Cizre Müftüsü Mahmut Bilge
Cizre ulemasından Molla Abdurrahman Hoseri’nin oğludur. Hayattayken Ay Risalesi 'nin yanında "Resulü Ekrem'in Hüviyet Cüzdanı", "Nuh ve Tufanı" , toplam 21 kitap yazar. Gezmeyi çok seven, sosyal bir kişiliği olan, herkesle oturup kalkan, Cizre’nin yakın dönemde yetiştirdiği Mahmut Bilge’nin ilginç hayat hikayesini okuyacaksınız.
Mezopotamya coğrafyasının kadim şehirlerinden biri olan Cizre birçok önemli şahsiyet yetiştirmiştir. İsmail Ebul-iz El Gezeri, Ahmet El Gezeri, İbnülesir Kardeşler bunlardan sadece birkaçıdır. Ancak bu değerli simaların bugün için hak ettikleri karşılığı alamadıklarım söylemek mümkündür.
İnsan tabiatı gereği bazen hep aynı çizgide ilerlemez. Kimi zaman kendi isteği kimi zaman yönlendirme neticesinde olumlu veya olumsuz bir mecraya kayabilir. Diğer bir deyişle insanın kendi özgün iradesi dışında davranışlar sergilediği durumlar bulunmaktadır. Cizre’nin yakın dönemde yetiştirdiği Mahmut Bilge’nin ilginç yaşam öyküsü de bu bağlamda değerlendirilebilir.
Tutuculuğun, gelenekselliğin, dini hassasiyetlerin olduğu bir ortamda yerleşmiş değerlere ters fikirler öne sürmek, bunu kanıtlamaya çalışmak kolay değildir. Bu durumda ya bütün zorlukları, tehlikeleri göze alarak mücadelenize devam edersiniz ya da pes eder çekilirsiniz. Mahmut Bilge yaşadığı dönemin tüm engellemelerine karşı inandığı fikirleri sonuna kadar savunmaya çalışmıştır. Birçok durumda - aya gitmenin mümkün olduğunu söylediğinde olduğu gibi- zaman onu haklı çıkaracaktır.
Mahmut Bilge’nin Hayatı
1904 yılında Cizre’de doğan Mahmut Bilge, Hatiban Camisi’nde görev yapan Cizre ulemasından Molla Abdurrahman Hoseri’nin oğludur,' Babası müderris Abdurrahman Efendi’den dini ilimleri okumuştur. Özellikle Arabi ve Farisi tahsilini babasından görmüş ve 1922 yılında babasından icazet almıştır. Medrese eğitiminin yanı sıra resmi eğitim de alan Mahmut Bilge, Rehberi Terakki İlkokulunu[1] [2] 1919 yılında pekiyi derece ile tamamlamıştır. 1961 yılında Trabzon İmam Hatip Lisesi orta kısmını, 1963’te ise aynı okulun lise kısmım bitirerek mezun olmuştur.[3] 1920 yılında öğretmen vekili, gerekli imtihanları verdikten sonra da asil öğretmen olmuştur. 1 Ekim 1929 yılında öğretmenlikten istifa ederek, 1930 yılında Cizre Belediye kâtipliği ve veznedarlığına getirilmiştir. 1934 yılından itibaren Nusaybin, Kızıltepe, Cizre ve Mardin merkezinde nüfus memurlukları ile nüfus başkâtipliği görevlerini yürütmüştür.[4] Bir ara Haberli Nahiye Müdürlüğü" de yapan Bilge, söz konusu asil görevlerinin dışında Nusaybin’de Halkevi kâtipliği,[5] [6] [7] köycülük kolu üyeliği/ Kızıltepe Halkodası reisliği* gibi fahri görevlerde de bulunmuştur.
1948 yılında Cizre Müftüsü olup 1969 yılına kadar Cizre’deki bu görevini icra eder. 26 Nisan 1969 yılında Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde müftülüğe başlar. Burada kısa bir süre kalan Bilge, 26 Haziran 1970 yılında Birecik müftülüğünden Silopi müftülüğüne tayin olur.[8] 30 Temmuz 1970’ten 1 Eylül 1971’e[9] kadar da Silopi’de yürüttüğü müftülük görevinden sonra emekliye ayrılır
Babası Molla Abdurrahman Hoseri, Molla Ali, Molla Ali de Molla Mahmut’un oğludur. Babası iki eşli olup, bu eşlerden birinden Mahmut, Ali, Abdulkerim ve Selime, diğerinden Mustafa ve Meryem adlı çocukları doğmuştur. Müftü Mahmut Bilge’nin Abdulaziz ve Behiye isminde iki çocuğu olmuştur. Oğlunu küçük yaşta kaybetmiştir. Soyu kızı Behiye tarafından devam etmektedir.[10] Mahmut Bilge, 5 Nisan 1974 yılında Cizre’de vefat etmiş ve aile mezarlığına defnedilmiştir.
