23.06.2018, 02:04

Eski Türkiye'nin Tabutuna Son Çivi

 "Durmak Yok Yola Devam" ilkesi ile 14 Ağustos 2001'de Erdoğan liderliğinde yola çıkan AK Parti, çökme noktasına gelen Tuu0308rkiye'yi 16 yılda imar, inşa ve ihya ederek zirveye taşıdı. Bir taraftan yaptığı hizmetlerle gönuu0308llere taht kurarken, diğer taraftan ise son 10 yılda duu0308nyada yapılan 10 mega projeden 6'sına imza atmayı başardı. Ana muhalefet partisi CHP ise bu eserleri desteklemek yerine yine salası verilen vesayet odakları ile birlikte hareket etmeyi suu0308rduu0308rduu0308.
Gizli koalisyon dönemine kapı aralanan bir seçimin arefesindeyiz. Bir tarafta AK Parti ve MHP'nin oluşturduğu, BBP'nin destek verdiği "Cumhur İttifakı" diğer tarafta ise CHP, İYİ Parti, SP ve DP'nin kurduğu "Millet İttifakı" ve diğerleri (HÜDA PAR, VP, HDP, BTP) Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekilliği için kıyasıya yarışıyor.
Türkiye büyüme oranlarında rekor üstüne rekor kırmasına rağmen "manidar" bir şekilde uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Standard&Poor's, Moody's ve Fitch Ratings tarafından kredi notu düşürülerek karalama kampanyalarıyla adeta terbiye edilmeye çalışılıyor. Döviz ve faizlerdeki "önlenemeyen" oynaklıklar sayesinde Türkiye adeta gizli olarak devalüasyon üzerine devalüasyon yaşıyor.
Diğer taraftan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı "Gel Bakalım Buraya!" Muharrem İnce'den ümidini kesen uluslararası dezenformasyon kanallarından CNN International, "başbakan olacağım" modundan "cumhurbaşkanı olacağım" moduna geçiş yapan İYİ Parti'nin adayı Meral Akşener'e göz kırparak, "Erdoğan'ı ofisinden çıkarmaya çalışan kadın", "Türkiye'nin Demir Lady'si" replikleriyle boyayıp cilalamaya kampanyası yürütüyor.
Şayet "Böl, Parçala, Yut" oyunu bu seçimlerde hayat bulursa; siyasal, sosyal ve ekonomik hayat yeni bir krizin eşiğine gelir. Tıpkı 19 Şubat 2001'de olduğu gibi. 2001'de ne oldu? Millu00ee Güvenlik Kurulu Toplantısı'nda Cumhurbaşkanı Ahmet Sezer tartıştığı Başbakan Bülent Ecevit'e Anayasa kitapçığını fırlattı; fırsat kollayan piyasalar karıştı. TCMB, IMF onayıyla dövizde dalgalı kura geçti. Bu uygulamayla Türk Lirası'nın değeri yüzde 40 civarında düştü. Devletin borcuda 29 katrilyon Türk Lirası arttı. Kriz günü 685.500 Türk Lirası olan ABD Doları 3 gün sonra 920.000 Türk Lirası oldu. Ülkede dövizle borçlanan vatandaş büyük sıkıntıya girdi. Esnaflar battı, işsizlik arttı. Hükümet krizi çözmesi için Kemal Derviş'i ekonominin başına geçirdi.
Evet şayet Türkiye istikrarını kaybederse; tıpkı 2001'de olduğu gibi IMF'nin kapısına dikilip, yeni Kemal Dervişlerle pazarlıklar başlayacaktır. Hiç şüpheniz olmasın; görünen köy kılavuz istemez.
İşte bu sebeplerle, 24 Haziran'da "Cumhur İttifakı"na verilen her oy darbe ve kriz üreticisine, eski Türkiye sisteminin tabutuna çakılmış son çivi olacaktır.

