Haberin Kapısı
2021-03-17 10:38:17

Dost ve Arkadaş -5

İbrahim Cücük

17 Mart 2021, 10:38

 5. Dostluk ve arkadaşlık kimlerle kurulmalıdır? 

      Önce Allah Teâlâ sonra Hz. Peygamber (s.a.s.) kimlerin dost olduğunu bildirmiş ise, bildirdiği kimseler bizim dostumuz olur. Bu konuda Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
       “Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun Rasûlü ve namaz kılan, zekât veren ve rükû eden mü’minlerdir.” 
(Mâide sûresi 5/55.) 

       Dostlukta ölçü; Allah Teâlâ ve Allah’ın Rasûlü'nden sonra dost edinilen müslümanın:
     a) En başta Allah ile daimî iletişimi sağlayan, 
      b) Namazı eda eden, 
      c) Toplumla iletişim kuran 
      d) Zenginle fakir arası uçurumu ortadan kaldıran zekâtı eda eden kimse olmasıdır. 

        Ebû Abdullah Amr b. Âs (r.anhümâ) şöyle dedi: 
        Rasûlullah (s.a.s.)’ı açıkça şöyle buyururken dinledim:
        “(Akrabam olan) Falan oğulları ailesi benim dostlarım değildir. Benim dostlarım, Allah Teâlâ ile sâlih/iyi mü’minlerdir. Fakat ötekilerle aramızda akrabalık bağı bulunduğu için kendileriyle ilgimi kesmeyeceğim.” (Buhârî, Edeb, 14; Müslim, Îmân, 366.) 

        Bu hadîs-i şerîfe göre sadece akrabalık bağı, birini gönülden sevip dost kabul etmek için yeterli değildir. Hz. Peygamber Efendimiz demek istiyor ki,  “Sâlih/iyi mü’minler, akrabam olmasalar bile benim dostlarımdır. İyi mü’min olmayanlar ise, akrabam bile olsalar, benim dostlarım değildir.” Şüphe yok ki, hem akraba hem de iyi müslüman olan kimseler, sevilmeye ve dost kabul edilmeye en lâyık insanlardır. 
         Hz. Peygamber Efendimiz’in hadisini şöyle de yorumlayabiliriz:
        Ben hiç kimseyi sırf akrabamdır diye dost edinip sevmem. Ben sadece Allah’ı severim. Çünkü O’nu sevmek ve O’na karşı en üstün saygıyı beslemek herkesin görevi ve kulluk borcudur. 
         İyi mü’minleri de Allah rızası için severim. Onların gönüllerindeki samimi imân, davranışlarındaki iyi niyet ve dürüstlük sebebiyle kendilerini dost kabul ederim. Gönlümü onlara açarım.  Akrabam olup olmamaları önemli değildir. 
Bununla beraber akrabalarımdan da büsbütün vazgeçmem. Çünkü akrabam olmaları sebebiyle onların benim üzerimde hakları vardır. Bu hak da onları arayıp hatırlarını sormak ve gerektiğinde kendilerine yardım etmekten ibarettir.
Riyazu’s-Sâlihîn Terceme ve Şerhi, Erkam Yay, II, 463-464. 

        Kur'ân-ı Kerîm, kimlerle beraber olmamız gerektiği kişileri de Hz. Peygamber (s.a.s.)’in şahsında bizlere şöyle emretmektedir:
        “Sabah akşam Rablerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme.” 
M(Kehf sûresi 18/28.) 

        Büyük insan, makamı ve sosyal statüsü üstün olan kimse değil, içi dışından büyük, ahlâkı faziletli, Hakka ve halka karşı görevlerini yerine getiren, çevresine hayırlı, emîn mü’min olan kişidir. 

        Gerçek dost, kıyamet günü dostluğundan istifade edilen kişidir. Esas dostluk, ebedî hayattaki dostluğu kazandırıyorsa dostluktur. Bununla ilgili Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
       “Muttakiler dışında dünyadaki bütün dostlar, o gün birbirine düşmandır.” (Zuhruf sûresi 43/ 67) 

        Gerçek dost ve gerçek arkadaş, özü ve sözü doğru olan, içi dışına zıt olmayan belki içi dışından büyük olan kişidir. İşte böyle olan kimselerle beraber olmamızı Rabbimiz bize emretmiştir:
        “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sâdıklarla/doğrularla beraber olunuz!”  (Tevbe sûresi 9/119.) 

        Doğru olan kimseleri yani sadıkları da şu ayetiyle şöyle belirtmiştir:
        “Müminler ancak Allah'a ve Rasûlüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte sâdıklar/doğrular ancak onlardır.” 
     (Hucurât sûresi 49/15.) 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.