Kişisel özellikleri
Mahmut Bilge’nin kendine has birtakım vasıflarından bahsetmek mümkündür. Her şeyden önce Hz. Muhammed’in hasletlerini örnek alıp uygulamaya çalışmıştır. Yemesine, içmesine, giyimine, kuşamına çok dikkat etmiştir, öyle ki, vücut dengesini koruyup korumadığı, kilo alıp almadığım tespit için sık sık uğradığı Sabri Çevik adında bir terzisi vardı. Bir ara terzisi ölçüsünü alırken göbek yaptığım söyleyince bu durumdan çok müteessir olur.[11]"[12]
Günün modasına uyar, her gün sakal tıraşı olur ve bastonunu her daim elinde taşırdı. Gezmeyi çok seven, sosyal bir kişiliği olan, herkesle oturup kalkan, akrabalarım, komşularım gözetleyen biriydi.[13]
İnsanların bilgi düzeyleri veya kültür seviyelerine göre bir tutum içinde bulunurdu. Onların anlayabileceği tarzda sohbet eder, sorularına cevap verirdi. Örneklerle desteklediği açıklamalarıyla sorunun muhatabım ikna ederdi. Bu hususta kendisine Azrail’in aynı anda çok sayıda cam almasına akıl erdiremediğini soran birisine; nasıl M Cizre’de aydınlatma ile görevli kişi şalteri indirdiğinde aynı anda tüm şehir karanlığa gömülüyorsa, Azrail’in aynı süre içinde çok sayıda cam alması kadar doğal ne olabilir diyerek makul bir cevap vermiştir.[14]
Yine karşı tarafı mest edecek düzeyde bir hitabet yeteneği ve hazır cevaplık özelliği vardı. Kendisine yöneltilen sorulan cevapsız bırakmaz, hemen her konuda bilgi sahibi olan bir zattı; ancak konuşmaktan çok okumayı ve yazmayı severdi/ Gündemi, gazeteleri okuyarak, radyo dinleyerek takip ederdi. Takva sahibi ve tasavvufi yönü de kuvvetli olan Bilge, sıra dışı fikirlerinden dolayı kendisine ve yakın çevresine karşı tepkiler, olumsuz söylemler olduğunda sabır göstermiş, rahatsızlık duymamıştır,[15] [16] [17]
Eserleri
Mahmut Bilge’nin kaleme aldığı eserler kendisine yakıştırılan sıfatlan veya özellikleri teyit etmektedir. Eserlerini Arapça, Farsça, Türkçe ve Kürtçe gibi farklı dillerde yazmıştır. Belli başlı eserleri şunlardır:
- Ay Risalesi
- Nuh (a.s.) ve Tufan
- Resül-i Ekrem (Muhammed Mustafa’nın Nüfus Hüviyet Cüzdanı)
- Yezidiler
- Kıyamet Risalesi
- Öldükten Sonra Dirilmek
- Kuran-ı Kerim’deki Kıssalardan Hisseler
- Cin Risalesi
- İslamlıkta İtikadı Fırka ve Şubeler
- Hac Kılavuzu
- Rüya Kitabı
- Feraiz Kitabı
- Bürdüye Kasidesinin Tercüme ve Şerhi
- Münferice Kasidesinin Tercüme ve Şerhi
- Banet Suat Kasidesinin Tercüme ve Şerhi
- Kuran-ı Kerim’e Ait Muhtelif Bilgiler ve Tahliller
- E1 Cezeri’nin Tecvidi, Tercüme ve Şerhi
- Cezaevinde Vaazlarım
- İndeks
- Daşdalağlı Fendi[18]
- Milli Şefimize[19]
Sıraladığımız eserlerinden ilk dördü basılmış olanlardır. Ay Risalesi ile Nuh (a. s) ve Tufan 1963’te, Resül-i Ekrem ( Muhammed Mustafa’nın Nüfiıs Hüviyet Cüzdanı) 1965’te[20] Yezidiler eseri ise vefatmdan sonra[21] basılmıştır. Diğerlerinin basımı yapılmamıştır.
200 sayfalık Ay Risalesi’nde Ay’a gitmenin mümkün olduğunu "AY RİSALESİ" Adıyla 18.8.1959'da bir eser yazmaya başladı. Başta Astronomi kitapları olmak üzere Kur'ân, hadis, Coğrafya, Kozmoğrafya'dan Toplam 59 kaynaktan faydalanarak henüz Ay'a gidilmeden 10 yıl önce önce bunun mümkün olduğunu söyledi ve kitabı 28.91959 da bitirdi, Yine risalede kâinata, güneşe, gezegenlere, canlılara, cansızlara dair bilgiler vermektedir. 24 yapraklı Nuh (a.s) ve Tufan isimli eserinde Tufan, Cırdı ve Cizre’ye ilişkin açıklamalar yapmaktadır. 204 sayfalık Resül-i Ekrem ( Muhammed Mustafa’nın Nüfiıs Hüviyet Cüzdanı) çalışmasında Resulullah’ın ahlakını, karakterini, vasıflarım, söz ve fiillerim sahih hadislerle açıklamaktadır. 1934-1948 yıllan nüfus memurluğu görevi boyunca binlerce kişinin nüfiıs cüzdanını yazdığından Resül-i Ekrem’in nüfus kimliğini en sonuncu kimlik olarak yazdığım söylemektedir. 464 kelimeyi dizerek, bu. kelimelere göre peygamberi anlatmıştır."
