Haberin Kapısı
2021-12-31 13:19:56

Gerçek Manada İstiladan Kurtulabilmen İçin -1

İbrahim Cücük

31 Aralık 2021, 13:19

Osmanlının son zamanlarında on milyon kilometre kare toprağımız düşman istilasına uğradı. Elimizde sadece 780 bin kilometre kare kaldı.

Düşmanı dışarı attık, ancak düşmanların içerideki adamlarının zorladıkları eğitim vasıtasıyla itikâdî, siyâsî, hukûkî ve iktisâdî istilaya uğradık.

İstiklal harbinde kalıplarımızın dışında olan istila kalplere nüfuz etti; istila, hayat haline geldi. İstilacılar gibi düşünen ve yaşayan bir nesil ortaya çıktı.

Millî olan azaldı. Bu çok değerli azlar istilaya karşı koydu. Türkiye’nin muhtelif yerlerinde medreselerde zor şartlarda yerin altında ve dağ köylerinde bile dersler okutuldu, âlimler yetiştirildi.

Bu kıymetli azlar seneler sonra Menderes zamanında İmam-Hatip okullarını açtı, halk ile bütünleşmeye başladı. Davayı halka mal etti. Dava halka mal olunca da halk, inancını iktidar yapmaya yöneldi. Elbette millî olanla millî olmayanın savaşı başladı.

İstilaya karşı olanlar halka istilayı idrak ettirmeye başladı. Millî olan İmam-Hatip lise mezunları bütün üniversitelere girdi.

Bu istilaya ilk zamanlarda karşı çıkan zatlar oldu ve sonrasında her zatın arkasında cemaatler oluşmaya başladı.

İşte şimdi ne idik, ne olduk ve ne olmalıyız? diye muhasebe yapmak zorundayız.

Bu soruyu her birimiz, şahıs olarak, millet olarak ve Müslüman olarak sormalıyız.

Neden sormamız gerekir?

Sormalıyız. Çünkü var olan mü’min insan düşünmek zorundadır; başını ve sonunu, konumunu, görevini ve sorumluluğunu… Düşünen kimse önce kendisine sorar ve kendisini sorgular, düşünen toplum da kendi tarihini düşünür ve sorgular.

Şu soruyu da sormak gerekir:

Biz şahıs, millet ve Müslüman olarak niçin varız?

Herhalde Allah Teâlâ’ya kul olduğumuz ve Müslüman olduğumuz için varız, kendimizi de başkalarını da yanlıştan kurtarmak için varız.

Önce kendimizi; şeytana ve şeytanın adamlarına alet olan nefsimizi ve neslimizi sonra diğer Müslümanları itikâdî ve iktisâdî, siyâsî ve kültürel istiladan kurtarmak için varız.

İstiladan kurtulabilmek için önce istilada olduğumuzu bilmek ve idrak etmek; bildirmek ve idrak ettirmek gerekir. Sonra konumumuza, kendi sistemimize bakıp uygulamak, daha da önemlisi kendi sistemimizi uygulayan masum liderimizi izlememiz gerekir.

1. Kendi konumumuza bakmak: LİDER MİLLET.

2. Kendi sistemimize bakmak ve uygulamak: İSLÂM, kaynağı vahiy.

3. Kendi masum liderimizi izlemek: Masum/korunmuş lider PEYGAMBER.

1. Kendi konumumuza bakmak: LİDER MİLLET.

Türkiye olarak bugün dünyada bize Osmanlının devamı olarak bakılmaktadır. Osmanlının konumu tarihte Yavuz Sultan Selim’le Kureyşîlik oldu. Hz. Peygamber (s.a.s.), o günün şartlarından dolayı ehliyet ve asabiyet için Kureyş kavmini işaret etmişti. Kureyşîlik, ehliyet ve asabiyet Yavuz’la Osmanlıya geçmiş oldu. Bugün de hâlâ bizim Kureyşîlik konumumuz devam etmektedir. Öyle ise bu konuma yani liderlik makamına layık olmaya çalışmak zorundayız.

Lider milletlerin özellikleri:

a) Uyan değil uyulan ve izlenen olmaları,

b) Yol gösteren ve yön veren olmaları,

c) Eserleri ve başarılarıyla, ahlâkları ve iyilikleriyle galip olmaları,

d) Örneklik makamında olduğunun bilinciyle her söylemine ve her eylemine dikkat etmeleri.

Kimler izlenir ve biz kimleri izleyeceğiz?

Kur’ân-ı Kerîm bu konuda ne diyor?

Allah Teâlâ, bize her gün, her namazda ve her rekâtta okuduğumuz Fâtiha’da “Bizi sırât-ı mustakîme (dosdoğru yola) hidâyet(te devamı ve kemali nasip) et, kendilerine nimet verdiklerinin yolunda; gazaba uğrayanların ve sapıkların (yolunda) değil” âyetlerini okumamızı emretmektedir.

- Sırât-ı müstakîm/dosdoğru yoldan kasıt, eğrisi olmayan doğru olan, ifratın ve tefritin olmadığı İslâm dini;

- Kendilerine nimetler verilenlerden maksat, peygamberler, sıddıklar, şehitler ve sâlihler;

- Gazaba uğrayanlardan maksat, Allah’ın gazap ettiği herkes, her topluluk ve özellikle Yahudiler;

- Sapıklardan maksat da her sapkın olan ve özellikle Hıristiyanlardır.

Demek ki bu milletin de Müslüman olarak daima ve her konuda İslâm üzere olması, mutlak rehberler olan peygamberleri ve peygamberleri izleyen sıddîklar, şehitler ve sâlihleri örnek alıp izlemesi, Yahudi ve Hiristiyanlara itikâden ve ahlâken benzemekten sakınması gerekmektedir.

Lider milletin yol gösterebilmesi ve yön verebilmesi için ilim adamları yetiştirip her sahada isabetli projeler ortaya koyması gerekmektedir.

Gâlipler izlenirler. Zira gâlipler eserleriyle akıllara; başarılarıyla nefislere; ahlâklarıyla gönüllere ve iyilikleriyle de ruhlara tesir ederler.

Lider milletler, örneklik makamında oldukları için izlenirler. İzlenenlerin hem dünya hem âhiret açısından sorumluluğu daha fazla olduğu için her şeylerine dikkat etmeleri gerekir.

Allah, bize konumumuza layık olma gayretini ve liyakatini nasip buyursun!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.