Bütün İbadetlerin Özü Olan Zikir

Bütün ibadetlerin özü olan zikir, gerçek ıstılâhî anlamı ile, müstakil bir ibadet olarak Kur’an-ı Kerim’de yer almıştır. Zikir dendiğinde asıl akla gelen, belli lafızlarla Allah’ın anılmasıdır. Bu mânâda zikir, bir nefis terbiye yolu ve metodudur.

TASAVVUF 18.12.2020, 22:04 18.12.2020, 23:00 Ramazan Peri
Bütün İbadetlerin Özü Olan Zikir

Şimdi zikrin bu özel anlamını vurgulayan âyetleri aktaralım:

“Sabah ve akşam Rabb’inin ismini zikret.”

“Rabbinin adını an, her şeyden kalbini boşaltarak, bütün mevcudiyetinle O’na yönel.”

“Haberiniz olsun ki, kalpler ancak Allah’ı zikirle (yatışır, sakinleşir) tatmin olur.”

“Ey iman edenler! Allah’ı çok zikredin.”

“Ey iman edenler! Düşmanla karşılaştığınız vakit sabredin, sabit-i kadem olun ve Allah’ı çok zikredin.”

“Beni zikredin ki, ben de sizi zikredeyim.”

“Namazı kılıp, bitirdiğiniz zaman, ayakta iken, otururken ve yanlarınız üzerinde iken Allah’ı zikredin.”

Ebu Hüreyre’den rivayet edilen bir kudsî hadis: “Kulum beni anıp dudaklarını benim için kıpırdattığı anda, ben onunla beraberim.”

Abdullah bin Büsr’den gelen bir rivayette; Allah Resulüne adamın biri, “Şer’i hükümler çoğaldı, bana sımsıkı sarılacağım birini söyle.” dedi. Resulullah (sav), “Dilinden Allah’ın zikrini eksik etme. Dilin daima O’nunla yaş olsun.” buyurdu.

“Haccın menasikini ifa edip hac ibadetinizi bitirdiğinizde atalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha kuvvetli olarak Allah’ı zikredin.” âyet-i kerimesinde buyurulan zikrin, hac ibadetinden sonra yapılan müstakil bir ibadet olduğu anlaşılmaktadır.

Aynı şekilde, “Namazı kılıp bitirdiğiniz zaman, ayakta iken, otururken ve yanlarınız üzerine yatarken Allah’ı zikredin.” âyeti, namazdan ayrı olarak yapılması istenen zikir ibadetini ifade etmektedir.

Yukarıda mealini verdiğimiz Araf Suresi’nin 235. âyetinde geçen, “yüksek olmayan bir sesle” tabiri zikrin özel bir tarzı olduğunu ifade etmekte ve yine “sabah ve akşam” denilmesi suretiyle bu zikir için günün faziletli saatleri vurgulanmaktadır.

Nisa Süresi’nin 103. âyeti kerimesinde, “Namazı kılıp, bitirdiğiniz zaman... Allah’ı zikredin” buyurulması, zikrin özel olarak, namazdan ayrı yapılmasının da emredildiğine apaçık bir delildir.

“Muhakkak ki namaz, insanı her türlü kötülükten men eder, Allah’ı zikir en büyüktür.” âyetinde de namazla ilgili beyanın hemen ardından Allah’ı zikirden bahsedilmesi, meşrepler tarafından günümüze kadar uygulanan zikir metodları ve zikrî eğitimin Kur’anî olduğunu gösteren bir diğer delildir.

Asr-ı Saadet’e baktığımızda Allah Resulü’nün ve ashabının zikir ibadetini özel mânâsıyla en güzel şekilde yaşadığını ve hatta her sahabenin ayrı bir zikir meşrebi olduğunu görüyoruz. Peygamber Efendimiz’in Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali’ye, Hz. Safiyye, Hz. Cüveyriye, Ümmü Hani, Ümmü Süleym, Şeddat Bin Evs... gibi ashabın ileri gelenlerine bugünkü tabiriyle ders tarif ettiği, meşreplerine uygun vird verdiği tarihi vesikalarda kayıtlıdır.

