Haberin Kapısı
2020-10-21 12:20:54

Doğru Karar Vermenin Zorluğu -2

İbrahim Cücük

21 Ekim 2020, 12:20

   1. AKIL VE AKILLILIK 

       b. Aklı Doğru Çalıştıran Doğru Bilgi 

       Aklın doğru çalışabilmesi için doğru olanı bilmeye ihtiyacı vardır. En doğru bilgi, her şeyi en iyi bilen ve her şeyi yaratan Allah’ın bilgisi olan Kur’ân-ı Kerîm, öğretip eğittiği ve vahiyle donattığı Hz. Peygamber (s.a.s.)’e nispet edilen sahih nakille elde edilen bilgi ve tecrübî bilgidir. 

        Akıl, ilmin kaynağı değil belki bazı şeyleri ayırt ederek bilmenin vasıtası durumundadır. 

       “Sabah kalkarken ya âlim ol ya öğrenci ol! Bu ikisi dışında kalma. Zira bu iki vasıf dışında kalanlar hem bilgisizdirler hem de bilgisizliğe razıdırlar.” 
Abdullah b. Mes’ud (r.a.) 

        “Kişinin ilim adamları ile oturup kalkması ve onlardan hiç ayrılmaması, bilgili bir kimse olduğunun belirtisidir” 
Ebu’d-Derdâ (r.a.)

       “Akıl noksanlığı iki türlü olur: Biri delilikten, öbürü cahilliktendir.” 
Eflatun

        “Çok bilen, çok şeye dikkat eder.” 
G. E. Lessing

        “Akıl yaşta değil baştadır; ama aklı başa yaş getirir.” 
Cenap Şehabeddin

        Akıl, doğru ve tecrübe edilmiş gerçekleri alır, anlar, fehmeder, düşünür, kavrar, tefrik eder. 

        “Akıl da bir tarla gibi, ekilmeye ve bakılmaya ihtiyaç duyar.”
Çiçero

        “Bir akıl iyidir, ama iki akıl daha iyidir.” Anton Çehov

         “Akıllı insan, aklını kullanır; daha akıllı insan ise, başkalarının aklını da kullanır.” Bernard Saw

         “Pek az insan, başkalarının deneylerinden yararlanmayı bilecek kadar akıllıdır.” 
Voltaire

         Akıl, kabul edilmesi gerekeni, doğruya tabi olarak Hakka uygunsa kabul eder, reddedilmesi gerekeni doğruya ters ise Hakka uygun değilse reddeder.

        Akıl, hüküm koyamaz, doğru konulan hükmü anlar ve ayırt eder. 

        İslam’a göre müctehidin aklı da hüküm koyucu değildir. Müctehid,  âyet ve hadislerden yola çıkarak aralarındaki illet benzerliği ile kıyas ederek hüküm çıkarır. 

        Akıl hüküm koyamaz derken, İslâm’a göre kendi  başına herhangi bir şey hakkında "bu helaldir" veya  "bu haramdır" diye hüküm koyamaz demektir. Biz Ehl-i Sünnet olarak aklı, tâbi yani vahye uyan; vahyi ise, metbû’ yani kendisine uyulan kabul ediyoruz. 

        Akıl, doğru neticeye ulaşması ve doğru karar verebilmesi için doğru bilgilere ve doğru prensiplerle çalışmaya muhtaçtır. 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.