Haberin Kapısı
2020-08-29 11:52:18

Aile İçinde Tartışma Yerine Müzakere Olmalı

İbrahim Cücük

29 Ağustos 2020, 11:52

 Âile içinde eşler arasında tartışma ve münakaşa olmamalı, belki konular müzakere edilmelidir. 

          Eşler ayrı ayrı ruhlarda yaratılmışlardır. Önce eşleri birleştiren üst kimlik olmalıdır.  
       Müslümanın üst kimliği Allah’ın rızasını hedef edinmektir.   
       Allah’ın rızası, razı olduğu yolu takip etmek, razı olduğu zatı ve razı olduğu tarzı izlemekle gerçekleşir. 

       Allah’ın razı olduğu yol; itikadda, ahlakta ve ahkâmda ifratın tefritin olmadığı, her gün kırk kere namazda Fatiha’da okuduğumuz sırat-ı müstakîmdir. 
   Allah’ın razı olduğu zat, bütün peygamberlerin özellikleriyle donatılmış masum/korunmuş olan Hz. Muhammed’tir, razı olduğu tarz da Hz. Peygamber’in her konudaki prensiplerini ifade eden Sünnetidir.

       İtikadda istikamet, Ehl-i Sünnet itikadını kabullenmek; ahlakta istikamet, Hz. Peygamber (s.a.s.) ahlakıyla ahlaklanmak; ahkâmda istikamet, kaynağı Kitap ve Sünnet olan Ehl-i Sünnet mezheplerinden birisiyle amel etmektir. 

       Eşler arasında itikadî konularda konuşma olunca, Ehl-i Sünnet itikadını anlatan âlime ve o âlimin denetiminde Ehl-i Sünnet kitaplarına müracaat edilmelidir.

       Ahlak konusu olunca eşler kendi kendilerine şöyle sormalıdırlar:  
       “Benim yerimde Hz. Peygamber olsaydı ne yapardı ve nasıl davranırdı?” O zaman o konuda Hz. Peygamber nasıl davranmış diye Hz. Peygamber’in ahlakını anlatan kitaplara başvurur ve öyle davranmaya dikkat ederler.

        Amelî konularda münakaşa olacak olsa hemen ya bir âlime ya da kolay anlaşılır, kendi mezhebinin Fıkıh kitaplarına müracaat ederler.  Eğer kendi mezhebinde mesele çözülemeyince diğer mezheplerdeki çözüme başvurulur ve çözülür. Çünkü İslam’da çözümü olmayan hiçbir konu yoktur. 

       Demek ki eşler her meselenin çözümünü İslam’da aramalıdırlar. Ne erkeğin ne kadının dediği değil bu konuda İslam ne diyor diye ön kabul olmalıdır. 

       Herhangi bir konuda doğru neticeye ancak ilim, uzman ve aydınlatıcı kitapla ulaşılabilir. 
       Her konuda çözüm ilme müracaatla başlar; ilim, ilim ehlinde bulunur; ilim ehli de ilmin kaynağı değildir; ilmin kaynağı aydınlatıcı kitaptır. 

      Eşler arasında mesele çözülemeyince seviyeli ve tecrübeli uzmanın hakemliğine başvurulmalıdır. 
       Aile problemleri konularının çözümünde uzmanlara müracaat olmalıdır.
      Bu konuda Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
       “Eğer karı-kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar barışmak isterlerse Allah aralarını bulur; şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.” 
(Nisâ sûresi 4/35.)

     Eşler eğer boşanmaya mecbur kalırsalar, erkek boşamayı bir kelimede üç talakı vermemeli, birini hayızdan temizliğe geçince verir diğer talakları da sadece temizlik zamanında vermelidir. Bu usülle boşama, sünnete uygun olan boşamadır. 
Her hususta sünnete başvurmak huzur sebebidir. Talak/boşanma konusunda da sünnete uyulunca, akılları başlarına gelebilir, diğer talak zamanı gelmeden belki boşanmaktan vazgeçerler.

       Evet, aile içinde münakaşayı değil birbirlerini dinlemeyi tercih etmelidirler.   
       Münakaşayı ve şaka da olsa yalanı terk etmek, güzel ahlakın gereğine göre hareket etmek gerekir. İşte bu üç konuda Hz. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
       “Haklı bile olsa münakaşayı terk edene cennetin kenarında (şefaatçi olarak) köşk verileceğine ben kefilim, yalanı şaka da olsa terk edene cennetin ortasında  (şefaatçi olarak) köşk verileceğine ben kefilim, ahlakı güzel olana da cennetin en yükseğinde (şefaatçi olarak) köşk verileceğine ben kefilim.”  (Ebû Dâvûd, Edeb, 8, Hadis no: 4800; Tirmizî, Birr, 58; İbn Mâce, Mukaddime, 7.)

        Eşler, birbirlerini mutlu etmeyi tercih etmelidirler. Çünkü evlilik, mutlu olma sanatı değil mutlu etme sanatıdır. Mutluluğu, mutlu etmede aramak lazımdır. Mutlu eden mutlu olur. Mutlu olmayı bekleyen bekler.

       Eşler münakaşayı değil, konuları müzakere etmeyi tercih etmeli ve birbirlerine merhamet etmelidirler. Erkeğe gereken şefkattir, kadına gereken saygıdır. Erkeğin şefkati, kadının saygısını sağlar; kadının da saygısı erkeğin şefkatini sağlar. Herkes kendisine yakışanı yapmalıdır. Hem erkeğe yakışan kemaldir. Kemalli davranmanın gereği de şefkat etmektir. Ayrıca eşler birbirlerine merhamet ederseler Allah da onlara merhamet eder, aralarını düzeltir. 

        Önemli olan bir husus; Allah ile araları düzgün olur, evde ibadete dikkat olursa, Kur’ân-ı Kerîm okunur ve zikir olursa; gıybet, iftira ve yalan gibi haramlardan sakınırsalar şeytanın iğvasından korunurlar ve eşler arasında da huzur olur. 

        Münakaşalarda münakaşayı kesen, haklı olunca susmaktır, haksız olunca özür dilemektir. Böyle olunca şeytan devre dışı kalır. Eğer haklı olan susmazsa, şeytan haklı olanın sadece haklılığını, karşının da sadece haksız olduğunu gösterir ki karşıya karşı suç işletebilsin. Çare, hata edince af dilemek, hata edilince affetmektir.
 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.