***

KÜRESEL ÇAPULCULARIN 
KİRLİ OYUNLARINIu2026

27 Mayıs 2013 gecesi Taksim Gezi Parkı'nda yayalaştırma projesi kapsamında sökülen ağaçların "sosyal medya"aracılığı ile yayılmasıyla birlikte bütün "çevreci aktivistler"adeta birer domino taşı gibi Ankara, İzmir ve diğer vilayetlere serpilmeye başladılar. Masumbir "çevre protestosu" olarak başlayan eylemler, 28 Mayıs sabahı "barış elçisi" BDP Milletvikili Sırrı Süreyya Önder'in Taksim Gezi Parkı'nda meydana çıkması ve ardından polisin biber gazına maruz kalan "Kırmızılı Kadın" Ceyda Sungur'un simge pozuyla çığrından çıkmaya başladı.
CNN ve BBC başta olmak üzere dezenformasyon medyası Gezi Parkı'nda yaşananları "Taksim Meydan Savaşı" olarak dünyaya duyurdu. Haberler yayıldıkça, barış süreciyle daha kendini yeni yeni toparlayan Türkiye'nin üzerine yeni bir moralsizlik kabusu çökertilmeye çalışıldı. İstanbul'un en canlı bölgesinde kepenkler kapatıldı, dövizin ateşi fırladı, borsa çökmenin eşiğine geldi; "Lider Ülke" imajı Taksim Meydanı'nda çöpe atıldı. Türkiye'yi Suriye bataklığına çekemeyen küresel güçler, Gezi Parkı'nda "cambaza bak cambaza" aldatmacasıyla diz çöktürmek istedikleri ülkelere uyguladıkları "renkli devrim"lerinden birini daha "çevre hassasiyeti"yle devreye soktu. 
Masumane başlayan protestolar, günler geçtikçe adeta bir "hesaplaşma"ya dönüştü.
Çünkü, mesele sadece Gezi Parkı değildi, iktidarı alaşağı etmekti. 
Olaylar sonucu 10 kişi hayatını kaybederken, 8163 kişi yaralandı.
28 Şubat kalkışmasından sonra raflara kaldırılan tencere tavalar tekrar gündemdeki yerini alırken, anadan üryan sloganlarla AK Parti'ye diz çöktürme operasyonları hem içerden, hem de dışardan balon gibi şişirildi. Adnan Menderes'i asanlar, Turgut Özal'ı zehirleyenler, Erbakan'ı siyaseten gömüp; üzerine beton dökenler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı "yemek" için ellerini ovuşturmaya başladılar. Paradan para kazanan "rant lobisi" bütün imkanları seferber ederek yeni bir "mahalle baskısı"yla ortaya çıktı. 28 Şubat sürecinde sahada olan figürler topyekün yeniden sahaya sürüldü.
Suriye'den sonra sırayı Türkiye'ye getirme gayretinde olan küresel aktörler, emellerini gerçekleştirmek için Türkiye'ye diz çöktürme operasyonlarının dozunu yükseltmeye başladı.
İstanbul Kazlıçeşme'de milyonları meydanlara toplayan Başbakan Erdoğan, ulusa değil dünyaya seslenerek; "küresel çapulcular"a teslim olmayacaklarını, oynanan kirli oyunu bozacaklarını haykırdı.
UNUTMADIK!..

***

PLAJDA OYNAYAN 
MASUM ÇOCUKLARIN 
KATLEDİLİŞİNİ...

Tevrat'ta yer alan ve 10 emirden altıncısı olan "öldürmeyeceksin"e rağmen 1948'den beri Filistinlilere hayat hakkı tanımayan İsrail, hürmetli belde Mescid-i Aksa'da ve çevresinde her fırsatta zulüm yapıyor. 
Kanlar akıtılıyor, ırzlara geçiliyor, hürmetler çiğneniyor, çocuklar yetim anneler dul bırakılıyor, haneler yıkılıyor, insanlığa dair ne varsa hepsi ifsat ediliyor. Plajda oynayan masum çocukların; anneleri, babaları, kardeşleri, arkadaşları, kucaklarındaki bez bebekleri, elleri, yüzleri, dahası minicik bedenleri delik-deşik ediliyor.
Siyonist İsrail'in Gazze'ye insani destek vermek üzere yola çıkan Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010'da düzenlediği kanlı baskında şehit düşen İbrahim Bilgen'i, Ali Haydar Bengi'yi, Cevdet Kılıçlar'ı, Çetin Topçuoğlu'nu, Necdet Yıldırım'ı, Furkan Doğan'ı, Fahri Yaldız'ı, Cengiz Songür'ü, Cengiz Akyüz'ü, Uğur Süleyman Söylemez'i...
UNUTMADIK!..

***


Ku00c2BUSA 
ÇEVRİLEN GÜNLERİ...

