Haberin Kapısı
2020-12-04 01:08:35

Dervişliğe Davet

Doç. Dr. İbrahim Baz

04 Aralık 2020, 01:08

Yoğunluğun değil senin yorgunluğuna sebep, yılgınlığındır yığdıklarına.

Seni parçalayan ve her bir parçanı bir yığdığının yanına uykusuz bırakacak kadar derin endişelerle nöbetçi bırakan.

Yani sen aslında yorgun değil dağılmış durumdasın…

Elinde tuttuğunu sandıklarınla, elde etmek istediklerinin izini sürüp peşine düşen düşüncelerin ve duyguların kırk dağın doruğunda durmakta.

İçinin isteklerine yetişemediğinden ve önce hangisine gideceğini bilemediğinden yersiz ve yönsüz bir şekilde bedenin bitap düşmüş.

İşte senin yorgunluk sandığın sanrı bu.

Eğer kalbin mutmain değilse dediklerimden, kırk dağa dağılmış parçalarını toparlamak ve ölüyken dirilmek dilersen, her zaman galip olan hikmet sahibi rabbine dayan ve Hz. İbrahim gibi çağır parçalarını.

Susarak bağır, hikmetle çağır.

Ama önce bir vakfet, vakıf olmak için ilm-i hâline.

Sonra bir bak nerede durmaktasın, neyin önünde ve niçin durmaktasın.

Hangi kapının önünde isen, rızkın o kapıdan gelir çünkü.

Durduğun yerde doyar, durduğun yerle dolarsın.

Ama önce bir dur, durulmak için. Kapı önünde. Bir derviş gibi…

Çünkü yorulan yüreğin seni dervişliğe davet ediyor.

Buğdayı bırakmaya ve himmet dilemeyedir bu davet.

Çünkü buğdaylar bitiyor tane tane, nefes nefes biten ömrün gibi.

Bu davete uyar ve kapının önünde durursan bir derviş gibi, susarsan ve dinlersen kalbine konuşanları, toplarsın parçalarını ve toparlanırsın. Kurtulursun kesrette kaybolmaktan ve kılı kırk yarıp kırk dağa dağılmaktan.

Kırkın çıkar, korkun ve endişen azalır.

Kesret kapı olur vahdete…

Yorgunluk sanrın ve sancıların azalır. Ama bekleme bitsin diye, bitmez.

Cihan padişahı Yavuz Sultan Selim Han da sormuş, “Bütün dünya benim olsa gamım gitmez nedendir bu?” diye. Soruyu şair Vehbi hikmetle şöyle cevap vermiş: “Ezelden gam türabıyla yoğrulmuş bir bedendir bu.

Ten kesretin, can vahdetin özlemindedir.

Sen de kendini yönetmek ve kendini hakikate yöneltmek için bir bilge bul önce. Kalbiyle akleden bir ârif…

Sonra eşik ol dergâhının kapısında. 

Eşik olursan eğer anlarsın ki eşik, âşıktır.

Benliği ayaklar altına almak, katreyi ummana salmaktır. Derelerde deli dolu çağlayarak akarken denize dönmektir. Sükûnete ve sulhe… Su gibi olmak. Susmak… Dinlemek için susmak…     

İşte bundandır ki dergâhta sessiz sözlerle konuşulur. Kuş diliyle…

Söyleneni yaparsan bu kapıda, önce kalbinin kapısı açılır adını andıkça Allah’ın.  Kalbin anahtarıdır zira zikir…

Bilirsin ki kimin evine varırsan onun adıyla çalarsın kapıyı.

 Her esmâ kalbinin bir yanını yandırır ve perdeleri kaldırır.  Açılır kapı…

Ve yine bilirsin ki kişi sevdiğinin adını anar yahut andığı sevdiği olur…

“Ya Rahman” dersen kalbinde merhamet,

“Ya Ğaffar” dersen kalbinde affetme,

“Ya Settar” dersen ayıpları örtme,

“Ya Hay” dersen kalbinde bir dirilme başlar.

Her isim (esma-i hüsna) bir güzel ahlakın kaynağıdır zira.

İşte böyle başlar Allah’ın ahlakı ile ahlaklanmak…

Esma ile açılan kapıdan girersen eğer ve eğer az konuşur, az yer ve az uyursan kalbinin pası, pisi ve kiri azalır. Aydınlığı artar. Kalbinle düşünürsün. Hikmet ve tefekkür nedir işte o zaman öğrenirsin.

Kalbin tahareti farzdır. Zira ahirette kalbin tartılır. Ve “Kalbinin kıyafeti giydirilir insana” Mevlânâ Hazretlerinin dediği gibi… Kalbin kıyafeti…

Dergâh dedimse bir mekân sanma sakın sadece. Gönül dergahtır, dostun yanı dergahtır, geceler dergahtır. Hasılı bütün dünya dergâhtır.

Susmak ve dinlemek irfan yolunun besmelesidir. Susarsan ve dinlersen, dinlenirsin, ruhun sonsuza revan olur ve bilincin bilenir. Bildiklerini anlamaya başlarsın… Önce gurbette olduğunun farkına varırsın, garip olduğunun…

Ne mutlu gurbette olduğunu bilen gariplere…

Ne mutlu yüreğinin yükünü bir eşiğe bırakanlara…

Dertli bir derviş gibi ulu dergâhın eşiğinde âşıkane duranlara…

Usanmamışsan dünyanın derdinden ve tasasından, yorulmamışsan yoğunluğundan “sen gelme” diyemem. En önce sen gel.

Yorumlar (9)

Enes 3 Yıl Önce

Yüreğinize sağlık İbrahim hocam kalbimize dokundunuz.Allah sizden razı olsun.

Hüseyin Doğanay 3 Yıl Önce

Ne kadar güzel anlatmışsınız halimizi. Allah razi olsun hocam

Erkan Aslan 3 Yıl Önce

Çok harika . Beliğ veciz öz. MaşAllah hocama . Devamını bekleriz

Abdurrahim gül 3 Yıl Önce

Gerçekten çok güzel Allah razı olsun

Mehmet düzgün 3 Yıl Önce

Allah razı olsun hocam

Nedim ACIKGÖZ 3 Yıl Önce

Cok teşekkürler hocam. Yüreğinize sağlık olsun

Osman Kurt 3 Yıl Önce

İfadeler okurken insanı çok yoruyor.

Herhangi biri 3 Yıl Önce

Kim usanmaz ki dünyanın derdinden, tasasından?.. "Gel" denileceğine "gitme kal" denilmesi daha güzel olmaz mıydı? Geç kalınmıştır belki bazı şeylere belki de her şeye.. Bitmiştir, hatta yeniden doğacak külleri bile kalmamıştır, savrulmuştur bir deli rüzgarda... İyiden iyiye dağılmıştır. Toparlanmamak üzere.. Bazen geç kalınıyor işte..

Abdullah 1 Yıl Önce

Allah razı olsun...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.