Hücre-i Saadet, Peygamberimizin (s.a.s.) Odaları

Hücre-i Saadet, Peygamberimiz (s.a.s.) mescidi yaptıktan sonra evinin ilk inşa ettiği kısmı, Hz. Aişe’nin (r.anh.) odası ile onun doğusunda Hz. Sev- de’nin (r.anh.) odası idi. Hz. Aişe’nin (r.anh.) odasının Ravza-i Mutahhara’ya açılan bir kapısı vardı. Peygamberimiz Hz. Aişe’nin (r.anh.) evinde olduğu zamanlar namaza bu kapıdan çıkardı.

İSLAM VE KÜLTÜR 29.03.2021, 22:05 29.03.2021, 23:05 Ramazan Peri
Hücre-i Saadet, Peygamberimizin (s.a.s.) Odaları

Mescitte itikâfa girdiğinde ise mescitten doğru başını Hz. Aişe’nin (r.ah.) odasının içine uzatır, Hz. Aişe de (r.anh.) Peygamberimizin saçını düzeltir ve tarardı.

Peygamberimiz (s.a.s.), ölüm hastalığına yakalandığında müminlerin anne­leri olan zevceleri, hastalık bakımının Hz. Aişe’nin (r.anh.) odasında yapıl­ması konusunda izin istediler. Peygamberimiz bunu kabul etti ve bu odada vefat etti ve buraya defnedildi. Hz. Aişe (r.ah.) validemiz Peygamberimizin kabr-i şerifine kırmızı bir kadife serdi ve sonra Hz. Peygamber (s.a.s.) buraya konuldu ve kadife, üzerine katlanarak üzeri toprakla örtüldü. Bu şekilde kabir toprak yüzeyinden hafifçe yükseltildi.

Peygamber efendimizin kabri Hz. Aişe (r.anh.)’ın odasının güney kısmın - dadır. Hz. Aişe (r.ah.) bundan sonra kabirle arasında her hangi bir engel ve örtü bulunmaksızın odanın güney kısmında kalmaya devam etmiştir. Hz. Ebu Bekir (r.a.) vefat ettiğinde Hz. Aişe (r.ah.) onun Peygamberimizin yanına def­nedilmesine müsaade etmiştir. Hz. Ebu Bekir için Peygamberimizin kabrinin yarım metre soluna başı Hz. Peygamber’in (s.a.s.) mübarek omuzları hizasına gelecek şekilde bir kabir kazılmıştır. Hz. Aişe “Bunların biri eşim diğeri de babam” diyerek, Peygamberimiz (s.a.s.) ile Ebu Bekir’in (r.a.) kabirleri arası­nı her hangi bir şeyle bölmemiştir.

Halife Hz. Ömer (r.a.), ölümüne sebep olan suikastte yaralandığında bu iki can dostunun yanına defnedilmek istedi. Hz. Aişe (r.anh.) buna izin verdi ve Hz. Ömer’in mezarı, Hz. Ebu Bekir’in yarım metre yakınına, başı onun omuz hizasına gelecek şekilde kazıldı. Hz. Ömer’in boyu uzun olduğundan ayakla­rı odanın doğu tarafından temele kadar geldi ve bu yüzden temelin altından da bir miktar kazıldı. Hz. Aişe (r.anh.) Hz. Ömer’in (r.a.) kabriyle diğer iki mübarek kabir arasını ayırdı. Zira Hz. Ömer (r.a.) ona namahrem idi ve Hz. Aişe (r.anh.) bu mahremiyete Hz. Ömer (r.a.) vefat ettikten sonra da saygı göstermek istedi.

Hz. Aişe Sütunu

SÜTUNLAR

Muhallaka Sütunu: Bu sütun kıble yönünden Hz. Peygamber’in (s.a.s.) mihrabına bitişiktir. Başlangıçta bu sütunun yeri Peygamberimiz’in (s.a.s.) mübarek mihrabının sağına düşmekteydi. Bugün bu sütunun üzerinde Pey­gamberimizin mübarek mihrabı vardır ve üzerinde “el-Üstüvanetü’l-Mu- hallaka” yazmaktadır. Muhallaka ismi bu sütunla birlikte, buna doğu tara­fından komşu başka bir sütuna da verilmiştir.

