ÖĞRETİM VE EĞİTİM/1

Önce şunun öğretilmesi gerekir: Kurtuluş, nefsi akla, aklı da imana yani Kitap ve Sünnet’teki gerçekleri tasdik etmeye tabi kılmaktadır.

Eğitim, öğrenilenin hayata dönüşmesini sâlih amel suretinde sağlama gayretidir.

Sâlih amel, ihlaslı olan amel demektir. Sâlih amelin bir manası da uygun amel demektir. İmana yani Kitap ve Sünnet’teki gerçekleri tasdike uygun amel demektir.

Hayattaki tüm uygulamalara iman yön vermelidir. Her yerde ve her zaman hayat, imanın belirlediği helaller ve haramlara göre şekillenmelidir.

Özetle; nefsin öğretmeni, imanın öğrencisi olmak gerekir.

Kurtuluş reçetesi, Asr sûresinde belirtilen “iman ve sâlih amel” ile “hakkı tavsiye ve sabrı tavsiye etmek”tir.

Bu ilâhî reçetede; iman ve sâlih amel, şahsı kemale erdiren; hakkı tavsiye ve sabrı tavsiye ise başkalarını kemale erdiren ana başlıklar olarak ortaya konmuştur.

Elbette insanı yaratanın, yarattığı insana verdiği bu reçete uygulanınca şifa olur.

İlk uygulanılacak yani ilk amel edilecek şey, kalbin ameli olan imandır. Şüphesiz sadece bilmek iman değildir.

Gerçek ilim, imanı gerektirir; kâmil iman, ihlâsla ve Sünnete yani Hz. Peygamber’in sözlerine, uygulamalarına ve tasviplerine uygun olarak amel etmeyi gerektirir.

İlmin amele dönüşmesi önce aklın ikna olmasına sonra da ruhun ikna olmasına bağlıdır.

Aklın ikna edilmesi kolay olabilir, ama ruhun ikna edilmesi zaman alır. Bu da sadece eğitimle olur. Ancak peygamberlerin ve bazı sâlihlerin sohbetleri, irşatları ve örneklikleriyle çok kısa zamanda ruhlarda inkılap olduğu görülmüştür ve şimdi de görülmektedir.

Bugün günahlardan uzak, ihlas ve sünnete uygun sâlih kişilerin bulunduğu ortamları oluşturmak gerekmektedir. Zaman zaman bu havanın oluşturulduğu kamplarla verim alınmaya çalışılmalı, sonrasında da sahih ilim ve sâlim itikad sahibi kimselerin sohbetlerine devam edilerek haftada bir bu ortamın sürdürülmesi sağlanmalıdır.

Eğitim bir süreç işidir. Eğitim, ömür boyu sürmesi gereken bir iştir. Bu eğitim; aile ortamı, ders ortamı, arkadaş ortamı, cemaat ortamı, bir davetçi veya nasihatçinin tesiri ile oluşur.