Haberin Kapısı
2021-05-25 12:16:46

Kurtuluşta Fiili ve Kavli Duanın Konumu -1

İbrahim Cücük

25 Mayıs 2021, 12:16

3. Önce Allah’tan yardım istemek sonra sabretmek; sabır ve namazla Allah’tan yardım istemek

“Mûsâ, kavmine: ‘Allah’tan yardım isteyin, sabredin. Muhakkak ki yeryüzü Allah’ındır, kullarından dilediğine onu miras verir. İyi sonuç takva sahiplerine aittir.”

(A’râf sûresi 7/128.)

Bu âyetin tefsirinde Hamdi Yazır şöyle der:

“Allah'a istiâne ediniz, yani Allah dilemeyince hiç kimsenin bir şey yapamayacağını ve bütün kuvvet ve kudretin Allah'ın elinde olduğunu biliniz, ümitsizliğe düşmeyiniz de Allah’tan yardım isteyiniz. Kalplerinizi, fikirlerinizi, emellerinizi, kuvvetlerinizi ve varlıklarınızı Allah'ta birleştiriniz de öz ve söz birliğiyle Allah diyerek çalışınız ve sabrediniz.”

Sabır, fiilî duadır. Bu âyet-i kerîmede, önce Allah’tan yardım isteyin sonra sabredin buyurdu. Demek ki sabırda başarı, ancak Allah’ın yardımıyla gerçekleştiğine göre sabırda başarılı olmak için Allah’tan yardım istememiz gerekmektedir.

Başka bir âyette ise:

“Ey iman edenler! Sabırla ve namazla (Allah’tan) yardım dileyin. Şüphesiz ki Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara sûresi 2/153.) buyurmuştur.

Bu âyet-i kerîmede ise fiilî dua olan sabırla Allah’tan yardım isteme öne alınmış, en kapsamlı kavlî dua olan namazla yardım isteme sonraya bırakılmıştır.

Demek ki bu iki ayetten şunu anlamamız gerekiyor; kavlî dua olan Allah’tan yardım istemeyi önce de sonra da yapmak gerekiyor. Fakat her bir ayette de fiilî olan dua yani sabır muhakkak gerekmektedir.

“Sabır, kadere kızmaktan kalbi tutmak; dili şikâyetten tutmak, beden organlarını da Allah’a isyandan tutmaktır.” (İbn-i Kayyım el-Cevzî, el-Vâbilü’s-sayyıb mine’l-kelimi’t-tayyib)

4. Yeryüzüne rızık için dağılmak, Allah’ın lütfundan rızkımızı aramak ve Allah’ı çok zikretmek

“(Cuma) namaz(ı) kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan arayın, Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.”

(Cuma sûresi 62/10.)

Bu âyette de kurtuluş için önce maddî rızık sonra manevî rızık belirtilmiştir.

Demek ki önce madde lazımdır. Çünkü hedefe ulaşmak için vasıta gerekir. Fakat madde mana içindir. Madde, manaya alet olduğundan ve manaya hizmet ettiğinden dolayı önemlidir.

Elbette madde mananın, mana da maddenin yerini tutamaz. Şu da bir gerçektir mana maddeden daha kıymetlidir ama mana, madde vasıtasıyla iş görmektedir.

Maddî rızık için araştırma emredilmiş, fakat manevî rızık olan zikrin çok yapılması emredilmiştir.

Maddî rızık, bedenin rızkı; manevî rızık olan zikir, kalbin rızkıdır.

Zikirden maksat, kalbin, dilin ve bedenin zikrini içine alır.

Bu ayetteki zikir hakkında Hamdi Yazır Hak Dini Kur’ân Dili’nde şöyle yazmıştır:

“Allah'ı çok zikredin, yani dağılıp çıktığınızda da Allah'ı unutuvermeyiniz de gerek dağılma ve talepte bulunma esnasında, gerek bundan sonra ve önce Allah Teâlâ'yı güzel isimleriyle çok anın. Emirlerinin yerine getirilmesine muvaffak kıldığından dolayı hamd ve şükretmek, Kur'ân okumak, nafile namaz kılmak, diğer ibadetlerde bulunmak, nimet ve lütuflarını düşünmek gibi vesilelerle ilâhî ismini gerek kalbiniz ve gerek dilinizle yâd edin ki felah bulabilesiniz. Büyük murada eresiniz.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.