16.05.2017, 19:02

Askeri Darbelerin Niteliği

Türkiye Cumhuriyeti‘nin siyasi tarihi, aynı zamanda bir askeri darbeler tarihidir. Öyle ki, doksan dördüncü kuruluş yıldönümü kutlanacak olan Cumhuriyetimizin yaklaşık kırk altı yılı, fiilen, askeri yönetimler, sıkıyönetim ve/veya olağanüstü hal uygulamalarıyla geçmiştir. 1960 yılından itibaren, neredeyse her on yılda bir darbe gerçekleştirilmiştir. Demokrasinin askıya alındığı darbelerde, TBMM ve siyasi partiler kapatılmış, millet iradesi hiçe sayılmış, sıkıyönetim ve olağanüstü hal uygulamalarıyla toplum baskı altında tutulmuş, başta hayat hakkı olmak üzere, temel insan hakları çiğnenmiş halkın fikir ve vicdan hürriyeti ile ifade özgürlüğünün kısıtlanmıştır.

                Aslında, Türkiye‘deki darbe geleneğinin başlangıcını, Osmanlı Devletine kadar uzatmak mümkündür. Bu gelenek, Osmanlı Devleti‘nin ardından Türkiye‘ye de sirayet ettiği ve günümüze kadar ulaştığı bilinmektedir. Cumhuriyet Türkiye‘sinde ilk sıkıyönetim, o zamanki adıyla örfi idare uygulaması, 1925 yılında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanan Şeyh Sait isyanından sonra başlatılmış ve 1950 yılına kadar sürmüştür.  Yani sıkıyönetim aralıksız 25 sene devam etmiştir. Sıkıyönetim uygulamasının tabii hükümet etme yöntemi haline gelmesinin en önemli sebebi halkın değerlerine zıt sosyal ve siyasal düzenlemelerin, ideolojik baskıların kalkması halinde sistemin eski haline döneceği, inkılap denilen tek parti totaliter uygulamalarının ortadan kalkacağı endişesidir. Yani Atatürk ve İnönü devrinin demokrasiyle alakası olmayan, sıkıyönetimle pekiştirilmiş tek parti diktatörlüğü olduğu açıktır. Bu devirlerin altın çağ olarak yüceltilmesi korunmaya çalışılması demokrasi ve hukuk devletini tehdit eden en önemli tezattır. M. Kemal’in İstiklal Savaşı kahramanı olarak anılması başkadır, tek parti uygulamalarının demokrasi ile bağdaştırılması başkadır.

                1960 darbesi ve ondan sonra getirilen sıkıyönetim uygulamaları sebebiyle 1990’a kadar olan sürenin %40’ı da sıkıyönetim altında geçmiştir. [1] Bu durum tabii devlet geleneğinin oluşmasına büyük engel teşkil etmiştir. TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na açıklamada bulunan gazetecilerden Mehmet BARLAS,  Türkiye‘de Osmanlı‘dan kalma ”ittihatçı bir gelenek olduğunu ve” her subayın kendini halaskar görebildiğini ifade etmiştir. Rıdvan AKAR ise Atatürk‘ün ölümünün ardından 1940‘lı yıllardan itibaren çok sayıda subay tarafından çeşitli darbe teşebbüslerinde bulunmasına rağmen bu subaylardan hiçbirinin yargılanmadığını, 1960 askeri darbesinden sonra yeniden alevlenen darbeci geleneğin Baas‘çı bir kimliğe bürünerek radikalleştiğini, söz konusu radikalleşmenin önlenmesi için “tek tip Atatürkçülük” algısının oluşturulmaya çalışıldığını, 1990‘lı yıllardan sonra Atatürkçülüğün darbelerin gerekçesi olarak kullanılabildiğini öne sürmüştür.  Aslında Mustafa Kemal’in daha hayatta iken başlayan tapınma güdüsü, Çankaya ile Kâbe’yi kıyaslayan şiirler, mevlitler, onun bir yarı tanrı olduğunu ve ölmeyeceğini ifade eden dalkavukluklar nedeniyle putlaştırılmıştır. Bu putlaştırma süreci ülkenin her yerine heykellerin yaparak, önemli günlerde huzurunda toplanarak devam ettirilmiş, cahiliye Araplarının yaptığı gibi insanüstü mitolojik bir algı yaratılmıştır. Bu algının asırlarca sürmesi temenni edilmiştir.

