Haberin Kapısı
2022-02-02 16:06:59

Öğrenciye Ne Verilmeli? -1

İbrahim Cücük

02 Şubat 2022, 16:06

Öğrenci ister ilahiyatlı, imam-hatipli veya medreseli, isterse başka alanda tahsil görüyor olsun, Müslüman bir öğrenciye ne verilmeli ve nasıl verilmelidir?

Can alıcı soru, bu olmalıdır.

Müslüman kişinin İslâm’a göre iman edip amel etmesi için evvela İslâm’ı bilmesi gerekir. Çünkü ilim olmadan ne iman olur ne de amel…

İman etmek için bilgi, amel etmek için bilgi, bildirmek/tebliğ etmek için bilgi, insanların amel etmelerine sebep olmak için yine bilgi… İşte bundan dolayı ilim, imandan ve amelden öncedir diyoruz.

İman, amel etmeyi gerektirir ama iman hemen amele dönüşmemektedir. İmanın amele dönüşmesi veya bilginin yani öğretimin hayata dönüşmesi terbiye ve te’dible/eğitimle mümkün olmaktadır.

Öğretim ve eğitim temel olduğu için özellikle önce anne ve babanın sonra da gençlerin işidir. Zira bilmek ve inanmak, bildirmek ve inandırmak, amel etmek ve ettirmek yani öğretim ve eğitim, herkes için önce anne ve baba sonra gençler için bir sorumluluktur.

Öğretim nedir?

Öğretim: İmanı, imana göre amel etmeyi, iş veya sanat için gerekli bilgileri edindirme işidir.

Eğitim nedir?

Eğitim: İnsanın aklî, rûhî ve bedenî yapısını zararlı unsurlardan koruyup fıtratında var olan cevherlerini harekete geçirerek beslemek, geliştirmek ve en faydalı hale getirmektir.

Öğretimin Hedefi Nedir?

Öğretimin hedefi; insanın yaratılış maksadını, nihâî hedefini, uhrevî ve dünyevî hedefini, görevlerini, yetkisini ve sorumluluklarını, haddini ve hakkını öğretmektir.

Eğitimin Hedefi Nedir?

Eğitimin hedefi; kişinin bildiğini ve inandığını hayata geçirebilmesini sağlamak için amel edecek kabiliyeti kazandırmaktır.

Eğitimdeki hedeflere nasıl ulaşılır?

1) Yaratılışında var olan kabiliyetleri tadil ederek,

2) Sonradan kazanabileceği güzellikleri ve özellikleri kazandırmaya çalışarak.

Öğretimde Neleri Vermeliyiz?

1. Hedef gösterilmelidir.

En üstün hedef Allah Teâlâ’nın rızasıdır. Zira insan, hedefini ne kadar üstün tutarsa o derece yücelir. Allah Teâlâ’nın rızası nihâî hedeftir.

Bu nihâî hedefe dünyevî ve uhrevî ara hedeflerle ulaşılır:

Dünyevî ara hedefler; müslümanlara ve insanlara faydalı olmak, faydalı eserler ortaya koymak ve yeryüzünü imar etmek ve adaleti hakim kılmaktır.

Uhrevî hedefler; şahsın, ailenin, kurumların, toplumun, İslâm dünyasının ve bütün insanlığın İslamlaşmasıdır.

Allah Teâlâ’yı yani rızasını kazanmak, her şeyi kazanmak; Allah Teâlâ’nın rızasını kaybetmek ise her şeyi kaybetmek demektir. Çünkü dünya ve âhiret Allah’ın elindedir.

Allah Teâlâ’nın rızası; razı olduğu yol, razı olduğu tarz ile kazanılır.

Allah Teâlâ’nın razı olduğu yol ve tarz nedir?

a) Allah Teâlâ’nın razı olduğu yol, sırat-ı müstakîm olan İslâm’ın yani itikatta Ehl-i sünnet akidesinin, amelde usûl-i fıkha göre İslâm fıkhının ve ahlâkta İslâm ahlakı olan Peygamber ahlâkının belirlediği yoldur.

b) Razı olduğu tarz, razı olduğu zat olan Hz. Peygamber (s.a.s.)’in her yönünün bilinmesi, izlenmesi ve örnek alınması demek olan kavlî, fiilî ve takrîrî Sünnet’tir.

Dünyevî ve uhrevî hedefler, nihâî hedef olan Allah Teâlâ’nın rızasını kazanma hedefine götürürse Allah Teâlâ’nın rızasından sayılır, götürmezse engelden sayılır. Bunun ölçüsü, dünyevî ve uhrevî hedefler ele geçirilirken İslâm’ın çizdiği helal ve haramların gözetilip gözetilmemesidir.

Bu ara hedefler elde edilirken İslâm’ın belirlediği helal ve harama göre dikkat edilirse bu ara hedefler nihâî hedef olan Allah’ın rızasına götürür; bu helal ve haramlar gözetilmezse, o zaman bu ara hedefler engeldir, nihâî hedef olan Allah’ın rızasına götürmez.

Hedefe ulaşmak için önce temel prensiplerin öğretilmesi gerekir.

İlk olarak dinin temelleri olan usûliddîn dediğimiz Ehl-i sünnet akîdesi öğretilmelidir. Sonra diğer ilimlerin usûlleri öğretilmelidir.

Amelî konuların usûlü, usûl-i fıkıhdır. Zira usûliddîni ve usûl-i fıkhı bilmeyenin ilmine itibar edilmez. Çünkü vüsul, usûl iledir.

Dinî ve dünyevî ilimlerin usûlleri öğretilmeden o ilimlerde hedefe ulaşmak mümkün değildir.

Bir müslümana lazım olan; iman, ibadet, ahlâk ve ahkâm/hükümlerle ilgili bilgiler mutlaka öğretilmelidir.

Önce farz-ı ayn sonra farz-ı kifâye olan ilimler öğretilmelidir.

Tabi olmak için öncelikle hakkı, sonra da korunmak için batılı ve şerri bilmek gerekir. Zira şerri bilmeyen şerre düşebilir. Fakat ömür boyu batılı öğrensek hakka ulaşamayız ama önce hakkı bilirsek dışındakilerin batıl olduğu zaten kendiliğinden ortaya çıkacaktır…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.