1. Daima, her yerde ve her durumda Allah’a kulluk edip Allah’tan yardım istemek
2. Sırat-ı müstakime hidayeti; her gün, her duada ve özellikle her namazda dilemek
3. Sırat-ı müstakimde mutlak ve mukayyed örnekleri tanıyıp izlemek
4. Hevasına uyan, gazaba müstahak olmuş ve sapık olanlardan daima sakınmak
5. İstikameti takip edenlere hem bu dünyada hem âhirette verilen ilâhî müjdelere yönelmek
1. Daima, her yerde ve her durumda Allah’a kulluk edip Allah’tan yardım istemek
Sırat-ı müstakime hidayeti istemeden önce Allah’tan yardım istemek, Allah’tan yardım istemeden önce yardım istemeye yüzümüz olması için kalbimiz, dilimiz, bedenimiz ve halimizle Allah’a kulluk etmek, bütün bunlardan önce bunları bilip idrak etmek ve inanıp yapmak gerekir.
Kalbin kulluğu, iman etmek, Allah için sevmek, Allah için buğzetmek, Allah’ın rahmetini ummak, azabından korkmak, inabe/Allah’a kalben yönelmek ve tevekkül/sebeplere değil sebepleri yaratan Allah’a güvenip dayanmaktır.
Dilin kulluğu, Allah’ı dille zikretmek, dua etmek, Allah yoluna davet etmektir.
Bedenin kulluğu, namaz kılmak, zekât vermek, oruç tutmak, hacca gitmek, Allah yolunda savaşmak, kurban kesmek, Kâbe’yi tavaf etmek, Kur’ân ahkâmını uygulamaktır.
Kur’ân-ı Kerîm’in fihristesi olan ve her rekâtta okunması vacip olan Fâtiha’da Rabbimiz şöyle buyurmuştur:
“Ancak sana kulluk ediyoruz ve ancak senden yardım istiyoruz.” (Fâtiha sûresi 1/4)
Bu âyette geçen iki fiil hem hâli hem istikbali içine alan fiilerdendir. Şimdi de “ancak sana kulluk ediyoruz ve ancak senden yardım istiyoruz” şimdiden sonra da ölünceye kadar “ancak sana kulluk edeceğiz ve ancak senden yardım isteyeceğiz” demektir.
2. Sırat-ı müstakîme hidayeti; her gün, her duada ve özellikle her namazda dilemek
“Bizi sırat-ı mustakîm (üzer)e hidayet(te devamı ve kemali nasip) et!” (Fâtiha sûresi 1/5)
Kulluğun makbuliyeti için hidayetin olması ve devamı yani hidayette sebat gereklidir.
Hidayette olanın hidayet istemesi ya devamı ya kemalini istemesi demektir.
Hidayet de ancak sırat-ı mustakîm üzere olunca devam eder.
Allah Teâlâ, her gün bizi namazla huzuruna kabul ediyor, Kendisinden ne isteyeceğimizi de bize öğretiyor. O isteyeceğimiz şey de hidayettir yani kalpte iman yaratması ve yarattığı imanın devamıdır. Çünkü Rabbimiz bize ikram etmek istiyor. En büyük ikramı, hidayete erdirmesi ve hidayette devam ve kemali nasip etmesidir. Zira dünyada gerçek huzur, imanlı olmakla; âhirette ebedî huzur, imanlı ölmekledir.