Haberin Kapısı
2021-05-24 12:15:18

Kurtuluşta Fiili ve Kavli Duanın Konumu -1

İbrahim Cücük

24 Mayıs 2021, 12:15

En sağlam ve en isabetli kurtuluş çaresini, Kur’ân-ı Kerîm ve hadîs-i şerîfler ortaya koymuştur.

Kur’ân-ı Kerîm, her şeyi bilen, her emri doğru ve isabetli olan ve her yarattığı şeyi hikmetli yaratan Allah Teâlâ’nın ilmidir.

Kurtuluşla ilgili âyet-i kerîmelere baktığımız zaman hem fiilî hem kavlî duaların emredildiğini görüyoruz.

O âyetlerden bazısı:

1. Savaşta başarı elde etmek, düşman karşısında mağlubiyetten kurtulmak için önce fiilî sonra kavlî duanın olduğunu görüyoruz:

“Ey iman edenler! Bir düşman kümesiyle karşılaştığınız vakit sebat edin ve Allah’ı çokça zikredin ki kurtulabilesiniz.”

(Enfâl sûresi 8/45.)

Savaşta galip olmak için maddi ve manevi olmak üzere iki güce ihtiyaç vardır:

Maddî güç; eğitilmiş insanın bedeni ve lazım olan silah gibi ihtiyaçların varlığıdır.

Manevî güç; inanmış insan olmak, iman ve amelde sebat etmek ve bundan daha önemlisi Allah’ın yardımına sebep olan Allah’ı anmak ve Allah’tan yardım istemektir.

Zaferin sebeplerini oluşturan eğitilmiş insan gücü ve savaş gücü yaratıcı değildir. Yaratıcı ancak Allah’tır. Zafer sabırla elde edilir. Sabır da ancak Allah’ın yardımıyla gerçekleşir:

“Sabret! Senin sabrın ancak Allah’ın yardımıyladır.”

(Nahl sûresi 16/127.)

Tevfîk yani hayırda başarı da ancak Allah’ın yardımıyladır:

“Benim başarım ancak Allah’ın yardımıyladır. Ben sadece O’na güvendim ve sadece (ve daima) O’na yönelirim.”

(Hûd sûresi 11/88)

Özetle, birincisi güce sahip eğitilmiş insanın sebatı, diğeri de Allah’ı çok zikirdir, çok dua etmek ve daima O’na yönelmek, müracaat etmektir.

Dikkat edilirse önce fiilî dua sonra kavlî dua ve çok zikirdir.

Sebebe sarılacağız, sebebe takılıp kalmayacağız, sebeplerle Allah’a müracaat edeceğiz.

2. Allah’ın yardımına ulaşmak için önce kulların fiillerinden olan Allah’ın dinine yardım etmemiz emredilmiştir:

“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’ın (dinine) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınıza sebat verir.”

(Muhammed sûresi 47/7.)

Allah’ın dinine yardım, kulun niyetini ifade eden kasd ve azmini, cüz’î iradesini sarfetmesidir. Ancak azimden sonra, aklına, gücüne, silahına güvenmeyip Allah’a tevekkül etmesi emredilmiştir:

“İş hususunda müşavere et, azmedince de Allah’a tevekkül et (güvenip dayan). Muhakkak Allah kendisine tevekkül edip güveneni sever.”

(Âl-i Imrân sûresi 3/159.)

Kula gereken önce azim sonra Allah’a tevekkül etmektir. Azimden önce de ilim, tefekkür, tasavvur kasıd yani niyetin birinci aşaması kalbin o işe yönelmesidir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.