02.09.2016, 18:29

Aptallar Darbesi

Evet, 15 Temmuz'da kalkışılan bu darbe girişimine benim münasip gördüğüm isim bu: "Aptallar Darbesi"

Gerçekten aptallar darbesi, başka bir isim yakışmaz.

Hep beraber milletçe televizyonlarda sabaha kadar darbe nasıl yapılır adım adım izledik. Daha doğrusu, darbe nasıl yapılamaz, darbeye karşı milletçe nasıl mücadele edilir, bunu izledik.

Her şeyden önce darbe herkesin işten eve dönüş saatinde, bir tarafından yoğun trafik akışı olurken, köprünün diğer tarafını tutmakla olmaz. Yüzlerce televizyon kanalı yayındayken, bir veya iki tane kanala girip, bildiri okutmakla olmaz. En küçük rütbeli asker dahi bilir ki darbe bu şekilde ağır ağır, Brezilya dizileri gibi yapılmaz. “Güm” diye masaya yumruğunu indirir gibi, herkes uyurken sabaha karşı üçte, tüm ekibini aynı anda çıkartıp, stratejik hedefleri bir anda işgal etmekle yapılır.

Gerçi haklarını yemeyelim, adamlar kadrolarını yetiştirmek ve yerleştirmek konularında olağan üstü çalışmışlar. Hepimiz uyurken 35-40 senedir, adeta ilmik ilmik örmüşler. Devlet mekanizmasının tüm kılcal damarlarına kadar, her yerine konuşlanmışlar. Sanki iki üç sene daha bekleselermiş, devlet tüm kurumlarıyla tabii olarak ellerine geçiverecekmiş, neredeyse.

Bu darbe kalkışmasını televizyonlarda izlemeye başladığım daha ilk andan itibaren, kafama takılan soru şu oldu: "Yahu kardeşim, salak mı bunlar, bu saatte ne yapmaya çalışıyorlar? Bu nasıl darbe? Film mi izliyoruz?" deyip duruyordum, kendi kendime. Yani niçin sabaha karşı değil de akşam, halkın eve dönüş saatinde yapıldı? Sonradan ortaya atılan, MİT'in istihbarat alıp, karargâha haber vermesi, bu nedenle erkene alınmış olması tezi çok mantıklı gelmiyor bana. Çünkü son anda başlama saati erkene alınan, daha doğrusu sabaha karşı herkes uyurken yapılmayan darbenin başarı şansı çok düşüktür, hatta hemen hemen imkânsızdır. Bunu hiç mi düşünemediler? İşte bu nedenle “aptallar darbesi” denilmeyi fazlasıyla hak ediyor.

Nelerine güveniyorlardı bilemiyorum? Ya kendilerinden çok emindiler, ya da başka bir şey var. Yani, sanki darbeden amaç darbe değil aslında. Ya da darbe olsun veya olmasın, burada gizli bir başka gerçek amaç var gibi. Buraya ciddi kafa yormamız lazım. Şunu demek istiyorum; onlarca sene gibi çok uzun müddet hazırlanıp, tam start vereceğin sırada darbe haber alınıp, başarı ihtimali çok zayıf derecelere düşüyorsa ve buna rağmen biraz daha bekleyip, başarı şansı yüksek bir zamana kadar ertelemeyip, “olsun biz her halükarda bu işi başlatacağız” diyerek harekete geçiliyorsa, burada asıl amaç başka bir şeydir.

Bu ne olabilir?

Benim kendi gözlemlerimi ve bir takım karineleri yerine oturttuğumda vardığım netice: Recep Tayyip Erdoğan'dır! Bazen futbol maçında da olur, “kardeşim bir şeref gölü atalım da kaç gol yersek yiyelim” denir. Şeref golü Recep Tayyip Erdoğan'dı. Amaç içerisindeki gizli asıl amaç, hedef içerisindeki gizli asıl hedef Cumhurbaşkanını yok etmekti.

Darbe planını bugün incelediğimizde ve yapılanları detaylı bir şekilde gözlemlediğimizde, karşımıza çıkan tabloda görüntü her ne kadar yönetime el koymaksa da, bu plan başarılı olsa da, olamasa da, ne pahasına olursa olsun, başarılması gereken en önemli hususun, Cumhurbaşkanının diri ya da ölü, asıl hedef olduğu çok açık bir şekilde görülmektedir.

Bu şekilde amaç içerisinde ikinci amacı kim kurgulayabilir? Pensilvanya’da yaşayan bir meczup mu? Tabii ki hayır, onun arkasındaki gerçek güç!

Tefekkürümüzde biraz daha ilerleyelim; üçüncü amaca gelelim. Türkiye’nin gittikçe yükselen güç ve karizmasının dağıtılması, tekrar eski, batıya muhtaç ve söz dinler haline döndürülmesi. Ortadoğu ve İslam âleminin yeniden tanzim edilmesi v.s. v.s.

