Şeyh Fahrettin El-Arnasi'nin Hayatı

Şeyh Fahreddin, 1910-1972 tarihleri arasında Türkiye’nin Güneydoğusunda yaşamış birçok ilim dalında eserleri bulunan alim, mutasavvuf ve yazardır. Bu eserlerin çoğu matbuʻdur. Ayrıca Şeyh Fahreddin, yaşadığı bölgede tasavvufî faaliyetlerde bulunmuş ve birçok talebe yetiştirerek irşat etmiştir.

TASAVVUF 10.09.2021, 21:31 13.10.2021, 18:32 Ramazan Peri
Şeyh Fahrettin El-Arnasi'nin Hayatı

Fahreddin[1] (1910/1329) yılında, Mardin ilinin Midyat ilçesine bağlı olan Arnâs (Bağlarbaşı) köyünde doğmuştur. Babasının adı Abdullah’tır. Aslen Batman’lı olmadığı halde ömrünün büyük bir bölümünü Batman’da irşat, ilim ve sosyal aktivitelere harcadığı için, “Şeyh Fahreddin el-Arnâsî el-Batmanî” veya “ Fahreddin el-Arnâsî el-Batmanî” diye anılmıştır.

Ailesi

Şeyh Fahreddin’in soyu, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in torunu Hz. Hüseyin b. Ali’ye (r.a.) dayanmaktadır. Şeyh Fahreddin’in ailesi, yaşadığı bölgede İslam’a hizmet etmiş ilim ehli olarak tanınmaktadır. Bu aileden, medreselerde tedrisat yapıp yüzlerce ilim talebesinin yetişmesinde katkıda bulunan birçok ilim adamı vardır. Örneğin Güneydoğuda ilmi ve fetvalarıyla tanınan ve ulemanın kendisini üstat olarak kabul ettiği Şeyh Abdulvehhâb Dêrizbînî[2] ve halen hayatta olup ilimle meşgul olan Şeyh Zübeyr el-Arnâsî (Bağlarbaşı) Şeyh Fahreddin’in yakın akrabalarıdır.

Şeyh Fahreddin, çok küçük yaşlarda babasını kaybetmiş ve yetim kalmıştır. Daha sonra ilim tahsili için gideceği memleketi, kalacak medreseyi ve ders alacağı hocayı fedakâr validesi belirleyecektir. Validesi, her gün onun elini tutarak Arnâs köyüne yakın Heleh köyünde bulunan Şeyh Halil Efendiye götürmüş, kendisi de küçük Fahreddin, dersini alıp gelinceye kadar köyün girişindeki taşların üstünde oturup onu beklemiştir. Şeyh Halil Efendinin yanında medreselerde sıra kitabı olarak bilinen Cürcânî’in Avâmilini Zuruf ve Terkib kitaplarını bitirmiştir. Daha sonra Şeyh Fahreddin’in validesi, onu İslamî ilimleri öğrenmek için on dört yaşında iken, Batman yöresinde bulunan medreselere göndermiştir.

Şeyh Fahrettin Arnasi

Medrese Tahsili ve Hocaları

Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi, tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, farklı dinlerin, farklı kültürlerin ve farklı milletlerin yaşadığı bölge olmuştur. İslamî fetihler sonrası Müslümanların eline geçen bu bölge, birçok yönetimle tanışmış ama idaresi genellikle İslami kurallara göre gerçekleşmiştir. Bu yönetim şekli, İslamî eğitim kurumlarının oluşmasına katkıda bulunmuştur. Zira İslam dini eğitime çok önem vermiş, asr-ı saadet zamanından beri eğitimli bir toplum meydana getirmeye özen göstermiştir.

Öte yandan bölge halkı, kendi imkânları ölçüsünde ilim okumak ve okutmak için medreseler kurmuşlardır. İşte bu medreseler cumhuriyetten önceki dönemde olduğu gibi, cumhuriyetten sonraki dönemde de halkın dinine, örfüne, geleneğine, kültürüne ve hatta ekonomik yapısına yön vermiştir.

Cumhuriyet döneminde ˝tevhid-i tedrisat kanunu˝nun yürürlüğe girmesiyle, yönetim ve medreseler arasına soğukluk girmiş, başlangıçta, genellikle şehir merkezlerinde olan medreseler, sonraki dönemlerde kırsal bölgelere taşınmıştır. Kırsal bölgelerdeki medreselerde verilen eğitimin kalitesi düşmemiş, bilakis bu medreselerde daha kaliteli eğitim verilmiştir. Bunun sebebi ise, talebenin kendisini ilimden soğutacak bütün engellerden soyutlaması ve sadece ilim tahsiliyle ilgilenmesi olmuştur.