“Zikrin efdali ve üstünü Lailaheillallah, duanın efdal ve üstünü Elhamdülillah’dır.” buyurularak hem ayet-i kerimelerde hem de hadis-i şeriflerde dikkatler zikre çekilmiştir.

Hüzeyfetü’l Yemani der ki: Dilimin çirkin ve acı sözlülüğünden Resulullah’a şikayet ettim, “Ya Resulullah, dilim beni yakıyor.” dedim. Resulullah (sav), “İstiğfardan yararlanılırken sen neredeydin? Ben yüce Allah’a günde yüz kere istiğfar ve tevbe ediyorum.” buyurdu.

Peygamberimiz, “Bir kimse hizbini (virdini veya dersini) veya bir cüzünü okumadan uyur da, onu sabah namazıyla öğle namazı arasında okursa, kendisine onu gece okumuş gibi sevap yazılır.” buyurmuştur. Bu noktada akla, “Zikrin bu kadar önemli olmasının sebebi nedir?” diye bir soru gelebilir. Bunun cevabını bir hadis-i şerif ile verelim: “İman içinizde elbisenin yıprandığı gibi yıpranır. Kalplerinizde imanın yenilenmesi için Allah’a dua ediniz.”

İbn-i Abbas şöyle buyurmuştur: “Her müminin kalbinde bir şeytan bulunur. Mümin zikr-i ilahî ile meşgul olduğunda şeytan küçülür, zikir ile uğraşmayı unutunca şeytan vesveseye devam eder.”

Kul Lailahe İllallah dediği zaman, ilahlık iddia eden nefsi, heva ve şehveti red ve inkarı kast eder. İşte zikreden kul, Lailahe ifadesindeki nefiy bölümü ile kendisine düşman olanların saltanatına son verir. İspat bölümünü ifade eden İllallah kısmı ise, Hakk’ın ve O’nun askerleri olan Kur’an’ın, sünnetin, kalbin, ilmin hakimiyetini ortaya koyar. Zikir bir nurdur, kalbi kapladığı ve hakimiyeti altına aldığı zaman kalbi de, kalp gözünü de nurlandırır.

“İşte senden perdeyi kaldırdık. Bugün gözün ne kadar keskindir.”   âyeti bu gerçeğin teyididir. Bu noktada artık zikrin maksadı hasıl olmuş, Bezm-i Elest’teki ruhî safiyete ulaşılmış olur.

Bütün bu deliller zikrin müstakil bir ibadet olduğunu ortaya koymaktadır. Bu eser, zikri daha ziyade bu anlamıyla tahlil edecektir. Zikrin, bütün ibadetlerin esası olmasının yanında faziletine sınır koyulamayan müstakil bir ibadet olduğu da anlaşılmalıdır.

İbadetlerin tamamı Allah’ı hatırlamak, O’na yönelmek ve O’nu bilmek içindir. Öyleyse ibadetlerden asıl maksat Allah’ı zikirdir. Bütün ibadetlerde öz, esas Allah’a yönelmek, Allah’ı hatırlamak, O’nu zikretmek olduğuna göre, ibadetlerin ruhu, özü de zikirdir. 

Namaz ve Zikir

Namazın da esası ve özü Allah’ı zikirdir. Cenab-ı Hak âyet-i kerimede, “Beni anmak için namaz kıl.” buyurmak suretiyle namazdan maksadın zikir olduğunu ifade ediyor. Yine Cuma Suresi’nin 9. âyetinde “Cuma günü namaz için ezan okunup nida edildiği vakit Allah’ın zikrine koşun.” buyurulması namazın zikir mânâsında kullanıldığını beyan etmektedir.

Esasen namaz, zikrin bütün mânâlarını kâmil olarak ifade eden bir ibadettir.

