Sabırlı Olmak

Sabır, yücelme ve fazilete ermenin mühim bir esası ve iradenin zaferidir. O olmadan, ne ruhu inkişaf etdirmeden, ne de yücelip benliğin sırlarına ermeden bahsedilemez.

TASAVVUF 07.10.2020, 00:34 Ramazan Peri
Sabırlı Olmak

Sabırla insan, toprağa, ete, kemiğe bağlılıkdan kurtulur. Onunla yüce âlemlere ermeğe namzet bir kutlu olur. Sabır, öteler ötesi saltanatlara ulaşmak için dar bir geçit, aşılmaz bir zirve ise, gönlünü o âlemlere kapdırmış hakikat eri de, geçilmez ve aşılmaz gibi görünen geçitlere ve şahikalara meydan okuyan bir Heraklit’dir. En sarp yokuşları dümdüz ve ovaları da pürüzsüz gören bir Heraklit...

Sabır, fıtratın sînesinde cereyan eden armoninin, insan tarafından sezilmesi, kavranması ve taklid edilmesidir. Evet, o, eşyâ ve hâdiselerin dilini anlama ve onlarla “diyalog”a geçme gayretidir. Bu dili anlayacağı âna kadar sebat gösteren, sonra da, varlığın zaman seli içindeki akışıyla, kendi davranışları arasında bir köprü kurarak tabiatla bütünleşen insan ne mübeccel; kâinatdaki bu ilâhî musîki ne ulvî ve bu ahengin sezilip görülmesi ne âlî bir temâşâdır...!

Sabır; zamanın, eşya üzerindeki te’sirinin kavranması ve vak’aların, zamanın, keskin dişleri arasında öğütülerek, şekilden şekile, hâlden hâle girmesinin idrâki demekdir. Zamanın bu sessiz eriticiliği ve değiştiriciliği karşısında, yerinde polat ve yerinde de buz olmasını bilenler, onun cereyan çizgisinde ayrı bir buûda yükselerek yok olmadan kurtulurlar. Bunu idrak edemeyenler ise, onun demir pençeleri arasında ezilir giderler.

Evet fıtrat, onu tanımayan ve yürüyüşünde ona ayak uyduramayan ayakları kırar, ruhları da çiğner geçer. Onu tanıyan, hareket ve davranışlarıyla onun ruhundaki sessiz infiâllere dem tutan ve ona yeni yeni Dâvûdî nağmeler kazandıranların elinde de balmumu gibi olur.

Ah, bu sırrı kavramayan ve bir türlü sabretmeye yanaşmayan aceleci yaramaz çocuklar..!

Evet, nice kendini bilmez ve fıtrat tanımaz kimseler vardır ki; yıllar yılı dolu dizgin gitmiş, fakat bir çuvaldız boyu mesafe alamamışlardır. Ve nice sessiz, gürültüsüz kimseler de vardır ki, derin nehirler gibi durgun ve hareketsiz görünmelerine rağmen, durmadan yürümüş; adım adım ilerlemiş önünü kesen karanlıkları teker teker tepelemiş ve karşısına çıkan engelleri en sezilmedik şekilde tozduman etmişlerdir. Sessiz, gürültüsüz; gösterişsiz ve âlâyişsiz... Tıpkı mercan gibi. Deniz derinliklerinde ızdırap görmüş; ızdırab yaşamış; kanda boğulmuş ve zeberced ufkuna ulaşmış mercan...

Tohum bu sessizlik ve sebat içinde taşı toprağı deler, gün-yüzüne çıkar. Tomurcuk, yüz defa bağrını güneşe açar ve yüz defa gecenin karanlıkları karşısında gerilime geçer, sonra varlığa erer. Ya yavru? Bir “rüşeym” halinde anne karnında belirip, karanlıkdan karanlığa intikâl eden yavru; onun serencâmesi hepden garib ve garib olduğu kadar da sabır ve teennî gamz etmektedir. Evet, şekillerin ve kalıpların her çeşidine gire gire, tam dokuz ay sonra, o gül-endam kametiyle dünyâya ayak basar.

Bir de, bu muhteşem kâinatların ve koca “kozmoz”un yaratılışına bakalım. Herşeyi, bir “ol!” deyivermekle varlığa erdirecek olan Kudret-i Sonsuz’un elinde, bütün mekân ve eşyanın, milyarlarca sene şekilden şekile, tavırdan tavıra intikâl etdikten sonra belli bir vaziyete gidip ulaşması, ne kadar manîdar ve ne çarpıcı bir dersdir!

Varlık âleminde herşey, ama herşey sabırlı bir bekleyiş, bitmeyen bir azim ve direnişle, hedefine doğru adım adımdır. Acele etmeden; fıtratda carî kanunları gözeterek ve yön-yol değiştirmeden...