28 Mayıs sabahı Taksim Gezi Parkı'nda startı verilen ve 17 Aralık'ta zirve yapan operasyonlarla Türkiye'ye adeta "İkinci 28 Şubat Postmodern Darbesi" yaşatıldı.
Tam da "28 Şubat'ın etkisi 1000 yıl sürecek" diyenlerin "kağıttan kaplan" ilan edildikleri bir süreçte"manidar" bir şekilde "paralel yapı" karşımıza çıktı.
11 yıldır iktidarda olan AK Parti Hükümetleri'nin millete vaadettiği "Prangalarından Kurtulan Türkiye" rüyası kabusa dönüştü.
Recep Tayyip Erdoğan'a partisinin "laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" gerekçesiyle hazırlanan "kafa kopartma" iddianamesiyle, 27 Nisan Mıhtırası'yla, ameliyat masasına giderken Oslo tuzağıyla, şeytanın sözcülerinin ağız ve kalemlerinden akan iftiralarla, Gezi Olayları'yla, 17 Aralık'ta başlatılan ve 25 Aralık'ta devam eden yolsuzluk operasyonlarıyla, "parelel yapı" tarafından 7 bin kişinin "Selam Terör Örgütü" adı altında dinlendiği telekulak skandalının ortaya çıkartılmasının hemen ardından internete düşürülen  (başbakanla oğlu Necmettin Bilal arasında geçtiği iddia edilen) montajlanmış ses kayıtlarının piyasaya sürülmesiyle adeta "one minute" ayarı verilerek; "despot ve vurguncu" ilan edenler...
28 Şubat'ın akabinde AK Parti'ye yol verenler; 16 yıl aradan sonra tekrar düğmeye bastı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Gezi Olayları'nda "diktatör"lükle yalnızlaştıramayanlar; bakanlarını"yolsuzlukla  itibarsızlaştırarak",  "temiz eller operasyonu"yla abluka altına almaya çalıştı.
Refahyol Hükümeti'nin kurulmasından sonra adeta 11 ay boyunca siyaseten dövülerek komaya sokulan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın başına gelenler, Erdoğan'ın başına 11 yıl sonra geldi.
28 Şubat'ta "yerli ve millu00ee ruh"a askerle, yargıyla, YÖK'le, çetelerle, STK'larla savaş açanlar; bugün"adanmış ruhlar"ın önderliğinde oluşturulan "polis, yargı veses kayıtları"yla iktidara diz çöktürme eylemlerini birer birer devreye soktu.
28 Şubat'ta "genç subaylar rahatsız" diyerek askerlere tank yürüttürenler; AK Parti'yi 11 yıl boyunca çöpe attıkları vesayetçilerin, ergenekoncuların, balyozcuların peşine takarak "paralel yapı"yı oluşturdu. Bu yapı tarafından "manidar" bir şekilde "dostmodern darbe"ye tabi tutuldu.
28 Şubat'ta bankaları hortumlattırarak 250 katrilyonu bulan yolsuzluğun faturasını doğmamış çocukların hesabına yazdıranlar; Gezi Olayları ve 17 Aralık "rüşvet operasyonu" adı altında milletin cebinden 167,9 milyar lirayı buharlaştırdı.
UNUTMADIK!..

***


2016'DA PATLATILAN 17 CANLI BOMBAYI...

12 Ocak'ta İstanbul Sultanahmet'te 11, 17 Şubat'ta Ankara Çankaya'da 29, 13 Mart'ta Ankara Kızılay'da, 38, 19 Mart'ta İstanbul İstiklal Caddesi'nde 5, 28 Nisan'da Bursa'da 1, 1 Mayıs'ta Gaziantep Şehitkamil'de 4, 7 Haziran İstanbul Vezneciler'de 13, 28 Haziran'da İstanbul Atatürk Havalimanı'nda 45, 15 Temmuz'da genelde Türkiye özelde İstanbul ve Ankara'da 246, 20 Ağustos'ta Gaziantep Şahinbey'de 57, 26 Ağustos'ta Cizre'de 13, 9 Ekim'de Şemdinli'de 17, 16 Ekim'de Gaziantep Şahinbey'de 4, 10 Aralık'ta İstanbul Beşiktaş'ta 46, 17 Aralık'ta Kayseri Melikgazi'de 15 insan "canlı bomba"lar tarafından katledildi. Türkiye'nin Suriyeleşmesi için düğmeye basanlar, 2016'da tam 17 kez milleti yasa boğdu. Pusuda bekleyen "korku imparatorluğu"- nun eli kanlı kiralık katilleri FETÖ, DEAŞ, TAK, PKK birer birer sahaya sürüldü. Fakat bilmezler ki, biz millet olarak "bir ölürüz, bin diriliriz." 
 UNUTMADIK!..

***


İÇ SAVAŞ İÇİN DÜĞMEYE BASANLARI...