Hz. Aişe Sütunu:

Ravza-i Mutahhara’nın ortasında yer alır. Peygamberi­miz (s.a.s.) kıblenin değiştirilmesinden sonra iki ya da üç ay süreyle bu sü­tunu mihrap edinmişti. Daha sonra ise Muhallaka Sütunu’nun olduğu yeri mihrap olarak kullandı. Bu sütunun böyle isimlendirilmesinin sebebi: Bazı sahabeler bir gün Hz. Aişe’nin yanında oturuyorlardı. Hz. Aişe’nin yeğe­ni Urve b. Zübeyr de bu meclisteydi. Hz. Aişe bu guruba şöyle söyledi: “Mescitte öyle bir sütun var ki, insanlar onu bilseler yanında namaz kılmak için oklarla birbirlerine girerler!” Bu söz üzerine oradakiler bunun hangi sütun olduğunu sordular. Hz. Aişe ise cevap vermedi. Yanındakiler kalktıktan sonra Hz. Aişe, İbn Zübeyr’e gizlice birşeyler söyledi. O da kalkıp bu sütunun yanına geldi ve orada namaz kıldı. Oradaki bazı sahabiler de Urve’nin ne yapacağını gözlüyorlardı. Urve burada namaz kıldıktan sonra bu sahabelerde gelip sütunun yanında namaza durdular. Bunun üzerine bu sütun Aişe sütunu olarak adlandırıldı. Bugün de üzerinde “Aişe Sütunu” yazmaktadır.

Tevbe Sütunu:

Bu, büyük sahabi Ebu Lübabe el-Ensari’nin kendini bağ­layarak bir nevi tutsak ettiği sütundur. Ebu Lübabe buradayken şöyle adamıştır: “Allaha yemin olsun ki Allah tevbemi kabul edinceye ve Hz. Peygamber (s.a.s.) beni çözerek serbest bırakıncaya kadar kendimi çözme­yeceğim!”

Ebu Lübabe Olayı: Peygamberimiz (s.a.s.), antlaşmalarını bozarak ihanet eden ve düşman ordusuyla birleşen Beni Kurayza Yahudilerini muhasara et­mişti. Bu muhasara uzun sürüp kalblerine korku düşünce, Yahudiler Peygam- berimiz’den (s.a.s.) kendilerine görüşmeleri için elçi olarak Ebu Lübabe’yi göndermesini istediler. Zira Ebu Lübabe’nin İslamdan önce Yahudilerle ant­laşması vardı.

Ebu Lübabe Yahudilerin yanına geldiğinde Yahudiler çocuklarını ona doğru gönderdiler. Çocuklar hep birlikte ona yalvarıyor, kadınlar ise merhamet di­lenerek bağrışıyorlardı. Geldiğinde Ebu Lübabe’ye sordular: “Ne dersin Mu- hammed’in vereceği hükme razı olalım mı?” Ebu Lübabe ise: “Eğer buna razı olursanız...” diyerek eli ile boğazını kesme hareketi yaptı ve bununla “Mu- hammed sizi keser” demek istedi.

Ebu Lübabe bunu şöyle anlatıyor: “Allah’a yemin ederim ki daha geriye bir adım bile atmadan Allaha ve Rasûlüne ihanet ettiğimi anladım.” Bunun üze­rine Ebu Lübabe artık Hz. Peygamber’in (s.a.s.) yanına gitmedi ve doğrudan Mescitteki bu direğin yanına giderek kendini bağladı. Peygamberimiz (s.a.s.) bunu işittiğinde şöyle dedi: “Eğer önce bana gelip af dileseydi af ederdim. Fakat o kendince böyle yaptığı için Allah onun tevbesini kabul edinceye kadar onu ben serbest bırakamam.”

