Haberin Kapısı
2022-01-02 12:30:31

Gerçek Manada İstiladan Kurtulabilmen İçin -3

İbrahim Cücük

02 Ocak 2022, 12:30

3. Kendi masum liderimizi izlemek: Masum/korunmuş lider PEYGAMBER.

Hz. Peygamber (s.a.s.) herkese her konuda örnek, rehber ve mutlak liderdir.

Hz. Peygamber’in dışında hiçbir lider, rehber ve örnek, mutlak değildir. Diğer liderler, rehber ve örnekler Hz. Peygamber’i izledikleri ve örnek aldıkları müddetçe izlenirler.

Hz. Peygamber’in liderliği mutlak kılınmıştır. Çünkü Allah Teâlâ, onun (s.a.s.) kalbini ve aklını melekler ile korumuştur. O (s.a.s.), fikirlerinde ve uygulamalarında isabet edemediği zaman da öylece bırakılmamış ya âyetle veya hadîs-i kudsî ile ya da Cibrîl-i emin tarafından düzeltilmiştir.

Bütün liderlere ve rehberlere, mutlak lider kılınmış olan Hz. Peygamber’e uydukları müddetçe uyulur yoksa kendilerine uyulmaz.

Hz. Peygamber’in peygamberliği, örnekliği ve liderliği kıyâmete kadar devam edecektir. Nitekim Hz. Peygamber’in peygamberliği, bütün yönleriyle ortada bulunan hayatının Kur’ân ile örtüşmüş olmasıyla devam etmektedir. Onun mucizesi olan Kur’ân-ı Kerîm’in mucizeliği de Hz. Peygamber (s.a.s.)’in örnekliği ile dâimdir.

Nasıl ki Kur’ân-ı Kerîm muttakiler için rehber bir kitap olduğu gibi Hz. Peygamber Efendimiz de izlenince ve örnek alınınca örneğimiz olur ve böylece de istiladan da kurtulmuş oluruz.

Bizler müminler olarak ne kadar masum/korunmuş olan PEYGAMBER’İ izlersek o kadar bizler de hatalardan korunmuş oluruz.

Hz. Peygamber (s.a.s.)’in iman, ibadet, muamelât, tavır ve ahlâk gibi bütün alanlarda ümmetine örnek olmak üzere söylediği sözleri, işlediği fiilleri ve yanında Sahâbenin bir şeyi yapıp da sustuğu tasvip/takrirlerinin bütünü Sünneti kapsamaktadır. İşte şu hadîs-i şerîfi bu manada anlamak gerekir:

“Size iki şey bırakıyorum, bunlara sımsıkı sarıldığınız sürece sapıtmayacaksınız: Allah’ın kitabı ve Rasûl’ünün sünneti.”

Hz. Peygamber (s.a.s.)’in Sünneti, “Muhammedün Rasûlullah“ ikrârıyla ifade edilen tevhîdin ayrılmaz bir parçasını ve her bir mü’minin hayat standardını teşkil etmektedir. Sünnet, İslâm’ın bütününü kuşatmaktadır.

Sünnet ana hatlarıyla iki çeşittir: 1) Sünen-i hüdâ, 2) Sünen-i zevaid.

Sünen-i hüdâ; takip edilmesi “doğru yolu izleme”, terk edilmesi ise “sapıklık” olan sünnettir. Dinin şeâirinden olan ve vacip derecesinde olan Bayram namazları, ezan, kamet ve cemaatle namaz gibi fiiller bu kısma dâhildir.

Sünen-i zevaid; ibadetlerle ilgisi bulunmakla birlikte, sünen-i hüdâ derecesinde olmayan, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in dinî mana taşımayan beşerî fiilleridir.

İbadet özelliği taşıyan ve terk edilmesi mekruh sayılan sünnetler yanında, işleyenin iyi bir iş yapmış olacağı, fakat terk edenin mekruh işlemiş sayılmayacağı örnekler de mevcuttur. Hz. Peygamber’e olan sevgi ve bağlılıktan dolayı yiyip içme, giyinme vb. konularda fiillerini taklit eden kişi, sevaba hak kazanır. Böyle yapmayan kötü davranışta bulunmadığı gibi dinen kınanma ve azarlanmaya da müstehak olmaz. Çünkü bu çeşit fiiller âdete dayalıdır.

Hz. Peygamber’in devamlı yaptığı ve sırf bağlayıcı olmadığını göstermek için nâdiren terkettiği fiillere “sünnet-i müekkede” adı verilir. Abdest alırken ağza ve buruna su vermek, sabah namazının farzından önce iki rek‘at namaz kılmak gibi. Bu kısma giren sünnetleri yerine getiren sevabı hak eder, terk eden ise cezayı hak etmemekle beraber kınanma veya azarlanmaya müstahak olur.

Taat türünden olup Rasûlullah’ın bazan yapıp bazan terk ettiği fiillere ise “sünnet-i gayri müekkede”, “nâfile” ya da “müstehap” denilir. İkindi ve yatsı namazlarının farzlarından önce kılınan dörder rek‘at namaz, pazartesi ve perşembe günleri tutulan oruç bu türe örnek verilebilir. Bu kısma giren sünnetleri yerine getiren sevabı hak eder; yapmayan ise kınanma veya azarlanmaya müstahak olmaz.

(Ferhat Koca, “Sünnet”, DİA, XXXVIII, 154-155.)

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.