Allah Korkusu, Allah Saygısı ve Sevgisi, Azim ve Sebat, Tevazu ve Sadelik, Cesaret, Ciddiyet, Diğerkâmlık ve Fedakârlık, Doğruluk-Dürüstlük ve Uyum
1. Allah Korkusu, Allah Saygısı ve Sevgisi:
Kim Allah’ı tanırsa sever ve sayar; sevgisini kaybetmekten, isyan etmekten ve emirlerini terk etmekten korkar. Özetle; bilen korkar, bilen sever, bilen sayar.
“Allah’tan, kulları içinde ancak ilim sahibi olanlar (Allah’a saygıda kusur etmekten) korkar.”
(Fâtır sûresi, 35/28.)
Allah, bizim her şeyimizi biliyor; bizi daima izliyor, görüyor, işitiyor ve bizi daimi olarak hayatta tutuyor. Her şey O’nun elinde; hayat ve ölüm, varlık-yokluk, ceset-ruh, dünya-âhiret…
İşte bunlara inanan Allah’a karşı takvalı olur.
“Takva, dikenli tarlada ayağına diken batmadan yürümektir.”
Ebû Hureyre (r.a.)
Takva, her durumda ve her yerde Hakk’a ve halka karşı hassas davranmaktır.
“Nerede olursanız O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı çok iyi görendir.”
(Hadîd sûresi, 57/4.)
“Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”
(Hadîd sûresi, 57/10.)
“Andolsun ki insanı biz yarattık. Nefsinin ona vesvese vermekte olduğunu da biliriz. Zaten biz, ona şahdamarından daha yakınız.”
(Kaf sûresi, 50/16.)
Allah’ın, bütün kâinatı yaratan ve yöneten, en büyük âlim/alîm, en büyük hâkim/hakîm olduğunu ve ilmini ifade eden kitabı Kur’ân-ı Kerîm’i kabul eden, lazım olan her şeyi öğretip eğittiği Hz. Peygamber (s.a.s.)’i tasdik eden ve bütün yaptıklarından hesaba çekileceğini kabul eden kimse, bütün hayatına; kabul ettiğine de reddettiğine de yaptığına da terk ettiğine de dikkat eder.
“Allah’tan korkusu olmayanı, Allah her şeyle korkutur.”
Feridüddîn-i Attar (rh.a.)
“Allah’tan korkan kimse, nefsinin her isteğini yapmaz.”
Hz. Ömer (r.a.)
“Allah’ı hakkiyle tanımayan kimse, O’ndan hakkiyle korkmaz.”
İmam-ı Gazâlî
“Ne irfandır veren ahlâka yükseklik ne vicdandır,
Fazîlet hissi insanlarda Allah korkusundandır.”
M. Akif Ersoy
“Allah’ı sevenin nişanı üçtür: Cömertlikte denize benzer, şefkatte güneşe ve tevazuda toprağa.” Beyazid-ı Bistâmî
“Allah’ı seven, sevilmeye lâyık olur.”
M. Akif Ersoy