Haberin Kapısı
2023-10-10 18:25:42

KIYAMETE KADAR CİHAD/1

İbrahim Cücük

10 Ekim 2023, 18:25

1. a. Lügat Manası: Cihad, cehd kökünden gelir. Bir konuda ciddi olmak, mübalağa etmek, takatin sonunu harcamak manasınadır.

(Sa’dî Ebû Ceyb, el-Kâmûsu’l-Fıkhî, s. 70-71.)

b. Istılah Manası: Cihad; gücü kâfirlere karşı savaşta sarf etmek, hak dine davet etmek, daveti (dinlemeyi) kabul etmeyenlerle savaşmak, nefse, şeytana, kâfir ve fâsıklara karşı mücâhede etmektir.

(Sa’dî Ebû Ceyb, a.g.e., s. 71.)

2. Allah’ın Yardımı, Mücahede Edene

“Uğrumuzda mücahede edenlere muhakkak, yollarımızı hidayet (beyan, irşad, delalet ve ilham) ederiz. Muhakkak Allah, muhsin(mücahedeyi tam ve iyi yapan kimse)lerle beraberdir.”

(Ankebût sûresi 29/69.)

3. Nefse, Şeytana, Kâfir ve Fasıklara karşı mücâhede:

a) Nefse karşı mücahede önce din işlerini öğrenmek, sonra onunla amel etmek, sonra da onu öğretmeye gayret etmektir.

(Sa’dî Ebû Ceyb, a.g.e., s. 71.)

İşte hadîs-i şerîf: “Mücâhid nefsiyle cihad edendir.”

(Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 20-22.)

b) Şeytana karşı mücâhede; şeytanın verdiği şüpheleri ve süslediği şehevî şeyleri defetmeye gayret etmektir.

(Sa’dî Ebû Ceyb, a.g.e., s. 71.)

Delil şu âyet-i kerîmedir: “Şüphesiz şeytan, insana apaçık bir düşmandır.”

(İsrâ sûresi 17/53)

c) Kâfirlere ve fasıklara karşı mücahede:

Delili şu âyet-i kerîmedir:

“Şüphesiz kâfirler size apaçık düşmandırlar.”

(Nisâ sûresi 4/101)

Kâfirlere ve fasıklara karşı mücahede vasıtaları; el, mal, lisan, silah ve kalptir.

Bunların her birinin hükmü kendi şartlarına göredir. Çünkü hükümleri şartlar belirler. Sadece kalp ile olan yerde dil ile cihada, sadece dil ile olabilecek yerde de el ile cihada cevaz verilmez.

Kalp ile cihad, avam için farz-ı ayn; dil ve kalple birlikte cihad, ulema için farz-ı ayn; el, kalp ve dille cihad, devlet için farz-ı ayndır.

Avam, küfre ve şirke buğzeder, Allah Teâlâ’yı, Hz. Peygamber’i, Hz. Peygamber’in Allah’tan getirdiklerini tasdik eder.

Ulema, dil ile küfrün ve şirkin hakimiyetini iptale çalışır, İslam’ı ispata ve tespite çalışır.

Devlet el ile küfrü, şirki ve Allah’a isyanı mahkûm edip İslam’ı hâkim kılmaya çalışır.

4. Cihadın Dindeki Yeri:

Hz. Peygamber (s.a.s.), cihadın dindeki yeri hakkında şöyle buyurmuştur:

“İş (din)in başı islâm (teslimiyet), direği namaz, zirvesi cihaddır.”

(Tirmizî, Îmân, 8 ; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 231, 237.)

Nasıl ki binanın tavanı ve çatısı binayı koruyorsa, cihad da İslam binasını öyle korur.

Cihad, bütün insanlığın müşterek haklarını kullanabilmesi, Hakk’ın hâkim olması ve dünya barışı için gayret etmektir.

Bu manada cihad hem barış hem de savaş döneminde devamlı olarak yapılır. Bu sebeple cihad her zaman gereklidir ve savaştan daha kapsamlıdır.

Bu ümmetin seçiliş sebebi de aslında cihaddır. Delili de şu âyet-i kerîmedir:

“Allah uğrunda gerektiği gibi cihad edin. Sizi (cihad için) O (Allah) seçti. Üzerinize dinde bir güçlük de yüklemedi, babanız İbrahim’in dini gibi. Bundan önce de, bu kitab (Kur’ân)’da da size Müslüman adını O (Allah) taktı ki, Peygamber, size karşı şâhit olsun. Siz de bütün insanlara karşı şâhitler olasınız. Artık namazı dosdoğru kıl(maya devam ed)in, zekâtı verin, Allah’a sarılın ki, Mevlanız ancak O’dur. Ne güzel Mevla O!.. Ve ne güzel yardımcıdır O!..”

(Hacc sûresi 22/78)

Cihad denilince sadece savaş anlayan yanlış anlamıştır. Delili de şudur: Rivayet olunur ki Hz. Hasan (r.a.) Hacc suresinin 78. âyetini okumuş ve şöyle demiştir:

“Adam, Allah uğrunda cihad eder, hâlbuki bir kılıç vurmamıştır.”

(Yazır, M. Hamdi, Hak Dini Kur’ân Dili, V, 3423.)

Cihadda savaş yoktur diyen de yanlış anlamıştır. Çünkü cihad hem kalp hem dil hem de beden ile yapılır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.