Namaza iftitah tekbiri ile girilir. Hemen ardından içinde tesbih, tahmid, tenzih ve tevhid bulunan Sübhaneke okunur: “Allah’ım seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Hamd sanadır. İsmin ve şanın yücedir. Senden başka ilah yoktur.”

Rükûda, “Sübhane Rabbiyel Azim - Pek büyük olan Rabbim, her türlü eksiklikten münezzehsin.” diyoruz. Bu, Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih manasında pek büyük bir zikirdir.

Secdede, “Sübhane Rabbiyel Ala - Pek yüce olan Rabbimi her türlü eksiklikten tenzih ederim.” demekteyiz. En açık mânâsıyla Allah’ı zikir secde halinde kendini göstermektedir. Yine aynı şekilde, rükûdan secdeye, secdeden kıyama giderken hep “Allah-u Ekber” diye tekbir getirilir ki, tekbir Allah’ın yüceliğini, azametini ifade eden en güzel bir zikirdir.

Her rekatta okunması vacip olan Fatiha Suresi de Allah’a hamd ile, “Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah’adır.” diye başlamaktadır. Hamd hem bir zikirdir, hem de şükrün ifadesidir.

Rükûdan sonra, “Semiallahu limen hamideh.” “Allah kendisine hamdedeni duydu. Rabbimiz, hamd senindir.” denir. Bu noktada Allah’a yakınlığın bir ifadesi olan ihsan gerçeği karşımıza çıkmaktadır. Namazda, zikirle birlikte Allah’a yakınlık hali de en bariz şekilde yaşanır.

Namazın içinde salat ü selam da getirmekteyiz. Bu bizzat Rabbimizin bir emridir. Tahiyyatta, “Ey Peygamber, selam sana, Allah’ın rahmeti ve bereti üzerine olsun, Allah’ım Muhammed ve âline salat kıl (merhamet et).” demekteyiz.

Selam verdikten sonra okunan, “Allahümme entes selamü...” ibaresi zikir kelimelerinden başka bir şey değildir. Namazdan sonra otuzüçer defa “Sübhanellah”, “Elhamdülillah”, “Allahu Ekber” demek hem sünnettir ve hem de zikrin açık bir ifadesidir.

Ayrıca kıyamdayken okunması farz olan Kur’an Kerim âyetleri de başlı başına bir zikirdir. Namazın şekli de zikri sembolize eder. Varlık dünyasına göz atıldığında görülür ki, dağlar kıyam halinde, bitkiler kökleriyle secde halinde, hayvanlar rükû halinde Allah’ı zikretmektedirler. Namaz bütün mahlukatın zikrini cem etmesi sebebiyle, Allah’ı zikrin bariz bir ifadesidir. Bu noktada “Beni hatırlamak için namaz kıl.” emrini daha iyi kavramaktayız.

Namazdaki huşu, huzur, şuur ve kalbin uyanıklığı zikri ifade eder. Zikir şuuruna ermeden, gaflet içinde kılınan namaz, ağzından çıkanı kulağı duymayan insanın haline benzer. Bu gibiler hakkında Resulullah Efendimiz, “Nice namaz kılanlar vardır ki, onların namazlarından nasipleri yorgunluk ve zahmetten başka birşey değildir.” buyurmuştur. Allah bu halden hepimizi muhafaza buyursun.

Oruç ve Zikir

Oruç ibadeti bütün yönleriyle zikirdir. Bakara Suresi’nin 185. âyetinde, “Size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı tekbir etmenizi ister...” buyurulur ki, bu âyet-i kerime tamamiyle oruçtan bahsetmektedir. Elbetteki tekbir getirmek bir zikirdir.

Oruç, yalnız Allah için olması sebebiyle, ihlasın bir işaretidir. Tabiî ki ihlasın olduğu yerde zikir de vardır. Bir hadis-i kudsîde, “Yalnız oruç Bana aittir. Orucun mükafatını Ben veririm.” buyurulmuştur.

Oruçlu insan her an ibadet halindedir. Eline, ayağına, gözüne, kulağına, azalarına hakim olur. Adeta onlara da oruç tutturur.

