Hudeybiye Barışı

Hz. Peygamber ve ashabının Kâbe’yi ziyaret maksadıyla Mekke’ye gitmek istemeleri ve bunun da müşrikler tarafında engellenmesi sonucu çıkan olaylar­dan sonra Müslümanlarla müşrikler arasında yapılan anlaşmadır. Allah Rasû- lü’nün hicretinin üzerinden mücadeleler ve savaşlarla dolu altı yıl geçmişti. Hem Muhacirler, hem de Ensar, Kâbe’yi ziyaret özlemiyle yanıp tutuşuyor­lardı.

TARİH 13.03.2021, 21:50 Ramazan Peri
Hudeybiye Barışı

Allah’ın elçisi, bu yılın Zilkade ayının başında bütün ashabın özlemlerine, beklentilerine cevap anlamı taşıyan bir rüya gördü. Rüyasında ashabı ile bir­likte güvenlik içinde Kâbe’yi ziyaret ediyordu. Rasûlullah’ın ashaba anlattığı rüya, hızla bir muştu gibi yayıldı Medine’ye. Hz. Peygamber bu genel coşku üzerine, Kâbe’yi ziyaret etmek isteyenlerin hazırlanmasını emretti. Hattâ, İs­lam’ı kabul etmeyen kabileleri bile kendileriyle birlikte hac yapmaya çağırdı.

Hazırlıkların tamamlanmasından sonra, Zilkade’nin ilk Pazartesi günü (13 Mart 628) bin dörtyüz kişiyle birlikte Mekke’ye doğru hareket etti. Niyetinin barış olduğunu göstermek için yanlarına yolcu kılıcı denilen kılıçtan başka savaş silahı almamışlardı. Zülhuleyfe mevkiine geldiklerinde ihrama girdiler ve Umre için niyet ettiler. Yanlarında Mekke’de kurban edilmek üzere yetmiş deve bulunuyordu. Bunlar kurbanlıklar olduğu belli olacak biçimde nişanlan­mıştı.

Mekkeli müşrikler Hz. Muhammed’in hareketini öğrenince toplanarak ne pahasına olursa olsun, Rasûlullah’ın Mekke’ye girmesine izin vermemeyi ka­rarlaştırdılar. Rasûlullah’ın Mekke’ye daha fazla yaklaşmasına engel olmak için de Halid bin Velid komutasında ikiyüz atlıdan oluşan bir birlik gönder­diler.

Bu arada Hz. Peygamber Hudeybiye mevkiine gelmişti. Devesi burada ken­diliğinden çöktü ve bütün çabalara rağmen kaldırılamadı. Bunun üzerine çe­şitli fikirler ileri sürenlere karşılık Allah Rasûlü,”Filin Mekke’ye girmesine engel olan kuvvet bu deveyi de çökertti” diyerek herkesin inmesini emretti.

Peygamber Efendimiz, Mekke müşriklerinin durumu anlama ve umreyi ger­çekleştirebilme konusunu görüşmek için Hz. Osman (r.a)’ı Mekke’ye gönder­di. Hz. Osman (r.a) kiminle görüştü ise, umre yapmanın mümkün olmadığını anladı. Zira müşrikler, müslümanların Mekke’ye girişini kendileri için büyük bir zillet sayıyorlar ve bütün Arap dünyasının gözünden düşecekleri şeklinde yorumluyorlardı. Bundan dolayı umre hiç mümkün gözükmüyordu.

Hudeybiye Barışı

Bu arada Hz. Osman (r.a)’nın tutuklandığı ve öldürüldüğü haberi yayıldı. Bu haber üzerine peygamber Efendimiz, bütün mü’minlerden “ölüm” üzere bey’at aldı. Ashab-ı Kirâm’ın ölüm için yarışırcasına bey’at etmelerini müş­riklerin casusları da görüyorlardı. Bu durumu süratli bir şekilde Mekke’ye bildirdiler.

Sahabenin bey’atını bildiren âyet-i kerime’de şöyle buyurulur: “Sana bey’at edenler gerçekte Allah’a bey’at etmektedirler. Allah’ın kudreti onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, kendi aleyhine boz­muş olur ve kim Allah’a verdiği sözü tutarsa Allah ona büyük bir mükâfat verecektir” (Feth, 10) ve “Allah şu mü’minlerden razı olmuştur ki, on­lar ağacın altında sana bey’at ediyorlardı. Allah onların gönüllerindekini bildiği için onların üzerine huzur ve güven indirdi ve onlara yakın bir fetih verdi. Yine onlara alacakları birçok ganimetler bahşeyledi. Allah üstündür, hikmet sahibidir” (Fetih, 18-19) âyetleri bu olayı anlatmakta ve Cenab-ı Hakk’ın biat edenlerden razı olduğunu bildirmektedir. Bu âyetlerden dolayı, bu beyata, razılık biatı anlamında “Biatü’r-Rıdvân” ve Hz. Peygam­berin altında oturduğu ağaca da razılık ağacı anlamında “Şeceretü’r-Rıdvân” adı verilmiştir. Kısa bir aradan sonra Hz. Osman (r.a)’la ilgili ölüm haberinin asılsız olduğu anlaşılmıştır.

