Haberin Kapısı
2021-03-08 19:58:11

Dilini Koruyan Emin Müslüman

İbrahim Cücük

08 Mart 2021, 19:58

Bundan tahminen 15 sene önce Sivas’ta bir kuyumcu dükkânındayım. İçeriye birisi girdi, ileri geri konuşacaktı ki kuyumcu, “Bir dakika dur, kendini övmeyeceksen ve başkasını yermeyeceksen ne konuşursan konuş” dedi. Adam, durdu durdu, “Ne kaldı ki geriye” dedi. İşte ibretlik durumumuz!

Abdullah b. Mes’ûd (r.a.), Safâ tepesine çıktığında dilini tutmuş ve şöyle söylemiştir:

“Ey dil! Hayır konuş ki kazanasın, şer olan şeyleri söyleme ki pişman olmandan önce kurtulasın!..” (Münâvî, Feydu’l-Kadîr Şerhu’l-Câmiı’s-Sağîr, II, 80.)

Ebu’l-Hasen el-Harakânî (k.s.) şöyle demiştir:

“Allah, kuluna imandan sonra pâk bir gönül ve sadık dilden daha büyük bir şey ihsan etmemiştir.”

Müslüman, dilini hayırda kullanınca sevabı da o oranda büyük olur.

Müslüman, dilini hidayete vesile olmakta kullanınca elbette dünya ve içindekilerden daha fazla sevap kazanmış olur.

Nice ibadetler dil iledir.

Namaz ve namaz dışındaki zikir, dil iledir.

Hz. Peygamber Efendimiz’in en önemli özelliği emîn oluşudur. Bu eminlik özelliği, Müslümanda ne oranda varsa o oranda hem kendisi hem çevresindekiler mutlu olur.

Müslümanın eminliği daha çok dilinde ve elinde görülür.

Eminliğinin bozulması da çoğunlukla dili sebebiyledir.

Gıybet, iftira, yalan, kalp kırma, hakaret etme, yerme, sövme, şikâyet, çekiştirme, laf getirip götürme, alaya alma ve kötü lakap takma gibi şeyler dil ile olan günahlardır.

Bu günahlardan bütünüyle uzak olan Müslüman, gerçekten en zararlı olan huylardan, toplumu zehirleyen bu tür ahlaksızlıklardan uzak olan Müslüman, meleklere, kâmil müminlere ve Allah Teâlâ’ya yakın olan Müslüman demektir.

Böyle Müslümanların oluşturduğu toplum, dünyada iken cennete gitmeden cennet hayatı yaşayan huzurlu toplumdur.

Gıybet etmeyen ve iftira etmeyen kişi, insanların şerefine dil uzatmayan ve insanları birbirinden soğutmayan kişidir.

Yalan söylemeyen kişi, huzurlu toplumun en önemli şartına yani kendisine emniyet edilen güvenirlik özelliğine sahip olan kişidir.

Kalp kırma, hakaret etme, yerme ve sövme gibi kötü özelliklerden kendisini hassasiyetle koruyan kişi, önce kendisinin kıymetini bilen, Kâbe’den daha kıymetli olan mümine bu yanlışları yapmayarak cennete gitmeden cennet hayatını yaşayan ve yaşatan kişidir.

Gıybetin bir çeşidi olan insan çekiştirme ve laf getirip götürmeden kendisini koruyan kişi, insan onurunu bilen ve o onura layık bir şekilde hareket eden ve böylece huzurlu toplumun bir ferdi olan emin Müslüman kişidir.

Alaya almak, alaya alınmaya sebep olur.

Alaya almak, birbirlerinden uzaklaşmaya ve düşmanlığa sebep olmaktadır.

Kötü lakap da kırılmaya ve uzaklaşmaya sebep olmaktadır.

İşte bu iki günahtan uzak duran kişiler, birbirlerine yaklaşan, kırmayan ve kırılmayan fertlerden oluşan bir huzur toplumunun fertleridir.

İslâm binasının tuğlalarını oluşturan emîn Müslüman, sağlam tuğlalarını oluşturan bir Müslüman olması ile sağlam İslâm binasını oluşturmaktadır.

Bütün bunları özetleyen şu iki hadîs-i şerîf, uygulanınca dünyayı cennet haline getiren bir ölçüyü ortaya koymaktadır:

“Sizden biriniz kendisi için sevdiği şeyi kardeşi için de sevmedikçe iman etmiş olmaz.”

(Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71-72; Tirmizî, Kıyâmet, 59; Nesâî, Îmân, 19, 33.)

“Kim, cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulmayı isterse, ölümünü, Allah’a ve âhirete inanmış olarak karşılasın. Bir de başkalarına karşı, kendisine nasıl davranılmasından hoşlanıyorsa öyle davransın.” (Müslim, İmâre, 46; Nesâî, Bey’at, 25; İbn Mâce, Fiten, 9. )

Esasında kâmil müminin en alt seviyeli olanı, dili ve eli ile kimseye zarar vermeyen;

Orta seviyeli olanı, hem kötülük etmeyen, hem de dili ve eli ile iyilik eden ve faydalı olan;

En üst seviyeli olanı ise kötülük etmeyen, dili ve eli ile iyilik eden, faydalı olan ve kötülük edene bile iyilik edendir.

Emîn Müslüman, hayırlı olan ve şerrinden de emin olunan kimsedir. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Sizin hayırlınız, hayrı umulan ve şerrinden de emin olunanınız; şerliniz, hayrı umulmayan ve şerrinden de emin olunmayanınızdır.” (Münâvî, Feydu’l-Kadîr Şerhu’l-Câmiı’s-Sağîr, III, 499.)

Bir insan düşünün ki çoğunlukla hayır görülmüş ki hayır bekleniyor, hayrı şerrine galip ki şerrinden emin olunuyor. Şer işleyince hemen tövbe ediyor, tövbe edince günah işlememiş gibi oluyor. İşte hayırlı yönleri, şerli yönlerine galip insanlardan oluşan huzur toplumunun şifresi!

“Bir adamın iyilikleri, kötülüklerinden çok olursa kötülükleri anılmaz olur. Kötülükleri iyiliklerinden fazla olursa, iyilikleri anılmaz olur.”

Abdullah b. Mübarek

Diğer bir insan ise, çoğu kez şerri görülmüş ki hayır beklenmiyor ve hayır umulmuyor, şerrinden de emin olunmuyor. İşte bu, şerlilerden oluşan huzursuz toplumun şifresidir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.