Ben-i Kureyza Yahudilerinin kuşatması bittiğinde Peygamberimiz Medi­ne’ye döndü. Ebu Lübabe hâlâ bağlı olduğu sütunda duruyordu. Kızı yanına gelip onu namaz ve ihtiyaçları için çözüyor ve tekrar bağlıyordu. Peygamberi­miz (s.a.s.) Ümmü Seleme’nin evindeyken Allah Teâlâ O’na Ebu Lübabe’nin tevbesini kabul ettiğini bildirdi.

Ümmü Seleme bununla ilgili olarak şöyle der : “Peygamberimiz (s.a.s.)’i bir seher vaki gülerken gördüm. Ona :”Ey Allah Rasûlü! Allah yüzünü her zaman güldürsün! Gülmenin sebebi nedir?” diye sordum. Allah Rasûlü (s.a.s.): “Ebu Lübabe’nin tevbesi kabul edildi” dedi. Ümmü Seleme ise: “Ona müjdeleye­yim mi, Ey Allahın Rasûlü” diye sordu. Hz. Peygamber (s.a.s.) de “ İstiyorsan tabi ki” cevabını verdi. Bunun üzerine Ümmü Seleme odasının kapısına çıktı ve -örtü emri henüz gelmemişti- “Müjde! Ey Ebu Lübabe, Allah seni afvetti” diye seslendi.

Ebu Lübabe’nin Allah tarafından bağışlandığı haberi duyulunca halk onu bu durumundan kurtarmak için hemen Ebu Lübabe’nin yanına geldi. Ebu Lü­babe ise: “Hayır! Beni Peygamberimiz (s.a.s.) gelip kendi elleriyle serbest bırakıncaya kadar kendimi buradan çözmem” dedi.

Sabah namazından sonra Peygamberimiz (s.a.s.) Ebu Lübabe’nin yanına gelerek onu serbest bıraktı. Bu olaydan sonra Ebu Lübabe’nin kendini bağla­dığı sütun “Tevbe Sütunu” olarak bilinir oldu.

Serir Sütunu

Serir Sütunu:

Bu sütun Peygamberimiz (s.a.s.)’in itikâf yaptığı yerde­dir. Hz. Peygamber (s.a.s.) için bu sütunun yanına yapraksız ve yapraklı hur­ma dallarından bir yatak konurdu. Bu sütun bugün Peygamberimiz (s.a.s.) odasının penceresine bitişiktir. Peygamberimiz (s.a.s.) mescitte itikâftayken buradan başını odasının içinde bulunan Hz. Aişe’ye uzatır o da Allah Rasû- lü’nün (s.a.s.) saçını düzeltir ve tarardı.

Sandık Sütunu: Bu sütun Peygamberimiz (s.a.s.)’in mübarek kabirle­rinin baş kısmının karşısındadır. Halen kabr-i şerifin demir parmaklıklarının dâhilinde bulunmaktadır.

Bekçiler Sütunu:

Peygamberimiz (s.a.s.) Yahudi ve Hıristiyanların İs­lam’a ve müslümanlara olan kinini görünce Ashab’tan nöbetle kendisini ko­rumalarını istedi. Peygamberimiz’e (s.a.s.) muhafızlık yapmış bu kişilerden bazıları şöyledir: Ali b. Ebu Talip (r.a.), Sa’d b. Ebu Vakkas (r.a.) Sa’d b. Muaz (r.a.) (Bedr günü muhafızlık yapmıştır.), Muhammed b. Mesleme (r.a.) (Uhud günü muhafızlık yapmıştır.), Bilal b. Rabah (Vadi’l-Kurâ’da muhafız­lık yapmıştır.)

Yüce Allah, “Allah seni insanların vereceği zararlardan korur” (Maide, 67) ayetini indirince Peygamberimiz (s.a.s.) odasından dışarıya çıkıp muhafızlara bu ayeti okumuş ve onları göndermiştir. Hz. Ali b. Ebu Talip de bu sütunun yanında onu arkasına alarak namaz kılardı.

