Hadisleri hafife alıp bize Kur’an yeter diyenlerin ilk inkâr ettikleri hadisi şerifler tıbbi nebevi ile ilgili olanlardır. Onlar için otlar, bitkiler hadislerin en zayıf halkalarıdır. Çabucak koparılabilir. Hâlbuki bize yeter dedikleri Kur’an-ı kerimde şifa ayetleri, bitkiler ve meyveler vardır. Hiç görmezler mi? Hiç tefekkür etmezler mi?
Resulullah (sav) Efendimiz Mekke’de doğdu, büyüdü, evlendi, çocukları oldu. Babası, annesi ve akrabaları tanınıyordu. Dedesi ve dedeleri İbrahim’a (as) kadar biliniyordu. O (sav) El-Emin idi. Bu sebeple Mekke müşrikleri; ‘’Allah Peygamber olarak neden Muhammedi gönderdi?’’, ‘’Bize elçi olarak bir melek gönderseydi ya! ‘’diyorlardı. Efendimiz (sav) Mekke’ye göçmen olarak gelse; onun soyunu bilmeseler, herhalde ‘Bu bir Melek neden Allah içimizden birini elçi olarak göndermedi’’ diyeceklerdi.
Resulullah (sav) Mekkeliydi. Mekkeli müşriklerin de itiraf ettikleri gibi o bir beşer idi. Tıbb-ı Nebevi’yi inkâr edenler hiç akıl etmezler mi? Beşer, yani insan; yer içer, uyur, hastalanır, tedavi olmak ister. Resulullah (sav) Efendimiz de öyle yaptı. Yedi, içti, hastalandı, evlendi, zehirlendi, aç kaldı, oruç tuttu, hasta ziyaretine gitti. Hastalara tavsiyelerde bulundu. İşte bu 23 senelik Nübüvvet zamanında sağlıkla, hastalıkla, gıdalarla ilgili yaptıklarına Tıbb-ı Nebevi denir. Tefekkür, akıl, izan ve mizan sahipleri bilir ki; sağlıkla, Tıbb-ı Nebevi (Peygamber Tıbbı) ile ilgili Hadislerin inkârı mümkün değildir.
Şu hakikati belirtmeden geçmeyelim. İstismarcılar, menfaatçiler, zenginlere, idarecilere ve sultanlara yaranmak isteyenler, her konuda olduğu gibi bitkilerle ilgili Hadisler uydurmuştur. Hadis kitapları tasnif edilmiş, birçok sahih Hadis kitabı neşir edilmiştir. Kütüb-ü Tis’a dediğimiz 9 sahih hadis kitabı ve bunlardan istifade edilerek yazılmış Riyazu’s salihin, El-lü’lüü ve Mercan gibi Hadis kitapları vardır. Meraklıları bu kitaplardaki, yeme ve içme tedavi bölümlerindeki sağlıkla ilgili birçok hadisi şerifi göreceklerdir.
Entel bir arkadaşım ‘’Tıbb-ı Nebevi bir balondur.’’ Dediğinde çok kızıp bir ekip kurdum. Kütüb-ü Tis’a, İslam Tarihi ve Hayatu’s sahabe olmak üzere 105 cilt meşhur kitabı taradık. Sağlıkla ilgili olanların kopyasını alarak 7 büyük klasör halinde tasnif ettik İnşallah yayınlayacağız. Orada merak ettiğim bazı konuları bulamadım. Fakat birçok Tıbbı Nebevi ile ilgili hadisi şerifin sahih olduğunu gördüm. Medine’ye o dönemde 4 doktor gelerek 10 yıl kaldıkları halde, hasta olan olmayınca Resulullaha (sav) şikâyette bulundular, hikâyesini taradığımız kaynaklarda göremedim. (Sahih kaynaklarda bu mevzunun geçtiğini bilen varsa kaynağını bildirmesini rica ederim.) Doktorlarla ilgili Büyük İslam Tarihinde geçen, başka bir rivayet var; onu sizinle paylaşmak isterim. O tıbbın sağlıklı kalmanın sırrını açıklayan bir iksirdir. Mısır Mukavkısı (Kıralı) İslam’ın hızla yayılışı karşısında kendisince tedbir açısından Efendimize Maria isimli bir cariye, bir doktor, bir katır ve kıymetli hediyeler gönderir. Peygamber Efendimiz (sav) cariyeyi ve katırı kabul eder ‘’Biz az yeriz, az uyuruz, hasta olmayız.’’ Şeklinde tıbbı özetleyerek, doktoru kabul etmezler. Hâlbuki Efendimiz ve ashabı bazan hasta olmuşlardır. Mukavkıs, bunları farklı amaçlarla göndermişti. Doktor istihdam edecek kadar hasta olmayız buyurmuşlardır. Zaten Ashapta da, tıp bilgisi ile meşhur olan Halis bin Kelede (ra) vardı. O Ashaba yetiyordu. Bir gün Resulullah Efendimiz (sav) bir hasta ziyaretine gittiğinde, bunun kalbi hasta Halis bin Kelede’ye söyleyin; ‘’Hurmayı çekirdeği ile beraber ezip tereyağı ile karıştırarak ilaç hazırlasın’’ diye buyurarak her konuda olduğu gibi emaneti ehline vermişlerdir.
Tıbbı nebevi, diğer tıplarla mukayese edildiğinde Tıbb-ı Nebevi ucuz ve kolaydır. Tıbbı Nebevi formüllerine giren maddeler halkın bildiği ve devamlı yediği gıdalardır. Strese ve kabızlığa, telbine çorbası. Kalp hastalıklarına karşı, hurma tereyağı karışımı. Bademciğe udu hindi. Hararete hıyar bunlardan bazılarıdır. Hint tıbbının formülleri ise; çokludur ve yapımı zordur.
Sağlığın korunması perhiz ve ilaçlardan daha hayırlıdır. Tıbb-ı Nebevinin esasıdır. Allahtan sıhhat ve afiyet isteyip bu sağlıklı bedenle ibadet ve Allah yolunda hizmet etmek İslam’ın şiarıdır.