Kalkışmayı planlayan ve destek veren şapşal general müsveddeleri*: Siz bu darbenin başarılı olması halinde hangi hallere düşeceğimizi anlayamayacak kadar akılsızsanız, aslında bir Türk generali değil, hakikaten beynini Pensilvanya’ya kiralamış, haşhaşi generaliymişsiniz. Bu nedenle de “Aptal Darbeciler” denilmeyi hak ediyorsunuz.

Yıllardır her fırsatta, her ortamda şunu söylüyoruz; darbelerin üç saç ayağı vardır; yasal mevzuat, kadrolaşma ve kaos ortamı. Yani bu üçü aynı anda mevcut değilse darbe yapmanız mümkün değildir. Bildiğimiz eski klasik ve post modern darbeler hep bu şekilde olmuştur. Her şeyden önce kanunlar müsaitti. İç hizmet kanununun 35. maddesi cumhuriyeti koruma ve kollama görevini TSK'ne veriyordu. Hâlbuki bu madde değiştirildi. Yani şu an yürürlükte olan, mevcut iç hizmet kanununa göre TSK'nin böyle bir vazifesi yok. O zaman daha ilk anda otomatik olarak suçlu konumuna düşmüş oluyorsunuz. Yine eski dönemlerde memlekette kaos, anarşi, terör v.s. ne derseniz azdırılmış, halk kamplara ayrılmış, siyasiler sükuneti sağlamaktan aciz bir hale düşmüşlerdi. Şu an öyle bir durum da yok. Ee, o zaman geriye ne kaldı? Sadece kadrolaşma. İşte o zaman bu darbe “aptallar darbesi” olmuyor mu, kardeşim?

Tamam, da bu aptallar nasıl cesaret edip, kalkışma yaptılar derseniz, işte burada çok önemli bir husus gözümüze çarpmaktadır. Adamlar çok uzun zamandan beri ciddi kadrolaşmışlar. O kadar mükemmel kadrolaşmışlar ki; diğer iki saç ayağı olmasa da yani mevzuat müsait olmasa da, ortam müsait olmasa da, bu kadrolaşma ile başarılı olacaklarına dair, kendilerine aşırı güvenir hale gelmişler. Başarısızlığı hiç mümkün görmemişler. Hatta gözleri, beyinleri o kadar büyülenmiş ki, diğer saç ayaklarının olmamasının ne kadar vahim bir sonuç doğuracağını hiç düşünmemişler. Hele ki, milletin bu şekilde can siperane karşı taarruza geçeceği ve şehadeti bu kadar arzularcasına mermilerin üzerine atılacağı, tankların önüne yatacağı, uçakların üzerlerine atlamaya kalkışacakları hiç hayal dahi edilememiş.

Yalnız şunu itiraf etmemiz lazım, hakikaten çok uzun yıllar, çok emek sarf edilerek, ince ince, ilmek ilmek işlenmiş. Açık söyleyeyim, bu darbe erkene alınmayıp, normal planlandığı saatte, herkes uykudayken başlasaydı, başarılı olmuştu. Belki Feto manyağının değil, ama onun arkasındaki asıl oyun kurucuların gerçek amacı tahakkuk etmiş olacaktı. O da: “iç savaş”dı!

Çünkü bir kısım halk yine sokaklara çıkacak, bir kısım halk darbecilerin yanında yer alacaktı. Pusuda bekleyen sınır ötesi taşeronlar hemen içeri dalacaktı. 241 değil, belki 241 bin şehidimiz, bir o kadar da darbeci leşler olacaktı. Belki Mısır, belki Suriye’ye dönecektik.

Hadsiz şükürler olsun ki, Allah Teala milletimizin yüzüne baktı. Yüzyıllarca İslamın sancaktarlığını yapmış bu milleti, bir meczup ve haşhaşilerinin marifetiyle arkadaki kuklacıya yem etmedi.

Cumhurbaşkanımızdan sokaktaki kağıt toplayıcı çocuğumuza kadar, savaş uçakları kalkmasın diye tarlasını yakan köylümüzden tankın üzerindeki ere nasihat eden annemize kadar, bir millet topyekun ayağa kalkarak, ikinci istiklal harbini 241 şehidiyle birlikte kazanmayı başarmıştır.

Bundan sonra yeni anlayış ile ne yapmamız, nasıl bir anlayış inşa etmemiz gerektiğini de müteakip yazımızda işleyelim inşaallah.

Allaha emanet olunuz.

*Dip Not: Soru çalarak, kopya ile kumpas ile general olan bu haşhaşiler o şerefli üniforma içerisine yakışmamaktadırlar. Bunlara TSK Generali diyememekteyim. Bunlar ancak müsvedde general olabilir. Zaten şu an er rütbesine indirilmişlerdir

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 08 Mayıs 2024
İmsak 04:04
Güneş 05:46
Öğle 13:06
İkindi 16:59
Akşam 20:15
Yatsı 21:50
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 35 90
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 35 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 35 37
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 35 33
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 35 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 36 43
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17
Günün Karikatürü Tümü