Şeyh Seydâ (KS) El-Cezeri'nin İlmî ve Tasavvufî Faaliyetleri

Bu yolda yürüyen ve adını gerek yaşarken gerekse vefatından sonra Anadolu coğrafyasında sıkça duyduğumuz mürşidlerden biri de Şeyh Muhammed Saîd Seydâ el-Cezerî’dir. O da diğer Hâlidî Şeyhleri gibi çocukluğundan itibaren hem sıkı bir medrese öğrenimi görmüş hem de tasavvuf terbiyesi almıştır. Eserlerinde ve mektuplarında ilme verdiği önemi her zaman belirtmiştir.

TASAVVUF 20.12.2020, 01:56 12.01.2021, 22:27 Ramazan Peri
Şeyh Seydâ (KS) El-Cezeri'nin İlmî ve Tasavvufî Faaliyetleri

Genel itibariyle Nakşibendîlik’te ve özelde de onun Hâlidî yorumunda fıkhî/şer’î ilme tâbi olmayan ve zâhir/bâtın dengesini koruyamayan bir tasavvuf anlayışına itibar edilmez. Hâlidîyye için tekke ve medrese eğitimini birbirinden ayırmak mümkün değildir. Bu yolda medrese eğitimi en az tasavvuf eğitimi kadar önemli ve gereklidir. Bu yüzden Hâlidîyye için tekke ve medrese eğitimini cem eden bir anlayışa sahip olduğunu söylemek mümkündür. Bununla beraber Hâlidî geleneği ilim ve irşâd çalışmalarında tekkeyi tek adres olarak görmez. Dolayısıyla bu çalışmaların başta medrese olmak üzere pek çok yerde yürütülmesi mümkündür. [1] Hâlidîliğin yoğun olarak kabul gördüğü Doğu Anadolu coğrafyasında tekke ve medrese çatışması pek görülmez aksine oradaki sûfîlerin büyük bir kısmının medrese eğitimleri vardır. Onlar hem sûfî hem de molla olarak yetişmiştir. [2] Nakşibendî- Hâlidî yolunu ve bu yolda yürüyen mürşidleri zülcenâheyn (çift kanatlı) olarak ifade etmek ve aynı zamanda hem bir âlim hem de bir ârif olarak değerlendirmek mümkündür. [3]

Bu yolda yürüyen ve adını gerek yaşarken gerekse vefatından sonra Anadolu coğrafyasında sıkça duyduğumuz mürşidlerden biri de Şeyh Muhammed Saîd Seydâ el-Cezerî’dir. O da diğer Hâlidî Şeyhleri gibi çocukluğundan itibaren hem sıkı bir medrese öğrenimi görmüş hem de tasavvuf terbiyesi almıştır. Eserlerinde ve mektuplarında ilme verdiği önemi her zaman belirtmiştir. [4]

İlme olan yeteneği ve bu konudaki isteği ile öne çıkan Şeyh Seydâ kendinden beklendiğinden çok daha hızlı ve büyük mesafeler kat etmiştir. Medresede ders aldığı büyük dayısı Şeyh Abdulhakim ed-Dırşevî’nin 1323/1905’te vefat etmesi üzerine dergâhta Şeyh Seydâ’nın ağabeyi Şeyh Muhyiddin-i Cezerî postnişin olmuştur. [5] Şeyh Muhyiddin el-Cezerî dergâhın ve ailenin durumlarıyla meşgul olurken ortanca kardeşi Şeyh Siracuddin el-Cezerî’de medresenin başında ilmî faaliyetleri yürütmüştür. Şeyh Seydâ medrese ilmini almaya başladığı büyük dayısı Şeyh Abdulhakim ed-Dırşevî’nin vefatından sonra medrese faaliyetlerine devam eden ortanca ağabeyi Şeyh Siracuddin el-Cezerî’den ilmî derslerine devam etmiş ve on yedi yaşında ilmî icazetini almıştır. Bu icâzetin orjinali ailesi tarafından hâlâ muhafaz edilmektedir.[6] İlim icâzeti Şeyh Muhammed Nuri ed-Dırşevî’nin huzurunda verildiğinden âdet gereği ve teberrûken onun mühürüyle mühürlenmiştir. [7]