Hz. Resulullah’ın (sav) oruç hakkında bir hadis-i şerifi şöyledir: “Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Aziz ve Celil olan Allah buyurur ki: Kulum yemesini, içmesini, şehvetini ancak Benim (rızam) için terketmiştir. O halde oruç Benim içindir. Mükafatını da ancak Ben veririm.”

“Herşeyin (girilecek bir) kapısı vardır. İbadetin kapısı da oruçtur.”

Neticede, ihlas ve ihsan sırrını taşıyan oruç, zikri temel almakta, zikir esası üzerine oturmaktadır. Gerçek orucu daim zikir hali olarak da tarif edebiliriz.

Zekat ve Zikir

Zekat, İslam’ın beş şartından biridir. Cenab-ı Hakk’ın bir emridir. Bakara Suresi’nde, “Namazı kılın ve zekatı verin.” buyurulmaktadır. Tevbe Suresi’nde de Allahu Teala, “Onlar ki altın ve gümüşü kenz edip, saklarlar. Allah uğrunda infak etmezler. İşte onlara elem verici azabı müjdele.” buyurmuştur.

Zekat ve sadaka Allah için, Allah adına, Allah’ın rızasını kazanmak niyetiyle verilir. Maksat bu olmadıktan sonra ne kadar yardım yapılırsa yapılsın, bunlar zekat yerine geçmez. Demek ki, zekatı verirken de kalben Allah’ı anmamız, hatırlamamız gerekmektedir. Zekat ibadetinin de Allah’ı anmak için bir vesile olduğunu görüyoruz. Zekatın özünün Allah’ı zikir olduğuna dair bir başka delil de, namazla zekatın pekçok âyet-i kerimede yan yana zikredilmesidir.

Zekat ibadetinin diğer bir yönü de, insanları Allah’ın verdiği nimete karşı şükre yöneltmesidir.

“Onlar cimrilik ederler, insanlara cimrilik tavsiyesinde bulunurlar. Allah’ın bol nimetinden kendilerine verdiğini gizlerler.”

“Rabbinin nimetini anlat.”

Zekat, Allah’tan gelen nimete bir şükür ve Allah’ın rızasını dileyerek, ismini anarak yerine getirilen bir ibadet olması sebebiyle özünde zikir nüktesini taşımaktadır.

Hac ve Zikir

Hac mahiyet itibari ile bir zikir ibadetidir. Hac menasiki baştan başa Cenab-ı Hakk’ı zikir ile ifa edilmektedir. Hiçbir menasik yoktur ki, zikir olmasın. Zaten Allah (cc) emri olduğu için hac zikirdir. “İnsanları hac etmeye çağır ki, yaya olarak zayıf develer üzerinde bulunarak her uzak yollardan sana gelsinler.” ve “Kendileri için menfaatli olan şeyleri müşahede ve elde etsinler diye...” buyuruluyor.

Peygamber (sav) Efendimiz de, “Kim ki hac eder, kötü söz konuşmaz ve istikametten ayrılmazsa, annesinden yeni doğmuş gibi bütün günahlardan sıyrılır.” buyuruyor. Dikkat edilirse zikrin ve haccın gayesi netice itibari ile aynıdır ve insanı temizlemektir. O halde hac da zikir demektir, zikrin gayesi olan temizlenmeyi elde etmek demektir.

Nitekim haccın menasiki içinde Allah’ı tekbir ve telbiye gibi ibadetler, zikir cümlesindendir. Bu bakımdan hac, hem cehrî, hem fiilî ve hem de kalbî bir zikirdir.

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 20 Nisan 2024
İmsak 04:38
Güneş 06:12
Öğle 13:08
İkindi 16:53
Akşam 19:55
Yatsı 21:22
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 33 51
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Manisa FK 31 36
12. Keçiörengücü 30 36
13. Şanlıurfaspor 30 34
14. Ümraniye 30 34
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 31 14
Günün Karikatürü Tümü