Bu arada karşılıklı elçiler gidip geliyor, bir uzlaşma yolu aranıyordu. Müş­rikler müslümanların Mekke’ye girmelerine izin vermeyeceklerini açıkça söy­lüyorlardı. Hz. Peygamber ise “Biz buraya kesinlikle savaşmak için gelmedik. Amacımız Kâbe’yi ziyarettir, Umre yapmaktır. Kureyşliler eski savaşlarda za­yıf düşmüşlerdir. Dilerlerse onlarla bir anlaşma, bir süre için barış anlaşması yapmak isterim. Kabul ederlerse ne âlâ, aksi takdirde Allah’a yemin ederim ki, ölünceye kadar onlarla savaşırım” diyerek barış öneriyordu.

Allah Rasûlü’nün kararlılığı yüzünden müşrikler savaşı göze alamadılar. Amr oğlu Süheyl’i kendileri adına bir anlaşma yapmak üzere gönderdiler.

Rasûlullah ile Süheyl uzun görüşmelerden sonra anlaşma şartlarım tespit ettiler. Buna göre;

Müslümanlarla müşrikler on yıl süreyle savaşmayacaklar, birbirlerine saldırmayacaklardı.

Müslümanlar bu yıl Kâbe’yi ziyaretten vazgeçerek geri dönecekler, ancak gelecek yıl umre yapacaklar, müşriklerin boşaltacağı Mekke’de üç gün kala­caklar ve yanlarında yol cu kılıçlarından başka silah taşımayacaklardı.

4- Mekke’den birisi müslüman olarak Medine’ye sığındığı zaman iade edile­cek; fakat Medine’den Mekke’ye sığınanlar iade edilmeyecekti.

Arap kabileleri istedikleri tarafla anlaşma yapmakta serbest olacaklardı.

Hudeybiye andlaşmasının bütün şartları görünüşte müslümanların aleyhine idi. Bu nedenle müslümanlar büyük bir hayal kırıklığına uğradılar. Bu and- laşmayı bir aşağılanma, bir küçük düşürülme olarak kabul ettiler. “Sen Al­lah’ın Rasûlü değil misin? Davamız hak dava değil mi? Bu zilleti neden kabul ediyoruz?” diyen Hz. Ömer’in sözleri, müslümanlann genel üzüntülerinden doğan tepkinin dile getirilişinden başka bir şey değildi. Fakat şüphesiz Allah ve Rasûlü neyin hayırlı, neyin şer, neyin izzet, neyin zillet olduğunu daha iyi bilirdi.

Allah Rasûlünün kurbanlarını kesip başlarını tıraş etmeleri isteği yankısız kaldı. Büyük bir üzüntü ile çadırına girdi. Sonra mü’minlerin annesi Ümmü Seleme hazretlerinin tavsiyesi üzerine kendi kurbanını kesti ve tıraş oldu. Bu­nun üzerine bütün müslümanlar yarışırcasına kurbanlarını kesip tıraş oldular.

Hudeybiye’de ondokuz gün kalındıktan sonra Medine’ye doğru yola çıkıldı. Yolda, “Biz sana apaçık bir fetih verdik. Bununla Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlayacak ve sana olan nimetini tamamlayacak ve seni doğru bir yola iletecek. Allah sana şanlı bir zafer verecek” (Fetih, 1,2) âyetleriyle başlayan Fetih Sûresi nazil oldu.

Şanı yüce Allah, Hudeybiye barışını bir “Feth-i Mübin” (apaçık bir fetih) olarak niteliyordu. Gerçekten de bunun böyle olduğu çok geçmeden herkes tarafından anlaşıldı. Hudeybiye’yi Hayber gibi, Mekke’nin fethi gibi zaferler izledi.

Hudeybiye andlaşmasının en önemli sonuçlarından birisi hiç kuşkusuz siyasî yönüdür. Daha önce Mekkeli müşrikler, Medine İslam toplumunun varlığına bile tahammül edemezlerdi. Hatta müslümanları kökten yok etmek amacıyla Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarında olduğu gibi birçok girişimde bulunmuş­lardı. İşte bu antlaşma ile ilk kez müşrikler Medine İslam toplumunu resmen tanınmış oluyorlardı. Bu durum İslam’ın kabileler arasından büyük bir önem kazanmasına neden oldu.

