Haberin Kapısı
2021-10-22 09:20:49

Huzur İstiyor muyuz? -3

İbrahim Cücük

22 Ekim 2021, 09:20

7. Manevî zenginliği maddî zenginliğe tercih ediyorsa;

Esas zenginlik, gönül zenginliğidir. Bu da manevî zenginlik demektir.

Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle dua ederdi:

“Allahım! Senden hidâyet, takvâ, iffet ve gönül zenginliği isterim/istiyorum.”

(Müslim, Zikir, 72; Tirmizî, Deavât, 72; İbn Mâce, Dua, 2.)

Biz de bu duayı manasını bilerek idrak ederek yapalım. Önce hidayette devamı ve kâmil hidayeti isteyelim.

Hidayet olmadan hiçbir amelin değeri olmaz. Hidayet vasıtasıyla takvâyı uygulayabiliriz. Takvâ, hem Hakka hem halka karşı hassasiyettir. Takva ehli olunca, haramlara, mekruhlara, dünyaya karşı iffetli olunur. Dünyaya karşı iffetli olununca gönül zenginliğini lütfeder Rabbimiz.

Esas zenginlik gönül zenginliğidir. Gönlü zengin olan, az helale razı olur ve hatta az helali daima çok harama tercih eder. Bu tercih sayesinde hem bu dünyada hem âhirette rahat eder.

Gerçek büyük adam, içi dışından büyük adamdır.

Hz. Ebu Bekir (r.a.), yerine Hz. Ömer’i (r.a.) halife olarak koymak istiyor. Hz. Ömer’i Hz. Osman’a (r.a.) soruyor: “Ömer nasıldır?” Hz. Osman şöyle tarif ediyor: “Ömer’in serîresi/içi, alenîsinden/dışından büyüktür.”

Fânî olan dünyalık bazı şeyler, maddî zenginlikle elde ediliyor; bâkî olan âhiret yani cennet mânevî zenginlikle elde ediliyor. Manevî zenginlik; ilmin sahihliği, imanın kemali, amelin sâlihliği, kalbin, aklın ve zevkin sâlimliğidir.

8. Her hak sahibinin hakkını veriyorsa;

Nefsin, eşin, çocukların ve elinin altındakilerinin hakkını vermek, hem dünyada hem âhirette huzur sebebidir. Her hak sahibine hakkını verince, Hakkın rahmet teveccühünü, halkın da takdir teveccühünü kazanır.

Nefsin hakkı, Hakk’a itaate sebep olacak ihtiyaçları vermek; eşin hakkı, lazım olan maddî ve manevî ihtiyaçları karşılamak; çocukların hakkı, güzel ahlak ve güzel eğitim, maddî ihtiyaçları karşılamak; işçilerin hakkı, biriktirimiyle bekârsa evlenebilecek evi yoksa ev alabilecek miktarda ücret vermektir. Gerçek huzur ve mutluluk almakta değil vermektedir.

9. Diliyle işlediklerini, amelinden sayıyor da diline sahip çıkıyor dilini hayırda kullanıyorsa;

Yalan, gıybet, iftira, kalp kırmak, sövmek gibi günahlar dille işlendiği için dili korumak dini korumak gibidir.

Dili hem yanlışlardan korumak, o oranda da hayırda kullanmak, hem huzursuzluğa engel olmak hem doğru konuşmak, İslâmî tebliğ, insanlar arasını düzeltmek gibi huzura sebep olmak huzur kazandırır hem bu dünyada hem âhirette.

“İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.”

(Kâf sûresi 50/18.)

Meleğin her ağzımızdan çıkanı yazdığına iman eden ve imanı hayatına yansıtan elbette dilini sadece hayırda kullanır; ya hayır konuşur ya susar.

“Allah’a ve ahiret gününe iman eden hayır konuşsun veya sussun!”

(Buhârî, İlim, 38; Ebû Dâvûd, Nikâh, 24; Nesâî, Hac, 109.)

“Dilini (başkasını) yermeden koruduğun gibi, övmeden de koru!”

Marûf Kerhî (k.s.)

“Kalbini en iyi biçimde koruyan, diline en çok hâkim olandır.”

Zünnûn-i Mısrî (k.s.)

Dili korumak için kalbi korumak gerekir. Çünkü dilin kilidi kalptedir. Kalpte Allah c.c. korkusu yerleşirse dilde lüzumlu olan çıkar. Dili korumak, günahların çoğundan kurtulmaktır. Dilini yanlıştan koruyan kalbini de korumuş olur.

Abdullah b. Mes’ûd (r.a.), Safâ tepesine çıktığında dilini tutmuş ve şöyle söylemiştir:

“Ey dil! Hayır konuş ki kazanasın, şer olan şeylerden sus ki pişman olmandan önce kurtulasın!..”

(Münâvî, Feydu’l-Kadîr Şerhu’l-Câmiı’s-Sağîr, II, 80.)

Ebu’l-Hasen el-Harakânî (k.s.) şöyle demiştir:

“Allah, kuluna imandan sonra pâk bir gönül ve sadık dilden daha büyük bir şey ihsan etmemiştir.”

10. Yerilmeyi övülmeye, tenkidi takdire tercih ediyor da övülme ve takdir sebebini Allah’tan, yerilme ve tenkit sebebini nefsinden biliyorsa huzur hâsıl olur.

Yerilme ve tenkidi, nefsi terbiye etmede bir nimet bilmek, noksanlarımızı gidermeye sebep olması bakımından önemlidir.

Övülecek ve takdir edilecek olsak “sizi de yaptığınızı da Allah yaratmaktadır”

(Sâffât sûresi 37/96.) ilâhî gerçekle bakıldığı zaman, Allah’ın lütfu ve hediyesi bilmek; insana hediye gönderene karşı sevgi doğurması ile manen huzur kazandırır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.