Haberin Kapısı
2021-09-28 13:09:19

Nefis Teskiyesi-2

İbrahim Cücük

28 Eylül 2021, 13:09

Nefsin tezkiyesinin şartları:

1. Nefsimizi tanımak:

Nefis çeşitlerinden hangisinin içinde olduğumuzu bilmek: Emmâre, levvâme, mülhime, mutmeinne, râdıye ve mardıyye.

Nefisteki kuvvelerden; akliyye, şeheviyye ve gadabiyyeden hangisinin hakimiyetindeyiz?

İnsan olarak hem meleklerle müşterek yönümüz var hem hayvanlarla müşterek yönümüz vardır.

Kuvve-i akliyye meleklerle müşterek yönümüz, kuvve-i şeheviyye ve gadabiyye de hayvanlarla müşterek yönümüzdür.

Kur’ân-ı Kerîm’in yaptığı mü’minlerle ilgili şu taksimatta neredeyiz diye kendimize bakmamız gerekir:

“Sonra Biz Kitabı seçtiğimiz kullarımıza miras verdik. Onlardan kimi nefsine zulmeder. Kimi mu’tedildir, orta yolu tutar. Kimi de Allah’ın izniyle hayırlarda öne geçer. İşte büyük lütuf budur.”

(Fâtır sûresi 35/32.)

Bu âyet-i kerîmeye bakıp eğer biz zâlimden isek, muktasıd (orta yolu takip eden veya günahı ile sevabı denk olan kimse)den olmaya, eğer muktasıd isek sâbikûn (önde giden; sıddıklar, şehidler ve sâlihler)den olmaya çalışacağız.

Nefsi tezkiye; nefsi tasfiye etmek ve nefsi tedip etmektir.

Tasfiye; küfürden, şirkten, günahlardan ve kötü huylardan kalbi pâk kılmaktır.

Tedib etmek, Rasûlullah’ın ahlâkıyla ahlâklanmaktır. Edep, edeplide bulunur. En büyük edepli, Hz. Peygamber olduğuna göre güzel ahlâk ancak Rasûlullah’ın (s.a.s.) ahlâkı ile ahlâklanmak ve edebiyle edeplenmektir.

Kalpteki ve akıldaki küfür ve şirki, ilim ve âlim ile tezkiye etmek mümkündür. Zira insana insanla, fikre fikirle tesir edilir.

Günahlardan kurtulmak, tövbe ederek ve sevap ehli olan sâlih insanlarla beraber olarak temizlenmek gerekir. Gerçekten dünya ve âhiretin huzuru tövbe ile başlayan tezkiyeye bağlıdır. Şu âyet-i kerîmede belirtildiği gibi:

“Şüphesiz ben tövbe eden, iman eden, sâlih amel eden ve (bu tövbe, iman ve sâlih amel üzere) devam edeni mağfiret edeceğim.”

(Tâhâ sûresi 20/81.)

Tövbe arsa gibidir ki arsasız bina düşünülmez, iman binanın temeli gibidir ki temelsiz bina ayakta durmaz, sâlih amel direkleri ve duvarları gibidir ki direkler ve duvarlar olmadan bina teşekkül etmez, devam da tavanı gibidir ki bina ancak tavanla ayakta kalmaya devam edebilir yoksa o bina zamanla yıkılır.

Sevap ehli ile beraber olmanın gerekliliğini ve önemini de Hz. Peygamber (s.a.s.)’in şahsında Allah Teâlâ bize şu âyet-i kerîmede şöyle emretmiştir:

“Sabah akşam Rablerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme.”

(Kehf sûresi 18/28.)

Bu âyette bize bu kimselerin bir alâmeti olarak hedeflerinin Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmak olduğu belirtilmiştir. Kimlerle beraber olmamızı emreden bir başka delil de şu âyettir

“Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sâdıklarla/doğrularla beraber olun.”

(Tevbe sûresi 9/119.)

Bu âyet-i kerîme, hem cisimle hem kalple hem de onları, Hz. Peygamber’i (s.a.s.) izledikleri müddetçe izlemeyi kapsamaktadır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.