Ah, aceleci insan! Sabırsızlık gösteren sadece sensin. Sensin, eşya arasındaki tertibe riayet etmeyen! Sensin, yükselirken mesafelere tahammülü olmayan ve tırmanmada birkaç merdiveni birden atlamak isteyen! Sensin, sebebleri gözetmeden netice bekleyen! Sensin, olmayacak kuruntulara gömülerek hayâlden sırça saraylar kuran! Sonra da yalancı vehmin ve aldatıcı ümniyelerin altında tükenip giden! Sensin, düşünmeden konuşan, konuşduklarına pişmanlık duyan ve birbirini ta’kib eden pişmanlıklardan ders almayan, uslanmayan! Bir bilsen; bu halinle, ne kadar sevimsiz ve ne kadar uğursuzsun..! Keşke, herbiri beliğ bir hatib ve herbiri bir dil olan çevrendeki hâdiselerden ders alarak, eşyâ arasında bulunan tertibe riayet etmeyi; sebeb ve neticelerin hakkını gözetmeyi ve hayâlinle değil; imanın, azmin ve iradenle var olmayı bilseydin...!

Sen, sabretdiğin kadar var ve Hakk’ın katında da sabrın kadarsın. Kitabı’nın güzel diye parmak basdığı en güzel haslet ve en güzel huyları, ârızasız ve ara vermeden yaşamadaki sabrın ve azmin kadar... Ve çirkin diye tesbit etdiği sevimsiz şeyler karşısında da dayanma gücün ve sebatın kadar... Nihayet, tepeden inme başa gelenler karşısında, tavrını değişdirmeden:

“Gelse celâlinden cefâ, yahut cemâlinden vefâ;
İkisi de cana safâ, lütfun da hoş kahrın da hoş”

gerçeğine dilbeste, yürekliliğin ve hoşnutluğun kadar...

Bütün yükseltici şeyleri, ara vermeden sürekli olarak yaşama; alçaltıcı şeylere karşı devamlı teyakkuz (1) ve direnme; nihayet, beklenmedik anda ve beklenmedik şekilde, seni ırgalayan ve örseleyen umum belalara karşı yılgınlık göstermeden dayanma; evet, işte acılardan acı ve neticesi itibariyle de zülâllerden zülâl sabır budur!

Kol kanat verip yerinden ayrılmama... Mum gibi eriyip gitme; yine yerinden ayrılmama...

Nerdesin azim, nerdesin irade! Nerdesin civanmertlik ve nerdesin yiğitlik! Durmadan yön ve yol değiştirme bizi şaşkına çevirdi. Hergün ayrı birşeye dilbeste olma bizi bitirdi. Ve durmadan mihrabdan mihraba koşma, bizi kıblesiz hâle getirdi...

Bir Hakk dostu; “beni bir kedi irşâd etdi” der. Avını beklediği delik önünde, sabahlara kadar gözünü kırpmadan bekleyen bir kedi... Ya sen, insanoğlu! Tavrını değiştirmeden, nazarını ayırmadan ne kadar bekledin ebedî mihrabında..? Evet, kaç defa düzenin bozuldu; hizmetin hebâ oldu da, gönül koymadan darılmadan yeni başdan deyip yürüdün yoluna..? Ve kaç defa, kapılardan kovuldun, diyar diyar sürüldün de, dönüp yine başını koydun sevgilinin eşiğine..? Yoksa sen, senden evvel gelip geçenlerin hâlleri batına gelmeden cennete gireceğini mi sandın? Oysa onlara öyle ezici sıkıntılar, öyle kımıldatmaz ızdırablar dokundu ve öylesine sarsıldılar ki, Nebi (sav) ve maiyetindeki inananlar: “Ne zaman Allah’ın yardımı?” dediler. Bil ki, O’nun yardımı yakındır (2). Sabredip kulluğunu sürdürenlere; canını dişine takıp günahlara karşı koyanlara; bin defa düzeni bozulduğu hâlde ümit ve azmini yitirmeyenlere.

Evet “Cânân yolunda, dağdağa-i câna (3) düşmeyenlere; Girdik reh-i sevdaya (4), gayrı bize birşey lazım değil” diyenlere...

1) Teyakkuz: Uyanık olma hâli, uyanıklık.
2) İktibas tam olmadığı için, meâl tırnak içine alınmadı.
3) Dağdağa-i cân: Can telaşı, can derdi.
4) Reh-i sevda: Sevda yolu.

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 25 Nisan 2024
İmsak 04:27
Güneş 06:03
Öğle 13:07
İkindi 16:55
Akşam 20:01
Yatsı 21:31
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. Liverpool 34 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 32 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14
Günün Karikatürü Tümü