Heyetler Sütunu: Allah Rasûlü (s.a.s.) kendisine gelen Arap heyetleriy­le bu sütunun yanında oturarak görüşür ve onlardan İslam’a uyma üzerine biat alırdı. Ayrıca Beni Temim heyetinin gelip Hz. Peygamber’i (s.a.s.) odaların arka tarafından yüksek sesle çağırmaları hadisesi de bu sütunun yanında ce­reyan etmişti.

Bu heyet gelip Hz. Peygamber (s.a.s.)’e şöyle seslenmişlerdi “Ey Muham- med! Yanımıza gel! Seninle şan şeref yarışına girelim!” Bunun üzerine yüce Allah şu ayetleri indirdi: “(Rasûlüm!) Sana odaların arka tarafından bağıran­ların çoğu aklı ermez kimselerdir. Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu.” (Hucurat, 4-5)

Peygamberimiz (s.a.s.) bunlarla görüşmek için çıkarak Mescitte bu sütunun yanına oturdu. Bunun üzerine Beni Temim heyeti de oraya geldi ve hatipleri olan Attar b. Hacip kavmini öven sözlere başladı. Allah Rasûlü (s.a.s.) de Sa­bit b. Kays’a buna karşılık vermesini emretti. Ardından Beni Temim’in şairi Züberkan b. Bedr kalkarak girişi şöyle olan bir kaside söyledi:”Bizler şerefli bir kavimiz, hiç bir şehir bize denk değil! Krallar bizden çıkar ve ganimetin dörtte birini biz alırız.”

Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.) şairi Hassan b. Sabit’i çağırttı. Has­san nefes nefese kalmış bir halde çarşıdan getirildi. Hz. Peygamber (s.a.s.) on­dan Beni Temim’in şairine karşılık vermesini istedi. Hassan da hemen irticali olarak aynı vezin ve kafiyede girişi şöyle olan bir kaside söylemeye başladı: “Fihr soyunun ileri gelenleri ve kardeşleri insanlara uyulacak bir yol çizdi. Bundan kalbinde, Allah korkusu ve onun emrine saygı olan herkes hoşnut. Bu topluluk düşmanla savaşınca onu mahveder, dosta yardım etmek isterse mutlaka eder.”

Kaside tamamlanınca, Temim kabilesinden Akra b. Hâbis kalkarak “Babam üzerine yemin olsun ki! Bu adama gerçekten Kitap verilmiştir! Onun hatibi bizimkinden daha üstün, şairi de bizimkinden daha iyi şair. Sesleri de daha gür ve yüksek” dedi. Neticede Temim kabilesi müslüman oldu. Bunun üzerine Allah Rasûlü (s.a.s.) onları en güzel hediyelerle mükâfatlandırdı.

Hz. Peygamber (s.a.s.) yine aynı sütunda Beni Sa’d b. Bekir heyetini temsil eden Dımam b. Sa’lebe’yi de karşılamıştır. Bu karşılama şöyle meydana gel­di: Dımam Allah Rasûlü (s.a.s.) ve ashabın olduğu yere kadar gelerek durdu. Hz. Peygamber’i tanımadığı için onlara doğru dönüp “Abdulmuttalib’in oğlu hanginiz?” diye sordu?

Peygamberimiz (s.a.s.) “Abdulmuttalib’in oğlu benim!” dedi. Adam “Mu- hammed mi? Ey Abdulmuttalib’in oğlu. Sana bazı sorular soracağım ve bi­raz başını ağrıtacağım, bana darılma ve alınma” dedi. Allah Rasûlü (s.a.s.) de “Aklına geleni sor, darılmam” diye karşılık verdi. Bunun üzerine Dımam: “Senin, senden öncekilerin ve sonrakilerin İlahı olan Allah aşkına söyle! Sana, bize yalnızca O’na ibadet etmeyi ve O’na ortak koşmamayı, ecdadımızın iba­det ederek O’na ortak koştukları şeyleri tümüyle terk etmeyi emretmen için Allah mı emir verdi?” diye sordu. Peygamberimiz (s.a.s.) buna “Evet” diye karşılık verdi. Dımam devamla: “Senin senden öncekilerin ve sonrakilerin ila­hı olan Allah aşkına söyle! Beş vakit namaz kılmayı Allah mı emretti?” dedi. Peygamberimiz (s.a.s.) yine “Evet “cevabını verdi.