Nitekim şehir merkezlerinden uzak, kırsaldaki medreselerde okuyan talebelerden sivrilip belirginleşen birçok ulema tebarüz etmiştir. Siirtli Şeyh Halil (v. 1842), Said Nursî (v. 1960), Bitlis-Ohinli Alauddin (v. 1949), Bismil-Arapkentli Şeyh Muhammed (v. 1986), Şeyh Fahreddin Arnasî (v. 1972), Şeyh Sadreddin Yüksel (v. 2004) ve Şeyh Muhyeddin Hâvilî (v. 1985) bu âlimlerden sadece birkaçıdır. Bu âlimler, medreseden mezun olduktan sonra, İslam dini için birçok hizmetlerde bulunmuşlardır. Bu hizmetlere mukabil manevi sevabın yanında, halkın teveccühünü de kazanmışlardır. Halk, bunlara saygı göstermiş, dinî ve dünyevî hususlarda bunların önderliğinde hareket etmişlerdir.

İşte halkın teveccühünü kazanıp dini ve dünyevi konularda halka önderlik eden alimlerden biri de Şeyh Fahreddin’dir. Şeyh Fahreddin, Kur’an-ı Kerim dersini ve akaitle ilgili olan bilgileri medresede babasından almıştır. Bu ilimleri, onun vefatına kadar ondan okumuştur. Üstün performansıyla ve keskin zekâsıyla henüz altı yaşındayken Kur’an-ı Kerim’i hatmetmiştir. Babasının vefatından sonra, İslamî ilimleri öğrenmek için on dört yaşında Batman yöresine gelmiştir. O dönemde, Batman’ın merkezinde ve çevresinde klasik tarzda tedrisat yapan birçok medrese mevcuttu.

Dolayısıyla köklü bir eğitim almak için bu kadar medresenin içinde bir tercihte bulunmak gerekiyordu. Babasının vefatından sonra Batman’a getirilen Şeyh Fahreddin’in buradaki ilk hocası, o dönemde Batman’a bağlı Bileyder (Binatlı) köyünde İmam Hatip olan âlim Şeyh Muhammed Keynê’dir. Üç sene bu köyde kaldıktan sonra, hocası olan Şeyh Muhammed Keynê vefat etmiştir. Köylüler hocasız kalınca zekâsı, ahlakı ve hoş sedasıyla temayüz eden genç Şeyh Fahreddin’e köy imamlığını ısrarla teklif etmişlerdir. Şeyh Fahreddin bu teklifi kabul etmiş ve köye imam olmuştur. Bu sırada Bileyder köyüne yakın Tilmiz (Akça) köyünde bulunan Şeyh Hasan Tilmizî’nin ders halkasına katılmaya başlamıştır. Şeyh Hasan Tilmizî ise, bölgede herkesin tanıdığı, sevip saydığı, o dönemdeki âlimlerin kendisine talebe olmakla iftihar ettiği büyük fakih ve mutasavvıf Şeyh Hüseyin Küçük’ten (kısa boylu olduğundan küçük denilmiştir) ilmî icâzet almış ve kendisi de, zamanla hocası gibi ilmî şöhrete kavuşmuş olan bir âlimdi. Şeyh Fahreddin, bu köyde kaldığı üç sene boyunca Şeyh Hasan ders almıştır. Şeyh Fahreddin, üç sene sonra Basork (Kayabağı) köyünde İmam Hatiplik görevine başlamıştır. Basork Köyü, Tilmiz köyünden uzak olduğu için Şeyh Fahreddin, Hethetk (Doğankavak) köyünde İmam Hatiplik görevini yürüten âlim ve müderris olan Şeyh Cemil Efediye giderek kitaplarını burada tamamlamak istemiştir. Ancak Şeyh Cemil Efendi, belli bir süre sonra zeki olan Şeyh Fahreddin’in dersini vermekte zorlanmış, Şeyh Fahreddin’e, “sen artık benim yanımda kemal derecesinde ilme vukufiyet peyda ettin, artık başka bir yerde okumana devam edebilirsin” demiştir.