Hem Yezidilik üzerine yazılan eserlerden hem de konuşma imkânı bulduğu Yezidilerden side ettiği bilgilerle hazırladığı Yezidiler isimli çalışmasında Yezidiliğin menşei, tarih sahnesine çıkışları, Şeyh Adi, inanış biçimleri, örf ve adetleri gibi hususlarda bilgi vermektedir. Bir İslam âlimi olmasına karşın başka bir inanca nasıl tarafsız ve bilimsellikle yaklaşılacağım kanıtlamıştır. Kitap ciddi bir sosyolojik araştırma hüviyetindedir.J
Şerafettin Elçi, Mahmut Bilge’nin tarih alanında bir derya olduğunu, tüm ısrarlarına rağmen tarihi bilgilerini kitaba dönüştürmediğini, ölümü ile birlikte çok İhtiyaç duyulan bir tarihi hazînenin de yok olduğunu üzülerek dile getirmektedir.1 [22] [23] [24]
Mahmut Bilge’nin ayrıca müsvedde olarak yazdığı Kürtçe birçok eseri de bulunuyordu;[25] Bu eserlerle birlikte çok zengin ve kıymetli bir kitaplığı vardı; ancak bunlar başta 28.09.1959 ile 01.11.1970 yıllan[26] [27] arasında Idil’de Müftülük yapan üvey kardeşi Mustafa Bilge olmak üzere varisleri tarafından dönemin şartlarından dolayı bertaraf edilmiştir..’
Eserlerini genel olarak müftülüğü sürecinde yazan Mahmut Bilge’ye ait Milli Şefimize ve Daşdalağlı Fendi çalışmaları nüfus memurluğu döneminde yazılmış ve bir bakıma ilk çalışmaları olması bakımından önem taşıdığım da söyleyebiliriz.
Halkevleri Dönemi
Mahmut Bilge’nin yaşam çizgisini iki faildi dönemde değerlendirebiliriz. Ük dönemi Harf İnkılâbının yapıldığı ve buna bağlı olarak Millet Mekteplerinin açıldığı 1920*11 yılların sonu, Halkevlerinin faaliyete geçtiği 193ö’lu yıllar ile Halkodalanmn faaliyet gösterdiği 194ö’lı yıllann. başını kapsamaktadır.
1 Kasım 1928 yılında Harf İnkılâbı gerçekleştirilmiş, yeni harflerin öğrenilmesini sağlamaya dönük de Millet Mektepleri adı altında 1 Ocak 1929 tarihinden itibaren halk için okuma yazma eğitimi verilmeye başlanmıştır. Mahmut Bilge’ye ilk esas mesleği öğretmenlik olduğundan bu süreçte yeni harflerin öğretilmesi adına açılan dershanelerde kendisine görev verilmiştir.[28]
Milletçe kalkınma ve yükselme azminin ifadesi olan Halkevleri ve Halkodalanmn[29] temel kaygısı halkı bilinçlendirme ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin ideolojisini yerleştirmek olmuştur. Türkiye’de 1930’lu yıllarda ulus-devlet ideolojisi çerçevesinde gerçekleşen modemite projesinin örneklerinden biri olan Halkevleri, iktidar partisinin İdeolojisi doğrultusunda faaliyette bulunmuştur. Bu noktada Halkevlerine hem yeni rejimin getirdiği çağdaşlaşma reformlarının sağlamlaştırılması hem de Kemalist ideolojisinin yerleştirilmesi bakımından önemli görevler yüklenmiştir.[30]
Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir yan kuruluşu ve böylesi bir misyona sahip olan Halkevleri ve Halkodalarında Mahmut Bilge’nin ihtiyari veya gayri ihtiyari değişik görevler aldığını görmekteyiz.