Dımam bundan sonra dinin vecibelerini teker teker sayarak aynı şeyi sordu ve Hz. Peygamber (s.a.s.) hep “Evet” cevabını verdi. Sonunda Dımam keli- me-i şehadet getirerek müslüman oldu ve “Ben dinin bu vecibelerini yerine getirip bundan fazlasını yapmam” diyerek, geri dönmek için devesine doğru gitti. Bunun üzerine Allah Rasûlü (s.a.s.): “Eğer doğru söylediyse kurtuluşa erdi” buyurdu. Başka bir rivayette “Eğer şu saçı örgülü adam doğru söylediy­se cennete girer” buyurmuştur. Bu sütun ayrıca Gerdanlık Meclisiolarak da bilinir. Zira ashabın en üstün şahsiyetleri burada bir araya gelirdi.

Teheccüd Sütunu: Bu sütun Peygamberimiz’in (s.a.s.) gece namazı için kalktığında teheccüd kıldığı yerdir. Bu sütun şu anda Peygamberimiz’in (s.a.s.) hücre-i saadetlerinin içinde pencereli kısmın dâhilinde kalmıştır. Pey­gamberimiz (s.a.s.) için her gece yer yaygısı çıkarılır, gece olup insanlar ev­lerine çekilince bunu Hz. Ali’nin evinin arka kısmına yere serer ve gece na­mazını kılardı.

Kabr-i Şerifin Dört Köşeli Sütunu: Cebrail makamı da denen bu sütunun yanında Hz. Fatıma’nın (r.ah.) kapısı vardır. Peygamberimiz (s.a.s.) bazen buraya gelir ve Hz. Fatıma’nın (r.ah.) kapısının iki köşesine tutarak “Selam ol­sun sîzlere! Ey Aile halkım (Ehli beytim)! Allah sizden kötülükleri gidermek ve sizi tam olarak temizlemek istiyor!” derdi. Bu sütun ayrıca Cebrail (a.s.)’ın makamı sütunu olarak da bilinir. Bu sütun günümüzde Peygamberimizin (s.a.s.) mübarek kabirlerini çevreleyen duvarın içinde kalmıştır. Bu yüzden Mescidi ziyaret edenlerin bu sütunu görmeleri mümkün değildir.

Yukarıda anlatılan bilgilere günümüzde rahatlıkla ulaşmamızın en önem­li nedeni ecdadımızın hassasiyetidir. Onlar Mescid-i Nebevinin gerek inşası gerekse tadilat, tamirat işlemleri yapılırken hep titiz davranmışlardır. Aslına bağlı kalmaya azami gayret göstermişlerdir. Allah onlardan razı olsun...

Bünyamin Albayrak

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 22 Mart 2023
İmsak 05:33
Güneş 06:58
Öğle 13:16
İkindi 16:41
Akşam 19:24
Yatsı 20:44
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 26 54
2. Eyüpspor 26 53
3. Pendikspor 26 47
4. Rizespor 25 46
5. Keçiörengücü 26 46
6. Sakaryaspor 26 46
7. Bodrumspor 26 41
8. Manisa FK 25 39
9. Boluspor 25 38
10. Bandırmaspor 25 37
11. Göztepe 25 35
12. Tuzlaspor 26 28
13. Altay 26 25
14. Adanaspor 26 25
15. Erzurumspor 25 24
16. Altınordu 25 20
17. Gençlerbirliği 25 17
18. Denizlispor 26 17
19. Yeni Malatyaspor 26 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
Günün Karikatürü Tümü