Bir kişi namaz kılıyor da Allah’ın verdiği nimetlere şükretmiyorsa, ahirette hesaba çekildiği zaman hesabı kaybedecek şekilde hareket ediyorsa, nefsine kulluk ediyorsa, sırat-ı mustakim üzere hareket etmiyorsa, peygamberlerin, sıddıkların, şehidlerin ve sâlihlerin yolunda yürümüyorsa, gayr-i Müslimlerin yolunu izliyorsa namazı ile hayatı birbirine zıt demektir.
Namaz ile hayat birbirine zıt olursa, namaz küçük günahlara bile keffaret edemeyecektir.
Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
“Eğer siz, size yasaklanan büyük günahlardan kaçınabilirseniz, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir makama (cennete) yüceltiriz.”
(Nisâ sûresi 4/31.)
Hz. Peygamber Efendimiz de şöyle buyurmaktadır:
“Büyük günahlardan sakınıldığı takdirde beş vakit namaz, iki cuma ve iki Ramazan, aralarındaki (küçük) günahlara keffârettir.”
(Müslim, Tahâret, 16; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 359.)
Namazımızla hayatımızın uyum içinde olduğu namaz hakkında Rabbimiz şöyle buyurmuştur:
“Muhakkak namaz, edepsizlikten ve münker (şeriate ve akla uymayan kötülükler)den alıkoyar.”
(Ankebût sûresi 29/45.)
Mümin, namaz sayesinde Allah ile alaka kurabilmekte, her gün beş vakit namazla miraca ermektedir.
Namazla alakası kesilen kimse Allah ile alakası kesilen kimse demektir.
Namaz kılmayan kimse, eğer Allah’ın özel affı olmazsa cehenneme aday kimse demektir. Çünkü âyet-i kerimede Allah Teâlâ, cennet ehlinin cehennem ehliyle konuşacaklarını bildirmektedir.
Cennet ehli cennetten seslenerek cehennem ehline şöyle soru sorar:
“Sizi cehenneme ne sürükledi?
Onlar da:
“Biz namaz kılanlardan değildik, yoksullara yedirmezdik, biz bâtıla dalanlarla beraber dalardık, ceza (ve hesap) gününü de yalanlar hale geldik, sonunda ölüm bize gelip çattı, dediler.”
(Müddessir sûresi 74/42-47.)
Müminler topluluğu olarak hep beraber namaza değer verelim ki biz de değerlilerden olalım.
Namaza değer vermek, namazı vaktinde kılmaktır, namazın farzına, vacibine, sünnetine dikkat etmektir, namazda okuduğumuz Fatiha ve diğer okuduğumuz kısa sûrelerin manalarını tefsiriyle birlikte bilerek, mefhumunu kavrayarak kılmaktır.
Namazın dışındaki hayatımızın İslam’a uygun olmasına çok dikkat edelim ki Allah’ın rızasını kazanalım.
Müslümana yakışan, hem namazda hem namazın dışında Müslüman olmak, İslam’a uygun hayat sürmektir.
Mümkün oldukça cemaatle namaz kılmaya da çalışalım. Çünkü rahmet cemaatle beraberdir.
Cenab-ı Hak bu konuda şöyle buyurmuştur:
“Namazı kılın, zekâtı verin, rükû edenlerle beraber rükû edin (cemaate devam edin)!”
(Bakara sûresi 2/43.)