Şeyh Seydâ’nın hayatını incelediğimizde, onun hayatında ilmin ve ilim tahsil edenlerin öneminin büyük olduğunu görmekteyiz. Gerek şer’î ilimde gerekse tasavvufî ilimde çalışmalarına hayatı boyunca devam etmiştir. [8] Ancak medresedeki ilmî çalışmaları her zaman tarîkat çalışmalarının önünde olmuştur. [9] Şeyh Seydâ’nın talebelerinden Molla Abdurrahman-i Gundukî bir gün Şeyh Seydâ’ya şöyle bir soru sormuştur: “Efendim! İntisap edenlere tezkiye-i nefs için ezkâr ve evrâd veriyorsunuz, acaba neden bana bir emirde bulunmuyorsunuz? Şeyh Seydâ da cevaben şöyle demiştir: “Evladım! Senin ezkârın kendi dersine çalışmandır. İlim tahsili yapanlara bu yeter.” [10] Bu kısa diyalogda da tarîkat çalışmalarından önce medrese çalışmalarına önem verdiği görülmektedir. Yine halifelerinden Şeyh Muhammed Beşir’e yazmış olduğu bir mektupta; ilim talebelerinin yaramazlık ve öfke hallerinde kusurlarına bakmamasını çünkü ilim tahsilinde uygun zemin oluşması için böyle olması gerektiğini bildirmiştir. Allah’ın muhtaçlara ve hayır yerlerine yardım edilmesini istediğini ve ilim tahsiline yardımcı olmaktan daha üstün bir hayır bulunmadığını ifade etmiştir. Bunu yapanları da Allah’ın muhterem ve mükerrem kulları olarak adlandırmıştır. [11]

Şeyh Seydâ’nın ilime teşvik için talebelerine yazmış olduğu bir kasidesi de şöyledir:

“İlimle uğraş, zıttı olan cehâlete onu tercih et. Zîrâ cehâlet, dil ve kalbin kabahatidir.

Onunla takvâ gözünü aydınlat, tâ ki ay ile güneş gibi parıldayasın.

İlim erbâbı gitti deme. Kim çalışırsa iki kaynaktan - ilim ve amel - bulur. [7-8-9-10-11]

İlmi tamamla; ameli ıslâh için öyle bir nurdan istifâde edersin ki; Meşrikayn’ı aydınlatır.

Allah ’tan başka sevgiyi at; yüce sevgiyi kazanırsın.

Allah ’tan başkasını sevmek, İki hasretten başkasını netîce vermez.

Nerede ashâb - altın nesil-? Gittiler. Nerede altın, gümüş toplayanlar?

Nerede gece gündüz çalışanlar? İbret al, ey dostum, kalb ve kalıp iki gözünle Nerede altın ve gümüş sahipleri? Yanakları çürüten kabirlere girdiler.

Nerede kurtçuklar gibi durmadan âdî dünyalık için çırpınanlar?

Nerede dünya malını, altın ve gümüşü derleyenler?

Nerede başı çekenler, köşk ve saraylar inşâ edenler?

Hepsi ölüp - pişmanlık duygusuyla - parmak ısırdılar.

Nerede hac için telbiye getirenler, kurban kesip tekbîr getirenler?

Nerede Ferkadân (Kutup) yıldızları gibi olan ashâb- ı safâ?

Nerede, nerede, nerede, nerede, nerede, nerede?

Ey sevgili dost, bütün bunları düşün ve Allah’ın dîvânına dur.

Hüsrân - o zaman - senden iki kere (dünyâ ve âhirette) uzaklaşır.

Nasîhatten ibret al, belleyen bir kulakla dinle

Tâ ki gözün iki defa aydınlansın (biri dünyâda biri âhirette)

Hayır tamamlansın diye sakın bırakma Gıbta et ki, keder ve hüzün senden uzaklaşsın.

İlâhî! Bizi afveyle, büyük fazlınla mağfiret eyle.

İki kürbeye, dünyâ ve âhiret darlığına yetecek bir rahmet eyle.

İmdâdımıza yetiş, bizi başkasına ısmarlama.

Kimin imdadına yetişirsen başarır ve iki cennete yetişir.

İlâhî! Kâinaâtm Hayırlısı’na rahmet eyle.