Çünkü açılış sürecinde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliği çıkardığı yazıda memurların buraya özendirilmesini bakanlardan isterken, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan çıkarılan Maarif Vekâletine mensup Muallimler, Memurlar ve Talebelerin Halkevleri ile Münasebetlerine Dair Talimatname’de öğretmenler ve memurların resmi görevlerini aksatmayacak şekilde görev almalarım[31] belirtmekteydi. Diğer yandan Halkevlerinin kapısı Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olan veya olmayan tüm vatandaşlara açıktır; ancak Halkevlerinin yönetim kuruluyla şube idare kurullarına üye olabilmek için Cumhuriyet Halk Partisi’ne kayıtlı olmak lazımdır. Memurların ise bu yönetim kurullarına girmelerinde kanuni bir engel yoktur.[32] [33] Bir bakıma memurlar partinin doğal üyeleri olarak görülmüşlerdir. Dolayısıyla Mahmut Bilge partinin doğal bir üyesidir.
Mahmut Bilge’nin anılan dönemde Nusaybin Halkevi kâtipliği ve Köycülük Kolu üyeliği, Kızıltepe Halkodası reisliği gibi görevler yürüttüğü görülmektedir. 20 Şubat 1938 yılında Nusaybin Halkevi’nin açılışı münasebeti ile gerçekleştirilen törende “Halkevlerinde çalışacakların adına özlü bir hitabe”[34] kendisi tarafından verilmiş, ayrıca Partinin düzenlediği Memleket Küçük Hikâyeleri yarışmasına Mardin’i temsilen Daşdalağlı Fendi Hikâyesi ile katıldığı bir etkinliği olmuştur.
Nusaybin Halkevi kâtibi iken değineceğimiz üzere İsmet İnönü’ye bir şiir yazmıştır. Bu süreçte Nusaybin’deki görevi nüfus memurluğudur. 3 Temmuz 1943 yılında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliği Yüksek Makamına yazdığı bir yazıda,[35] 14 Mart 1941’den itibaren Kızıltepe Halkodası reisliği yaptığını belirtmektedir. Aynı yazıda Cizre nüfus memurluğuna nakil edildiğinden kaza Halkodası reisliğinden ayrıldığım, vekâleti aza tapu sicil memuru Raif Turan’a bıraktığını söylemektedir. Reislik süreci boyunca: “Vatanî ve millî ödevimi hakikiyle yapmış ve büyüklerimin takdirlerine mazhar kalmış isem en büyük bir saadete nail olduğumu sayanın. Cizre’ye gittikten sonra da yene parti teşkilâtinde nafi bir uzu olarak çalışacağımda şüphe yoktur.” demektedir. Mahmut Bilge’nin yazışmalardaki bu üslubu ast-üst ilişkisi bağlamında dönemin dilini yansıtmaktadır.5
Mahmut Bilge Cizre’ye tayin edildikten sonra 13 Şubat 1938’[36] den beri faal olan Cizre Halkevinde görev alıp almadığına dair Emekli İmam Abdulkerim özervarh, kendisinin pasif kaldığım, perde arkasına çekildiğini belirtmektedir,[37] Cizre Halkevi faaliyetlerini bilen ve takip eden Abdulgaffiur Dursun ise sadece bazen üst düzey yetkililer geldiği zaman onlara eşlik ederek misafir olarak Halkevine geldiğini dile getirmektedir.[38] Yine dönemin tanıklarından Sabri Gümüş de Cizre Halkevi faaliyetlerine yönelik bir girişimine şahit olmadığını[39] ifade etmektedir. Mahmut Bilge’nin Cizre Halkevine ilişkin arşiv belgelerini tarayıp incelememiz neticesinde ismine ve herhangi bir çalışmasına rastlamayışımız İmam Abdulkerim özervarh, Avukat Abdulğaffar Dursun ve Esnaf Sabri Gümüş’ü doğrulamaktadır.
Diğer yandan 1946 yılında çok partili siyasi hayatin başlamasıyla birlikte, Cumhuriyet Halk Partisi, Halkevlerine karşı daha özerk ve tarafsız kuruluşlarmış gibi yaklaşmaya başlayacak ve bu mesafe çok partili hayatin kendine özgü toplumsal ve siyasal dinamiklerinin etkisiyle daha da artacaktır. Başka bir siyasi partinin iktidara gelme olasılığını düşünen birçok üye Halkevlerine devam etmez hale gelecektir.[40] Yaşanan bu siyasal ortam değişimi, Demokrat Parti’nin muhafazakâr çizgisi Mahmut Bilge’mn Halkevlerine ve Cumhuriyet Halk Partisine karşı tutumunu etkilemiş olabilir.
Mahmut Bilge’nin Halkevleri dönemindeki yaşamına dair akla şu sorular gelmektedir. Mahmut Bilge gerçekten dönemin koşullarının bir zorlamasının sonucu olarak mı, memuriyetinden dolayı mı, üst düzey yöneticilerin takdirini kazanıp yükselmek için mi yoksa kendi rızasıyla ve isteyerek mi görev alıp aktif faaliyetlerde bulundu.
