkarma yapan 9. İngiliz Kolordusu’na karşı, 7. ve 12. Tümenlere karşı taarruz emri verdi.
Her iki tümenin de taarruzu başarılı oldu ve İngiliz birlikleri bu karşı taarruzla geriye püskürtüldüler.
Conkbayırı Muharebesi
9/10 Ağustos gecesi Anafartalar Grup Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal, takviyeli 8. Tümen’e, Anzak Kolordusu’na baskın tarzında taarruz emri verdi. Taarruz gecikiyordu. Derhal yanındakilerle birlikte hücuma kalkacak askerin önüne geçti.
Cesaret verici, teşvik edici kısa bir konuşmadan sonra “benim kırbaç sallayarak vereceğim işaret üzerine hemen, hepiniz düşmana atılacaksınız” emrini verdi. Çok kısa bir zaman sonra kırbacını sallamasının ardından subaylar, erler tereddütsüz bir şekilde düşmana saldırdılar. Conkbayırı taarruzu sonunda Anzak birlikleri geri atılmış, Kocaçimen ve Conkbayırı hattı emniyet alınmış, Anzak Kolordusu taarruz gücünü kaybetmiştir.
Türklerin başarılı savunma ve karşı taarruzları ile düşmanı perişanlığa uğratılmıştır. Bu iki muharebede 50.000 kişilik iki düşman kolordunun verdiği zayiat 18.000’dir. Diğer bölgelerde olduğu gibi Anafartalar’da çekilme tarihi olan 20 Aralık 1915 gününe kadar harekât mevzi muharebesine dönüştü. İngilizler 21-22 Ağustos’ta, ikinci kez Anafartalar’da ve 27 Ağustos’ta, Kayacık Ağılı’ da teşebbüs ettikleri taarruz denemeleri yine hüsranla sonuçlanmıştır.
Türk askerinin kahramanlık destanları yarattığı Çanakkale Savaşı sonunda, İtilaf Devletleri ne denizden ne de karadan boğazı açamayarak yenilgilerini kabul etmiş, zaferi Türk süngülerine teslim etmek suretiyle 20 Aralık 1915’te Arıburnu ve Anafarta’dan, 9 Ocak 1916’da da Seddülbahir kesiminden çekilmişlerdir.
ÇANAKKALE SAVAŞINDA ESİRLER
Çanakkale cephesinde 11.178 kayıp askerden bahsedilmektedir ki, bunların büyük çoğunluğu İngilizler ve Fransızlara esir düşmüşlerdir. Çanakkale cephesindeki savaşta Fransızlara esir düşen binlerce Osmanlı askeri vardı. Bu askerlerimiz önce Limni adasının Mondros şehrinde tutulmuşlar buradan Korsika Adasına sonra da çeşitli işlerde çalıştırılmak üzere Fransa’ya götürülmüşlerdir.
Bu bağlamda 1158 asker Fransa’daki çeşitli çalışma kamplarına götürülmüştür. Bunların yanında bu dönemde Fransa’da yaşayan sivil Türk vatandaşlar da, Osmanlılar Fransızlarla savaşa girdiği için düşman sayılarak, 1915 Ocak ayından itibaren toplama kamplarına alınmaya başlanmış ve bu sayı Şubat 1917’de 324’e ulaşmıştır
Sonuç
Bu savaşla ya serin sulara batmış, ya toprağa yatmış ve oldukça da ağır yara almışlardı. On binlerce askerlerinin de canları heba olarak ölüp gittiler. Osmanlı tarafında da yara büyük ve ağırdı. Şehitlerin, kayıpların haddi hesabı yoktu.
Bu bir yıllık savaşla tarihler kaydetti ve gelecek lanetledi. Acı yüklü, kan yüzlü zamanın kör kuyularında karanlığa saplanarak hayal kırıklığına uğramışlardı. Denizden ve karadan Türk Ordusu duvar olup geçit vermedi. Duvar kanla yıkanarak günümüze ulaştı.
Tarihin kaydettiği bu acı mirasın savaşı. Ne ummuşlardı ve ne buldular:
Kayıp ve Yenilgi...
Özcan Karaca
--------------------------------
[1] Osman Umar, “Çanakkale Savaşı’nın Önemi ve Sonuçları”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Sayı.15, İstanbul, 1998, s. 2.
Ellis A. Bartlett, Çanakkale Gerçeği, İstanbul, Yeditepe Yay., 2005, s. 21.