Nihayetinde Şeyh Fahreddin, uzaklığına rağmen Tilmiz köyünde bulunan Şeyh Hasan’ın yanına tekrar gelmiş, o günkü medreselerde okunan sıra kitaplarını, onun yanında bitirmiş ve ilmi icazeti ondan almıştır. Bu arada Şeyh Fahreddin, Bâsork (Kayabağı) köyünde İmam Hatiplik görevine devam etmiştir. Şeyh Fahreddin Basork köyüne ilk geldiğinde, Bâsork (Kayabağı) köyü’nün ileri gelenlerinden olan Hacı Osman Ağa, o zaman bir cami inşa etmekte idi. Şeyh Fahreddin, cami inşaatı bittikten sora Osman Ağa’dan bir medrese inşa etmesini istemiştir. Osman Ağa, Şeyh Fahreddin'in bu isteğini yerine getirerek bir medrese inşa etmiştir. Şeyh Fahreddin, müderrislik hayatına bu medresede başlamıştır. Uzun süre burada tedrisata devam eden Şeyh Fahreddin, bu medresede birçok talebe yetiştirmiştir.

Daha sonra Şeyh Fahreddin, o zaman Siirt iline bağlı bir ilçe olan Batman’a gelip Ulu Cami’de resmi İmam-Hatiplik görevine başlamıştır. İmam-Hatiplik görevini yürüttüğü sırada vaizlik sınavlarına başvurmuş, o günün şartlarına göre yapılan sınavda başarılı olmuştur. Hatta daha sınav salonunda iken, Şeyh Fahrettin bir soruya itiraz etmiş ve bu sorunun yanlış sorulduğunu, doğrusunu göstererek, işte şu şekilde sorulması gerektiğini salon görevlisine söylemiştir. Salon görevlisi, bir süre gözden kaybolduktan sonra, sınav komisyon başkanıyla Şeyh Fahreddin’in yanına gelerek, komisyon başkanı, sınav bittikten sonra görüşelim demiştir. Şeyh Fahreddin, sınavdan sonra komisyon başkanıyla konuşmuştur. Bu görüşme neticesinde sınav komisyon başkanı Şeyh Fahreddin’e: “Bu sınavı yapmamızın amacı, bu göreve layık olanı seçmektir. Bizim sorduğumuz soruya yapmış olduğunuz itiraz, sizin bu göreve layık olduğunuzu gösterdi. Bu yüzden siz sınavı şimdiden kazandınız hayırlı olsun” demiştir. Yapılan sınavda başarılı olan Şeyh Fahreddin, Batman’da vaizlik görevine başlamıştır.

Vaizlik görevine başlayan Şeyh Fahreddin, yapmış olduğu vaazlarla kısa sürede kendisinden söz ettirmiş, şöhret bulmuş ve halkın teveccühünü kazanmıştır.

İleri yaşlarda Şeyh Fahreddin, tasavvufa ilgi duymuş ve seyr-u sülüka yönelmeye karar vermiştir. Şu anda Şırnak iline bağlı olan Cizre (Cezîretü İbn Ömer) ilçesinde bulunan o zamanın âlim, muttaki ve meşhur Nakşibendî Tarikatının i, Seyda lakabıyla meşhur olan Muhammed Sait Seyda’nın[3] yanına giderek, ona intisap etmiştir. Seyda Efendi, onun ilmini ve tasavvufa olan yatkınlığını görünce, kısa süre sonra 1955 yılında ona halifelik unvanını[4] vermiştir. Kendisi, o zamana kadar Şeyh Fahreddin olarak tanınırken, bundan sonra Fahreddin olarak anılmıştır. Şeyh Fahreddin, artık ilmi tedrisatın yanında irşat faaliyetine de başlamıştır.

Yukarıda saydığımız ilim adamlarına karşı bölge halkı, hiçbir zaman saygıda kusur etmemiştir. Şüphesiz biz de bu ilim adamlarına saygı duyuyoruz. Ancak saygımızı bizden öncekilerin göstermiş oldukları saygıdan farklı olarak göstermek istiyoruz. Şöyle ki; bu âlimlerin toplumda yaptıkları faaliyetler, medrese hizmetleri, tasavvufi çalışmaları ele alınmalı, bu âlimlerin bir ya da birkaç yönü göz önünde bulundurularak akademik çalışmalar yapılmalıdır diye düşünüyoruz. Bunu hem bir görev, hem de bir vefa borcu telakki etmekteyiz. Çünkü bu alimler, dolaylı olarak bize de ders vermişlerdir. Bu anlamda, şimdiye kadar yapılan çalışmalar çok sınırlı kalmıştır. Bundan sonra bu çalışmaların artmasını ümit ediyoruz.