Şerafettin Zeyrek’in ifade ettiği üzere, Halkevleri uzun yıllar genç politikacıların yetiştiği ve uygulama yaptığı bir yer olmuştur. Gençler, başta Atatürk’ün, İsmet İnönü’nün ve üst düzey bürokratların gözüne girebilmek, yükselebilmek ve politikada bir an önce yerlerini alabilmek için evleri adeta atlama tahtası olarak görmüşlerdir.1 Mahmut Bilge’nin Halkevlerindeki aktifliğiain bir nedeni bu olabilir. Diğer bir neden yukarıda belirttiğimiz gibi çıkarılan yazı ve genelgelerle öğretmen, memur olanların evlerde görev almalarım zorunlu koşmasıdır. Yine muhalefetin olmadığı, susturulduğu, tümüyle tek partinin ve omın ideolojisinin hâkim olduğu süreçte zorlamanın bir sonucu olarak başka alternatifinin olmayışı kendisini bu mecraya çekmiş olabilir. Son olarak kendi isteğiyle görev almış olabilir; ancak dönemin şartlan ve yaşamının ikinci evresindeki uhrevi anlayışı göz önüne alındığında diğerlerine nazaran bu husus zayıfbir ihtimal olarak görünmektedir.
Müftülük Dönemi
1920 yılında vekil öğretmenlik de dâhil 28 yıl süren memuriyet hayatından sonra Mahmut Bilge 1948 yılında müftü tayin edilecek ve esas kimliğini, karakterini bu süreçte dönemin koşullarının elvermesiyle de sergileyecektir.
Müftü seçilmesi kolay olmamıştır. Cizre müftülüğü için Mahmut Bilge, Abdulvahap Değer ve Haşan Dursun aday olurlar. Haşan Dursun, Mahmut Bilge’nin adaylığını öğrenince çekilir. O dönemde müftüler seçim yoluyla belirlenirdi. Dönemin kaymakamı doğrudan bir seçim değil de halkın seçtiği ve balkı temsil eden belediye meclis üyelerince müftünün belirlenmesini ister. Neticede yapılan seçimi Mahmut Bilge kazanır; ancak rakibinin hile yapıldığı yolundaki şikâyeti üzerine seçim iptal edilir. Cizre’nin bağlı bulunduğu il Mardin duruma el koyar ve sınav yapılması kararını alır. Yapılan sınavı da Mahmut Bilge kazanır ve kesin olarak Cizre müftüsü olur.[41]
Müftülüğü süresince yakanda dile getirdiğimiz eserlerin çoğunu ve ele geçmeyen birçok eserini Meme alacaktır. Okuma ve yazma işine yoğunlaşacak, bu arada müftülüğünün gerektirdiği sorumlulukları yerine getirecektir. İyi bir görev bilincine ve disipline sahip olarak başta imamlar olmak üzere kendilerinden sorumlu olduğu kişilere de bu görev bilincini aşılayacaktır.
Görev bilincine ne derece sadık olduğu uygulamalarından anlaşılmaktadır. İmamların namaz vakitlerine riayet edip etmediklerine ilişkin ve daha çok sabah namazları konusunda sık sık teftişe çıkardı. Görevlerini aksatanlara cezalar verirdi.[42] Kendisinden izin alanlara dahi izin müddetine uyup uymadığı hususunda teftişe çıktığı olurdu. Kendisi de bir imam ve aynı zamanda talebesi olan Abdulkerim özervarlı; bir gün kendisinden dolaşmak için arkadaşlarıyla birlikte izin aldıklarım ve Cahfer-i Sadık olarak bilinen yere geldiklerini ve beklemedikleri bir anda müftüyü karşılarında gördüklerini söyler,1 Müftünün namaza ne kadar kaldığını sormasıyla talebesinin ezana yetişmek için koşması müftünün kendileri üzerinde uyandırdığı etkinin bir belirtisidir.
Görev ve disipline ilişkin bu yapısına karşın dini konularda katı olmayan ılımlı bir anlayış göstermiştir. Buna dair kardeşi İmam Mustafa Bilge İdil Müftülüğünden aynlıp Cizre’ye geldikten sonra Hatiban Camisi’nde dini vecibelerini yerine getirir, çoğu zaman kalabalık bir cemaate imamlık ederdi. Ancak zamanla cemaatte kayda değer bir azalma olur ve imam buna anlam veremez. Mahmut Bilge kendisine din hususunda fazla sıkı davrandığım, namaza iştirak edenlerin vaziyetlerini dikkate almadığım, bu vesileyle böyle bir durum yaşadığım söyler."
Müftülüğü sürecinde belki de halkla yaşadığı en büyük sıkıntı Ay Risalesi’ni yazarken Ay’a gitmenin mümkün olduğunu söylediği fikirleri olmuştur. Önemli din âlimleri yetiştirmiş olan Cizre bu yapışma rağmen din konusunda yanlış, tutucu kimi düşüncelere de sahip olmuştur. Kendisini alaya almaktan, hakaret edilmeye varan davranışlarla karşılaşmıştır. Ancak Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyet Rusya’nın yoğun çabalarıyla Ay’a gitmenin mümkün olduğu tescillenince halk nezdindeki saygınlığı zamanla artmıştır.
