Haberin Kapısı
2022-03-11 15:45:18

ALLAH’IN BAZI KİMSELERE YÜKLEDİĞİ KULLUK

İbrahim Cücük

11 Mart 2022, 15:45

Kulları arasında avam ve havas için müsavi kıldığı genel kulluğun dışında konumuna göre herkese Allah’ın yüklediği kulluk:

a) Âlimlere yüklediği kulluk görevi:

Allah Teâlâ’nın, Hz. Peygamber‘i (s.a.s.) gönderdiği ilmin ve sünnetin neşri.

Bu kulluk, başkaları için değil kendilerinin görevli olduğu neşri sabretme kulluğudur.

b) Devlet başkanlarına yüklediği kulluk görevi:

Hakkı hâkim kılıp uygulatma, karşı çıkanı uygulamaya mecbur etme ve bunun üzerine sabretme ve müftüye vacip olmayan cihad (elin cihadı olan kıtal/savaş) kulluğudur.

c) Zenginlere yüklediği kulluk:

Fakire vacip olmayıp kendi malındaki hakları eda (zekât ve sadaka-i fıtrı verme) kulluğudur.

d) Âciz olana vacip olmayan, dili ve eliyle emr-i bi’l-ma’rûf ve nehyi ani’l-münker yapmaya kadir olana gereken kulluktur.

(İbn-i Kayyım el-Cevzî, İ’lâmü’l-muvakkıîn, II, 157-158.)

Yahya b. Muâz er-Râzî bir gün cihad ve emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker hakkında konuşuyordu. Ona hitaben bir kadın şöyle dedi:

Bu vacip bizden -kadınlar topluluğundan- kaldırıldı. O da şöyle cevap verdi:

-“Hayır! Sizden el ve dil ile yapılan cihad kaldırıldı ama kalp cihadı kaldırılmadı.”

Kadın bunun üzerine:

-“Doğru söyledin, Allah seni hayırla mükâfatlandırsın.”

DİNİN VE DÜNYANIN AYAKTA KALMASI

“Şu 4 şey olursa din ve dünya dimdik ayakta durur:

a) Zenginler kendilerine ihsan edilenlerle cimrilik etmedikleri müddetçe

b) Cahiller bilmedikleri konularda kibirlenmedikleri müddetçe

c) Âlimler bildikleri ile amel ettikleri müddetçe

d) Fakirler âhiretlerini dünyaları karşılığında satmadıkları müddetçe”

Hz. Ali (r.a.)

a) Zenginler, fakirle zengin arası uçuruma engel olur, maddî imkânlarını, muhtaçlara, özellikle tedris, tebliğ, te’lîf ve ifta gibi ilmiye sınıfının yetişmesine harcarsalar,

b) Cahiller, her meseleyi âlimlere sorar gereğiyle de amel eder hale gelirseler,

c) Âlimlerden tedris ehli, fabrika yapan fabrika gibi âlim yetiştirseler; tebliğ ehli, halleriyle ve dilleriyle tebliğ ederseler; te’lif eserleriyle talebenin, aydının ve halkın kalplerinin etrafında hudut bekleseler; iftâ ehli de asrın problemlerine isabetli fetvalarıyla kalplere şifa olsalar,

d) Fakirler, esas fakirliğin iman fakirliği olduğunun idrakinde olursalar, nefsin ve hevânın esiri olmayıp hallerine razı olursalar onları kimse batıl davalarına alet edemezlerse din ve dünya dimdik ayakta durur.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.