08.02.2023, 12:14

Yüzyılın felaketi...

Deprem fayının tam da üzerinde olduğumuzu dün yine, yeniden çığlıklar arasında bir kez hatırladık. Hem de ayazın zirve yaptığı, Sibirya soğuklarının karla beraber her yeri kuşattığı bir günde...

6 Şubat’ta saatler 04.17’yi gösterirken önce Pazarcık 7,7 ile, 9 saat sonra ise 13.24’te Elbistan 7,6’lik sarsıntıyla 580 kilometrelik Doğu Anadolu Fay Hattı’nın büyük bir bölümü çatır çatır kırıldı, yer yerinden oynadı...

Kahramanmaraş, Adana, Osmaniye, Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya, Diyarbakır’da 6 binden fazla bina toza bulandı... Milyonlarca insan kan uykusunda depreme yakalandı... Gecenin karanlığında yükselen feryatlar canlı canlı yıkılan binalara gömüldü... Sabahın ilk ışıklarıyla beraber “sesimi duyan var mı?..” çığlıkları önce Türkiye’ye, sonra dünyaya yayıldı... Âdeta “küçük kıyamet” yaşandı... Bina enkazlarının altından yükselen çığlıklara yenileri eklenirken Türkiye saniye saniye mâteme gömüldü.

Türkiye son yüzyılda yaşadığı 3 büyük depremden 2’sini 1 günde yaşadı. 17 Ağustos 1999’da yaşanan 7,4’lük sarsıntıyla “Asrın Felaketi” Gölcük Depremi’nden sonra 10 vilayeti yıkan 7,7 ve 7,6’lık depremler kayıtlara “Yüzyılın Felaketi” olarak geçti... Depremin etkilediği 10 il için 3 ay süreyle OHAL ilan edildi...

Şubat’ın ayazında sokağa dökülen depremzedelerin feryatları yükselirken; devlet ve millet el ele verip çığlıkların yükseldiği yere koştu... Yüce gönüllüler ordusu sabah ışıklarıyla birlikte nefessiz ve sessiz kalmışlara el verdi...

*

AFAD, UMKE, JAK, JÖH, AKUT, İHH, Kızılay, İtfaiye ve STK’lardan oluşan “iyilik orduları” vatanın dört bir sathından akın akın enkaz altındaki Kahramanmaraş, Adana, Osmaniye, Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Diyarbakır’a koşuyor.

Bir taraftan yaralar sararken, diğer taraftan iğne deliğinden gelecek bir sese, nefese can vermek için bütün imkânlar kullanıyor... 85 milyon, “Mucizeler, umutlar tükendiği zaman belirir” umuduyla gelecek güzel haberleri bekliyor... 90 bin camiden okunan salâlar eşliğinde enkazlar tırnaklarla kazılıyor, bir ses bir nefes için canhıraş çalışılıyor...

Mucizenin gerçekleşmediği anlarda feryatlar yükseliyor, yan yana konmuş cansız bedenler için saf tutuluyor... “Nasıl bilirdiniz?..” sorusuna istisnasız 85 milyon hep bir ağızdan ‘iyi bilirdik” diye şahitlik ediliyor... Metânetle “Allah devlete zevâl vermesin” duasını ediyor...

Zaman her günkünden daha hızlı akarken, umutlar azalırken, Kahramanmaraş, Adana, Osmaniye, Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya, Diyarbakır Şubat’ın ayazında üşürken, “İyi dost; iyi günde çağrıldığında, kötü günde çağrılmadan gelendir” düsturuna hayat verenlerle ısınıyor...

*

1939 Erzincan ve 1999 Gölcük Depremi’nden sonra büyük deprem felaketini yaşıyoruz. Uzunca bir süredir hiç bu kadar “nefessiz mâtem” tutmamıştık.

Dünden beri 7,7 ve 7,6’lık zelzelelerle enkaz altında kalan yüreklerimiz yanıyor.

Sadece Kahramanmaraş, Adana, Osmaniye, Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya, Diyarbakır değil, bütün Türkiye mahşeri yaşıyor.

Enkaz altında kalanlar bir mucize umuyor; çığlıklarına ses, toza bulanmış bedenlerini umuda taşıyacak bir el bekliyor.

Umudun ayazında anaların, babaların, kardeşlerin, yârların, evlatların yürekleri yanıyor, gözlerinden kan damlıyor. Yine de umutlar kesilmiyor. Gündüzü olmayan geceler boyunca hep, “Ben üzüntü ve tasamı yalnız Allah’a açarım” (Yûsuf, 86) duası arşa yükseliyor.

“Bu bir imtihan, yâ Rabbi!.. Bu imtihanı bizlere kolaylaştır…” yürekleri dağlıyor…

Ve hiç şüphesiz “Allah sabredenlerle beraberdir”. (Bakara, 153)

Kanlı gömleklere sarılı “beton tozuyla alınmış abdestli bedenleri” devasa enkazların altından birer birer çıkarılıyor.

Ateş sadece düştüğü yeri değil, bütün Türkiye’yi yakıyor.

Feryatlar, gözyaşlarına karışıyor.

İsyan edilmeden, Yaradana kafa tutulmadan, metanetle “kader”e boyun eğiliyor.

***

Fakat “isyan” için fırsat kollayanlar; hiçe sayıyor evlatsız, babasız, annesiz, eşsiz, kimsesiz kalanların mâtemlerini. Nefretlerini, kinlerini kusarak, tek yürek olan Türkiye’yi yıkmaya çalışıyor!..