Anlaşmazlık noktalarında meselenin hal olması için aracı bir rol oynadığı durumlar da mevcuttur. Bu hususta; Siirt civarında tarımmış ve çok etkili olan aynı zamanda bölgeye hâkim olan bir ağanın oğlunun nişanlısı, başkaları tarafından kaçırılır ve nikâhı kıyılır. Adam Molla Muhammed Zivingi’ye müracaat eder, durumun hal edilmesini ister, aksi takdirde meselenin kanla çözüleceğini söyler. Üstad iki aşiret arasında kan dökülmemesi için bir talebesini alır kız kaçıran tarafa gider ve anlan bir gecede ikna eder. Daha sonra Cizre müftüsü meşhur Molla Mahmud’a müracaat eder ve durumu kendisine anlatır. Müftü Bey’in de desteğiyle Molla Muhammed, dini nikâhı kıyan imamı çağırtır ve kendisine nasıl bir nikâh kıydığım sorar. “Hanefi mezhebine göre velisiz kıydığım” söyler. Üstad bu meseledeki Hanefi mezhebinin görüşlerini sorar. İmamın bu konuda cahil olduğunu öğrenince nikâhı fesheder ve kızı sahiplerine vererek büyük bir katliama engel olur/
Müftülüğü döneminde onun ilminden istifade eden, yanında yetişen birçok şahsiyet olmuştur. İmam Abdulkerim özervarlı, İmam Abuliah Ayder, Fettah Tüzün, Niyazi Saygıdar, halk arasında Hasane Seve olarak bilinen Haşan Aipaya bunlar arasındadır. Yine müftülüğü boyunca yeni eser yapımı olmamış, daha çok bakımsız, yıkık vaziyetteki camiler onarılmıştır.4
Hüsamettin Bilge; Arapça, Farsça, Türkçe ve Kürtçe’ye hâkim olan Bilge’nin Mısır’daki El Ezher Üniversitesine dini konularda fetvalar gönderdiğini5 belirtmektedir. Ancak İmam Abdulkerim o dönemde El Ezher’de fetva yayınlayacak âlimler olduğunu, Mahmut Bilge’nin Türkiye’deki Diyanet İşleri Başkanlığı için fetvalar yayınladığını6 ifade etmektedir.
Dışarıdan gelip barınma problemi yaşayanların ihtiyacına cevap vermesi amacıyla Bilge Palas adında bir otel yaptırtacak; fakat vefatı üzerine bu eseri göremeyecektir.7
Sonuç
Mahmut Bilge’nin ilginç yaşam öyküsü ve eserleri derinlemesine bir tetkikten geçirildiğinde bize yol gösterici veriler sağlayacaktır. Yaşamının ilk evresindeki siyaset de kokan faaliyetleri, ikinci evredeki dini yaşamı dikkate alındığında kendisine yönelik olumsuz bir intiba oluşturmaktadır; ancak her bir tarihsel dönemin kendi içerisinde koşullan bağlamında değerlendirilme zorunluluğu meseleye daha aklıselim yaklaşmayı gerektirmektedir.
Müftülük sürecinde özellikle ele aldığı eserler o döneme kadarki birikimin bir neticesidir. Babasının yanında ders alması, medrese eğitimi görmesi kendisinde dini konularda sağlam bir temel oluşturmuştur. Öğretmenlik mesleğine başladığı 1920’den müftü olduğu 1948 yılına kadar bu temeli sağlamlaştırıp geliştirdiği söylenebilir. Dini konularda sınava tabi tutularak müftü olması bunu kamtlamaktadır. Dini konulardaki geniş bilgisini sadece 1948’den sonra edinmesi de mümkün görünmemektedir.
Mahmut Bilge’nin basılmamış eserlerinin incelenmesi, yayıma hazırlanması kendisini daha yakından tanımaya, ona karşı görevimizi yerine getirmeye katkı sağlayacaktır.