Antlaşmadan önce müslümanlarla müşrikler arasında hemen hiç bir ilişki yoktu. Hudeybiye’den sonra ise iki taraf arasındaki ticari ve ailevi ilişkiler canlandı. Hz. Peygamber istediği yerde İslam’ı rahatça tebliğ etme imkânına kavuştu. Bu nedenle hem Mekke’de, hem de çevre kabileler arasında İslam’ı kabul edenler hızla arttı. Öyle ki, Hudeybiye ile Mekke’nin fethi arasında ge­çen iki yıl içinde müslüman olanların sayısı, Hudeybiye’den önceki ondokuz yıl boyunca müslüman olanların iki katına ulaşmıştı.

Antlaşma maddelerinden müslümanları en çok üzenlerden birisi, Mek­ke’den kaçan müslümanlann iade edilmesi hakkındaki madde idi. Daha ant­laşma imzalanır imzalanmaz zincirlerini sürükleyerek gelen Ebu Cendel’in, “Müslüman olduğum için bu kadar zulümlere işkencelere uğramıştım. Beni tekrar aynı işkencelere atmak mı istiyorsunuz? Beni yine müşriklere mi teslim edeceksiniz?” çığlıklarına rağmen antlaşma gereğince Kureyş adına antlaşma­yı yapan müşrik Amr oğlu Süheyl’e teslim edilmesi, müslümanları gözyaşları içinde bırakmıştı.

Hudeybiye Barışı

Süheyl b. Amr, oğlu Ebû Cendel’i çeke çeke Kureyşlilerin yanına götürdü. Müslümanlar, onun feryadına dayanamayarak ağlamaya başladılar (Vâkıdî, Meğâzı, ll, 608’den naklen Asım Köksal, İslâm Tarihi, Vl, 204). Hz. Muham- med (s.a.s.), Ebû Cendel’i şu sözleriyle teselli ediyordu: “Ey Ebû Cendel, şu toplulukla aramızda yazılan barış yazısı tamamlandı. Sen biraz sabret, katlan, yüce Allah’tan da bunun ecrini dile. Şüphesiz Allah, senin ve senin yanında bulunan zayıf mü’minler için bir genişlik ve çıkar yol ihsan edecektir. Biz onlara Allah’ın ahdiyle söz verdik, onlar da bize söz verdiler. Onlara verdiği­miz sözü çiğneyemeyiz. Verdiğimiz sözde durmamak bize yaraşmaz” (Asım Köksal, a.g.e, Vl, 204).

Hz. Ömer, bu geri çevirmenin dış görünüşüne bakarak çok üzülmüş, din için bu kadar hakarete katlanmanın sebebini anlayamadığını söylemişti. Mekke’ye girip, Beytullah’ı ziyaret etmeyi uman sahabe bu gerçekleşmediği gibi Hu- deybiye Antlaşması gibi aleyhlerine olan bir sözleşmeyi kabul etmek zorunda kalmışlardı.

Mekke’den kaçan fakat Medine’ye kabul edilmeyen müslümanlar Mekke Şam kervan yolu üzerindeki İs mevkiini üstedindiler. Kısa zamanda sayıları üçyüze ulaşan müslümanlar müşriklere karşı gerilla savaşı yürütmeye baş­ladılar. Kureyş’in kervanlarına saldırıyor, ellerine düşen Mekkeli müşrikleri öldürüyorlardı. Kureyş müşrikleri bu durum karşısında müslümanları Mek­ke’de tutmanın zarardan başka bir şey getirmeyeceğini, gerçekten iman etmiş bir mü’mini hapsetmenin serbest bırakmaktan daha zararlı olduğunu anladılar ve ilgili maddenin antlaşmadan çıkarılması için başvurdular. Bunun üzerine Rasûl aleyhisselam isteklerini kabul ederek İs’teki müslümanları Medine’ye çağırdı.

Bütün bu sonuçlar Hudeybiye barışının göründüğü gibi kötü bir anlaşma olmadığını, tersine müslümanlara zafer kapılarını açan bir “feth-i mübin” ol­duğunu açık bir biçimde ortaya koymaktadır. (Bkz. İslam Tarihi)

Bünyamin Albayrak

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 25 Nisan 2024
İmsak 04:27
Güneş 06:03
Öğle 13:07
İkindi 16:55
Akşam 20:01
Yatsı 21:31
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. Liverpool 34 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 32 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14
Günün Karikatürü Tümü