Sizi bilemem ama bana, “Din - Bilim Çatışması” ifadesi kadar absürt, saçma ve komik gelen, başka bir cümle yoktur.
Din, Bilim ile nasıl çatışır? Din, Bilimden farklı olabilir mi?
“Dindar – Bilim Çatışması” denilse bir nebze, belki bir mantığını bulabilirsiniz; ama, “Din – Bilim Çatışması” ifadesinin hiçbir mantıksal izahını getiremezsiniz.
Önce, kelimelerin anlam ve tanımlarına bir göz atalım, bakalım din neymiş, bilim neymiş?
Din: Allah’ın hükmü ve yönetim esaslarıdır.
Bilim: Nedensellik ve amaç doğrultusunda, olguları deney, gözlem ve düşünce aracılığıyla sistematik bir şekilde inceleyen uygulamalı disiplinler bütünüdür. Bilim, gözlem ve deneyle bir sonuca varmaya çalışan bir disiplin olarak; kâinatı, varlıkları, tabiat olaylarını ve bunlar arasındaki ilişkileri anlayıp, formüle etmeye çalışmaktadır.
Din dediğimiz iman esasları ise, Allah tarafından elçisi vasıtasıyla insanlara gönderilen kurallar bütünüdür. Bu kurallar bütününün tamamını eksiksiz ve şartsız kabul eden insanlara dindar insan denilmektedir.
Dindar insanlar perspektifinden bakacak olursak, kâinatı yani gözle görülen ve görülmeyen her şeyi yaratan Allah Teâlâ’dır. Tekraren ifade ediyorum ki, kâinatı yaratan Allah Teâlâ’dır. Mademki kâinatı yaratan Allah Teâlâ’dır, o halde; Allah tarafından gönderilen kural ve kaidelerin, kâinat ile çelişmesi ya da kainattaki işlerliğe ters düşmesi nasıl mümkün olabilir?
Bir mühendisin icat ettiği bir cihaza ait kullanma talimatını yazdığı, nasıl kullanılacağını açıkladığı gibi; Allah Teâlâ da kendisinin yarattığı kâinatın içinde yaşayacak olan, kendisinin yarattığı insanlara, kâinatı tanımaları ve fıtratlarına uygun sosyal ilişkilerini düzenleyebilmeleri için gerekli yasaları inzal buyurmuş ve nasıl uygulayacaklarını göstermek ve açıklamak için de peygamberler görevlendirmiştir. Yani, din bir nevi, insanların kendilerini ve kâinatı okuma ve doğru yaşama kılavuzudur, diyebiliriz.
Allah Teâlâ, inzal buyurduğu son kitabı Kur’an’ı Kerim’de kendisini de insanlara tanıtmıştır. Allah Teala; Halik’tır (her şeyi yaratan), Melik’tir (saltanat sahibi), Malik-ül mülk’tür (mülkün sahibi), Kadir’dir (her şeye gücü yeten), Muktedir’dir (iktidar sahibi), Alim’dir (her şeyi bilen), Rezzak’tır (bütün rızıkları yaratan), Semi’dir (her şeyi işiten), Basir’dir (her şeyi gören) … devamla, bütün Esma-i Hüsna Kur’an’ı Kerim’de sayılmıştır.
Allah Teâlâ’nın var ve tek olduğuna inanan bir insan için, bilim dine aykırı olamaz; bilakis bilim, dinin gösterdiği istikamette yol alarak, kâinatı anlamlandırmaya çabalar; Allah Teala tarafından konulmuş olan tabiat yasalarını idrak etmeye, formüle etmeye çalışır. Bilim, keşifler doğrultusunda ilerlerken dinin işaret ettiği hususlara ters düşmüş ise bilimin orada durup, kendini sorgulaması gerekir; “ben nerede, nasıl, hangi yanlışı yaptım”, diye…
Kâinatı yaratan Allah Teala kâinatta kanunlar koymuştur. Hiçbir tesadüf yoktur, her şey planlı, programlı ve denge üzerinedir. Kâinatın matematiği ve sistematiği vardır. Allah Teala, ibda ve inşa ettiği bu kanunlara münasip bir biçimde de insana, dünyada yaşama usul ve şekillerini bildirmiştir. Peygamberleri vasıtasıyla tebliğ ettiği bu usul ve şekiller, din adı altında disipline edilmiştir.
Ne yazık ki dini anlamada, bazı insanlar yetersiz kalıp; kendi eksik düşüncelerini aralara sokuşturmaya çalışmışlar, kendilerince tuhaf yorumlar yapmış ve sıratı müstakimden ayrılarak, cehlin bataklığına saplanmışlardır.
Bazı bilim adamları da aynı şekilde, kâinattaki kanunları anlama ve anlamlandırmada kendi aciz idrakleriyle, zanları doğrultusunda hareket ederek, bilimsel metottan ayrılıp sapkınlık ve dalalet yoluna girmişlerdir. Halbuki, Bediüzzaman Said Nursi’nin ifadesiyle: "Her fen, kendi lisan-ı mahsusuyla mütemadiyen Allah’tan bahsedip Halikı tanıttırıyorlar." (Şualar, 11. Şua, 6. mesele)
Akıl sahibi insana düşen dosdoğru yol şu olmalıdır ki, din ile bilimi birbiri ile vehmi bir çatışma alanına çekmek yerine; Allah Teâlâ’nın yarattığı Kevni Kanunlarını keşfetme yolunda, hızlı ve kararlı adımlarla koşmaya devam etsinler… Bu uğurda çaba sarf eden tüm bilim insanlarımızın emek, gayret ve çalışmalarını, Allah Teâlâ ziyadeleştirsin.
Üsküdar Üniversitesinde icra edilen, 8. Uluslararası, Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi Kitabı yayınlanmıştır. İlgilenen dostlarımız için kitap linki aşağıdadır. (*)
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Gürcan Onat, 24.11.2025, Üsküdar.