Yukarıda saydığımız âlimlerden olan Şeyh Fahreddin, yaşadığı bölgede ömrü boyunca, “halka hizmet hakka hizmettir” düşüncesiyle çalışmış ve çevresine faydalı olmaya gayret etmiştir. Bu gayretlerini de yazmış olduğu eserlerden, çevresine göndermiş olduğu mektuplardan ve röportaj yaptığımız hayattaki talebelerinden öğreniyoruz. Bu çalışmalarına rağmen onun hakkında bir çalışmanın olmaması elbette ki bir eksikliktir. Bizde bu eksikliği bir nebze olsun gidermeyi hedefledik. Şeyh Fahreddin’in bütün yönlerini hacmi malum bir yüksek lisans tez çalışmasında ele alma imkânımız olmadığından, onun sadece fıkhî yönüne ağırlık verdik. Genellikle kendisinin kaleme aldığı el yazması fetvaları konu edindik.

Şeyh Fahrettin Şeyh Omer Faruk Şeyh Nurullah Şeyh Baki 

Talebeleri

Daha önce de değindiğimiz gibi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin çeşitli yerlerinde klasik medrese usulü ile İslami ilimler öğretiliyordu. Bu medreselere sadece bu bölgelerden değil, Türkiye’nin her tarafından talebeler geliyordu. Bu talebeler eğitimlerini tamamladıktan sonra, imkân bulurlarsa kendi memleketlerinde resmi görevlerinin yanında medrese usulü tedrisatı ve dini tebliği devam ettiriyorlardı. İmkân bulamayanlar ise, sadece imam-hatiplik görevini üstleniyorlardı.

Şeyh Fahreddin de, Batman merkez ve köylerinde 1930’lu yıllardan itibaren, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen yüzlerce talebe yetiştirmiş, ilmî tedrisatını tamamlayanlara ilmî icazet vermiş ve Türkiye’nin birçok yerine göndermiştir. İcazet alan talebelerin çoğu, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde halen görevde olup, çeşitli hizmetlerde bulunmaktadırlar. Bu çalışmamız sayesinde kendileriyle görüştüğümüz talebelerinden bazıları ve yapmış oldukları bazı çalışmaları şunlardır: Prof. Dr. Abdülkerim Ünalan,5 Prof. Dr. Abdülaziz Beki,6 Prof. Dr. Halil Çiçek,7 Sabri Yazar’dır.8 Sadece ismlerini vermekle yetineceğimiz şu talebeleri de vardır:

Şeyh Nurullah Seyda (Şeyh Seyda'nın Oğlu), Cizre, Merhum
Şeyh Ömer Faruk Seyda, Cizre
Şeyh Baki Seyda, Bursa İnegöl
Şeyh Kutbeddin Yıldız, Batman, Merhum
Şeyh Kutbeddin Hamidi, Eski Siirt Milletvekili, Batman
Prof. Dr. A.Kerim Ünalan, Dicle Ün. İlahiyat F. Dekanı, Diyarbakır
Prof. Dr. Mehmet Halil Çiçek, Yüzüncü Yıl Ün. İlahiyat Fak., Van
Prof. Dr. Abdulaziz Beki, Dicle Ün. İlahiyat Fak., Diyarbakır
Y. Doç. Dr. Nusrettin Bolelli, Marmara Ün. İlahiyat Fak., İstanbul
Celal Yıldız, Emekli Mardin İl Müftüsü
Hazı Kemal Özkan, Emekli Bölge Müdürü, İskenderun
Cüneyd Kavşut, Gümüşhane İl Müftüsü
Molla Sabri Palulu, Urfa Dergah Camii İmamı (Emekli)
Molla Yusuf, Urfa Merkez Vaizi
Seyit Ali, Müderris, Kızıltepe / Mardin
Molla Zübeyir Güneş, Müderris, Midyat / Mardin
Molla Süleyman Yıldız, İmam, Merhum
Hafız M. Ali Keskin, Kur'an Mualimi, Batman
Molla Osman Edebal, Müderris, Batman
Mollah Muhyiddin, Müderris, Adıyaman
Molla Beşir Aksoy, İmam - Müderris, Midyat
Mollah Şefik Aksoy, İmam - Müderris, Midyat
Molla Ahmet, İmam - Müderris, D.Bakır
Molla Hasan Ekici, Batman
Molla Tahir Elgin, İmam, Batman
Molla Selim Beki, Bingöl
Seyyid Hüseyin Becirmani, Kur'an Hafızı - Müderris, Batman
Seyyid Mustafa Yıldız, Emekli İmam, Batman
Selahaddin Yıldız, Emekli İmam, Batman
Mehmet Mehdi Yıldız, Emekli İmam, Batman
Molla Mehmet Yıldız, Emekli İmam, Batman, Merhum
Molla Mahsum Yıldız, Emekli İmam, Diyarbakır, Merhum
Molla Mazhar el-Halanzi, Emekli İmam, Siirt - İstanbul
Molla İsmet el-Halanzi, Emekli İmam, Siirt
Molla Cafer Barisli, İmam, Batman, Merhum
İbrahim Doğu, Emekli Bürokrat, Batman
Seyit Tahir El-Eri, Müderris, İstanbul Fatih
Molla İbrahim Kelhoki, Müderris, Merhum, Mardin,
Molla Hüsni Bazbuti, Batman
Molla Halil Hizuvi (Yüce), Batman
Molla Abdurrahman Cımelini, Batman
Molla Mehmet Emin Gür, Batman
Molla Abdulkerim Sevim, Batman
Molla Heybet İnanç, Batman
Molla Ahmet Doğubeyazidi (Karakaş)
Molla Salih Halili, Batman
Molla Abdullah Derşevi (Yardak), Cizre
Molla Abdullah Tori el-Botıki, Batman
Molla Süleyman Mozgelani, Batman
Molla Ahmet Halili
Molla Ali Heni
Molla Mahmud Derizbini
Molla Nizameddin Bingöli
Molla Tayyip Lici
Molla İhsan el-Bafa
Molla Sabri ed-Derişi, Batman
Seyyid Molla Muhammed Tilminari
Molla Abdulkerim Nizipi
Molla Muhammed Kofeşi, İmam, Batman
Molla Muhammed Derizbini, Batman
Molla Abdulbaki Zerceli, Batman
Molla Sirac Zerceli, İmam, Batman
Molla Abdullah Boğuş Bleyderi
Molla Abdullah Gundıki, Batman
Molla Osman Yıldırım Bleyderi, Batman
Molla İzzeddin Bleyderi, Batman