Erbakan'ın iktidarında denemek istedikleri "iç savaş" senaryosunu uygulama fırsatı bulamayanlar, kirli oyunlarını tam 19 yıl sonra 15 Temmuz 2016 akşamı devreye soktu. Müslüman görünümlü teröristler millu00ee iradeyi esir almak için düğmeye bastı. 
Kendilerini "Yurtta Sulh Konseyi" olarak tanımlayan FETÖ'cü bir grup terörist; İstanbul'daki Boğaziçi Köprüsü'nü kapatarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Sarayı'nı basarak, Vatan Emniyet Müdürlüğü'nde tank yürüterek, Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni, Gölbaşı Havacılık Dairesi'ni, Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı'nı, Emniyet Müdürlüğü'nü, TÜRKSAT tesislerini bombalayarak darbe teşebbüsünde bulundu. Milletin üzerine çevirdikleri tank, tüfek ve uçaklarla 249 vatan evladını şehit etti, 2 bin 193 kişiyi ise yaralandı.
Bölgesel istikrarsızlıklar da göz önüne alındığında "son kale" olarak direnen Türkiye'de "iç savaş" senaryosu; milletin dik duruşuyla bir kez daha savuşturuldu.
UNUTMADIK!..

***

NEFRET DİLİNİ 
AYYUKA ÇIKARANLARI...

16 Nisan'da 18 maddelik Anayasa değişikliğini oylamak için sandığa gidecek halkı "EVET" vermeleri halinde kaos ve kanla korkutarak bütün yollara tevessül ettiler. Barış ve gönül dilinin yerine birbirini yeren, ayrıştıran nefret dili kullanıldılar. 
Halkların Demokrasi Partisi Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ve yandaşları dağdan şehirlere inerek "çukur" kazıp "kan" döken PKK'nın sözcülüğüne soyunup, Ahmed-i Hani'nin yeşerttiği coğrafyayı çorağa çevirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz. Açık ve net..." ifadeleriyle Hacı Bektaş-ı Veli'nin gönüldaşlığına nifak soktu.
UNUTMADIK!..

***


KÜFRÜN TEK MİLLET OLDUĞUNU...

Faşizmin öncü kuvveti Almanya gerek yayın organlarıyla, gerekse politik tavrıyla Türkiye'ye alenen hasımlığını ilan etti. Almanya'da yaşayan 3 milyon Türk'ün özgür iradesine ipotek koyarak Hitler'in Nazi kalıntısı faşist ruhunu tekrar hortlattı. İnce siyaset, hakiki feraset sahiplerinin küfrün tek millet olduğunu görmemesi ahmaklıktır.
Almanya'nın goygoyculuğunu yapan Hollanda ise gün Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ise referandumu gurbetçilere anlatmak için geldiği Hollanda'da polisin kanun tanımaz tutumuna maruz kalarak sınır dışı edildi. Rotterdam sokaklarında bu faşizan tutuma tepki gösteren Türkler at ve itlerle yerlerde sürüklendi. 
 "Hıristiyan Kulübü" ve "Haçlı İttifakı" olduğunu susarak teyit eden Avrupa Birliği rüştünü bir kez daha ispat etti. 
UNUTMADIK!..

***


YA İSTİKRAR, YA KAOS!..

Bizleri ayrıştırıp savaştıranlar; fikrimizi, zikrimizi, kardeşlik damarlarımızı lime lime etti. Fitne kurşunlarına hedef olan cennet coğrafyamız; cinnet meydanına çevrildi.Bu cinneti atlatmanın ilacı; uyanmaktan, sevgiden, kardeşlikten, metanetten, sabırdan, sözü, duayı, himmeti ve kalbi bir etmektir.
24 Haziran günü oluşturulan "siyasi olağanüstü hal"i ve icra edilen kirli oyunları bozmaktan başka çare yok.
AK Parti'nin iktidardan uzaklaştırılması demek; yerli ve millu00eeliğiyle öne çıktığı için "diktatör" ilan edilen RecepTayyip Erdoğan'ın hal'edilmesi demektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hal'edilmesi demek; bir asır aradan sonra ayağa kalkmaya çalışan Türkiye'nin yeniden köleleşmesi demektir.
Köleleşmek; Afrikalıçocukları akbabalara yem etmek, Filistinli yetimlerin umudunu diri diri toprağa gömmek, Evlad-ı Fatihan'ın can damarlarını kesmek, Suriyeli Aylan bebekler gibi ölmek demektir.
Unutmayalım; Türkiye 25 Haziran sabahı ya istikrara, ya da kaosa uyanacak!..

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 27 Nisan 2024
İmsak 04:23
Güneş 06:00
Öğle 13:07
İkindi 16:56
Akşam 20:03
Yatsı 21:34
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14
Günün Karikatürü Tümü