Haberin Kapısı
2022-02-05 16:09:42

Öğrenciye Ne Verilmeli? -4

İbrahim Cücük

05 Şubat 2022, 16:09

Öğretilenlerin Eğitimi Nasıl Olmalıdır?

Kurtuluş reçetesi; Kur'ân-ı Kerîm’de Asr sûresinde belirtilen iman ve sâlih amel, hakkı tavsiye ve sabrı tavsiye etmektir.

Bu ilâhî reçetede; iman ve sâlih amel, şahsı kemale erdiren; hakkı tavsiye ve sabrı tavsiye, başkalarını kemale erdiren ana başlıklar olarak ortaya konmuştur.

Elbette insanı yaratanın insana verdiği bu reçete uygulanınca şifa olur.

İlk uygulanılacak yani amel edilecek şey kalbin ameli olan imandır. Şüphesiz sadece bilmek iman değildir. İlim, iman için; iman da ihlâsla amel etmek içindir.

İlmin amele dönüşmesi önce aklın ikna olmasına sonra da ruhun ikna olmasına bağlıdır. Aklın iknası kolay olabilir, ama ruhun iknası zaman alır. Bu da ancak eğitimle olur.

Eğitim bir süreç işidir. Eğitim, bütün bir ömür boyu sürmesi gereken bir iştir. Bu eğitim; aile ortamı, ders ortamı, arkadaş ortamı, cemaat ortamı, bir davetçi veya nasihatçinin tesiri ile oluşur.

Önce şunun öğretilmesi gerekir: Kurtuluş, nefsi akla, aklı da imana yani Kitap ve Sünnet’teki gerçekleri tasdik etmeye tabi kılmaktadır.

Sâlih amel, uygun amel demektir. Kitap ve Sünnet’teki gerçeklerin tasdiki demek olan imana uygun amel demektir.

Bütün hayattaki uygulamalara iman yön verecektir. Her yerde ve her zaman hayat, imanın belirlediği helaller ve haramlara göre şekillenecektir.

Yukarıda belirttiğimiz öğretimin eğitimi nasıl olacaktır?

Şüphesiz öğretim olmadan eğitim olmaz, eğitim olmadan da öğretim kalmaz.

Eğitimciler, eğitecekleri insanların akıllarını ve ruhlarını iknaya çalışmalı, zorlama yapmamalıdırlar. Zorlama ancak aklı iknadan sonra nefse uygulanabilinir.

Öğretilenlerin Eğitimi Şöyle Olabilir:

1) Her ferde bütün gün uygulamalarının Allah’ın rızasına uygun olup olmadığına dikkat etmesi salık verilir. Çünkü amellerin kabul edilmesinin temel şartı niyetin ve hedefin Allah rızası olmasıdır.

Bu hedefin, bütün hayata yansımasının devamı, seküler/tabiatı yaratıcı sayan “yoktan var olmaz, var da yok olmaz” diyerek ahireti inkâr eden eğitimin olduğu şu ortamda her gün öğrendiklerimizi ve dinlediklerimizi Ehl-i Sünnet Akîdesi ölçüsüne vurmak; uygun olursa kabul etmek, uygun olmazsa reddetmek ve her gün yatarken de nefsi muhasebe etmekledir.

Muhasebe neticesi ceza gerekiyorsa ferdin kendi kendine ceza vermesini, nefsini affetmemesini hatırlatmak gerekir. Ceza da şer’î olması lazımdır. Sadaka vermek, nefse oruç tutturmak gibi.

2) Mutlak örnek olan Hz. Peygamber’in ahlâkına ve uygulamalarına uyup uymadığı eğitimciler tarafından takip edilmelidir.

Çünkü her sahada en üstün örneklik Hz. Peygamber (s.a.s.)’de olduğu ve Allah Teâlâ’ya itaat, ancak Hz. Peygamber’e itaat etmekle gerçekleşeceğinden Hz. Peygamber’i izlemek ve örnek almak gerekir.

Önemli olan, eğitimcinin, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in uyguladığı, tedrîciliği izlemesi ve izletmesidir. Ne sondakini başa almak ne de baştakini sona bırakmak...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.