4. Liderlerin öğüt alması
Liderlerin başarılı olmaları için gereken dört temel şey:
a) İlim, b) Tecrübe, c) Basîret, d) Cesaret
a) İlim:
1) Önce karar verilecek konu ile ilgili dün ve bugün etraflıca ve doğru kaynaktan öğrenilir ve ilmî bir şekilde ortaya konulur.
“Bildiklerimiz değil, doğru zannettiklerimiz başımızı belaya sokar.”
Abraham Lincoln
“Bilgi iki çeşittir: Bir konuyu bilmek; o konuyu nereden öğreneceğini bilmek.”
Samuel Johnson
2) En büyük gücün ilim olduğunu bilip lazım olan her konuda bilgi sahibi olmak gerekir.
“Bilmek, ileriyi görmek; güçlü olmaktır.”
Augustee Comte
“Bildiğini bilmek ve bilmediğini de bilmek; işte gerçek bilgi budur.”
Konfüçyüs
3) Çevremizdeki ve beraber olduğumuz insanların da bilgi seviyelerini görmek gerekir
“Bilmediğini bilmeyen aptaldır, uzak durun! Bilmediğini bilen eğitimsizdir, eğitin! Bildiğini bilmeyen uykudadır, uyandırın! Bildiğini bilen liderdir, izleyin!”
Çin Atasözü
4) Bir mesele çok yönlü bilinirse çok yönlü görülebilir ve çok yönlü hazırlığa sebep olur
“Çok bilen, çok şeye dikkat eder.”
G. E. Lessing
5) İnsanlarla, davranışlarla, sosyal hareketlerle ilgili belli-başlı ölçüleri bilmek; ölçüyü kavrayan daima gelişir, ölçüyü kavramayan daima değişir.
“İşaret olsa, yol şaşırılmaz; bilgi olsa, söz saptırılmaz.”
Kaşgarlı Mahmud
“İnsanın bilgisi muntazam olmazsa, bilgisini artırdığı derecede düşüncelerinin şirazesi bozulur."
Herbert Spencer
6) Daima bilgili ve dürüst, bilgiyi kimden ve bilgiye nasıl ulaşacağını bilen ilim heyeti bulundurmak
“Bilgisiz dürüstlük, zayıf ve faydasızdır; dürüst olmayan bilgi ise, tehlikeli ve korkunçtur."
Samuel Johnson
“İnsan şu vasıflara sahip olmadıkça ilim ehli olamaz: Kendisinden yukarı kimselere hased etmeyecek, kendisinden aşağı kimseleri hakir görmeyecek, ilmine karşılık dünyalık arzu etmeyecektir.” Abdullah b. Ömer (r.anhümâ)
7) Bilgileri, verileri tahlil edecek seviyede uzman bulundurmak ve istifade etmek
“Bilim gerçeklerden kuruludur. Tıpkı evin tuğlalardan kurulu olması gibi. Ancak gerçeklerin toplanması bilim değildir. Tıpkı bir küme tuğlanın ev anlamına gelmemesi gibi.”
Henry Poincare