Tıpkı, 17 Ağustos 1999’da meydana gelen büyük depremden sonra, “İsyanımı bağışla Tanrım, tevekkül gelmiyor içimden... Taş üstünde taş bırakmayan gazabın enkaza çevirdi yurdumu... Hiddetine amenna, lakin nerde merhametin?.. Hadi biz tövbekar olmadık, diklendik adaletine, sual ettik hükmünden, küfre ve günaha bulandık; ya ömrünü sana tapınmaya vakfetmiş kullarından ne istedin?.. Merhametin bu kadarsa, al senin olsun!..” isyanıyla “Allah’a hesap sorma” cüretini gösteren Can Dündar gibi...

Tıpkı, “Bu olan biten normaldir, hatta müstahaktır denilebilir. Türkiye Tayyip Erdoğan’la layığını bulmuştur...” ifadeleriyle Soma’daki faciayı “oh olsun”a bağlayan Yılmaz Özdil gibi...

Tıpkı, “Pazar sabahı günümüz aydın olamıyor: şimdi de bir şehit lafı icat ettiler ki isyan edilmesin. Onlar ne şehit ne gazi. Kar yoluna gitti Niyazi...” tweetiyle Soma’da şehit olanlarla dalgasını geçen Yazgülü Aldoğan gibi...

Böylelerinin âziz millet verdiği kıymet işte bu!..

***

Bir taraftan ayakta ve hayatta kalanların yaralar salılırken, diğer taraftan enkazların derinliklerinde “Allah’ın Cennet karşılığı satın aldığı canlar” (Tevbe, 111) safına katılanlar nasibi olanlara ölümleriyle ders veriyor.

Türkiye beton tozuyla kınalanmış canlarının “ölüm uykusu”na dalışlarıyla, bir kez daha tek yürek oldu. Kavlî ve fiilî dualar sağanak olup yağdı. “Ölü evinde ağlamayı, düğün evinde gülmeyi”unutmaya başlayanlar, “sonsuzluğa yürüyenler”in yerine kendisini koyarak bundan ders çıkartmak için bir fırsat yakaladı. Hâlâ nefes alıp verebilen zifiri karanlığa bürünmüş vicdanlara yeniden “beyaz bir sayfa” açabilme imkânı doğdu.

***

Vefat edenlere rahmet, yaralılara acil şifâ, mâteme gark olanlara sabr-ı cemil niyazıyla...

“İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” (Bakara, 156)

“Biz hiç şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve O’na döneceğiz.”

*

2 gündür aralıksız sürdürülen arama kurtarma çalışmalarına rağmen acımız büyük. Bütün gayretlere, devlet ve milletin omuz omuza olmasına rağmen depremlerin bilançosu çok ağır.

7,7 ve 7,6’lık depremin ardından bugün itibarıyla;

312 artçı deprem meydana geldi.

5 bin 775 bina yıkıldı.

4 bine yakın kişi hayatını kaybetti.

22 bini aşkın canımız yaralandı.

MÂTEMDEYİZ...

MİLLETÇE BAŞIMIZ SAĞOLSUN.

***

DEPREM DEĞİL, TEDBİRSİZLİK ÖLDÜRÜR!..

Adapazarı’nda, Gölcük’te, Yalova’da, İstanbul’da, Van’da, Elazığ’da, Malatya’da, İzmir’de yaşanan görüntülerin bir benzeri bu sefer Kahramanmaraş, Adana, Osmaniye, Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Diyarbakır’da tekerrür etti. Milletçe bir kez daha sözün bittiği yerdeyiz. Her zaman olduğu gibi devlet, millet el ele vererek acıları paylaşıp, yaraları saracağız.

Unutmayalım ki, 10 vilayetin enkazı altında sadece orada yaşayanlar değil, tüm Türkiye kaldı. Gün “Deprem değil, tedbirsizlik öldür” gerçeğini slogan olmaktan çıkarıp, kişi ve kurumlar bazında hayata geçirme günüdür. Gün suçlu arama değil, deprem yönetmeliğine aykırı yapıları yıkma günüdür.

Allah böyle yıkım ve acıları bizlere bir daha yaşatmasın.

***

BUNCA AZGINLIK NEDEN?...

İnsanlık ağır bir imtihandan geçiyor; âdeta küçük kıyamet yaşanıyor. Koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla ölüm tarlasına dönüşen dünyada; savaşların, katliamların, felâketlerin ardı arkası kesilmiyor. Öyle bir süreç yaşıyoruz ki, insanlık ancak ölündüğü zaman kıymete biniyor.

Bizi bir kaşık suda boğmaya kalkanlar başımıza gelen felâket sonrası timsah gözyaşlarıyla mâtemimize ortak oluyor. İnsan kalabilmek için illa sarsılmak, illa felâkete maruz kalmak, illa ölmek mi gerekiyor?..

Sonu ölüm olan bu dünyada insanca yaşamak varken, bunca azgınlık neden?!..

***

İSTANBUL DİKEN ÜSTÜNDE!..

Marmara Bölgesi yüklendiği stresle 30 milyon insanı tehdit ediyor... Bölgenin kalbi İstanbul, diken üstünde!.. Artık depremle birlikte, ani yağışların tehdidi altındayız; sadece İstanbul değil, bütün Türkiye. Vakit hamaset değil, depreme karşı önlem alma vakti... “Çök-Kapan-Tutun”dan daha fazlasını icra etmek gerekiyor. Sesimizi duyan var mı?!..

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 09 Mayıs 2024
İmsak 04:04
Güneş 05:46
Öğle 13:06
İkindi 16:59
Akşam 20:15
Yatsı 21:50
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 35 90
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 35 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 35 37
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 35 33
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 35 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 36 43
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17
Günün Karikatürü Tümü