Haberin Kapısı
2020-11-08 19:01:54

Hz Peygamber (sas)'in Aile Hayatının Özellikleri -8

İbrahim Cücük

08 Kasım 2020, 19:01

 3. İffet
       Enes (r.a.) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
       “Hayâsızlık her ne şeyde olursa onu kirletir,  hayâ da her ne şeyde olursa onu süsler.” 
(Tirmizî, Birr, 47; İbn Mâce, Zühd, 17.) 

        “Hayâ ancak hayır getirir.”
(Müslim, Îmân, 60; Buhârî, Edeb, 77.) 

        Evet, hayâ/utanma hayır getirir. Bir kimse çirkin bir şeyi yaptığında görürler diye insanlardan utanırsa, bu durum o kimseyi Rabbi’nden daha fazla utanmaya sevk eder. O zaman da hiçbir farîzayı zayi etmez ve hiçbir günahı işlemez. İşte bu da hayırdan başka bir şey değildir. 

        “Hayâ imandandır ve iman cennettedir; çirkin söz cefâdandır ve cefâ cehennemdedir.” 
(Tirmizî, Birr, 65; İbn Mâce, Zühd, 17; Ahmed, II, 501.) 

        Hayâ da imandan yani imanın kemâlindendir. Kemâlin terk edilmesi gitgide imanın da terk edilmesini doğurabilir. 

        “Hayâ imandandır.” 
(Buhârî, Îmân, 3, 16, Edeb, 77; Müslim, Îmân, 57-59; Ebû Dâvûd, Sünnet, 14; Tirmizî, Birr, 56, 80; Îmân, 7; Nesâî, Îmân, 16, 27; İbn Mâce, Mukaddime, 9, Zühd, 17; Muvatta, Husnu’l-Hulk, 10; Ahmed, II, 56, 147.) 

        “Hayânın hepsi hayırdır.”
(Müslim, Îmân, 61; Ahmed, IV, 426, 436, 440, 442, 445, 446.) 

        Hayâ, ister fıtrî/yaratılıştan var olan, ister kesbî/sonradan kazanılan olsun imanın kemâl şubelerinden ve iman ehlinin ahlâkındandır. İmanın, ehlini çirkinliklerden menettiği gibi hayâ da çirkinlikleri men eder, iyi ve hayırlı olana sevk eder. 

        Hayânın ilki ve en üstünü Allah’tan hayâ etmektir. O da seni yasakladığı yerde görmemesi, emrettiği yerde kaybetmemesidir. Hayânın kemâli ise marifet ve murakabenin devamı ile gerçekleşir. (Münâvî, Feydu’l-Kadîr Şerhu’l-Câmiı’s-Sağîr, III, 426.) 

        Gerçek hayâ ile ilgili Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:  
        “Allah’tan gerçek hayâ ile hayâ ediniz!” (Sahabe diyor ki) dedik ki, 
       -Ya Rasûlallah! Biz elhamdülillâh hayâ ediyoruz. Hz. Peygamber:   
       “Bu (hayâ) değil! Lakin Allah’tan gerçek hayâ ile hayâ etmek, başı ve başın içine aldığı şey (göz, kulak ve dil)i koruman, batını ve ihtiva ettiği şey (kalbi, tenasül organını yasaklardan ve çirkinlikler)den korumandır. Ölümü ve çürümeyi düşünmendir. Kim âhiret yurdunu isterse dünya ziynetini terk eder. Kim de bunu yaparsa gerçek manada Allah’tan hayâ etmiş olur” buyurdu. 
(Tirmizî, Kıyâmet, 25; Ahmed, I, 387.) 

        Hayâ, İslâm’a göre yaşamaktır evde de evin dışında da. Eve gelenlere karşı haremlik selamlık uygulamaktır, evin huzurunun devamını sağlamaktır. 

         “Mümin erkeklere söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini korusunlar. Bu, onların arınmasını daha iyi sağlar. Allah yaptıklarından şüphesiz haberdardır.” 
         “Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar. Süslerini, kendiliğinden görünen kısmı müstesna, açmasınlar. Baş örtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Süslerini kocaları veya babaları ve kayınpederleri veya oğulları veya kocalarının oğulları veya kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kızkardeşlerinin oğulları veya müslüman kadınları veya cariyeleri veya erkekliği kalmamış hizmetçiler ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey inananlar! Saadete ermeniz için hepiniz tevbe ederek Allah'ın hükmüne dönün.” 
(Nur sûresi (24), 30-31.) 

         Allah Teâlâ bu iki âyet-i kerîmede şehevî duyguları tahrik eden şeylerden birisi de şehvetli bakışlar olduğu için böyle emir vermiş, gözlerin şehvetli bakıştan korunmasını emretmiştir. 
         Rasûlullah Efendimiz (s.a.s.) bu hususta Hz. Ali (r.a.)’ye:       
        "Ey Ali, bakışını sürdürme! Zira ilk bakış sanadır. Ama ikinci bakış aleyhinedir” (Ebû Dâvûd, Nikâh, 44; Tirmizî, Edeb, 28. ) buyurmuştur. 

        Ashaptan Cerir (r.a.) şöyle anlatmıştır:    “Rasûlullah (s.a.s.)’a âni bakışı sordum. Bana: 
“Gözünü hemen çevir!” buyurdu. 
(Müslim Âdâb, 45; Ebû Dâvûd, Nikâh, 44; Tirmizî, Edeb, 29.) 

        Erkekle yabancı bir kadının yalnız kalmalarını şöyle yasaklamıştır:
        “Sakın bir erkek, yanında mahremei olmadıkça yabancı bir kadınla yalnız kalmasın!” 
(Buhârî Nikâh, 111; Müslim, Hacc, 424.) 

         Dünya-âhiret kurtulan mü’min olmak istiyorsak, huzur ve saadet-mutluluk duymak istiyor isek iffete, hayâya çok dikkat edelim. 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.