Haberin Kapısı
2021-05-04 14:24:38

İslam Toplumu Olarak Muhtaç Olduğumuz Şeyler -2

İbrahim Cücük

04 Mayıs 2021, 14:24

2. Kardeşlik hukukuna riayet etmek

Din kardeşliğine, can kardeşliğinden daha çok önem vermek.

Kardeşliğin gereği; birbirlerini Allah için sevmek, derdiyle dertlenmek, selamlaşmak, davete icabet etmek, cenazesinde bulunmak, nasihatleşmek, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye etmek, fedakârlık etmek, kardeşliği bozacak sû-i zan ve peşin hüküm gibi yanlış anlayıştan kurtulmak, ihtilafları değil ittifakları konuşmak, münakaşa etmemek, aralarındaki ihtilafları hemen kaldırmaya çalışmak ve düzeltmektir.

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Müminler sadece kardeştirler. O halde (ihtilaf eden) kardeşlerinizin arasını düzeltin. (Özellikle bu konuda) Allah’tan korkun ki O’nun merhametine nail olasınız.”
(Hucurât sûresi 49/10.)

Bu ilâhî emrin yerine getirilmesi ve icmada birleşmesi mecburi olan İslâmî grupların aralarının düzelmesi için ilmi ve takvasıyla kendilerini kabul ettirmiş insaf ehli ulemadan bir heyetin oluşturulması ve aralarındaki müşterek doğruların ortaya konulup deklare edilmesi gerekir. Bundan sonra kim bu ulvî müşterekliği bozarsa, bozan taraf önce uyarılmalı, uyarıyı kabul etmeyenin ancak düşmanların işine yaradığı ilan edilmelidir.

Kim Allah’ın kendilerini bağışlamasını istiyorsa birbirlerini bağışlamaları gerekir. İşte delil:
“Her Pazartesi ve Perşembe günü ameller Allah’a arz olunur. Din kardeşi ile arasında düşmanlık bulunan kişi dışında Allah’a şirk koşmayan her kula günahları bağışlanır. (Meleklere) siz şu iki kişiyi birbiriyle barışıncaya kadar tehir edin, buyurulur.”
(Müslim, Birr, 36; Ebû Dâvûd, Edeb, 55.)

“Kim, din kardeşini bir yıl terk edip küserse, bu onun kanını dökmek gibidir.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 55.)

Biz Müslümanlara gereken, küs olanların aralarını bulup barıştırmaktır. Küslüğün üç gün sonrasına kalması caiz olmadığı gibi kardeşliğin gereği olarak hemen küs olanların arasını bulup barıştırmayı geciktirmek de caiz değildir.

3. İnsaflı olmak

İnsaflı insan, âdil insandır. Âdil insan, sevmediği kişi bile olsa, eğer haklı ise onun haklı olduğunu itiraf eder. İşe layık olan kişi sevmediği kişi olsa bile, ehil ve dürüst ise işi ona verir.

İnsaf, hayru’l-evsâf yani insaflı olmak özelliklerin en hayırlısıdır, denmiştir.

“Allah korkusu kalbine yerleşmiş olan kimse, insanlar hakkında insaflı muamelede bulunur. İnsanlar da kendilerine insaf ile muamelede bulunan kimseyi severler. İşte bunun için, insanların sevgisi, kişinin kalbinde Allah korkusunun mevcut olduğuna ve o kişinin iyiliğine; insanların buğzu/kini ise, o kimsenin kötülüğüne ve kalbinde Allah korkusunun az olduğuna delil gösterilmiştir.”
Mâverdî

“Mümin kimse, kendisine insaflı davranmayan kimselere karşı da insaflı davranır.”
Hz. Ali (r.a.)

Yanlışını gördüğümüz bir insanın bu yanlışını görmemiz, doğrusunu görmemize engel olmamalı; doğrusunu gördüğümüz bir insanın doğrusunu görmemiz de yanlışını görmemize engel olmamalıdır. İşte insaf budur.

İnsafın gereği, kıymete kıymet vermek, değere değer vermektir. Değerler değer görürse yükselir, kalitelilik de artar.

Değerler bir toplumda kabul görürse değerler ve huzur toplumu olur. Başarılı insanlara değer vermek, makamın yükseltilmesi ve maaşın yükseltilmesi gibi çeşitli suretlerde ödüllendirmekle gerçekleşir.

Bir memlekette ilerlemenin önüne engel yoksa o memleketin yükselmesine engel yoktur demektir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.