Ve daha pek çok imam ve müderrisler...

Şeyh Fahreddin’in medresesinde okuyan ve kendisinden ders alanların, gayretli ve çalışkan olmaları, kendisinin bu işi ihlâslı ve sırf Allah rızası için yapmasından kaynaklandığını söylemek mübalağa olmasa gerekir. Nitekim geçmişte İmam Şafiî[5] (v. 204/820) ve İmam Nevevî10 (v. 676/1278) gibi az yaşadığı halde ilimlerinin bereketi çok olan zatları biliyoruz. Bunlar az yaşamalarına rağmen, çok sayıda talebe yetiştirmiş ve eser bırakmışlardır.11 Bunun sebebi de-kanaatimize göre- ihlâstır. İhlâs ile yapılan amelin sonucu bereketlidir.[6] Bu sebepten dolayı bir süre resmi olarak yürüttüğü vaizlik ve imamlık görevlerinden ayrılmış, tedrisat ve irşat görevlerini sırf Allah rızası için devam ettirmiştir.

İrşâd Ve Tasavvufî Faaliyetleri 

Şeyh Fahreddin, sadece tedrisât ve irşât görevlerini yürütmekle kalmamış, aynı zamanda sosyal faaliyetlerde de bulunmuştur. İlmi ile olduğu gibi ahlakı ile ve halk adamı olması hasebiyle de halkın beğenisini kazanmış ve halkın yanında saygın bir yer edinmiştir. Bazı dönemlerde resmî görevi olmadığı halde gerektiğinde imamlık yapıyor, hutbe okuyor, vaaz ediyor ve tasavvuf ile halkı irşat ediyordu. Yıllarca Batman’da kaldığı halde, hiç kimse onu çarşı pazarda dolaştığını görmemiş, hayatının tümünü medresesinde ve evinde geçirmiştir. Şeyh Fahreddin, bir Müslüman’ın yapması gereken “emri bi’l-maʻruf nehyi ani’l-münker”[7] düsturunu yerine getiriyordu. Böylece halkı dini konularda aydınlatıyor, onların birlik ve beraberliğini sağlıyordu. Fitne-fesat ve kötülükten onları alıkoyuyordu. İrşâd Ve Tasavvufî Faaliyetleri başlığı altında kısaca şunları zikredebiliriz:

Tedrisâtla Meşgul Olması

Şeyh Fahreddin, medrese tahsilini tamamladıktan sonra, hocalarının yanında okuduğu ilimleri, bölgede açmış olduğu medreselerde birçok talebe okutarak yaymıştır. Medresesinde alet ilimlerinin yanı sıra tefsir, fıkıh, ferâiz ve hadis ilimlerini okutmuştur. Yörede pek yaygın olmayan ferâiz ilminde çok başarılı olmuş, bölgedeki geniş ve kalabalık ailelerin veraset meselelerini Şeyh Fahreddin çözmüştür. Dini ilimleri okuma ve okutmanın yanında, bu dönemde, dışarıdan ortaokul ve imam hatip lisesi sınavlarına giren Şeyh Fahreddin, mesleki derslerde başarılı olduğu gibi, fizik, kimya ve matematik derslerinde hatta İngilizce dersinde bile çok başarılı olmuştur.

