Haberin Kapısı
2020-08-13 12:29:24

İslamın Mahvına Sebep Olanlar

İbrahim Cücük

13 Ağustos 2020, 12:29

 “Şu dört insan yüzünden İslâm mahvolmuştur: İlmi ile amel etmeyenler, bilmedikleri şeyle amel edenler, bilmediklerini öğrenmeyenler, halkı öğrenmekten menedenler.”
(Muhammed b. Fazl (329) Kuşeyrî Risalesi’nden)

       Bu dört sebebin üçü, Müslümanlara ait, biri İslâm düşmanlarına aittir. Eğer biz ilmimizle amel etseydik, amel ettiğimizi bilerek yapsaydık ve bilmediklerimizi de öğrenseydik, bizim öğrenmemize kimse engel olamazdı. 
        Evladının İslam’ı öğrenmesini istemeyip sırf dünya ile meşgul olmalarını mecbur eden babalar da aynı şekilde halkı öğrenmekten menedenlere dâhildir. Müslüman olup da sadece kendi meşrebinin veya mezhebinin öğrenilmesini mecbur eden, kendi mezhebinin dışındakilere hayat hakkı tanımayanların da engel olduğu da bir gerçektir. Mihne dönemi diye bilinen dönemde Mutezilenin Ahmed b. Hanbel gibi zatlardan 16 sene kendi inanç sisteminin dışındakini halkı öğrenmekten menetmesi gibi.

       a) İlmi ile amel etmeyenler
       Bir insan bilir de bildiği ile amel etmezse, hükmen cahil sayılır. Cahil insan perişan insan demektir.
        Amel etmeyen, acaba niçin amel etmiyor? Amel etmeye engel nedir?
        Amel etmeyen, amel etmedeki güzelliğin ve faydanın, amel etmemedeki zararının idrakinde olmayan kimsedir. Engel, cehalet değil, nefsi ve hevası, tembelliği, yanlış çevresi ve amel edebilecek seviyeye gelememesi gibi sebepleri sayabiliriz.
        “Dilediğiniz kadar öğrenin! Ama şunu iyi bilin ki, bildiklerinizle amel etmedikçe, Allah (c.c.) size ilminizden ötürü mükâfat verecek değildir. Eğer ilminizle amel etmezseniz, Allah (c.c.) size ilminiz sebebiyle sevap vermez.” Muaz b. Cebel (r.a.)
        “İlmi ile amel etmeyen âlim; başkalarını giydirdiği halde kendisi çıplak olan iğne gibidir.” İmam Gazzalî  
         “İlim öğrenip de ona göre hareket etmeyen kimse, tarlayı sürüp de tohum atmayan kimseye benzer.” Şeyh Sad-i Şirâzî

       b) Bilmedikleri şeyle amel edenler
       Bir şeyin amel edilmesi farz ise onu bilmek de farzdır, haram ise korunmak için onu bilmek farzdır. Vacip ise vacip, sünnet ise bilmek de sünnettir. Önce kalbin ameli olan imanla ilgili helali haramı bilmek sonra bedenin amelini oluşturan ibadet, ahlak ve ahkâm ile ilgili helali haramı bilmek gerekir.
         Doğruyu bilen, doğru eğitim neticesinde doğru davranır. Doğruyu bilmeden amel eden, yanlış amel ediyor demektir. Yanlış yapan, hem kendisine hem çevresine faydalı değil zararlı oluyor demektir.
         Hatadan korunmak için doğru imanı ve doğru ameli bilmesi gerekir. Doğru, İslâm’ın diğer adıdır. Doğru, Kur’ân-ı Kerîm ve Hadîs-i Şerîflerin belirttiği i’tikâdî ve amelî helal-harama göre Allah’ın rızası gözetilerek ve Hz. Peygamber’in sünneti izlenerek yapılandır. Âyet-i kerimede Allah c.c. şöyle buyurmuştur:
         “Sıdkı/doğruyu (vahyi) getiren (Peygamber) ve onu tasdik eden (mü’minler) muttakî (hatadan korunan) kimselerdir.” (Zümer sûresi 39/33)
        Bilmeyerek yapan, taklitle yapan kimsedir. Bu kimse bilme farzını terk ettiği için günahkârdır ve tehlike altındadır; taklit ettiği kimse itikaden tehlikede ise taklid eden de tehlikede demektir. Fakat taklit eden, taklit ettiği kimsenin âlim olduğunu bilerek taklid ediyorsa kurtulur.

        c) Bilmediklerini öğrenmeyenler
        Doğruyu bilmezse ne imanı ne de ameli doğru olur. Aklın doğru çalışması da doğru ilme bağlıdır. Çünkü akıl göze, ilim ışığa benzer. Işık olmazsa göz, kör hükmündedir. Aklın doğru çalışması doğru bilgiye bağlıdır. Yanlış bilirse imanı da yanlış iman olur. İlk farz imandır, farzdan önce farz da ilimdir. Elbette kişiye lazım olanı bilmek lazımdır. Hakka, halka ve kendisine karşı görevlerini bilmek lazımdır.
         İman ve amel edilmesi lazım olan konularda bilmediklerini öğrenmeyenler, hem yanlış inanırlar hem yanlış yaparlar. Yanlış yapan, yaratılış maksadını yerine getirmemiş, görevini yapmamış ve huzurunu da sağlamamış olur. 

         d) Halkı öğrenmekten menedenler
         Halka en büyük kötülük, halkın kendilerine dünya ve âhiret faydalarına lazım olan ilimleri öğrenmelerine engel olmaktır. Bunu yapan ne niyetle yaparsa yapsın insanlık suçudur. Bu engel olanlar, isterse kendilerinin dost olduğunu, doğru yaptıklarını iddia da etseler düşmanın işini yapıyorlar demektir.
         “Hristiyanlar, âlim olunca Hristiyanlıktan, Müslümanlar cahil kalınca Müslümanlıktan çıkarlar”  sözü, hakikatin ta kendisidir. Çünkü Hristiyan, Hristiyanlığın hakikatini bilirse Hristiyanlıktan vazgeçer; Müslüman olduğunu söyleyen de İslam’ın iman esaslarını bilmeyince imanı olmaz. Amentüyü bilmeyenin imanı olur mu, olmaz. 
          İslam’ı öğrenmeye engel olanlar, ister İslam düşmanları olsun isterse Müslüman olduğunu söyleseler de her iki taraf da İslam düşmanlığında birleşmiş olurlar. İşte hainle gafil neticede düşmanlıkta birleşmiş oldular.
          Netice, iman ve amel etmemiz için lazım olanları öğrenirsek, eğitimle amel edecek seviyeye gelerek ve bilerek amel edersek, halkın da öğrenmesini engellemez bilakis öğrenmelerini sağlarsak mahvolmaktan kurtuluruz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.