Haberin Kapısı
2022-11-14 12:35:52

İşte Âsım'ın Nesli

Sabri Gültekin

halilsivasi@yahoo.com 14 Kasım 2022, 12:35

Bugün Kanunî Sultan Süleyman’ın babası Yavuz Sultan Selim Han’ın adına yaptırdığı mâbed bir başka güzel. Tıpkı Haremeyn gibi...

Sanki âyetler yeniden iniyor... Saf saf dizilmiş birbirinden özel Kur’an hâdimi 7 tepeli müjdeli beldeyi kandil gibi aydınlatıyor... Sanki peygamber vârisleri “ashâb-ı suffe” Mescid-i Nebevî’de ilim halkası kurmuş ders veriyor...

Mâbed sadece öğle vakti girdiği, sadece salâha ve felâha çağıran ezanına kulak kesilip gelindiği için güzel değil; Rablerinin kitabını kalplerine hıfzettirenler, hıfzettirmekle kalmayıp kurralıkla süsleyenler olduğu için daha bir güzel.

*

Yavuz Sultan Selim Han, torunları Allah kelâmıyla konuştukça, coştukça; “Hâkimü’l-Harameyni’ş-Şerîfeyn” (Mekke ve Medine’nin Hükümdarı) değil, “Hâdimü’l-Harameyn” (Mekke ve Medine’nin hizmetkârı) olmanın huzuruyla yatıyor. Çamurlu kaftanın altında ruhu şâd, hesap gününü bekliyor.

[Kur’an’ın hâdimi, Harameyn’in hizmetkârı, Ümmet-i Muhammed’in Halifesi, 9. Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan Selim, 3 yıl sürecek Mısır Seferi’nde önünde rehberi Hz. Peygamberle “geçilemez” denilen Sina Çölü’nü 13 günde geçerek kutlu zafere ulaşır. Dönüş yolunda mümtaz ilim ve devlet adamı Anadolu Kazaskeri İbn-i Kemâl Kemalpaşazâde’nin atının ayağından sıçrayan çamur Yavuz Sultan Selim’in kaftanını kirletir. Korumalar çamuru temizlemek için seferber olurken, Kemâlpaşazâde mahcubiyet içindedir. Sadece ülkeleri değil, gönülleri de feth etmekte mahir olan Yavuz Sultan Selim Han, “Hocam üzülmeyiniz!.. Sizin gibi bir âlimin atının ayağından sıçrayan çamur biçim için ziynettir” demekle kalmaz, kaftanı üzerinden çıkartarak, “Vasiyetimdir, öldüğüm zaman bu kaftanı sandukamın üzerine sersinler” emrini verir.]

Kendine eşlik eden Ayşe Hafsa Valide Sultan ve kızı Şah Sultan bir türbede, 31. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid ve şehzâdeleri Abdüssamed, Seyfeddin, Burhaneddin başka bir türbede cedlerine eşlik ediyor.

*

Erenler Vakfı’nın açtığı hizmet kapısından içeri giren “özel insanlar topluluğu” için bugün çok güzel bir gün. “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğreteninizdir” düsturu gereğince verilen emeklerin, sabırla tamama erdirilen gayretlerin taçlandırıla günü.

Rize’den Trabzon’a, Kastamonu’dan Kahramanmaraş’a, Yozgat’tan Erzurum’a, Sivas’tan Haleb’e Anadolu’nun bütün bölgelerinde hayat bularak müjdeli şehir Dersaadet’in gül yetiştiren Erenler Vakfı’na avdet eden güle mefdun 38 bülbül; hamlıktan pişmeye, pişmekten yanmaya durmuş. Kimisi 3, kimisi 6 yıl, “Hak ile bâtılı birbirinden ayıran” hayat kaynağı Kur’an ile hemhâl olup, mucizenin kaynağından doya doya beslenmiş.

Hâfızlık merkezinde başta Erenler İlim ve Hizmet Vakfı Onursal Başkanı Mahmud Eren hocaefendinin, Reis’ül-Kurra Mustafa Demirkan hocaefendinin, Şeyh’ül-Kurra Ramazan Pakdil hocaefendinin, Ömer Hamlacı hocaefendinin ve birbirinden kıymetli hocaların riyasetinde 3 grupta Kur’an tâlimi alan 38 Kur’an hâdimi 3 ila 6 yıllık gayretlerinin sonucu kurra hâfızı icâzetnâmesi almaya hak kazanmış.