Daha sonra, talebelerine dini ilimlerin yanında, gerektiğinde İngilizce dersini de okutmuştur. Dolayısıyla Şeyh Fahreddin’in medresesinde okuyan talebeler, hem dinî hem de fennî ilimlerde donanımlı olmuşlardır. Şeyh Fahreddin, yılın belirli dönemlerinde yetiştirmiş olduğu talebeleri ile beraber çevre köylere giderek irşat faaliyetleri yapmış, özellikle ramazan aylarında talebelerini yöredeki birçok camide görevlendirmiştir. Böylece bölgeyi birbiriyle kenetlemiş ve bir merkeze bağlamıştır.

Aşiretler Arasında Gerçekleştirdiği Barış Faaliyetleri

Bölgede var olan aşiret taassupluğundan dolayı aşiretler arasında meydana gelen çekişmeler ve anlaşmazlıklar yıllarca sürüyordu. Bu aşiretler arasındaki kan davalarından dolayı birçok insan ölüyor, köyler yok ediliyor ve daha birçok olumsuzluklar oluyordu. Ama toplumda belli bir yer edinen büyük zatlar gibi Şeyh Fahreddin de, aşiretler arasında bulunan sorunları gidermek için barış girişimlerinde bulunuyordu. Örneğin, tasavvuf üstadı Seyda Hazretlerinin de tavsiyesi üzerine Şeyh Fahreddin, Siirt’in Pervari ilçesinin yaylasına giderek, orada kalan Davudî aşiretinin göçerlerini barıştırmıştır. Böylece bu aşîret ve kabileler arasında uzun zamandan beri devam eden kan davası bitmiş, hayırlı bir şekilde sonuçlanmıştır. Yine aynı şekilde, Batman yöresinde tanınmış iki aşiret olan Raman ve Âlikan aşiretleri arasında gerçekleştirdiği barışı zikredebiliriz. Şeyh Fahreddin, vaaz ve nasihatleriyle gerçekleştirdiği bu barışlarla, olması muhtemel birçok fitne ve fesadın önüne geçmiştir.

Şeyh Fahreddin’in tedrisat yapması, irşatta bulunması ve halk arasında oluşturduğu bu barış faaliyetlerinin yankıları birçok yere yayılmıştır. Nitekim dindarlığı ile bilinen Konya halkı, Şeyh Fahreddin’in Konya’ya gelmesi için bütün olanakları sağlamaya hazır olduklarını taahhüt etmişler, orada da tedrisat ve irşat görevlerini sürdürmesini istemişler, hatta evini Konya’ya taşımak için bir nakliye aracı tahsis etmişlerdir. Bunu duyan Batman halkı, buna izin vermemiş ve şiddetle karşı çıkmışlardır. Nitekim Şeyh Fahreddin, vefatına kadar Batman ve çevresine hizmet etmiştir.

Vefatı

Şeyh Fahreddin’in harikulade zekâsı, ilmi genişliği ve sosyal başarıları, Onu diğer insanlardan farklı düşünmeye sevk etmiştir. Döneminde Latin yazısı dediğimiz yeni yazıyı medrese hocalarının çoğu bilmiyordu. O, bu yazıyı öğrenmek için gayret göstererek dışarıdan okul bitirme (açık öğretim) sınavlarına girmiştir. Hatta bazı ders öğretmenlerini, bu konudaki maharetinden dolayı hayretler içerisinde bırakmıştır. Bu öğretmenler, “Sanki bu ilimleri bu zat keşfetmiştir” demekten kendilerini alamıyorlardı.

Şeyh Fahreddin, geleceğe yönelik farklı projeler tasarlamış, kısa ve uzun vadede olması gereken şeylerin üzerinde her zaman düşünmüştür. Bu düşündüklerini gerçekleştirmek için sürekli bir arayış içerisinde olmuştur.

Âlim, mürşit ve müderris olan Şeyh Fahreddin, tasarladığı bu projelerin bazılarını gerçekleştirmeden 1 Şubat 1972 tarihinde 63 yaşında Batman’da vefat etmiş ve Batman’a bağlı Kôrik köyünde medfun bulunan annesinin yanına defnedilmiştir.

