Haberin Kapısı
2022-05-30 15:29:42

ERDEMLİ İNSANLARIN BAZI GÜZEL VASIFLARI/2

İbrahim Cücük

30 Mayıs 2022, 15:29

6. Amellerinde ihlasa çok dikkat ederler

Fudayl b. Iyâz (rh.a.) şöyle demiştir:

“İşlerinde son derece titiz, tel üzerinde oynayan bir cambaz gibi dikkatli olmayan bir kimse riya çukuruna düşmekten kendini koruyamaz.”

Yahya b. Muaz’a (ö. 258/872), (rh.a.), “Kul ne vakit ihlas sahibi olabilir?” diye sormuşlar. O şu cevabı vermiştir: “Ahlakı süt emen çocuğun ahlakı gibi olduğu zaman. Yani kendisini öven ve yerenlere hiç aldırış etmediği zaman.”

İbrahim b. Edhem (ö. 161/778), (rh.a.) derdi ki: “İnsanlar tarafından kendisinin hayırla yad edilmesini isteyen bir kimse Allah’tan ittika etmiş olmadığı gibi, ihlastan da uzaklaşmış olur.”

Hasen-i Basrî (rh.a.) şöyle demiştir: “Âlimlerin azabı, kalplerinin ölmesiyledir. Kalplerinin ölmesine sebep ise, uhrevî amellerle dünyevî menfaatler elde etmeye çalışmaktır. Böylece onlar, dünya adamlarının yakınlığını kazanmış olurlar.”

7. Devlet kapılarını aşındırmazlar

Bir gün Basra valisi, Mâlik b. Dinar (ö. 131/748), (rh.a.) Hz.lerine der ki:

“Ey Mâlik! Bize karşı bu kadar ağır konuşabilmen için sana cesaret veren ve bizi mukabele etmekten âciz bırakan şey nedir, biliyor musun? Dünyaya metelik vermemen ve bizden bir beklediğin olmamasıdır.”

8. Sözleri özlerine, dışları içlerine uygundurlar

Muaviye b. Kurre (ö. 122/740), (rh.a.) diyor ki:

“Kalbin ağlaması gözün ağlamasından daha hayırlıdır.”

Büyük adam, içi dışından büyük olandır.

Hz. Ebu Bekir (r.a.), Hz. Ömer’i (r.a.) yerine emîre’l-müminîn olarak tayin etmek istiyor. Hz. Ebu Bekir, Hz. Osman’a (r.a.): “Ömer nasıldır?” diye soruyor. Hz. Osman: “Ömer’in içi dışından büyüktür” diye cevap veriyor.

Büyük adamın yaklaşıldıkça daha büyük olduğu görülür. Büyük zannedilen küçük adamlar ise onlara yaklaşıldıkça daha küçük oldukları anlaşılır.

İmam Şâfiî (ö. 204/820), (rh.a.) şöyle demiştir: “Bana kimden övgü ile bahsettilerse muhakkak onu vasfedildiğinden daha aşağı buldum. Ancak Vekî’ müstesnadır. Çünkü onu, vasfettiklerinden daha yüksek buldum.”

9. Ölümü unutmazlar

Hâmid el-Leffâf (rh.a.) şöyle demiştir:

“Ölümü çok anan kimse, üç şeyle şereflenmiş olur: Tövbeyi hemen etmek, nefsi kanaat sahibi kılmak, ibadette neşe ve sürur duymak.”

Süfyan-ı Sevrî (ö. 161/778) (rh.a.) derdi ki:

“Ölüm her an gelebilir. Yarına çıkacağını zanneden kimse, ölüm için hazırlıklı sayılmaz. Tâat ve ibadetler, ölümü hatırlamanın semeresi olduğu gibi, günahlar da ölümü unutmuş olmaktan doğar.”

İşte bundan dolayı ibadet ve takva ehlinin, ilmiyle âmil âlimlerin meclislerinde bulunmak, gâfillerin ve dünyaya aldanmışların sohbetlerinden sakınmak gerekir. Çünkü bu gibi kimselerle düşüp kalkmak, kalbi karartır ve âhiret hallerini görmeğe perde olur denmiştir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.