1. Her gün ilimden istifade etmek.
2. Dünya ve ahiret mutluluğu için dikkat edilmesi gerekenler.
3. Umduğumuza nail olup korktuğumuzdan emin olmak için dikkat edilmesi gerekenler.
4. Ahirete yatırım yapmak.
5. Kendimize, ailemize, anne-babaya, çocuklara ve diğerlerine özellikle akrabaya karşı sorumluluklarımız.
6. Kardeşlere karşı sorumluluklarımız.
Dünyanın huzuru, Müslüman olmaya; ahiretin ebedî huzuru Müslüman olarak ölmeye bağlıdır. Dünya ve ahiret kurtuluşu, Müslüman olmak iledir.
Şu âyet-i kerîmede kâinatta olan düzenin “İslâm” olduğu ve her zerrenin de “Müslüman” olduğu belirtilmiştir:
“Onlar Allah’ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Hâlbuki göklerde ve yeryüzündeki (olan her şey)ler isteyerek ve istemeyerek O’na (Allah’a) teslim (müslüman) olmuşlar ve O’na döndürülecekler.”
(Âl-i Imrân sûresi 3/83)
Bu âyetten anlıyoruz ki kâinatın her zerresi Müslümandır. İşte bundan dolayı kâinatta düzen ve huzur var. İnsanlığın da böyle bir düzene ve huzura kavuşması için İslâm’a teslim olması yani Müslüman olması gerekmektedir.
Kâinattaki düzeni de koyan Allah, insanlığın dünya ve ahiret huzur bulması için İslâm düzenini de koyan yine Allah’tır. Bunun gerçekleşmesi, nefsin akla, aklın imana yani âyet ve hadislerdeki gerçeklere tabi olması ile mümkün olur.
Nefsin akla uyması, nefsin terbiye olması ile gerçekleşir.
Müslümanların dünya ve ahiret kurtuluşları için Hakk’ı bilip Hakk’a uymaları ve batıllardan sakınmaları, diğerlerine örnek olup İslâm’ı tebliğ etmeleri ve batıllardan sakındırmaları gerekmektedir.
1. Her gün ilimden istifade etmek
Hakk’a ve halka karşı sorumlulukta başarı, ilimle başlar.
Neden önce ilim?
Çünkü bütün düğümler şu üç şeyle çözülür:
1) İlim,
2) Rehber,
3) Aydınlatıcı kitap.
Daima ilme müracaat gerekir. İlim de rehber olan âlimde bulunur, âlim de aydınlatıcı kitaba müracaat edecektir.
"İlim alçakta kalanları yükseltir, bilgisizlik de yüksektekileri alçaltır."
Hz. Ali (r.a.)
“Hayır, arzuladığımız neticenin gerçekleşmesi değildir. Doğruyu yaptığımızda hâsıl olan her netice hayırdır.”
İmam Rabbânî
“Hayır olan”, doğruya göre yapmaktır.
Doğru, İslâm’ın diğer adıdır.
Doğru, Kur’ân-ı Kerîm ve Hadîs-i Şerîflerin belirttiği i’tikâdî ve amelî helal-harama göre Allah’ın rızası gözetilerek ve Hz. Peygamber’in sünneti izlenerek yapılandır.