Allah'ın helal kıldığı şeyi niçin kendine haram kıldın ey Nebi?

( یَـٰۤأَیُّهَا ٱلنَّبِیُّ لِمَ تُحَرِّمُ مَاۤ أَحَلَّ ٱللَّهُ لَكَۖ )

[Tahrîm suresi 1]

Sen onu içinde gizliyordun. Allah onu açığa çıkardı. Sen insanlardan çekiniyordun. Halbuki çekinilmeyi en çok hak eden Allah idi.

( وَتُخۡفِی فِی نَفۡسِكَ مَا ٱللَّهُ مُبۡدِیهِ وَتَخۡشَى ٱلنَّاسَ وَٱللَّهُ أَحَقُّ أَن تَخۡشَىٰهُۖ )

[Ahzâb suresi 37]

Onların aralarında Allah'ın indirdiği ile hüküm ver. Sakın onların hevalarına uyma!

( فَٱحۡكُم بَیۡنَهُم بِمَاۤ أَنزَلَ ٱللَّهُۖ وَلَا تَتَّبِعۡ أَهۡوَاۤءَهُمۡ)

[Mâide suresi 48]

Sakın müşriklerden olma!

( وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِینَ)

[Kasas suresi 87]

Hiçbir peygamberin devlet malını, ganimet malını kendisine alması yakışmaz!

(وَمَا كَانَ لِنَبِیٍّ أَن یَغُلَّۚ)

[Âl-i İmrân suresi 161]

...

Kur'an'da birçok yerde bu türden uyarılar vardır. Bunların bazıları devlet başkanı olması sıfatıyladır. Devlet malının hesabını vatandaş/sahabe soramayabilir. Ama unutma ki Allah soracaktır. Bu aslında birinci derecede devlet başkanı olan kimselere hitap eden bir ayettir. Allah Teâlâ devlet malını zimmetine geçiren küçük yetkili ya da büyük yetkili, firma ya da kurum veya kuruluş herkesi hesaba çekecektir, demektir. Bunun hükmünü peygamberde bırakıp sıyrılmak yok öyle!

Bazıları alim olma, hüküm verme sıfatıyladır. Alim, kendisinden fetva isteyenlerin hevasına ve helvasına kanıp fetva veremez. Kurum ve kuruluşların, şahıs ya da hükümetlerin yaptığı veya yapmak istedikleri şeylere fetva kılıfı hazırlayamaz. Bu ayetleri de peygamber üzerinden tefsir edip kaçmanın manası yok. Eşini razı etmek için kendisi için helali haram kılan Resulullah uyarılacak da birilerini memnun etmek için faizi helal kılan, haramı meşru gören, dini, tarihe hapsedenlere Allah hesap sormayacak mı?

Peygamber içinde gizlediği halde Allah onu açığa çıkardı da bizim kalbimizden geçenler çok mu masum? Peygamber, insanlardan çekiniyordu da biz hiç mi çekinmiyoruz? İnsanlardan korktuğumuz için ne kadar eğip büktük değil mi? Allah ne deri bıraktık, insanlar ne deri almaya çalıştık değil mi? Bizim için de Allah en çok korkulmaya layık değil mi?

Bizim hiç şirk korkumuz yok mu? Dört dörtlük muvahhit miyiz? Elli tane teville zorla meşru yaptığımız amellerimiz yok mu? İnancımız sağlam deliller üzerine mi kaim yoksa inandığımız her şeyi kilu kal ile ispatlama çabasında mıyız? Allah, kendi peygamberine müşriklerden olma derken, sadece onu mu kast etti? Kendimize ne zaman bakacağız?

Murat Padak