Şeyh Fahrettin ve çocukları

Çocukları

Fahreddin’in 7’si erkek 6’sı kız olmak üzere 13 çocuğu bulunmaktadır. Erkeklerin en büyüğü Abdurrahman Yıldız, 2004 yılında kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiştir. Abdurrahim Yıldız, İlahiyat Fakiltesi mezunu olup, halen İstanbulda ikamet etmektedir. Dr. Ahmed Yıldız, Tıp Fakültesi mezunu olup Antalya Alanya’da doktorluk yapmaktadır. Molla Sabri Yıldız, Şeyh Muhyeddin Havêlî’den ilmî icazet almıştır. Mardin Kızıltepede irşat faaliyetleri ile meşgul olmaktadır. Molla Abdülhakim, ticaretle meşgul olup, ahlen istanbulda ikamet etmektedir. M. Salih Yıldız, İktisat Fakületsi mezunu olup, islamî faaliyetlerle meşgul olmakta ve halen Batman’da ikamet etmektedir. M. Sadık Yıldız, askeri okuldan ayrılmış, daha sonra İngiliz Filolojisi mezunu olmuştur. Ticaret ve ilmî faaliyetlerle meşgul olan M.Sadık Yldız, halen İstanbul’da ikamet etmektedir. Mütedeyyin kişilerle evli olan Şeyh Fahreddin’in kız çocukları ise, değişik yerlerde ikamet etmektedirler. Şeyh Fahreddin’in torunları ise, üniversitelerde öğretim görevlisi, imam hatip okullarında da öğretmenlik yapmaktadırlar.

Şeyh Fahrettin El-Arnasi'nin Eserleri

Şüphesiz bir âlimin isminin kalıcı olmasını sağlayan en önemli şey eserleridir. Zaten Molla Fahreddin ve tanıdığımız diğer âlimlerin çoğunu, bıraktıkları eserlerinden biliyoruz. Molla Fahreddin, bölgesinde yaşayan âlimlere kıyasla daha çok eser yazmış bir ilim adamıdır. Birçok ilim dalında eser yazmış olması, onun ilmi kariyerini ortaya koymaktadır. Zira telifler müellif hakkındaki düşünceyi ortaya koymak için kâfidir.

Elimizde Molla Fahreddin’in el yazması fetvalarının sayfa ve varakları, tasavvufla ilgili bir eseri hariç, basılmış olan toplam on adet eseri mevcuttur. Bu eserlerin biri Türkçe diğerleri Arapçadır. Molla Fahreddin hayatta iken birinci baskıları çıkarılan bu eserlerin bazılarının ikinci baskıları da vefatından sonra yapılmıştır.

Bu eserlerin tamamı elimizde mevcut olup isimleri şunlardır:

1-el-İ’tisâm Hâşiyetu Şerhi’l-İsâm âle’l-Ferîdeti fi’l-Beyân الاعتصام حاشية شرح(

العصام على الفريدة فى البيان (

2-Hâşiyetü İmtihâni’l-Ezkiyâ (كشف الغطاء حاشية امتحان الاذكياء)

3-Durretü’s-Sedef fî Beyani Asnâfi’l-Harf )درة الصدف فى بيان اصناف الحرف(

4-et-Tarsîf fî İlmi’t-Tasrîf )الترصيف فى علم التصريف(

5-el-İstinâre fî İlmi’l-İstiâre )الاستنارة فى علم الاستعارة(

6-İsâğûcî fi’l-Mantık )ايساغوجى فى المنطق(

7-el-Kavlu’s-Sedîd fî Beyâni Hükmi’s-Saydi bi’l-Bundukati’l-Müttehazati

)القول السديد فى بيان حكم الصيد بالبندقة المتخذة من الحديد(Mine’l-Hadîd

8-Miftâhü’l-Cenne fi Ezkâri’l-Kitâbi ve’s-Sünne )مفتاح الجنة فى اذ كار الكتاب والسنة(

9-Risâletü’l-Vadʻ )رسالة الوضع(

10-Zü’l-Fikâru’l-Hayderî fî’d-Difâʻi ani’ş-Şeyh Muhammed Sâid Seydâ el-

)ذوالفقارالحيدرى فى الدفاع عن الشيخ محمد سعيد سيدا الجزرى (Cezerî

11-Cuma Günü ve Cuma Namazı

İsimlerinden de anlaşıldığı gibi bu eserlerin çoğu, medreselerde okutulan ilimlerle ilgilidir. Molla Fahreddin, medreselerde ‘medrese müfredat kitapları’ denilen ders kitaplarını okuturken, karşılaşılan zorlukları tespit etmiş, muğlâk veya yetersiz gördüğü eserlere ya alternatif eserler yazmış ya da bu eserlerde geçen kapalı yerleri açıklamış ve bu şekilde birçok eser telif etmiştir. Molla Fahreddin’in, medreselerde okutulan ilimlerle ilgili eserler yazması, talebeye faydalı olmuş ve talebenin bu zor yerleri anlamasında büyük kolaylık sağlamıştır.