                Ordunun subay yetiştirme sistemi Kemalizm mantığı üzerine inşa edildiği için her subay Kemalist prensipler ve ahlak üzerine yetiştirilmiş, İslam ahlakıyla çelişen, toplumun yerleşik kültür ve ahlakı ile bağdaşması zor bir yapı ortaya çıkmıştır. Bu yapıda milliyetçi ama Turancı değil, ahlaklı ama alkol ve kadın noktasında serbest, Müslüman ama laik, Müslüman ama Kuran’a gerek yok tipinde ahlaki ve siyasi zihniyeti çelişkili insan tipine dayalı bir model oluşturulmuştur. Bu yapı içinde yetişen subaylar Atatürk nasıl ki Vahdettin’e kafa tutmuş, üniformasını çıkartmış atmış meşru yönetime itaat etmemişse halkın oyu ile iktidara gelen yönetimlere itaat etmek germez zihniyetini oluşturmuştur. Bu zihniyetteki subay yaratıcı yıkımın tabii üyesi haline gelmiştir. 1960 darbesini yapan bir takım subayların kökleri araştırıldığında kripto Hristiyan olmaları kuvvetle muhtemeldir. Daha sonraki darbelerde yönetimi sabetayist yapı üzerinden elde tutan Masonlarla bu yapılar arasındaki gizli mücadelenin büyük rolü vardır.  Batılı ülkeler zaman zaman küresel sermaye üzerinden Masonik yapıları kullanarak Türkiye’yi kontrol altına almak istemiş, bazı zamanlarda da kripto Hristiyan unsurlar üzerinden gelmişlerdir. Milletin özünü temsil eden Türk-İslam(Sünni/Alevi) kültür temeline dayalı halk sürü psikolojisi esas alınarak güdülmüştür. Hatta İslam kültürünün baskı altına alınması için Alevi-Sünni çatışması “Kahramanmaraş, Sivas ve Çorum olaylarında” görüldüğü üzere tahrik edilmiş, laik kimlikle Alevilik özdeşleştirilerek halk kültür damarının bütünlüğü tahrip edilmiştir.[2]

Bütün bu yapılanların dış dünyadaki stratejik merkezlerin planlaması olmadan başarılması mümkün değildir. Bu nedenle bütün askeri darbelerin stratejik aklı yoktur.[3] Dışarının tahriki ve tetiklemesiyle başlamıştır. Türkiye’ye getirisi olmamıştır.[4] Uygulamada askeri darbeler Türkiye’nin yerinde saymasının birinci derecede amili olmuş, siyaset ve devlet geleneğinin oluşmasına engel olarak sistemi kilitlemiştir. Çünkü içinde yabancı parmağı olan her hareket iflah etmez.

[1] Zafer ÜSKÜL, Siyaset ve Asker, Ankara, 1997, s.71.

[2] Hâlbuki Alevi kültür damar; ehli beyt geleneğine tabi olduğu için İslam kültürünün temel geleneklerinden birini teşkil eder.

[3] Darbenin ilk bildirisi olarak hem dışarıya (NATO vs.) bağlı olduğunu ilan edeceksin, hem de milliyim diyeceksin!?

[4] Süngünün üstünde oturulmaz.

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 05 Mayıs 2024
İmsak 04:09
Güneş 05:50
Öğle 13:06
İkindi 16:58
Akşam 20:12
Yatsı 21:46
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 48
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Osasuna 34 39
12. Deportivo Alaves 34 39
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 33 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14
Günün Karikatürü Tümü