Yazan: Bilal Altan - Şırnak Üniversitesi
Editör: M. Nesim Doru - lstanbul-2012
-----------------------------------------
Kaynakça:
Bilge, Mahmut, Yezidiler, Yay.Haz. Ahmet Taşğın, Kalan Yayınlan, Ankara, 2002
Durukan, Ayşe, Uraz, Türkan Ulusu, Cumhuriyetin Kültür Korumu Olarak Halkevi
Binaları, İTÜDergisi/a, Cilt:7, Sayı:!, 2008
Şimşek, Sefa, Bir İdeolojik Seferberlik Deneyimi Halkevleri 1932-1951, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul
Timurtaş, Abdulhadi, Molla Muhammed ZMngi ve timi Kişiliği, Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, Sayı:l, Nisan 2009
Yaşın, Abdullah, Tarih, Kültür ve Cizre, Alioğlu Matbaacılık, İstanbul, 2011 Zeyrek, Şerafettin, Türkiye’de Halkevleri ve Halkodaları, Ankara, 2006 Birecik Müftülüğü Arşivi
CHP 1945 Yılında Halkevleri ve Halkodaları, Ankara, 1946 CHP Halkevleri Talimatnamesi, 1935 Ulus 13 Ocak 1938
http://www.idilmuftidugu.gov.tr/mueftuelerimiz.html erişim:09/02/2012
http://www.silopitnuftulugu.gov.tr/sol_sutun/muftuler-albumu/ erişim:09/02/2012
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), 490.01.945.664.1.169.Belge
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), 490.01.945.664.1.224.Belge
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), 490.01.945.664.1.226.Belge
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), 490.01.1415.679.2.( 1 -8.JBelgeler
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), 490.01.959.714.2.60/Belge
Sözlü Kaynak 1, Hüsamettin Bilge, Emekli Memur, 1946 Doğumlu
Sözlü Kaynak 2, Sabri Gümüş, Emekli Esnaf, 1929 Cizre Doğumlu
Sözlü Kaynak 3, Abdulkerkn Özervarlı, Emeldi imam, 1932 Cizre Doğumlu
Sözlü Kaynak 4, Abdulkadir Bingöl, Emekli Memur, 1953 Cizre Doğumlu
Sözlü Kaynak 5, Salih Bilge, Memur, 1959 Cizre Doğumlu
Sözlü Kaynak 6, Abdulğaffar Dursun, Emekli Avukat, 1936 Cizre Doğumlu
Sözlü Kaynak 7, Şerafettin Elçi, Emekli Avukat, 24. Dönem Milletvekili 1938 Cizre Doğumlu
Not: İlgili sözlü kaynaklarla kişisel görüşmeler yapılıp ses kayıtlan alınmıştır.
2 Sözlü Kaynak 1
[1] Sözlü Kaynak 1
[2] Abdullah Yaşın, Tarih, Kültür ve Cizre, Alioğhı Matbaacılık, İstanbul, 2011, s.507
[3] Mahmut Bilge, Yeddiler, Yay.Haz. Ahmet Taşğın, Kalan Yayınlan, Ani:ara, 2002, s. 12
[4] Abdullah Yaşın, a.g.e., s.507
[5] 490.01.945.664.1.226.
[6] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 490.1.1415.679.2.1
[7] 490.01.945.664.1.169.
[8] Birecik Müftülüğü Arşivi
[9] http://www.silophnuftuJ.ugu.gov.tr/sol_sutiin/muftuler-albunm/ erişim 09/02/2012
[10] Sözlü Kaynak 1
[11] Sözlü Kaynak 3
[12]Sözlü Kaynak 2
[13] Sözlü Kaynak 1
[14] Sözlü Kaynak 1
Sözlü Kaynak 3
[16] Sözlü Kaynak 1
[17] Abdullah Yaşın, tug.e., s.508-509
[18] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 490.1.1415.679.2.
1938 Eylülünde yazılan hikâye iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısım yazarın gördüklerini, ikinci ve asıl kısım ise yazarın işittiklerine dairdir, İlk kısımda o dönemde Siirt’e bağlı ve kaza olan Şımak’m Daşdalağ Köyü'ne, köyün de içinde yer aldığı Derşev bölgesine, coğrafyasına, aşiretlerine ilişkin bilgiler vermektedir. İkinci kısımda ise hikâyenin başkarakteri fakir ve kimsesiz Fendi’mn Adana’ya gittikten sonra başından geçenler olaylar, azim ve sabırla başarılı olması anlatılır.
[19] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 490.01.945.664.1226.
[20] Abdullah Yaşın, a.g.e., s.508-509
[21] Sözlü Kaynak 4
[22] Abdullah Yaşın, a.g.e., s.508-509
[23] Sözlü Kaynak 7
[24] Sözlü Kaynak 7
s Sözlü Kaynak 4
[26] http://www.idilmuftidugu.gov.tr/mueflaiderimiz.li1inl erişim: 09/02/2012
[27] Sözlü Kaynak 4 ve Sözlü Kaynak 7
[28] Sözlü Kaynak 1
[29] CHP, 1945 Yılmda Halkevleri ve Halkodaları, Ankara, 1946, s.6
İB Âvşe Durnkan, Türkan Ulusu Uraz, “Cumhuriyetin Kültür Kurumu Olarak Halkevi Binaları”, İTÜ Drargisi/a Cilt:7 Sayı:l, 2008, s.40
[31] Şerafetim Zeyrek, Türkiye’de Halkevleri ve Halkodaları, Ankara, 2006, S.23
[32] CHP Halkevleri Talimatnamesi, 1935, s.5
[33] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 490.01.959.714.2.60.
