8. Her konuda bizi doğruya ulaştıran ilim ve irfana, yanlışlardan koruyacak takvâya, dünyaya karşı iffetli olmaya ve gönül tokluğuna sahip olmak
İlim ve irfan ile ölçüye kavuşulur, takvâ ile yanlıştan korunulur, iffetle şahsiyet ve onur sağlanır, gönül tokluğu ile ise bitmeyen zenginlik olan kanaat elde edilmiş olur.
“Dünyayı terk edeni Allah sever, günahları terk edeni melekler sever, insanların ellerindekini terk edeni insanlar sever.”
Hz. Osman (r.a.)
Hz. Ali (r.a.) şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.s.) bana şöyle buyurdu:
“Allâhümmehdinî ve seddidnî: Allahım! Beni doğru yola ilet ve o yolda başarılı kıl! de”
(Müslim, Zikir, 78; Ebû Dâvûd, Hâtem, 4.)
İbn-i Mes’ûd (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) şöyle dua ederdi:
“Allâhümme innî es’elüke’l–hüdâ ve’t–tükâ ve’l–afâfe ve’l–ğınâ: Allahım! Senden hidâyet, takvâ, iffet ve gönül zenginliği isterim.”
(Müslim, Zikir, 72; Tirmizî, Deavât, 72; İbni Mâce, Duâ, 2.)
Bir kimse müslüman olduğu zaman Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) ona namaz kılmayı öğretir sonra da şu kelimelerle dua etmesini emrederdi:
“Allâhümmağfirlî verhamnî vehdinî ve âfinî verzuknî: Allahım, beni bağışla, bana merhamet et, bana hidayette devam nasip et ve bana her konuda doğruyu göster, rızanı kazandıracak işler yaptır, bana âfiyet ve hayırlı rızık ver.”
(Müslim, Zikir, 35.)
Bir müslümanın hem dünyası hem de âhireti için faydalı olan dileklerin hidâyet, âfiyet, iffet, takvâ, gönül zenginliği, bağışlanma, ilâhî merhamete nâil olma ve hayırlı rızık olduğu anlaşılmaktadır.
İnsan Allah’tan;
Hidâyeti istemekle kendisini her türlü hayra ve başarıya götürecek şeyi;
Âfiyet istemekle hem dünya hem de âhiretle ilgili bütün hayırları;
İffet istemekle, her türlü günahtan korunmayı;
Takvâ istemekle, Allah’ın bütün emirlerini yerine getirip yasaklarından korunmayı;
Gönül zenginliği istemekle, hiç kimseye muhtaç olmamayı;
Bağışlanmayı ve ilâhî mağfirete nâil olmayı istemekle âhiret saâdetini;
Hayırlı rızık istemekle de haram rızıklardan korunmayı niyâz etmiş olmaktadır.
(Riyâzu’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Heyet, VI, 340.)
9. İnsanlarla iyi geçinebilmek, kabiliyetleri yerli yerince değerlendirebilmek, herkesi ve her şeyi merkezinde idare edebilmek, başkalarını en azından kendisi kadar sevmek
“Başarı, insanlarla geçinebilmesini bilmek ve onları yönetebilmektir.”
D. Carnegie
“Liderin en öncelikli işi, kendi enerjisini kontrol altına almak ve çevresindekilerin enerjilerine orkestra şefliği yapmaktır.”
Peter F. Drucker
“Gerçek sevgi, hep aynı kalabilendir.”
Goethe
“Gerçek sevgi iyilik gördüğünde artmayan, kötülük gördüğünde de eksilmeyendir.”
Yahya b. Muâz (rh.a.)
10. Çevreyi ve çareyi doğru okumak, davasında ve şahsiyetinde açığı olmamak
Çevreyi ve çareyi doğru okumak, akl-ı selimle, doğru ve yeterli bilgiyle mümkün olur. Davasında ve şahsiyetinde açığı olmamak ancak davasında ve şahsiyetinde açığı olmayan Hz. Peygamber’i (s.a.s.) izlemekle mümkün olur.
11. Fırsatları kollayıp hemen değerlendirmek
Fırsatları ancak tecrübe ve basîret sahipleri kollar, kollayan da değerlendirir, gereğini yapar.
12. Olumlu düşünebilmek için olumlu bakabilmek, olumlu bakabilmek için de olumlu olanı bilmek
Allahım! 10 Muharremi yani Aşure gününü ve devamını; oruçla, duayla gafletsiz; nefsimizle ve İslam düşmanlarıyla -düşmanlık ettikleri müddetçe sulhu olmayan- savaşla, müminlere daima sulh ile kardeşlikle muamele etmeye azmetmeye muvaffak eyle!