Muhammed Latif ALTUN

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı

---------------------------------

[1] Şeyh Fahreddin'in hayatı ve kişiliği ile ilgili bilgiler, oğlu Abdurrahim Yıldız'ın bizzat kendisinden ve onun tarafından kaleme alınıp, Şeyh Fahreddin'in el-İ'tisam adlı eserinin başına eklenen kısa biyografisinden, Abdulkerim Ünalan'ın, 7-9 Eylül 2007 tarihinde düzenlenen "Uluslararası İbrahim Hakkı Ve Siirt Uleması Sempozyumu" nda sunduğu "Şeyh Fahreddin Batmanî ve İlmî Kişiliği" adlı tebliğinden alınmıştır.

[2] Şeyh Abdulvehhab Dêrizbînî, 1913 te Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Seko (Zeko) köyünde doğmuştur. Ahmed el-Haznevî’nin halifesi olan Şeyh Abdullatif Amudî’den ders alır ve bir müddet

[3] Seyda efendi'nin babası Ömer Zengânî, annesi Hâlime Hatundur. 1889’da Cizre de doğdu. 1968’de burada vefat etti ve buraya defn edildi. Seyda, henüz bir yaşında iken, babası hac yolculuğunda 1890 da Cidde’de vefat etmiştir. Yedi yaşına kadar konuşamayan Seyda, yedi yaşından sonra ağabeyi Siraceddin’in yanında ilim tahsil etmiştir.

[4] Halife, Sözlükte “arkada olmak, birinin arkasından gelmek, yerine geçmek” anlamlarına gelmektedir. ‘half’ kökünden türetilmiş olan halife (çoğulu hulefâ, Halâif), birinin yerine geçerek onun adına iş yapan demektir. Tasavvufta ise, i adına irşad faaliyetinde bulunan, ölümünden sonra da yerine geçen kimse, insân-ı kâmil anlamında kullanılmaktadır. (Komisyon, Dinî Kavramlar Sözlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2010, Ankara, s. 226.)

[5] eş-Şâfiî, Ebu Abdillah Muhammed b. İdris, Hicri 150’de Gazze’de doğmuş, 204 te de Mısır’da vefat etmiştir. (Zeydan, Abdülkerim, el-Madhal lid-Diraseti’ş-Şeriati’l-İslamiyye, Beyrut, 1990, s. 140). 10 en-Nevevî, Ebu Zekeriyya Muhyiddin Yahyâ b. Şeref b. Merri b. Hasan el-Hazzamî elHavrânî, Fıkıh ve Hadis ilimlerinde âlim olan Nevevî, Suriyede bulunan Nevâ köyünde doğduğu için oraya nisbet edilmektedir. Şam’da öğrenimini bitirdikten sonra burada uzun yıllar kalmıştır. Birçok konuda eserleri bulunan Nevevî (v. 676/1277) da Nevâ’da vefat etmiştir. (Ziriklî, Hayruddin b. Mahmut b. Muhammed b. Ali Fâris, El-E’lâm li’z-Ziriklî, Dârü’l-İlmi li’l-Melâyin, 2002, VIII, 149). 11 el-Askâlânî, İbn Hacer Ahmed b. Ali, Fethü’l-Bârî Şerhu Sahîhî’l-Buhârî, Dârü’l-Maʻrife, Beyrut, 1379, X, 416.

[6] İbn Allân, Muhammed Ali b. Muhammed b. Allân b. İbrahim el-Bekrî es-Sıddîkî (v. 1057/1647), Delîlü’l-Fâlihîn li Tarîk Riyâdi’s-Salihîn, Dârü’l-Maʻrife, Beyrut, 2004, I, 81.

[7] Âli İmrân, 104.

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 24 Nisan 2024
İmsak 04:29
Güneş 06:04
Öğle 13:07
İkindi 16:55
Akşam 20:00
Yatsı 21:29
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. Liverpool 33 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 33 43
12. Fulham 34 42
13. Bournemouth 33 42
14. Crystal Palace 33 36
15. Brentford 34 35
16. Everton 33 30
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 33 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14
Günün Karikatürü Tümü