Haberin Kapısı
2022-06-01 15:41:55

ERDEMLİ İNSANLARIN BAZI GÜZEL VASIFLARI/4

İbrahim Cücük

01 Haziran 2022, 15:41

15. Hanımlarından gördükleri eziyetlere karşı sabrederler

Hz. Ali (k.v.) şöyle der:

“Şu beş şey kişinin saadetinden /mutluluğundandır: Eşinin anlayışlı ve itaatli, evladının uysal ve saygılı, arkadaşlarının temiz ve samimi, komşularının iyi, geçiminin de kendi memleketinde olması.”

Ahmed b. Harb (rh.a.) şöyle demiştir:

“Kadında şu altı haslet bulunduğu takdirde o, “iyi kadın” vasfında kemâle erişmiştir: Beş vakit namaza riâyetkâr olması, kocasına severek itaat etmesi, her işte Allah Teâlâ’nın rızasını gözetmesi, insan çekiştirmekten ve koğuculuktan dilini tutması, dünya metaına karşı zühd ve kanaat sahibi olması, musibetlere sabır ve metanet göstermesi.”

Ebû Mutî’ el-Belhî (rh.a.), Eyyûb b. Half’e, hanımının eza ve cefalarından şikâyet yollu bahsetmiş. O da şu karşılığı vermiştir:

“Bir kimse, hanımının eza ve cefasına sabır ve tahammül edemezse, kendisinin derecesinin ondan üstün olduğunu da iddia edemez!”

16. Riyaset peşinde koşmazlar

Süfyan-ı Sevrî (rh.a.) şöyle demiştir:

“Riyaset/baş olma ve kadın sevgisini bırakmak, sabırdan daha acıdır!”

İdareciliğin sorumluluğu çok ağır olduğu için riyasetten sakınırlardı.

İdarecilikte başarı, müstesna insanlara müyesser olur. Kendilerini müstesna görenler, müstesna değildirler. İşte bu konuda şu hadîs-i şerîfe bakmak gerekir: Ebû Zer (r.a.) anlatıyor:

Yâ Rasûlallah! Beni vali tayin etmez misin? demiştim. Eliyle omuzuma vurarak şöyle buyurdu:

“Ebû Zer! Sen zayıf bir adamsın. İstediğin görev ise bir emanettir. Bu emaneti ehil olarak alan ve üzerine düşeni yapanlar müstesna, aslında bu görev kıyamet gününde bir rezillik ve pişmanlıktır.”

(Müslim, İmâret, 16.)

Fudayl b. Iyâz (rh.a.) şöyle demiştir:

“Başa geçmek isteyen kimse, yüksek vasıflarla temâyüz/ başkalarına göre üstün duruma gelebilmesi için başkalarının hep noksanları ve ayıplarıyla anılmasını ister. Kendisinin yanında birisini hayır ve iyilikle yad etseler, hoşlanmaz. Riyaset sevdalısı kimse, şüphesiz iyi hallerine veda etmiştir.”

17. Birbirlerine karşı nasihati esirgemezler

Nasihat, din kardeşliğinin gereğidir. Birkaç tane nasihat örneği:

Übey b. Ka’b (r.a.) şöyle nasihat etmiştir:

“Seni ilgilendirmeyen şeylerle uğraşma.

Düşmanından uzak dur.

Dostuna karşı da ihtiyatlı davran.

Ölünce istemeyeceğin şeyi, hayatta iken de isteme.

Senin ihtiyacının karşılanıp karşılanmamasını önemsemeyenlere bir ihtiyacını arz etme.”

İbn Atâullah el-İskenderî’nin (k.s.) şu hikmetli nasihati:

"Yanıp tutuşan bir başlangıcı olmayanın, parlak bir geleceği (nihâyeti) de olmaz."

"Konyalı Sarı Emmi" lakabıyla meşhur olmuş Mehmet Alkan Efendi'nin ifadesiyle:

"Harıl harıl çalışanlarla yorganı başına çekip horul horul uyuyanlar, hiçbir zaman aynı olmayacaklardır."

Bir nasihat örneği daha: “Gizlide de açıkta da Allah’tan kork! Halka karşı dilini tut, onları ancak hayırla an! Yediğin ekmeğin ancak helalden olmasına bak!”

Şu üç nasihati, kendimize yapılmış olarak alalım:

1) Allah korkusunu kalbimize yerleştirmeye gayret edelim,

2) İnsanlara karşı dilimizi tutup hayırda kullanalım,

3) Helal kazanmaya çok dikkatli olalım ve daima helal yiyip Allah’ın razı olduğu sâlih amelde kullanalım!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.