Yalana tahammülüm yok. Çarpıtmaya, eğip bükmeye kesinlikle katlanamıyorum.

Düşünen varlık olarak elbette siyasi, sosyal, kültürel veya inanç farklılıklarımız olacaktır. Tabii ki inancımız ve düşüncemiz doğrultusunda hayatımızı tanzim etmeye çalışacağız. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Ayrıca, sadece kendimiz yaşamak da değil; sosyal sorumluluğumuz gereğince fikrimizi, inancımızı, düşüncemizi ifade edeceğiz ve yaymaya da çalışacağız; bu bizim düşünce ve inanç hürriyetimizdir. Hiç kimse, hiçbir kurum veya hiçbir devlet buna engel olamaz, olmamalıdır.

Yalan ise, asla!

Çarpıtma, asla!

Her şeyden önce insanız; insan olarak en doğal hakkımız insanca yaşamaktır.

Temel insani değerler arasında en önemli haslet; hür irade sahibi olabilmektir. Dilediğim gibi düşünür, dilediğim gibi inanır, dilediğim gibi yaşarım. Benim tercihlerime hiç kimsenin müdahale hakkı ve yetkisi yoktur. Aşağılama, hakir görme salahiyeti de olamaz. Yanlış yönlendirme ve aldatma da olmamalıdır. Aldatmak insanın hür iradesine yapılan, alçak bir tecavüzden başka bir şey değildir.

Fikrinizi olduğu gibi dosdoğru söylemek ve yaymaya çalışmak farklı; eğip bükerek yalan ve dolanla, aldatarak taraftar toplamak farklıdır. Sen dosdoğru ol, isteyen istediği gibi inansın.

Her zaman söylemişimdir, söylemeye de devam edeceğim: “Hiçbir düşüncenize, inancınıza katılmasam da düşüncenizi ve inancınızı özgürce söyleyebilmeniz için size her türlü desteği, her zaman vermeğe hazırım. Kim sizi susturmaya kalkarsa, inancınızı yaşamaya engel olursa; ben sizin yanınızda haklarınız için mücadele edeceğim.”

Yeter ki doğru olun! Dürüst olun!

Dünyanın en aşağılık eylemi; insanı aldatmak, duyguları ile oynamaktır.

İnsan için duyguları; anı nasıl yaşayacağını ve geleceğini nasıl şekillendireceğini belirleyen en önemli değerleridir. Dolayısıyla, duygularını biçimlendirmek de öncelikle her insanın kendi hakkı ve sınavıdır. Allah Teala, yarattığı insana cüzi irade bahşetmek suretiyle, tercihlerinde seçimi kendisine bırakmıştır. İradesine kesinlikle müdahale etmemektedir. İnsanın hayat imtihanında tercihlerini belirlerken, öncelikle doğal ve gerçek unsurları olduğu gibi görmeye hakkı vardır. Gerçeklikleri karartıp, olduğundan farklı, soslanmış görüntüler ancak şeytanın insanoğluna layık gördüğü hallerdir.

Şeytan zaten insanoğlunu aldatmaya ant içmişken, böyle bir azılı düşmanımız varken; biz insanoğlu da adeta şeytana şapka çıkartacak hile ve entrikalar ile birbirimizi aldatmaya çalışırsak, şeytandan daha aşağı, esfeli safilinin dibine düşmüş olmaz mıyız?

Madem her insan kendi imtihanını veriyor; kendi imtihanında Allah Teâlâ’nın bahşettiği en önemli değeri olan cüzi iradesini de hür tercihi ile kendisi kullanmalıdır. Bu hakkı onun elinden almaya hiçbir insanın ve otoritenin hakkı olmamalıdır. Söylenen her yalan ve çarpıtma, insanın kendi tercihlerini yaparken cüzi iradesini sağlıklı kullanabilmesinin önündeki en önemli engeldir.

Devletin görevi; vatandaşlarının, yaşam tercihlerini hür iradesi ile istediği gibi yapabilmesi için gerekli doğru ortamı sağlamaktır. Ayrık otlarını temizlemektir.

Herhangi bir dini inancı yaşamak mı istiyorsun; o dinin iman esaslarını dosdoğru öğrenebilmelisin.

Herhangi bir ideoloji peşinde giderek; komünist, sosyalist, kapitalist, anarşist mi olmak istiyorsun; bu fikirlerin aslını dosdoğru öğrenebilmelisin.

Herhangi bir siyasi partiye, derneğe, vakfa üye mi olmak istiyorsun; o partinin, derneğin, vakfın tüzüğünü, hedef ve amaçlarını dosdoğru öğrenebilmelisin.

Bütün bunlardan önce ise, seni ve kâinatı yaratan Allah Teâlâ ve resulleri hakkında en doğru, en sahih bilgilere ulaşabilmesin.

Ne yazık ki birtakım insanlar hatalı, şahsi mülahazaları ile diğer insanların doğru ve sahih bilgiye ulaşmasına engel olmaktadır. Bu hususta devlet doğru konumlanmalıdır. Yalan ve çarpıtma ile tezvirat temizlenmelidir. Devlet doğru bilgiye ulaşma konusunda yardımcı olmalıdır. Tercihler konusunda ise kişi kendi iradesi ile baş başa bırakılmalıdır.

Neticeyi kelam: “Ya olduğumuz gibi görünelim ya göründüğümüz gibi olalım”.

Her zaman: “Emrolunduğumuz gibi dosdoğru olalım”.

Böyle olabilene, binlerce selam…