: Sözlü Kaynak 5
[35] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 490.01.945.664.1.169.
[36] Ulus 13 Ocak 1938, s. 1
[37] Sözlü Kaynak 3
s Sözlü Kaynak 6
[39] Sözlü Kaynak 2
ia Sefa Şimşek, Bk İdeolojik Seferberlik Dtsseyioıi Halkevleri 1932-1951, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul, 2002, sJ!05
Şeref ettir. Zeyrek, a.g,e., s.93 Ulus 13 Ocak 1938, s. 1 Sözlü Kaynak 5
Sözlü Kaynak 3
Sözlü Kaynak 3 Sözlü Kaynak 1
Abdulhadi Timurtaş, “Molla Muhamnsed Zivingi ve ilmi Kişiliği”, Şarkiyat ilmi Araştırmalar Dergisi, Sayı:l, Nisan
2009,8.110
Sözlü Kaynak 3
Sözlü Kaynak 1
Sözlü Kaynak 3
Sözlü Kaynak 1
İmsak | 05:45 | ||
Güneş | 07:10 | ||
Öğle | 12:55 | ||
İkindi | 15:58 | ||
Akşam | 18:30 | ||
Yatsı | 19:49 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Galatasaray | 8 | 22 |
2. Samsunspor | 8 | 18 |
3. Beşiktaş | 7 | 17 |
4. Fenerbahçe | 7 | 16 |
5. Başakşehir | 7 | 14 |
6. Göztepe | 7 | 12 |
7. Eyüpspor | 8 | 12 |
8. Konyaspor | 8 | 11 |
9. Bodrumspor | 8 | 10 |
10. Trabzonspor | 7 | 9 |
11. Alanyaspor | 8 | 9 |
12. Kasımpasa | 8 | 8 |
13. Sivasspor | 8 | 8 |
14. Antalyaspor | 8 | 8 |
15. Rizespor | 8 | 7 |
16. Gaziantep FK | 7 | 5 |
17. Kayserispor | 7 | 4 |
18. Hatayspor | 7 | 3 |
19. A.Demirspor | 8 | 1 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Kocaelispor | 8 | 16 |
2. Karagümrük | 8 | 15 |
3. Erzurumspor | 8 | 15 |
4. Manisa FK | 8 | 14 |
5. Ümraniye | 8 | 14 |
6. İstanbulspor | 8 | 13 |
7. Keçiörengücü | 8 | 13 |
8. Esenler Erokspor | 8 | 12 |
9. Bandırmaspor | 8 | 12 |
10. Amed Sportif | 8 | 12 |
11. Igdir FK | 8 | 11 |
12. Gençlerbirliği | 8 | 11 |
13. Ahlatçı Çorum FK | 8 | 10 |
14. Ankaragücü | 8 | 10 |
15. Pendikspor | 8 | 10 |
16. Şanlıurfaspor | 8 | 10 |
17. Boluspor | 8 | 9 |
18. Sakaryaspor | 8 | 7 |
19. Adanaspor | 8 | 6 |
20. Yeni Malatyaspor | 8 | -3 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Liverpool | 7 | 18 |
2. M.City | 7 | 17 |
3. Arsenal | 7 | 17 |
4. Chelsea | 7 | 14 |
5. Aston Villa | 7 | 14 |
6. Brighton | 7 | 12 |
7. Newcastle | 7 | 12 |
8. Fulham | 7 | 11 |
9. Tottenham | 7 | 10 |
10. Nottingham Forest | 7 | 10 |
11. Brentford | 7 | 10 |
12. West Ham United | 7 | 8 |
13. Bournemouth | 7 | 8 |
14. M. United | 7 | 8 |
15. Leicester City | 7 | 6 |
16. Everton | 7 | 5 |
17. Ipswich Town | 7 | 4 |
18. Crystal Palace | 7 | 3 |
19. Southampton | 7 | 1 |
20. Wolves | 7 | 1 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Barcelona | 9 | 24 |
2. Real Madrid | 9 | 21 |
3. Atletico Madrid | 9 | 17 |
4. Villarreal | 9 | 17 |
5. Osasuna | 9 | 15 |
6. Athletic Bilbao | 9 | 14 |
7. Mallorca | 9 | 14 |
8. Rayo Vallecano | 9 | 13 |
9. Celta Vigo | 9 | 13 |
10. Real Betis | 9 | 12 |
11. Girona | 9 | 12 |
12. Sevilla | 9 | 12 |
13. Deportivo Alaves | 9 | 10 |
14. Espanyol | 9 | 10 |
15. Real Sociedad | 9 | 9 |
16. Getafe | 9 | 8 |
17. Leganes | 9 | 8 |
18. Valencia | 9 | 6 |
19. Real Valladolid | 9 | 5 |
20. Las Palmas | 9 | 3 |