[3] Granville Fortescue, Çanakkale, çev. Rahmi A. İstanbul 1331, s. 13.
[4] Churchill, a.g.e. s.285
[5] C. F. Aspinall Oglander, Büyük Harbin Tarihi Çanakkale Gelibolu Askeri Harekâtı: Seferin
[6] Başlangıcından 1915 Mayısına Kadar, c. 1, haz. Metin Martı, İstanbul 2005, s. 76.
[7] Alan Moorehead, Gelibolu; çev. Ali Cevat Akkoyunlu, İstanbul, 2000, s. 34.
[8] Robert Rhodes James, Gelibolu Harekâtı, çev. Haluk V. Saltıkgil, İstanbul 1965, s. 61.
İmsak | 05:45 | ||
Güneş | 07:10 | ||
Öğle | 12:55 | ||
İkindi | 15:58 | ||
Akşam | 18:30 | ||
Yatsı | 19:49 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Galatasaray | 8 | 22 |
2. Samsunspor | 8 | 18 |
3. Beşiktaş | 7 | 17 |
4. Fenerbahçe | 7 | 16 |
5. Başakşehir | 7 | 14 |
6. Göztepe | 7 | 12 |
7. Eyüpspor | 8 | 12 |
8. Konyaspor | 8 | 11 |
9. Bodrumspor | 8 | 10 |
10. Trabzonspor | 7 | 9 |
11. Alanyaspor | 8 | 9 |
12. Kasımpasa | 8 | 8 |
13. Sivasspor | 8 | 8 |
14. Antalyaspor | 8 | 8 |
15. Rizespor | 8 | 7 |
16. Gaziantep FK | 7 | 5 |
17. Kayserispor | 7 | 4 |
18. Hatayspor | 7 | 3 |
19. A.Demirspor | 8 | 1 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Kocaelispor | 8 | 16 |
2. Karagümrük | 8 | 15 |
3. Erzurumspor | 8 | 15 |
4. Manisa FK | 8 | 14 |
5. Ümraniye | 8 | 14 |
6. İstanbulspor | 8 | 13 |
7. Keçiörengücü | 8 | 13 |
8. Esenler Erokspor | 8 | 12 |
9. Bandırmaspor | 8 | 12 |
10. Amed Sportif | 8 | 12 |
11. Igdir FK | 8 | 11 |
12. Gençlerbirliği | 8 | 11 |
13. Ahlatçı Çorum FK | 8 | 10 |
14. Ankaragücü | 8 | 10 |
15. Pendikspor | 8 | 10 |
16. Şanlıurfaspor | 8 | 10 |
17. Boluspor | 8 | 9 |
18. Sakaryaspor | 8 | 7 |
19. Adanaspor | 8 | 6 |
20. Yeni Malatyaspor | 8 | -3 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Liverpool | 7 | 18 |
2. M.City | 7 | 17 |
3. Arsenal | 7 | 17 |
4. Chelsea | 7 | 14 |
5. Aston Villa | 7 | 14 |
6. Brighton | 7 | 12 |
7. Newcastle | 7 | 12 |
8. Fulham | 7 | 11 |
9. Tottenham | 7 | 10 |
10. Nottingham Forest | 7 | 10 |
11. Brentford | 7 | 10 |
12. West Ham United | 7 | 8 |
13. Bournemouth | 7 | 8 |
14. M. United | 7 | 8 |
15. Leicester City | 7 | 6 |
16. Everton | 7 | 5 |
17. Ipswich Town | 7 | 4 |
18. Crystal Palace | 7 | 3 |
19. Southampton | 7 | 1 |
20. Wolves | 7 | 1 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Barcelona | 9 | 24 |
2. Real Madrid | 9 | 21 |
3. Atletico Madrid | 9 | 17 |
4. Villarreal | 9 | 17 |
5. Osasuna | 9 | 15 |
6. Athletic Bilbao | 9 | 14 |
7. Mallorca | 9 | 14 |
8. Rayo Vallecano | 9 | 13 |
9. Celta Vigo | 9 | 13 |
10. Real Betis | 9 | 12 |
11. Girona | 9 | 12 |
12. Sevilla | 9 | 12 |
13. Deportivo Alaves | 9 | 10 |
14. Espanyol | 9 | 10 |
15. Real Sociedad | 9 | 9 |
16. Getafe | 9 | 8 |
17. Leganes | 9 | 8 |
18. Valencia | 9 | 6 |
19. Real Valladolid | 9 | 5 |
20. Las Palmas | 9 | 3 |