Haberin Kapısı
2022-08-05 19:44:28

Hz. Peygamber (s.a.s.)’in Davetçi Şahsiyeti/2

İbrahim Cücük

05 Ağustos 2022, 19:44

4. Davetinde Sabır ve Sebat Göstermesi:

Şu âyet-i kerîme, davetçinin kimler gibi sabır ve tahammül göstermesi gerektiğini ve de Hz. Peygamber (s.a.s.)’in şahsında vârisleri olan davetçi âlimlerin de öylece sabır ve tahammül etmesini çok güzel ifade etmektedir:

“O halde peygamberlerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi sen de sabret.”

(Ahkâf sûresi 46/35.)

Sabrın bir manası da, nefsin ve düşmanların yanlış isteklerine karşı çıkmada tahammül etmektir:

“Ey oğulcuğum! Namazı dosdoğru kıl, marufu emret, münkerden alıkoy. Sana isabet edene de sabret. Çünkü bunlar azmedilmesi gereken işlerdendir." (Lokmân sûresi 31/17.)

Görevin ilki Allah’a karşı ki o da namazdır; görevin diğeri mü’minlere karşı ki o da marufu yani İslam’ın ve aklın iyi gördüğü şeyi emretmek, münkerden yani İslam’ın ve aklın kötü gördüğü şeyden alıkoymaktır.

Marufu emredip münkeri nehyedince bunu duyan diğer insanlar elbette karşı koyacaklardır. Buna karşı davetçiye gereken sabırdır.

Mekke şartlarında Yunus Emre’nin dediği gibi:

“Dövene elsiz gerek

Sövene dilsiz gerek

Derviş gönülsüz gerek

Sen derviş olamazsın.”

5. Davetinde Merhametli Olması:

Gerçek merhamet insanları yanlıştan; küfür ve şirkten, günahlardan ve kötü ahlâktan kurtarmaktır. Hz. Peygamber (s.a.s.), kendisi âlemlere rahmet, elindeki Kur’ân-ı Kerîm rahmet programı, bu programı Hz. Peygamber (s.a.s.)’e uyarak takip edenlerin ebedî kalacakları yer rahmet olan cennettir.

Her hali tebliğ olan Rasûl-i Ekrem Efendimiz tebliğ yaparken de, inananlara ve diğer insanlara davranışlarında da kaba, katı, haşin olmayıp yumuşak davranıyordu. Bu durumu Allah Teâlâ şöyle belirtmiştir:

“Allah’tan olan rahmetledir ki onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı olsaydın muhakkak etrafından dağılırlardı. Artık onları(n sana olan hatalarını) affet, onlar için (Allah’a karşı yaptıkları günahlardan dolayı Allah’tan) mağfiret dile! Onlarla (hakkında nas olmayan her) iş hakkında istişare et. Azmedince de Allah’a tevekkül et. Şüphesiz Allah (kendisine) tevekkül edenleri sever.”

(Âl-i İmrân sûresi 3/159.)

Hz. Peygamber (s.a.s.) hem inananlara hem inanmayanlara merhametli idi. Müslümanların yanlış davranışlarına, bazı kabalıklarına karşı merhamet ediyor, onlara kızmıyordu. Üstelik onlar için Allah’tan af diliyordu. İnanmayanlara da insan olmaları hasebiyle acıyor, onları hidâyete çağırıyor, karanlıktan nura çıkarmaya çalışıyordu. İslâm’a yeni girenlerin garip davranışlarına katlanıyor, katlanamayan ashabının yanlışlarından dine yeni girenleri merhamet ederek koruyordu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.