İcâzetnâme ilmin kapısından girip tevekkül, sabır ve dökülen terin nişânesidir. Muvafık görmek, izin-ruhsat vermek, müsaade etmek, münasip bulmak vb. manaları hâvî olan icâzet/icâzetnâme, geçmişte olduğu gibi günümüzde de aslî unsurlarıyla birlikte hocadan talebeye aktarılması neticesinde talebenin ruh inceliği bakımından ulaştığı mertebeye, makama işaret etmektedir. İcâzet, ilmi hakkıyla öğrenen ve icra etmeye hak kazananlara verilir. Bu yönüyle icâzet hocanın talebesine itimadıdır.

İcâzetle ilmin künhüne varılmış olmaz. Bu yüzden icâzet yeni bir başlangıçtır. Kurra hâfız okudukça, göz nûru döktükçe ilmi kemâl mertebeye ulaştırır. İcâzetin mânevî mesuliyeti vardır. İcâzetnâme alan kişi, hocasından tevarüs eden ilim birikimini olduğu gibi, milimi milimine, hüvesi hüvesine talebelerine aktarma mesuliyetini de yüklenmiş olur.

*

İşte Hâtemü’l Enbiyâ Hz. Muhammed’in (S.A.V.) öğrettiği yedi kıraat ve on rivayet üzerine okumayı, “ashâb-ı suffe”nin izinden yürüyerek Furkan’ın ahkâmına vâkıf olanlar icâzetnâmelerini almak için huzurda duruyor.

İşte yürüyen Kur’an’lar...

İşte Übey b. Kâ’b’ların, Muâz’ların, Ebû Zeyd’lerin ve Zeyd b. Sâbit’lerin ilim halkasına dahil olanlar...

İşte Âkif’in umut bağladığı bütün zamanların dertlerine derman Âsım’ın Nesli...

*

Kutlu tören başlıyor...

14 asır evvel Kur’an ve Sünnet’e hâdimlik yapmışlar silsilesi dua sağanağına tutuluyor. Reis’ül-Kurra Mustafa Demirkan hocaefendi davudî sesiyle yakardıkça âminler âminlere karışıyor. O âminler ki, hocaların hocasının dilinde, kurra hâfızların ruhlarında, hâfızların kalplerinde, 70’den 7’e cem olan müminler topluluğunun nefesinde ma’kes buluyor. Yavuz Sultan Selim’in kubbesi sarsıldıkça; semadaki melekler rahmete susamış gönüllere dokunuyor. Dokunuşu hisseden gönüller cûş u hurûşa geliyor.

Kur’an bülbülleri dünya gözü ile değil, kalp gözüyle âyetler arasında gezindikçe mânâ âleminin kapıları sonsuzluğa açılıyor.

Mânâ âleminin fedâ-yı cânları uzun bir seferden zaferle çıkmanın muştusu olarak hocalarının elinden birer birer icâzetnâmelerini alıyor.

Bu tören, dünyadaki en özel tören; bu icâzetnâmeler en güzel ödül; ellere tutuşturulan güller Rahmet Peygamberinden mülhem.

*

Siz Hira Nûr’da “oku”narak başlanan kutlu yolculuğun vârislerisiniz...

Siz Çöle İnen Nûr’un ümmeti ve dahi sünnetisiniz...

Siz yürüyen Kur’ansınız...

Siz gözlere nûrsunuz...

Siz gönüllere sürûrsunuz...

Siz varlıkta nimetsiniz...

Siz yoklukta merhametsiniz...

Siz Âkif’in ümid bağladığı Âsım’ın Nesilsiniz...

İyi ki varsınız...

***

“HER DEM YENİDEN DOĞARIZ...”

“Her dem yeniden doğarız...” düsturuyla 1989 yılında müjdeli şehrin kalbi Fatih’ten yola koyulan Erenler İlim ve Hizmet Vakfı, kendisine misyon olarak Resulullah aleyhisselamın, ashab-ı kiram efendilerimizin, ehl-i sünnet ve’l cemaat ulemasının ve altın silsilenin idrak ve anlayışı doğrultusunda; şahsiyetli, mukaddesatına sahip, vefakâr, mürüvvet sahibi, itibarlı, nezaketli, diğergâm, âli himmet hocalar ve fertler yetiştirmeyi şiar edinmiş.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.