Öyle rahmet ki, gece ve gündüzler sürdükçe devâm etsin.

Sonuçta Allah’a hamd ile duâ ederiz. Zîrâ hamd, cin - ins’in Rabbi olan Allah ’a mahsustur.” [12]

Şeyh Seydâ Halifesi Muhammed Emin Er’e yazmış olduğu bir mektubunda “Mısrî” diye meşhur olan Ali bin Muhammed’in “Tuhfetu’l-ekyâs fî husni’z-zanni bi’n-nâs'’ kitabını tavsiye etmiştir. Bu zâtı velî ve ârif-i billâh olarak nitelendirmiştir. Yazmış olduğu eserde sadra şifa olacak bilgilerin olduğunu belirtmiştir. [13]

Yine o, halifelerinden Şeyh Muhammed Beşir’e yazmış olduğu bir mektubunda; İbnu’l-Verdî adındaki büyük hekîmin “Lâmiyye” adındaki manzum şiirini tavsiye etmiştir. Bu eserde dinî ve dünyevî nasihatleri içeren bilgiler bulunmaktadır. [14]

Şeyh Seydâ kış mevsimlerini Cizre’de, yaz mevsimlerini de annesi Halime Hâtun’dan kendilerine miras kalan Cizre’nin Serdahl (Bağlarbaşı) Köyünde geçirmiştir. Medrese, dergâh ve tasavvuf çalışmalarını çok yoğun bir şekilde devam ettirmiş, kısa sürede yurt içinde ve yurt dışında tanınan ve bilinen bir âlim ve mürşid olmuştur. Bütün bu hizmetler 1925 yılındaki tekke, zaviye ve türbeleri kapatan ve birtakım unvanların kullanılmasını yasaklayan 677 sayılı kanunun yürürlüğe girmesine kadar devam etmiştir. [15-12-13-14-15]

Fatih Musa ELMALI ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ 2019

-------------------------------------

  [1] Ramazan Korkut, “Halidî Tasavvuf Geleneğinde Fıkıh Ve Tasavvuf İlişkisi: Seyda Muhammed Emin el-Hayderî Medresesi Örneği”, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 

Elazığ2017, sayı: 53, ss.382, 383.

  [2] Mühtan Sağlam, “Sadık Yalsızuçanlarla Tasavvuf Söyleşisi”, İstanbul 2010, Kaynak: www.sadikyalsizuçanlar.net, (Erişim Tarihi: 01/01/2018).

  [3] İbrahim Baz, “Şeriat ve Tarikatta Rehber: Şeyh Fethullah Verkanisi”, İlim ve İrfan Dergisi, İstanbul 2015, yıl: 3, sayı:29, s. 27.

  [4] Farkınî, Mektubat, s. 138.

  [5] Yüce, “Cizreli Şeyh Seydâ”, ss. 43, 44, 45, 46.

  [6] Farkınî, Mektubat, s. 41.

  [7] Farkınî, Mektubat, s. 44.

  [8] 01/07/2018 tarihinde Samandıra İlim ve Sanat Vakfında Ömer Faruk Seyda ile yapılan mülâkat

  [9] Farkınî, a.g.e. s. 44.

[10] Farkınî, a.g.e. s. 57.

[11] Farkınî, a.g.e. s. 188.

[12] Farkınî, Mektubat, s. 89.

[13] Farkınî, a.g.e. s. 165.

[14] Farkınî, a.g.e. s. 184.

[15] Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması, 30 Kasım 1925 tarihinde kabul edilip 13 Aralık 1925 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı kanun ile uygulamaya konmuştur.

Yorumlar (1)
Mehmet Zana EDİS 3 yıl önce
Yüreğinize sağlık sayenizde bilgilendik yüce ALLAH cc seyda ks rahmet eylesin mekanı cennet olsun büyük alim
15
açık
Namaz Vakti 24 Nisan 2024
İmsak 04:29
Güneş 06:04
Öğle 13:07
İkindi 16:55
Akşam 20:00
Yatsı 21:29
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. Liverpool 33 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 33 43
12. Fulham 34 42
13. Bournemouth 33 42
14. Crystal Palace 33 36
15. Brentford 34 35
16. Everton 33 30
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 33 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14
Günün Karikatürü Tümü